USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Bu işte bir iş var!.. İngilizler HAMAS’ı destekliyor!

Bu işte bir iş var!.. İngilizler HAMAS’ı destekliyor!
14-10-2023

HAMAS, Yom Kippur Savaşı’nın yıl dönümünde Yahudilerin kutsal gününde Aksa Tufanı adını verdiği operasyonla İsrail’e saldırarak savaşı başlattı. 7 Ekim sabahı Hamas güçlerinin İsrail'e operasyonu başlatması sonrasında Orta Doğu kan gölüne döndü. Hollywood yapımı aksiyon filmlerini aratmayan HAMAS saldırısının ilk görüntülerinin medyaya düşmesiyle birlikte ağzı olan konuştu ve HAMAS’ınbaşarılı bir baskın yaptığını söyledi.

Oysa Osman Başıbüyük’ün dikkat çektiği gibi, “İsrail, dünyanın birçok ülkesine ‘Pegasus’ istihbarat toplama programını satmaktadır. Bu program, devletlerin kendi halklarının telefonunu dinlemesine, elektronik posta yazışmalarını okumasına ve tüm sosyal medya paylaşımlarını takip etmesine imkân tanımaktadır. Böyle bir teknolojik kabiliyete sahip olan İsrail’in bir de HAMAS’ın içine sızmış onlarca istihbarat elemanına sahipken baskın yemesi bana çok ilginç geliyor!” tespitleri gözlerden kaçtı. Ayrıca Operasyonda HAMAS güçlerinin elinde Amerikan menşeli silahlar görülmesine ne demeli?

Hamas Askeri Kanadının açıklamasına göre Aksa Tufanı Harekatı fikri 2021'de ortaya çıktı. Planlanması, harekatta kullanılan savaş malzemesinin tedariki ve Hamas güçlerinin uygulamalı eğitimi aylar sürdü. Eski İngiliz diplomat ve MI6 ajanı Alastair Crooke, Tel Aviv'in Hamas'la savaşının ortasında Hizbullah'ın İsrail'e karşı ikinci bir cephe açabileceğini, Lübnanlı Şii militan grup Hizbullah’ın, çatışmaya doğrudan müdahil olarak İsrail-Hamas savaşındaki riskleri artırabileceğini söyledi. Adamlar sözde tarafsızlık politikası kisvesi adı altında Hizbullah’a akıl veriyor, yön gösteriyor.

BBC Haber Dili veya İngilizlerin ağzından çıkan bakla!..

Birleşik Krallık/İngiltere'nin Gazze savaşında kimi desteklediğini anlamak isterseniz BBC’yi izlemeniz yeterli. Çünkü sözde bağımsız ve objektif yayın gerçekleştiren bu İngiliz yayın kuruluşunun asli görevi; Sömürge Bakanlığı ile  İngiliz dış istihbaratı Secret Intelligence Service SIS veya yaygın adıyla MI6 tarafından belirlenen ilkeler doğrultusunda uluslararası algı operasyonları yapmak.

Nitekim son HAMAS saldırısında, HAMAS güçleri için 'terörist' tanımlaması kullanmama tercihi dolayısıyla İngiltere hükümetinin eleştirisiyle karşılaşan BBC, yayın politikasını savunmuş!..

Biz de inandık!

Hatta BBC dış politika muhabiri John Simpson da "Bir kişiyi terörist olarak nitelemek, taraf olduğunuz anlamına gelir" demiş.

Şimdi İngilizlerin Filistin Mandası meselesindeki rolünü bilmeyen sıradan bir İslamcı için anti Siyonist ve Filistin halkının bağımsızlığı ve masum sivilleri katleden İsrail ordusuna karşı için savaşan HAMAS güçlerine terörist denilmemesi kadar doğal ne olabilir ki?

Ama öyle değil işte!

Filistin kolonisini kaybeden Birleşik Krallık sömürge bakanlığı için İsrail bir düşman devlet kategorisinde. Londra’da konuşlanmış Yahudi Bankerler veya Türk kökenli olduğu iddia edilen Rothschild ailesinin İngiltere’deki mevcudiyeti bu durumu değiştirmez. Çünkü sermaye için din oldukça kullanışlı aparattır. Sermayenin dini dili rengi ırkı olmaz.

Özgür Gazze Hareketi, Mavi Marmara ve bilinmeyen arka plan!..

Merkezi İngiliz askeri üslerinin yer aldığı  Güney Kıprıs Rum Kesiminde bulunan ve Güney Afrika Başpiskoposu Desmond Tutu ve Nobel Barış Ödüllü Mairead Corrigan Maguire gibi uluslararası kişiler tarafından desteklenen Free Gaza Movement/ Özgür Gazze Hareketi, Israil’in Gazze Şeridi'ne uyguladığı ablukaya karşı oluşturulan uluslararası insan hakları örgütünü anlatalım biraz.

-Mairead Corrigan Maguire

2008'den bu yana ablukayı deniz yoluyla delmek amacıyla çeşitli kampanyalar düzenliyor. Free Gaza Movement’in Türkiye’deki partneri ve paydaşı İHH İnsani Yardım Vakfı. 1 Haziran 2010 tarihli BBC zaviyesinden sizlerle İHH güzellemesinde bulunayım; İsrail askerlerinin baskın yaptığı en önemli gemi olan Mavi Marmara, 2008 yılında İsrail tarafından yasaklanan bir grup olan İHH tarafından işletiliyordu. İHH, parasının bir kısmını İslami dini gruplardan topluyor ve Türkiye'nin İslamcı kökenli iktidar partisine güçlü bir sempati duyuyor. 1992 yılında kurulan İHH, şu anda 120 ülkede faaliyet gösteriyor ve Haiti dahil son afet bölgelerinde varlığını sürdürüyor.”

Özgür Gazze Hareketi direktörü Greta Berlin, İHH'nın radikal İslamcı gruplarla bağlantısı olduğu iddiasının "tamamen iğrenç" olduğunu belirtiyor.

Greta Berlin kim? 

6 Nisan 1941 doğumlu, Amerikalı bir Anti- Siyonist aktivist. Asıl adı Greta Anne Hughes. Greta; ABD'nin Ortbatı bölgesinde yer alan Indiana eyaletindeki, Culver Askeri Akademisi'nden 1959’da mezun olan ilk iki kız öğrenciden biri. Culver Askeri Akademisi (CMA), kurulduğu 1894 yılından bugüne, gençleri amaç ve etki dolu (!) yaşamlara hazırlıyor. CMA mezunları, girişimcileri ve sanatçıları, bilim adamlarını ve akademisyenleri, askeri ve siyasi liderlikleri içeren prestijli bir mirasa katılırlar. Bu Filistin sevici Greta Berlin, çok masum bir akademik eğitim almış değil mi?

Greta, 1963 yılında Illinois Üniversitesi'nde yüksek lisans yaparken, Filistinli bir mülteci olan ilk kocası Ribhi M. Kalla ile tanıştı. Filistinli Kalla; Trade College in Palestine/ Filistin Ticaret Lisesi mezunu. Makine mühendisliği alanında yüksek lisans derecesi var. Nükleer mühendisliği alanında doktora eğitimi almış. Illinois Teknoloji Enstitüsü'nde kıdemli mühendis analisti olarak çalışmış.

Amerikalı ve Filistinli çift, 1963'te Chicago'da evlendiler ve bir kız ve erkek iki çocukları oldu. Daha sonra ayrıldılar. Greta; Arap bir eşten sonra Yahudi koca buldu. 1978'de Florida'da evlendiği ikinci kocası Alvin Jay Berlin'di. İsraillilerin kum havuzunu Filistinlilerle paylaşmayı öğrenmesi gerektiğine inanan Brooklyn'li Siyonist karşıtı bir Yahudi’ydi. Yaklaşık 14 yıl sonra boşandılar. 1978'de Florida'da evlendiği ikinci kocası Alvin Jay Berlin 2013 yılında öldü.

Greta, 2006 yılında kurucularından olduğu Özgür Gazze Hareketi'nin (FGM) sözcüsü. 2003 yılında ISM/ International Solidarity Movement için çalışmaya başladı ve bu nedenle bir süre Filistin’deki Medya ofisinde görevdeydi. 

Gazze filosu, Mavi Marmara ve İngiliz İslamcılığının serancamı...

Mavi Marmara gemisinin İstanbul’dan eklendiği Gazze ablukasını delme filosunun harekete başlangıç noktası İngiltere’ydi. İslam Alemine kan kusturan, Türklerin kurduğu Hindistan Babür İmparatorluğunu, Osmanlı İmparatorluğunu parçalayan İngilizlere ne oldu da bu devirde mazlumsever kesildiler?

32 farklı ülkeden 663 yolcu bulunan filoda Almanya, İsveç, Kuveyt parlamentosundan milletvekillerinin yanı sıra Holokost’tan sağ kurtulan kişilerden Hedy Epstein, Nobel Barış Ödülü sahibi Mairead Corrigan ve İsrail parlamentosu milletvekili Hanin Zuabi de bulunmaktaydı. Filodaki 663 kişiden 380’i Türkiye, 38’i Yunanistan, 31’i Birleşik Krallık, 30’u Ürdün, 28’i Cezayir vatandaşıydı. Mayıs 2010’da İnsani Yardım Vakfı’nın (İHH) Gazze ablukasını delmek için Türkiye’den yola çıkan, insani yardım yüklü Mavi Marmara gemisinin, uluslararası sularda İsrail komandolarının baskınına uğramasının ardından İsrail ile Türkiye ilişkileri askıya alınmıştı.

Birkaç gün önce, insan hakları eksenli bir STK’da görev almış kendince İslami duyarlılığa sahip bir muhteremle konuşurken Mavi Marmara’nın eklendiği Gazze ablukasını delme filosunun hareket başlangıç noktası İngiltere’ydi dediğimde “ne var bunda? çıkışının bendeki şok etkisini tahmin edemezsiniz.

Daha ne olsun ki?..

Bu bilgiyi dahi analiz etmekten yoksun bir zihniyet işte. Onların gözünde Amerikalı ve Avrupalı ve hatta İsrailli aktivistler  Filistin halkının haklı davasına destek veriyordu. Sanki babalarının hayrına veriyorlar.

İngiliz Şiası, İngiliz Sünniliği, İngiliz Sufiliği, İngiliz Siyasal İslamcılığı ve İngiliz Solculuğu ile İngiliz Turancılığı ile insanların bilinçaltını işte böyle formatlıyorlar. İki örnek vererek  bu zihniyetin bilinçaltı argümanlarının nasıl oluştuğunu   anlatmaya çalışayım.

İlki; ölümünden önce Erbilli Nakşi Şeyhi EsatHilafet komitesiyle alakasına dair bir itiraf hazırladığını, bu münasebet ile İngiliz casus Lawrens ile münasebetleri bulunduğuna” ilişkin açıklamasını Askeri Mahkeme Başkanı General Mustafa Muğlalı ile paylaşmıştı.

Askeri Mahkeme Başkanı General Mustafa Muğlalı, Şeyh Esat’ın yurt dışı bağlantısı ile ilgili olarak şunları söylemişti: “Şeyh Esat, hilafet komitesiyle alakasına dair bir itirafname hazırlıyordu. Bu münasebetle İngiliz casusu Lawrence ile münasebette bulunduğunu da doğrulamaktaydı. Fakat hastalığı bunu yazıp bitirmesine mani oldu.” Menemen hadisesinde yargılandığı sırada Erbil’de bulunduğu dönemde İngilizlerle irtibatı sorulmuş, İngilizlerin tekkelere karışmadığını, yalnız kendi menfaatini (esas) aldıklarını söylemişti. Türkçesi; birbirleri ile iyi geçinmişler.

İkincisi; ise Kadir Mısıroğlu, bir video konuşmasında; “Beni tefe koyarlar ama keşke Yunan galip gelseydi. Ne hilafet yıkılırdı. Ne şeriat yıkılırdı. Ne medreseler lağvedilirdi. Ne hocalar asılırdı. Hiçbiri olmazdı” ifadelerini kullanmış ve bu sözleri sarf etmesi sonucu “Yunan aşığı ilan edildi.

Filistin adına savaşanlar ve kendi halkına ölüm ve zulüm davetiyesi çıkaranlar kime hizmet ediyor?

Hamas, Filistin Kurtuluş Örgütünden sonra en çaplı direniş teşkilatı. İntifada ile dünya kamuoyunun dikkatini Filistin sorununa çekmeyi başardı. Filistin halkının en büyük ve meşru temsilcisi statüsünde hükümeti kurdu. Orantısız kuvvet kullanan İsrail ordusuna karşı, onuruyla savaştığı için, yeryüzündeki tüm İslami hareketlerin desteğini alabildi.

Hamas’a en büyük desteği, Mısır veya Suudi Arabistan falan değil, iç savaş öncesinde Suriye veriyordu. Türkiye’nin kendi çıkarlarını riske eden politik çıkışla Hamas’a kucak açması, Hamas’ın dünya kamuoyunda meşruiyet kazanmasını sağladı. Türkiye, Hamas ile İsrail’in, savaşmadan anlaşmasını temine çalışıyordu. Gazze’ye yardım için seferber ettiği Mavi Marmara gemisinde can veren Türk vatandaşları, Türkiye’nin Filistin davasına sahip çıktığının en büyük ispatı olarak tarihe geçti.

Biliyorum bu yazdıklarımın getirisi, Filistin davasına gönül veren samimi Müslümanların tepkisi olacak. Belki de hızını alamayan birkaç okuyucu, küfür ve tehdit dolu mesajlar yollayıp, beni Yahudi sempatizanlığı ile itham edecek. Allah’a çok şükür “alnım ak yüzüm ak, İslam olan olmaz korkak, batıla batıl hakka hak, diyeceğim suç olsa da” çizgisinde olduğumu beni tanıyanlar iyi bilir.

O nedenle ölü sevicilerden olmadığımdan, varsın Filistinli Müslümanları ve Filistin davasına gönül verenleri uyarmak da benim gibi Allah’ın aciz bir kuluna düşsün.

Arı kovanına çomak sokarcasına yapılan ve Gazze’de yüzlerce masum insanın ölmesine yola açacak bu saldırıların, Filistin davasına hangi kazanımı olacak?

Hangi Arap ülkesi, Gazze için gözyaşı dökecek?

Hangi Arap ülkesi, imkânlarını Gazze için seferber edebilecek?

Türkiye’deki Müslümanlara sesleniyorum, “Diren Filistin!.. Diren Gazze!..” mesajlarını rehabilite edilmiş meydanlarda bağırmak kolay. Ama ölen ama zarar gören Filistinliler. Biraz ağır olacak ama buradan bağıracağınıza, birbirinizi gazlayacağınıza 1968- 1971 arası Türkiyeli Vatansever Devrimci gençlerin yaptığı gibi Filistin'e gidin savaşın.

HAMAS-İsrail Savaşı'nın kurmay aklı Doğu Akdeniz Gaz Forumu…

Türkiye'de ve dünyada Müslüman halkın ekseriyetinin sandığı gibi Ortadoğu'da neredeyse 150 yıldır yaşanan kaosun yol açtığı savaşların gerçek sebebi din falan değil.

2009’da Doğu Akdeniz bölgesindeki doğalgaz ve petrol arama çalışmalarında bölgedeki ilk büyük doğal gaz rezervi Hayfa'nın yaklaşık 90 kilometre açıklarında İsrail'in münhasır ekonomik bölgesinde keşfedildi. Bin 700 metre derinlikte bulunan rezervde 280 milyar metreküp doğal gaz bulunduğu sanılıyor.

Ardından 2010’da Leviathan sahasında İsrail, daha büyük bir rezerv keşfetti. Bu da bölgedeki suların daha da ısınmasına yol açtı. Levant Havzası'nda toplamda 1,7 milyar varillik iki petrol rezervi saptandı. Büyük oranda deniz yatağında olan çıkarılabilir doğal gaz rezervi 3,45 trilyon metreküp civarında. İpten kopmuş ne kadar sömürgeci varsa soluğu Doğu Akdeniz’de aldı.

Basra Körfezi'ndeki kârlı yatırımları riske atmamak adına şimdiye kadar Doğu Akdeniz’e karşı mesafeli bir duruş sergileyen ABD enerji devi ExxonMobil, İsrail ile anlaşarak bölgede konuşlandı. İsrail ve Körfez ülkeleri arasında başlayan yakınlaşma ExxonMobil’in, İsrail ile doğalgaz üretimi konusunda iş birliğinin önünü açtı. Türkiye’yi (KKTC) dışlayan Doğu Akdeniz Gaz Forumu, bölgesel bir iş birliği mekanizması işlevini üstlendi.

-Doğu Akdeniz Gaz Forumu

İsrail, İtalya, Filistin Yönetimi, Kıbrıs Rum Yönetimi, Mısır, Ürdün ve Yunanistan’ın katılımı ile 14 Ocak 2019 tarihinde Mısır’ın başkenti Kahire’de kurulan forumun amacı; doğalgaz rezervlerinin ve mevcut kaynakların optimal kullanımı konusunda üye ülkeler arasında koordinasyon sağlanması, üye ülkelerini amaçlarına hizmet edecek şekilde bölgesel bir gaz piyasasının kurulması. 

Neyse ki tek dışlanan sadece Türkiye değil!..

Türkiye ile birlikte Suriye ve Lübnan da forumun dışında bırakıldı. Doğu Akdeniz Gaz Forumu sponsoru üst aklı kim?

Tabii ki ABD.

Forum; ABD’nin teşvik ve desteğiyle kuruldu. EXXCON Mobil’in ABD istihbarat kurumlarıyla arasından su sızmadığı bir gerçek.

ExxonMobil, Dick Cheney'nin gizli görev gücü ABD Ulusal Enerji Politikası Geliştirme Grubu'nun (NEPDG) bir üyesi. CIA, zaman zaman şirket için bilgi topluyor, analiz yapıyor. Doğu Akdeniz Gaz Forumu’na üye ülkeler; Doğu Akdeniz’de gaz rezervleri ve bu gazı Avrupa’ya taşıyacak Güney Gaz Koridorunun Avrupa için Rus gazına bir alternatif oluşturabileceğinin farkında.

O nedenle Rusya’nın saldırısından korunmak için kendilerini ABD’nin kucağına atıyor. Ruslar da boş durmuyor. Doğu Akdeniz’de enerji projelerine dahil olarak, ikili ilişkiler geliştirerek, bu denklemi kendi çıkarları doğrultusunda şekillendirme peşinde.

Savaş ve jeopolitik gerçeklik…

ABD veya İngiltere ya da Çin, Ortadoğu ülkesi olmamalarına rağmen ellerini bu bölgeden çekmeye hiç niyetleri yok. Tıpkı bu ülkeler gibi Sovyetler Birliği'nin en büyük ve güçlü varisi Rusya Federasyonu da bir Ortadoğu ve aynı ölçekte Doğu Akdeniz ülkesi değil. 

Özellikle İngilizler, bölgeyi istikrara kavuşturmak için hayati bir gereklilik gördükleri Filistin ve İsrail’i kapsayan iki devletli bir çözüme doğru ilerleme olmazsa, İsrail iç siyasetinin İngiltere'yi ve diğer Batılı ülkeleri giderek daha zor kararlar almaya zorlayacağını öngörüyor.

Ayrıca, İngiliz ve Rus uzmanlar, Levant/Mashreq (Maşrık) bölgesinin, özellikle Suriye, Irak ve Lübnan'ın hem bölgenin geri kalanı hem de ötesinde ciddi bir istikrarsızlık kaynağı oluşturduğu hususunda aynı fikirdeler. Rusların ve İngilizlerin bölgeye ilişkin kritikleri, kendi ülkelerinin çıkarlarına ilişkin değerlendirmelerinden pek farklı değil ve yapıcı etkileşim için bir fırsat yarattığını düşünüyorlar.

İsrail-Filistin çatışması ve İsrail orijinli Abraham Anlaşmaları konusunda çok ortak bir zeminden söz edilse de bölgenin çatışma potansiyeli göz önünde bulundurularak Birleşik Krallık ve Rusya'nın gerçekçi ve barışçıl bir süreci arzuladıkları söylenemez. Çünkü mevcut çatışmalar İngiltere ve Rusya ile birlikte diğer küresel aktörlerin bölgede bulunma gerekçesi. Basit ama gerçek olan şu; böl - parçala - yut.

Bu bağlamda İsrail’in İran, Suriye ve Lübnan'a yönelik savaş niyetinin İngiltere - Rusya ittifakına toslayacağı sürpriz sayılmaz. ABD ile İsrail’in bölgede kontrolü elde tutmak için müşterek yol arkadaşlığının bir başka muhalif aktörü de, Lübnan'da İran destekli Hizbullah'ın üçüncü ortağı Fransa.

Yakın tarihteki en ağır ekonomik krizlerden birinin yaşandığı Lübnan'da, Hizbullah aracılığı ile İran petrolü ülkeye ulaştırılıyor. Bazı Lübnanlı yetkililer Hizbullah aracılığı ile Lübnan'a intikal ettirilen İran petrolünün hükümetin yetkisi dahilinde olmadığında ısrarcı. Yaptırım altındaki İran petrolünün Lübnan'da kullanımı ile ilgili Fransa'nın arabuluculuk yaptığı ABD ise üç maymunu oynuyor.

Irak, Suriye, Lübnan ve Yemen'de Şii paramiliter güçleri sevk ve idare eden İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani'nin öldürülmesinin ardından, Beyrut'taki Hizbullah'a ait silah deposunun imhası da İran'ın Ortadoğu politikasına indirilmiş büyük bir darbeydi ve bugüne hazırlıktı.

Çünkü büyük ölçüde Hizbullah’ın ve Lübnan ordusunun savaş kabiliyetini yok edildi ve İsrail ordusunun taarruzuna ortam oluşturuldu.

Doğalgaz yatakları petrol batakları…

Gazze Șeridi'nin karşısında doğalgaz yatakları var. Filistin Devletinin tanınması, sadece vaat edilmiş topraklar meselesine darbe vurmaz bir de deniz yetki alanları meselesi yaratır.

Düşünsenize Filistin oradaki doğalgazdan para kazansa kendi davasını kendi finanse eder hale gelir. Buna İsrail kesinlikle müsaade etmez. İki devleti çözüm olacaksa bile Gazze Șeridi boşaltılır öyle olur.

Doğu Akdeniz'de keşfedilen geniş petrol ve doğalgaz yatakları, bölgedeki geniş petrol ve doğalgaz yataklarının sadece Kıbrıs'ta değil, İsrail ve Türkiye arasında bölgesel istikrar olmadan çıkartılamayacağı açıkça görülebilir.

Akdeniz enerji denkleminde Türkiye’yi devre dışı bırakmayı amaçlayan her türlü projeyi bozan bu fiili durum; hiç şüphesiz Türkiye’nin en acil savunma ihtiyaçlarını tedarik etmesini gerektiriyor. ABD/ AB/NATO’nun Türkiye’nin S-400 edinmesine karşı çıkmasının en önemli askeri gerekçesi, 2 S-400 Hava Savunma Sisteminin İzmir ve Hatay merkezli konuşlandırılması durumunda Türkiye’nin kontrol edeceği hava sahasının 600 km’yi kapsıyor olması.

Mücahitler, müteahhit olmadan önce “Akan bütün kanlar hak için aksa - esir mi olurdu Mescidi Aksa" marşını söylerlerdi. Mücahitler nal toplamayı seviyor, müteahhitler ise “aman petrol canım petrol" şarkısını söylüyorlar.

Yüce Rabbim, cümlemize son nefesimizi iman, Kur'an’la vermeyi nasip etsin. Emperyalizmin tetikçisi olmayalım.

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

Seçilmiş Kaynakça

https://www.bbc.com/news/10202678

https://www.culver.org/culver-military-academy

https://www.bbc.com/turkce/articles/cje91qw70leo

https://www.newarab.com/author/68409/greta-berlin

https://palsolidarity.org/2007/06/free-gaza-movement/

https://en.rattibha.com/thread/1690785722800775168

https://www.goodreads.com/author/show/6521281.Greta_Berlin

https://www.sunsavunma.net/hamas-ve-israil-icindeki-kriptolar/

https://www.camera.org/article/greta-berlin-gaza-flotilla-propagandist/

https://www.haksozhaber.net/greta-berlin-tek-terorist-israil-73550h.htm

https://ihh.org.tr/haber/ihhdan-mavi-marmaranin-adalet-arayisi-paneli-2202

https://kafkassam.com/baskanin-adamlari-ingiltere-ile-israili-savastiriyor.html

http://www.culverahs.com/historygallery/wp-content/uploads/2011/10/citizen1963/culver-citizen-1963-12-18.pdf

https://sputnikglobe.com/20231012/israel-not-prepared-for-hezbollahs-second-front---alastair-crooke-1114141013.html

https://www.dikgazete.com/yazi/ingiliz-islamciliginin-ileri-karakolu-siyasal-islam-ve-turkluk-dusmani-ummetcilik-makale

https://www.solitiraz.com/haber-detay/sabetayist-ailenin-damadi-ingiliz-ve-yunan-muhibbi-kadir-misiroglunun-ardindan-omur-celikdonmez/589,3191.html-3191.html

https://www.dikgazete.com/yazi/lubnan-da-hizbullah-israil-catismasi-kapida-4150.html

https://www.dikgazete.com/yazi/dogu-akdeniz-enerji-savaslarinda-turkiyenin-barbarosu-kim-olacak-makale,1410.html-1410.html

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
Ahmet Ziya İbrahimoğlu
Ahmet Ziya İbrahimoğlu 1 yıl önce
Ömür Bey,
Yazınızı baştan sona dikkatlice okudum. Benzer yazıları yazanlar arasında sadece Türkler yok; Arap arkadaşlar da var. Yazdıklarınızı külliyen ret veya kabül etmek gibi bir konumda olabilmek için devletin istihbarat gücü ve imkanlarına sahip olmak gerekir.
Böyle bir imkana sahip olmadığımıza göre en azından yazdıklarınızı muhtemel olarak kabül etsek bile, ciddi bir eksiğe işaret etmek zorundayım. Olaylara sadece maddi zaviyeden bakmanız ciddi bir eksiklik, oysa olayların maddi boyutu kadar, manevi, yani kader boyutu da var. İslami bilgisi, tarih kültürü ve feraset sahibi olanlar bir de bu zaviyeden bakmayı ihmal etmezler.
Herkes hesap yapar; yapmış olduğu hesabı uygulamaya gayret eder; Allah’ın da bir hesabı vardır ve hesabında yanılmayan yegane güç ve kudret sahibi sadece O’dur. Hamas’ı kuran, yönetip yaşatan kişilerin çoğunu tanırım. Zahire hükmetme dışında bir imkanı olmayanlar olarak niyetleri yargılama imkan ve yetkimiz yoktur. Niyetleri yargılamak çok tehlikeli ve riskli bir eylemdir. İhtimalleri dikkate alır; tedbirli oluruz ama zanlarla kimseyi damgalayamayız. Kaderin seyrine bakıp takip ederek inceleyen ve görenler; İsrail’in zevalinin uzak olmadığını da görebilirler. Bunun olması için samimi bir gayretin, ilahi irade ile buluşması gerekiyor. Biz Hamas’ın buna vesile olacağını zannediyor ve umuyoruz.
Rüştü
Rüştü 1 yıl önce
1968- 1971 arası Türkiyeli Vatansever Devrimci gençlerin yaptığı gibi Filistin'e gidin savaşın.
Haklısınız ama o gün o gençleri gönderen bir Gladio bugün yok..
betülcan
betülcan 1 yıl önce
Rabbim zalimleri kahretsin
Johanne
Johanne 1 yıl önce
İnsanlar yamyam