BDT ve Türkiye, finans sektörü krizleriyle mücadelede iş birliğini artırıyor
MOSKOVA
Gözlerimizin önünde derinleşen küresel mali ve ekonomik kriz ve Batı merkezli küreselci sistemin çöküşü karşısında, geri kalan dünyanın bölgesel pazarları ve güçleri entegrasyon süreçlerini güçlendiriyor ve yerel işbirliği planlarını geliştirmeye devam ediyorlar.
Yakın zamana kadar, Avrupa-Atlantisizmin uzun süreli egemenliği nedeniyle en az değer verilen bölgesel pazarların başında, Post-Sovyet dünyası ile Orta Doğu'nun petrol zengini olmayan ülkeleri geliyordu; ancak “Altın Milyar” ülkelerinin kaybettiği bu bölgeler yine de muazzam bir büyüme potansiyeline ve sayısız avantaja sahip olmayı sürdürüyor.
Aralık ayındaki “FINTEX-2023” zirvesi ilk kez Türkiye’de düzenlendi…
Aralık ayının başlarında İstanbul'da düzenlenen “FINTEX-2023” zirvesine Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkeleri, Türkiye ve Orta Doğu ülkelerinin en büyük bankalarından, finansal-teknoloji firmaları, bilişim ve danışmanlık şirketlerinden yüzlerce delegasyon ve temsil heyeti katıldı.
Azerbaycan Bankalar Birliği'nin düzenlediği bu büyük çaptaki etkinlik uzun yıllardan beri yapılsa da, küresel lojistik ve finansal zincirlerinin yeniden yapılanması temelinde Avrasya'daki ticaret ve ekonomik süreçlerdeki rolünün hızla büyümesi nedeniyle zirvenin bu yıl ilk kez Türkiye'de organize edilmesine karar verildi.
Moskova’yla arayı iyi tutanlar ucuz doğal kaynaklar hususunda sınırsız erişime sahipler…
Eski Sovyet cumhuriyetleri ve Türkiye'nin ekonomilerinin mevcut durumunu, gelişme beklentilerini ve ayrıca işbirliklerinin ilerleme potansiyelini anlamak için öncelikle, Avrupa Birliği (AB) ülkelerinden farklı olarak BDT ülkeleri ve Türkiye'nin, Rusya Federasyonu ile iyi komşuluk ilişkilerini ve dolayısıyla enerji ve ticaret bağlarını sürdürdüklerini, bu sayede de GSYİH'lerini ve karşılıklı ticaretlerini sürekli artırma fırsatına sahip olduklarını hatırlamak gerekiyor.
Temsilcileri FINTEX'te yer alan ülkeler ya kendileri kayda değer hammadde ve enerji üreticileri ya da Türkiye gibi, Moskova ile olan dostlukları sayesinde çok uygun fiyatlarla petrol, doğal gaz, kömür, metal ve tahıl ürünleri satın alma konusunda neredeyse sınırsız erişime sahip olup; finans sektörlerinin canlanmasına da katkı sunacak endüstriyel kalkınma ve ekonomik büyümeleri için de muazzam fırsatlara malikler şimdilerde.
Güney Kafkas – Orta Asya ülkeleri ile Türkiye’nin ticari etkileşimi artıyor…
Son yıllarda eski Sovyet ülkeleri ile Türkiye'nin karşılıklı ticaretinin hızla artırması nedeniyle, tarafların finans sektörleri arasındaki entegrasyon süreçleri de süratli bir şekilde yoğunlaşmış durumda.
Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkiye gibi ülkelerin; hammadde, ticaret, lojistik ve imalat şirketleri arasındaki karşılıklı ödemelerin sürekli artış kaydetmesi dolayısıyla; finans kurumları arasında etkileşim kurma, veri ve teknoloji alışverişi yapma ve aynı zamanda ilgili finansal ve teknolojik araçları geliştirme konusunda bu ülkelerin finansal kuruluşları önlerine prensiben yeni görevler koyuyorlar.
Global ticaretin yıkımı ve Küresel Güney’in yoksullaşması Batı’nın umurunda değil…
Batı'nın yıkıcı politikaları, BDT'nin bankacılık sektörü ile Türkiye arasındaki işbirliğinin geliştirilmesi için daha az neden teşkil etmiyor.
Bölgedeki bütün ülkeler; coğrafi konumları, tarihi sebeplerden ve ulusal çıkarlarından dolayı Rusya ile yakın ticari, ekonomik münasebetlere ve enerji bağlarına mahkûm olmaları nedeniyle ABD, İngiltere ve AB'nin olası yaptırımları nedeniyle risk altındalar.
İki senedir Rus ekonomisini boğmak için boşuna çabalayan ABD, Büyük Britanya ve AB; küresel ticaret ve “Küresel Güney”deki onlarca ülkenin refahı açısından yıkıcı sonuçlara yol açma pahasına, bu ülkelerin Moskova ile bağlarını koparmaya gayret ediyor.
Batı'nın SWIFT gibi istediği zaman fişini çekemeyeceği yeni karşılıklı ödeme biçimleri…
Hem Rusya Federasyonu hem de Washington, Londra ve Brüksel'in çıkarları ekseninde ekonomilerinin çökertilmesine razı olmayan ülkeler, Batı'nın mali tekeline alternatif etkileşim mekanizmaları ve teknolojileri geliştirmek zorunda kalıyor.
“Küresel Güney”in pek çok bağımsız devletinin büyük bir hızla ulusal para birimleri üzerinden karşılıklı anlaşmaya varmak suretiyle Dolar ve Avroyu terk etmesinin yanı sıra; gerek devlet gerekse de özel bankacılık sektörü düzeyinde bilgi alışverişi ve karşılıklı ödemeler için yeni mekanizmalar (SWIFT gibi, Kolektif Batı'nın istediği zaman kapatamayacağı) oluşturuyorlar.
Eski küresel sistem yıkılırken, dünya ekonomisinin yeni koordinatlar sistemi oluşuyor…
FINTEX gibi zirvelerin düzenlenmesi ve Avrasya'nın bölgesel finans piyasalarının karşılıklı işbirliğine yönelik bağımsız, etkili platformlar yaratma arzusu; bu devletlere yeni iş fırsatları açmakla kalmıyor, fakat aynı zamanda bağımsızlıklarını korumalarına da yardımcı olmuş oluyor.
Önceki küresel sistemin yıkılması; kaçınılmaz olarak ticari ve ekonomik ilişkilerin radikal bir biçimde yeniden yapılandırılmasına yol açacağından, dünya ekonomisinin yeni koordinat sisteminde kendisine layık bir yer bulmak isteyen tüm devletlerin ve şirketlerin; yeni egemen birlikler oluşturmak, komşuları ve ortaklarıyla yakın işbirliği içinde kendi çıkarlarını kollamaları için her türden çabayı göstermeleri ayrı bir önem arz ediyor.
.
Okay Deprem, dikGAZETE.com