ÇAKALLARLA DANS
Hatırlıyorsunuz değil mi?
ERDOĞAN’a göre HAMAS bir terör örgütü değil, topraklarını ve halkını koruyan bir kurtuluş hareketiydi.
Arapça adı “Harekât El Mukavemet El İslamiye” yani İslami Direniş Hareketi olan HAMAS, Türkiye’deki Kuvayi Milliye’nin aynısıydı ve hatta sadece Filistin’i değil aynı zamanda Anadolu’yu da savunuyordu.
HAMAS’ın son bir yılda topraklarını ve halkını nasıl başarıyla savunduğunu hep birlikte gördük.
“Aksa Tufanı” diye başlatılan ama “Siyonist Kasırgası”na dönüşümü engellenemeyen süreç, 45 bin ölü, 105 bin yaralı, yerlerinden edilmiş 1 milyon insan ve 4’te 3’lük toprak kaybıyla, Filistin ve Filistinliler adına tam bir trajediyle sonuçlandı.
HAMAS çakallık yapmayıp, gerçekten halkı için mücadele etse, haddini hududunu bilir, pirince gideyim derken evdeki bulgurdan olmazdı.
Tabii mesele çakal olmak değil çakallarla dans etmeyi bilmekti.
Dansa kalkan çakallardan bir diğeri Hizip Allah, yani HİZBULLAH, yani Allah’ın Partisi idi.
Hani şu İran destekli, Lübnan’da İsrail’e karşı hem siyasi hem de silahlı mücadele yürüten oluşum.
Arap ve Müslüman coğrafyasında yasal bir direniş örgütü olarak kabul edilse de ABD, Kanada, İsrail, Avustralya ve dahi inanmayacaksınız ama S.Arabistan tarafından terörist ilan edilen örgüt.
Bizimkilerin HİZBULLAH’a bakışı Cumhur İttifakı bileşenlerinde açıkça belli zaten.
Konumuza dönecek olursak.
“İsrail’in cep telefonu ağına sızdığını” tespit eden HİZBULLAH yönetimi, güya çakallık yapıp, üyelerine “cep telefonu yerine çağrı cihazı kullanılması” talimatı vermişti.
Tabii asıl meselenin çakallarla dans edebilmek olduğu çok geçmeden bir kez daha görülecekti.
Nitekim Lübnan ve Suriye’deki Hizbullahçıların, güvenli iletişim için yanlarında taşıdıkları çağrı cihazlarında, Eylül 2024’te meydana gelen eş zamanlı patlamalarda, aralarında İran'ın Lübnan Büyükelçisi'nin de bulunduğu, 42 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 750'den fazla kişi yaralanmış, yani HİZBULLAH’ın elit takımı, bir taşla çok kuş mantığıyla bertaraf edilmişti.
Tabii bazılarına göre bu durum, takdir-i ilahi idi ve çakallıkla ilgisi yoktu.
Asıl çakallık, patlamalardan beş ay önce, HİZBULLAH’ın çağrı cihazı satın alacağını haber alan MOSSAD’ın, içerisine patlayıcı koyduğu çağrı cihazlarını, paravan bir şirket aracılığıyla HİZBULLAH'a satmasındaydı.
Yani yine mesele, çakal olmak değil çakallarla dans edebilmekti.
Gelelim diğer çakalımız, Heyet-U Tahrir Eş Şam, yani HTŞ, yani “Şam Kurtuluş Hareketi”ne.
Gece hayatının dahi yıllardır sürdüğü Şam’ın nesini kurtaracağı belli olmasa da işe Halep’i almakla başlayan HTŞ, ikinci durak olan Hama’ya geldi ve burada tıkandı kaldı.
Zira burası Çakallar Diyarı Orta Doğu idi ve öyle kafasına göre takılmak diye bir şey yoktu.
HTŞ, önümüzdeki günlerde, meselenin çakal olmak değil, çakallarla dans edebilmek olduğunu kalıcı biçimde tecrübe edecekti.
Madolyonun diğer yüzünde ise pistin kenarında oturup, bir koyup beş almak için, kendi favori çakalına yüklü miktarda yatırım yapan çakal severler vardı.
E tabi yatırım yüklü olunca kaybedilecek meblağın da yüklü olacağını, yani meselenin çakal olmak değil, çakallarla dans edebilmek olduğunu,
Yakında herkes görecekti.
YAŞASIN TÜRKİYE CUMHURİYETİ,
VAR OLSUN TÜRK MİLLETİ.
.
Yener Bozkurt, dikGAZETE.com
-Bağımsızlık Partisi Genel Başkanı, Emekli MİT mensubu