Geçen hafta Nurettin Veren’in, “FETÖ iltisaklı atamalar, halkın Erdoğan'a olan güvenini sarsıyor” başlıklı yazısından bahsetmiştik.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın Yardımcısı Nureddin Nebati; Veren’in yazılarından rahatsız olmalı ki; arayıp ağzına geleni söylemiş!
Veren, konu hakkında yaptığı açıklamada; AK Parti’yi McKinsey konusunda uyaran yazılar kaleme aldığını, uyarı yazısının ardından kendisini Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın yardımcısı Nureddin Nebati’nin aradığını ifade ederek; şunları söyledi:
“Bu girişimlerin hükümete zarar verdiğinden, seçim öncesinde halk AK Parti’ye güvenmek isterken, tam tersi bir uygulama olduğundan, bunun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ve AK Parti’ye ters olduğundan, birilerinin bilinçli olarak mı yanlış yaptırdığından söz eden bir yazı kaleme aldım.
Aradı beni Bakan Yardımcısı, ‘Sen benim hakkımda bana sormadan niye yazıyorsun?’ dedi. Kendisine ‘Bu ülkeye hizmet etmek ve insanları uyarmak için gazetecilik yapıyorum. Bunda size karşı bir kastım yok. Sizi tanımam. Siz de beni tanımazsınız. Sizin bu partiye, şu göreve gelerek zarar verdiğinizi düşünüyorum’ dedim. Adam da, ‘Sen bu işe karışma Cumhurbaşkanı bilerek beni bu göreve verdi’ dedi. Ben de, ‘Bu işe karışırım. FETÖ mücadelesinde bir sulandırma gördüm. Bunun için yazdım. Sizin de buraya gelmeniz hükümete zarar verir, Tayyip Erdoğan’a güveni sarsar’ deyince, ‘Ben de bu ülkeye hizmet için buraya geldim’ diye yanıt verdi.
Ben de kendisine ‘Ama ben bedel ödedim’ dedim. ‘Ne bedel ödediniz’ diye sordu. Ben de ‘Bana FETÖ yüzünden 4 sene hapis cezası verildi. Hem de siz iktidardaydınız. Bana sordunuz mu? Benim 6 çocuğum gitti, 30 senelik yuvam dağıldı. Bedel bu. Bundan daha büyük bedel olur mu?’ yanıtını verdim. Bunun üzerine, ‘Keşke FETÖ seni öldürseydi’ dedi. Öfkesine hakim olamayarak, ‘4 sene değil de 40 sene hapis yatsaydın’ dedi.”
*
‘Cumhurbaşkanı bilerek beni bu göreve verdi’ diyen Nebati’nin, FETÖ’cü olup olmadığını ben bilmiyorum fakat Cumhurbaşkanı’nın son dönemde yaptığı atamalara partiye oy verenler de dahil, büyük çoğunluğun rahatsız olduğunu biliyorum.
Kaldı ki; partinin Erzurum Aziziye’ye atadığı ilçe başkanının geçmişte attığı twitler ortaya çıkarılmasa, FETÖ’cü olduğu anlaşılmayıp, atanmasından iki gün sonra görevden alınma olmayacaktı!..
Nurettin Veren, AK Parti’yi destekliyor olmasına rağmen hakaret ve beddua etseniz de; bu uyarıları yapmasa, FETÖ’cü ilçe başkanı şu an görevde olacaktı!
*
90’lı yılların ortalarında bir televizyon kanalına çıkartılan zannedersem üç öğrenci, o zamanlar Fetullah Gülen ve yurtlarıyla ilgili vahim şeyler söylemişler; programı yapan kişi de; onların anlattıklarından daha çok; ‘Atatürk’e hakaret ediyorlar mı; size bu konuda ne diyorlar?’ boyutuna girmiş; programın hemen ardından o gençler, Müslümanlar tarafından, program yapımcısı kişinin parayla satın almış olduğu hainler olarak nitelendirilmişler ve aleyhlerinde haberler yapılmış; o günün ‘Fetullah Hoca’sı bugünün FETÖ elebaşı manşetlerle savunulmuştu!..
Gülen’e karşı açıktan tepki koyan ilk bu gençlerdi…
Haklı çıktılar!..
*
Daha sonra o zamana kadar içlerinden biri olan Nurettin Veren açıktan eleştirdi, kitap yazdı ve kumpasla cezaevine gönderildi!..
2000'li yıllarda Profesör Yümni Sezen, (İlk basımını zannedersem kendi yaptığı ve dağıtım sorunu olduğunu düşündüğüm; o dönem zor temin edip okuyabildiğimiz) “Dinlerarası Diyalog İhaneti” kitabıyla açıktan eleştiren üçüncü kişi olmuştu!..
Haliyle bu örgütün içini de bilen Nurettin Veren, bazıları gibi 40 yıl tapıp da, paçaları tutuşunca hemen satıp, şimdi de televizyon programı yapan, yazı yazanlardan olmadığını, FETÖ elebaşı, ‘Hoca efendi’yken ona ve örgütüne karşı koyarak ispat etmiştir!
Bakan yardımcısının söylediklerini açıkladıktan sonra Nurettin Veren için İslami kesimden bir kişi kalem oynatıp ya da konuşup en azından tarafsız bir şekilde bir söz söyleyemedi!
İnsan beklerdi ki; orta yolu tutup değerlendirsinler…
Böyle olunca da, ister istemez güçlünün yanında yer aldıklarını görmüş oluyoruz!
Oysa her şeyden önemlisi; başta Kur’an-ı Kerim olmak üzere İncil, Zebur ve Tevrat da, kitapların sahibi Allah, doğru istikamette olmamızı, adaleti gözetmemizi, kötülükten sakındırıp iyiliğe teşvik etmemizi emreder!
Ey, Allah ve Peygamberi’ne iman edenler; şahit olun ki; İslam, Müslümanlar tarafından karalanmaya çalışılıyor!
*
Müdür…
Hakkında usulsüzlük yaptığı iddiasıyla soruşturma başlatılan Konya’da, İl Müzeler Müdürü Yusuf Benli, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından görevinden alındı.
Konya Valiliği'ne yapılan ihbarda, İl Müzeler Müdürü Yusuf Benli'nin bazı usulsüzlükler yaptığı iddia edildi.
Vali Yakup Canbolat, iddiaları Kültür ve Turizm Bakanlığı müsteşarlarına ileterek, müfettiş görevlendirilmesini talep etti.
3.5 ay önce Konya'ya gelerek soruşturma başlatan müfettişler, Konya ve çevresindeki tarihi ve turistik yerlerde yapılan kazı çalışmalarında bakanlığa 100 kişi çalışıyor gibi gösterilip, 4 kişi çalıştırıldığı; kazı yerlerinde kepçe çalıştırılıyor gibi gösterilip, kepçenin çalıştırılmadığı; Mevlana Müzesi'nde ziyaretçilerin kullanması için verilen galoşların ihalelerinde usulsüzlük yapıldığı; Mevlana Müzesi bahçesinde yer alan havuza ziyaretçilerin attığı madeni paraların kayıt altına alınmadığı iddialarıyla karşılaştı.
Görevden alınan Benli'nin arkeolog olarak görev yapacağı belirtildi.
Daha önce, Topkapı Sarayı Müze Müdürü olan Yusuf Benli, atanır atanmaz, ilk demecinde Topkapı Sarayı Müzesi Başkanı olan Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın görevinin ‘misafirleri ağırlamak’ olduğunu söylemiş ve bütün yetkilerin kendisinde olduğunu vurgulayarak, müzenin iyi yönetilmediğini de iddia etmişti.
Bu sözlere karşı; İstanbul İl Kültür Müdürü Prof. Ahmet Emre Bilgili; “Prof. İlber Ortaylı’ya karşı nezaketsizlik yapmaya kimsenin hakkı olmadığını” söylemişti.
Ardından da; sarayda sergilenen 3. Selim'e ait tahtı lojmanına taşıttığı, taht kapıdan sığmayınca da depoya kaldırttığı belirtilmiş ve bu basına yansıyınca yapılan soruşturma sonucu dönemin Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay tarafından görevden alınmıştı.
Topkapı Sarayı Müze Müdürü ve Konya İl Müzeler Müdürü olarak hakkında açılan soruşturmalar, aleyhinde neticelenen Yusuf Benli’nin, ilişiği kesilmesi gerekirken; arkeolog olarak görev yapacağı gerekçesi hakkında Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın, kamuoyuna açıklama yapıp yapmayacağı merak ediliyor!..
.
Ali Mevlüt Kaya, dikGAZETE.com
Twitter: @alimevlutkaya