Brzezinski adındaki "Polonya asıllı Amerikalı Stratejist”in ölümünün ardından yazılanlara her geçen gün yenileri ekleniyor ve her bir yazıda ayrı bir pencereden çeşitli açılımlar ve ölüp gidenin yaptıkları ile ardında bıraktıkları irdeleniyor ya…
İşte bu çerçeveye bir katkı daha… Nedret Ersanel yazdı; yazısına attığı başlık ise şu: ‘Soğuk Savaşçı’!..
İşte, yukarıda kısaltarak başlığa çıkardığımız "Bugünü tam anlayabilmemiz için şu üç ismi çözmemiz gerekiyor; Kissinger, Albright ve Brzezinski..." diyen o cümlenin devamını, "Bu üç isim, Amerika Birleşik Devletleri'nde doğmamış olmalarına rağmen, ABD'nin küresel ilişkilerini etkilediler ve ‘küre' de etkilendi” diyerek getiren ve bu 3 isim ardından sonunda bugün ortadaki tablo ve yarının dünyasını hangi “fay hatları”nın şekillendirmekte olduğuna dikkat çeken yazı
:
Ulusal Güvenlik, Uluslararası İlişkiler, diplomasi dünyasının küresel tanınmışlık listesi yapılsa, Zbigniew Brzezinski kuvvetle muhtemel ilk beş içinde yer alırdı…
Artık hayatta değil.
/…/
KIZIL ORDU’NUN KANINI AKITMAK İÇİN...
Esasen, tek bir adam olarak Brzezinski'ye bakarak, 1978-80'de Sovyetler'in Afganistan'a müdahalesini, ülkeyi "Sovyet Vietnamı"na nasıl dönüştürdüğü, bunun da Sovyet çöküşüne katkısı hesaba katıldığında şaşırmamak mümkün gözükmüyor…
Brzezinski, Kızıl Ordu'nun kanını akıtmak için coğrafi bir enstrüman olan "Afgan Cihadı”nı besledi ve büyüttü.
İRAN’DAKİ "REHİNE KRİZİ”NE KARŞI...
Keza, 1979 İran İslam Devrimi'nde aldığı pozisyon ve ABD iç politiğini de savuran gelişmeler de eklenebilir. (Devrim sırasında İran'da rehin tutulan 52 Amerikalı diplomatın kurtarılması için Nisan 1980'de Carter'a Brzezinski'nin kurtarma operasyonu tavsiyesi felaketle sonuçlandı. Operasyon helikopterleri kum fırtınasına saplandı. Dışişleri Bakanı Cyrus Vance Brzezinski'ye itiraz eden tek bakan olmasına rağmen istifa etti.)
11 Eylül, El Kaide, Usame bin Ladin ve nihayet DAEŞ'in "büyük Ortadoğu"daki evrilmesi de durduğunuz coğrafyaya göre Brzezinski'nin/ABD'nin "günah-sevap" defterlerine işlenebilir..
Ama "Afgan Cihadı" hepsinin öncülüydü...
KİSSİNGER-BRZEZİNSKİ-ALBRİGHT!
Brzezinski üzerinden bir tarih akıyor ve buna eşlik ederek Amerika'nın dünyanın son yarım yüzyılı aşkın dönüşüne etkisini irdeleyebiliriz.
Fakat tek adam yok ortada...
Bugünü tam anlayabilmemiz için şu üç ismi çözmemiz gerekiyor; Henry Kissinger, Madeline Albright ve Zbigniew Brzezinski...
Bu üç isim, Amerika Birleşik Devletleri'nde doğmamış olmalarına rağmen, ABD'nin küresel ilişkilerini etkilediler ve "küre" de etkilendi.
Brzezinski ve Kissinger, büyük stratejistler(di). Brzezinski, keskin bir “Soğuk Savaş”çıydı.
“Doktrininin” temeli -Aristokrat bir Leh olmasından belki- Rus karşıtlığına kurulmuştu.
Sovyetler'in çöküşünde Polonya'daki Solidernac, Polonyalı Papa'nın öyküsü ve o günlerde Türkiye'nin durumu ile kesiştiği noktalar herhalde unutulamaz. (Aynı şekilde Albright da -Çek olmasından belki- Rusya konusunda hassas bir isimdi.)
CLINTON’UN NATO’YU GENİŞLETME KARARI...
Brzezinski ve Albright, Bill Clinton döneminde, Batı ile Boris Yeltsin'in Rusya'sı arasında olası her türlü olumlu beklentiyi gömmek için çalıştılar.
Clinton'un, NATO'yu Varşova Paktı öncesindeki sınırlara kadar genişletme kararı odur...
Ronald Reagan ve George H.W. Bush Rusya'ya yardıma açık olsalar da, Brzezinski ve Albright, Soğuk Savaş'ı sürdürmeye devam ettiler. (Kissinger ise ılımlı politikaları tercih etti. Brzezinski'nin yazdığı her dış politika kitabına karşılık Kissinger hakkında bir kitabın olduğu söylenir.)
Brzezinski, yıllar sonra ABD'nin Afganistan'da Ruslar için kurduğu tuzağı anlattı da; "Rusları müdahaleye zorlamadık, fakat müdahale olasılığını yükselttik”... (Meraklısına öneririm; 'Afghanistan: The Soviet Invasion in Retrospect', David N. Gibbs, İnternational Politics, Sayı: 37, Say: 233-246, Haziran 2000.)
Brzezinski, ünlü "Dünyanın Kalbi Teorisi"ne bağlanmış soğuk(kanlı) bir stratejistti.
Halen yaşadığımız Avrupa-Ortadoğu çizgisindeki krizin izahı açısından şu sözünü anımsatalım;
“Akılda tutulması gereken önemli nokta şudur; Ukrayna olmadan Rusya Avrupa'da olamaz, Rusya olmadan Ukrayna Avrupa'da olabilir".
ÇİN-RUSYA-AMERİKA İLİŞKİLERİNDE HÂLÂ AKTİFLER
Şimdi Washington'da Trump yönetimi oturuyor ve Amerikan dış politikasının dünyadaki kimi kritik konularda (AB, Çin-Pasifik, Rusya, NATO, ekonomik anlaşmalar, vb.) yönelimlerini değiştirme işaretleri veriyor.
Brzezinski ve Kissinger'in Çin stratejileri ne?
Her ikisi de Çin-Amerikan işbirliğini günümüzün gerçeği ve ABD'nin çıkarına sayıyorlar.
Farkları şu; Kissinger, ABD-Rusya-Çin dengesinin, hatta işbirliğinin global istikrar için sağlanması gerektiğini düşünüyor ve bu konuda her üç ülke ile özel ilişki ağları da örüyor.
Brzezinski ise ABD-Rusya yumuşamasını midesi bulanarak sindirmeye çalışırken yine de ABD'nin kontrolünü şart görüyor.
BRZEZİNSKİ ‘NİN ÖNERDİĞİ VE ÇİN’İN KESTİRDİĞİ...
Brzezinski, ABD'nin Rusya'yı kapsamadan Çin ile ilişkilerini güçlendirmeye odaklanmasını önerdi.
Böylece Moskova, güç oyunlarından atılma korkusuyla taviz vermek zorunda kalacaktı.
Düşünmediği, önemsemediği veya "bozabileceğini" düşündüğü şey, Rusya'yı izole etmek için Çin'in ABD ile birlikte hareket edeceğini veya Rusya ile olan bağları ikinci plana atacağını varsaymasıydı.
Çin elbette Rusya'yı rakip olarak görüyor ama öyle veya böyle nihai hesaplaşmanın ABD ile yaşanacağını da kestiriyor...
Bugün Çin-Rusya arasındaki "ortak" stratejik akıl, iki ülkeye de ABD ile etkili bir müzakere/pazarlık imkânı veriyor.
Nihayetinde bugün Avrupa'dan Çin'e kadar hem kara hem deniz yolları ve sınırlarından yükselen stratejik kırılma hatları, önce İngiltere'nin meşhur "Büyük Oyun"unda Afganistan ve Osmanlı, 1970-80'lerde Afganistan ve Polonya hattında, günümüzde ise Ukrayna-Türkiye ve yine Afganistan çizgisinde klonlanıyor gibi...
Ama bu sefer bir değişken var ve o değişken küresel fay hattını "tek başına" tutmayı başaracak..
Nedret Ersanel, Yeni Şafak -31 Mayıs 2017, Çarşamba-
:
Yazıda, siyahlaştırmalar, ilave paragraf açmalarla dört ara başlık bize aittir.
dikGAZETE.com