Bizi bu gibiler mahvetti.
“Gibi” yaşamak, gülüyormuş gibi, yiyormuş gibi, seviyormuş gibi yaşamaktayız sanki..
Zorlanıyoruz mu; evet!..
Farkında mıyız; hayır!..
Gibisellere kurban giden kısa ömrümüzde, hiç bir şey yapmadan yaşamak ya da yaşadığını düşünmek gerçekten acı; aynı zamanda üzüntü verici..
Araştırmalara göre, ortalama ile ortama uyan ömrümüzün 25 yılını uyuyarak geçiriyor muşuz; 10 yıldan fazlasını da çalışarak, 9 yıldan fazlasını TV izleyerek, 2 yılını reklam izleyerek, ömrümüzün 1 yıldan fazlasını ise temizlikle, 2,5 yılını yemek yaparak, 4 yıla yakınını yemek yiyerek, 4,5 yılını araç kullanırken, 3 ayı trafikte, 1,5 yılı tuvalette, bunun 92 günü banyoda ve bir de uyanık olduğumuz zamanların yüzde 70’ini dijital medya karşısında geçiriyormuşuz.
Şu kısacık ömrümüzde 300 BİN kere sesli şekilde gülüyor muşuz, yaklaşık “180 BİN km” yol yürüyor muşuz, ömrümüzün yüzde 90’ını ise kapalı alanlarda harcıyor muşuz..
Her gece 4 ila 6 kere rüya görüyor muşuz ki bu da yılda ikibine yakın rüya eder.
Ömrümüzde yaklaşık 15 bin bardak kadar çay içiyor muşuz…
Kadınlar ömürlerinin 17 yılını kilo vermek için harcarken, 1 yılını da ne giyeceklerine karar vermekle geçiriyormuş; 8 yılını alışveriş yaparak, 1,5 yılını ise saçlarını yapmakla geçirirken, erkekler de ömürlerinin bir yılını sadece kadınlara bakmakla geçiriyormuş ve sıkı durun, buraya kadar rakamlara bakıp bir şey demediyseniz şu rakamdaki büyüklüğe bakın bir de aynı araştırma sonucuna göre, ömrümüzde 2 milyon kere küfür ediyor muşuz ha!..
Enteresan sayılar…
Normal bir insan ömrünü şu günlere göre, “80 yıl” olarak baz alırsak verilerdeki sayılar normal standartlarda bir insan ömrünün 3’te ikisini tamamen dünyayla geçirdiğini gösteriyor.
Peki, geçici bir dünya için, böyle ise “hakiki âlem” için ne yaptığımıza bakalım bir de…
Mesela, Namaz kılan biri, yılda 365 saatini namaza ayırmış olur, bu da 15 gün yapsa, her yıl toplamda yukarıdaki araştırma verilerinin toplamından daha değerli ve hayırlı ve de kendi hayrına olan bir şeyi yapmış olmaz mı!
Kimilerince gözde büyütülen ve bir türlü fırsat bulunamadığından yakınılan Allah’ın emri bir eylem için dünya kadar bahane üretmeye çalışan ve sürekli itiraz eden ya da zorlanan başka bir canlı türü daha yok!..
Yukarıdaki araştırma rakamları arasında sıralamaya bile giremeyecek kadar bile insan ömründe zaman tutmayan ibadetlerin şu en önemlisi için bahaneler üreten ve vakit bulamamaktan yakınanlar bir yana, geçip giden ömründe oruç gibi zaman kaybettirmek bir yana aksine insana zaman da kazandıran ibadetlerle insanın ömrüne ömür katması, kendi ömrünü bereketlendirmesi de mümkün değil mi.
“Gibi yapmak” için değil de bir amaç için ve hatta inanarak hayır yolunda gidilerek yapılırsa, trafikte geçirilen zaman bile kayıp olmaktan çıkar da kazanca dönüşür.
Sadece kendi ömrüne değil, başkalarının ömrüne de katkı sağlayıp, onlara da etki eden, hem bu dünyada hem da gidilecek öte dünyada zamanın ruhuna işleyecek ibadet mertebesinde yapılacak pek çok şey de var ki onları da ömrüne bereket katıp, daha çok, daha iyi yaşamak isteyen herkes, kendi ölçüsüne göre düşünsün artık.
“Gibi yaşamak” ya da yaşadığını sanmak arasında gidip geliyoruz; ta ki gerçek hayata geçiş yapana kadar; orada bu “gibi”lere yer olmaması ne güzel..
“Ey iman edenler! Mallarınız ve evlatlarınız, sizi Allah’ın zikrinden alıkoymasın; bunu yapanlar mutlaka hüsrana uğramışlardır” -Münafikun 9-..
Selametle...
.
Mine Tuna, dikGAZETE.com
Celâl 1 yıl önce
Mesut mutlu 4 yıl önce
Fevzi 4 yıl önce
Mehmet 4 yıl önce
MÜŞERREF 4 yıl önce
Анжелла.Нурманова. 4 yıl önce