ST. PETERSBURG
Bir önceki yazımda sizlere “Şanghay İşbirliği Örgütü - ŞİÖ ve BRICS” üzerine kısa bir anlatımda bulundum.
ŞİÖ ve BRICS formatlarının dolayısıyla Asya’nın dünya sahnesinde geleceği noktaya parmak bastım. Şimdi sıra, Asya’nın kritik noktalarından birisi olan Afganistan’da.
Afganistan’da ABD’nin daha önceki 20 yıllık varlığı, Vaşington’un kendine has “barışçıl çözümü”, bugüne kadar kendisi dışında kimse tarafından anlamlandırılamadı.
Geçtiğimiz günlerde Kabil’de Rus diplomatik misyonuna ait bir arada Rusya Federasyonu Kabil Büyükelçiliği’nin yakınlarında patladı.
Büyükelçilik personelleri olay sırasında hafif bir sarsıntı geçirdiğini belirtti. Tabi hepimizin malumu bu tip hadiseler, Afgan başkenti için sıradan bir günde olabilecek şeyler.
Olaydan sonra Rus tarafı, diplomatik kaideler çerçevesinde, diplomatik misyonunun güvenliğinin sağlanması için kapsamlı bir soruşturma ve gerekli tedbirlerin alınmasını talep etti. Ayrıca Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanlığı, büyükelçiliklerinde güvenliği artırmak için ek önlemler alındığını kamuoyuna duyurdu.
Afganistan’da çalışan diplomatlar, maalesef, periyodik olarak saldırıya uğruyorlar. Örnek verecek olursak, 2017 yılında Kabil’in Zanbaq Meydanında (Türk, Fransız, Alman ve İngiliz Büyükelçiliklerinin tam ortasındaki meydan) gerçekleşen patlamada 90’dan fazla kişinin ölümüne neden olan bir terör saldırısı gerçekleşti.
Bu saldırıyı, tipik olarak, terörist ve ekstremist örgütler olan Taliban ve DAEŞ’in Horasan Kolu üstlendi.
Moskova’nın Kabil ile olan ilişkisi diplomatik bir şekilde devam ediyor. O dönemde de öyleydi. Rusya, terör örgütü Taliban’a açık ve direk müdahalede bulunmuyor. Daha yapıcı bir ajandası bulunuyor.
Moskova’yı endişelendiren husus, Taliban’dan ziyade Vaşington.
Uzmanlara göre geçtiğimiz günlerde Kabil’de yaşanan patlamanın arkasında Anglo-Sakson izinin bulunduğu söyleniyor. Burada konuyu biraz daha açmak lazım.
ABD, Rusya’yı, en azından müzakereye açık olan, Taliban’ın siyasi kanadı ile karşı karşıya getirmek istiyor. ABD Dışişleri Bakanlığı, bir yandan taraflar arasında anlaşmazlık çıkarırken öte yandan Moskova’nın yapıcı ve diplomatik tavrını sona erdirerek Afganistan’da inşa edilmek istenen barışçıl ortamı bozmaya çabalıyor.
Görünen o ki Amerika’nın bir sonraki adımı, Rusya’yı Afganistan’daki sürecin dışında tutmak olacak.
ABD’nin Afganistan hususunda diğer ülkelerle işbirliği olasılıklarını reddetmesi ve ŞİÖ - NATO arasındaki etkileşim önerilerini desteklememesi kritiktir.
Koronavirüs sonrası yeniden şekillenen jeopolitikte Afganistan’ın yeri çok önemlidir.
ABD ile Çin arasında geçmişte başlayan anlaşmazlıkların Biden başkanlığındaki dönemde de devam edeceği aşikâr.
ABD’nin Asya politikalarında değişiklik olmayacağını öngörüyoruz.
Tam da bu sebepten ötürü, ABD’nin en çok sevdiği ihracat kalemi olan istikrarsızlığı (terörizm, ekstremizm, uyuşturucu kaçakçılığı) kendi kontrollerinde hızla yayabilecekleri bir Afganistan’a ihtiyaçları var.
Bu denklemde diğer ülkeler, ABD’nin planlarına yardımcı olmaktan çok engel teşkil ediyor. Ayrıca söz konusu Afganistan ise ve ortada bir engel varsa o engeli ortadan kaldırmak için yıllardır o topraklarda benimsenen yöntemleri kullanabilirsiniz.
.
İlber Vasfi Sel, dikGAZETE.com