Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım’a Galatasaray’dan cevap gecikmedi. Ülkemizin iki büyük spor camiasını karşı karşıya getiren konu, Galatasaray Erkek Basketbol Takımı Başantrenörü Ergin Ataman’ın Milli Takımda görev yapıp-yapmaması...
Ne diyeceğiz şimdi!..
Yazacaklarımızın Galatasaray ve Fenerbahçelisi için ayrı ayrı yorumlara neden olacağı aşikâr. O nedenle, ‘tarafsız’ yaklaşmaya çalışıyoruz, fakat yine de haklı olarak ‘eleştiri’ alacağız. Tabii eleştirirken, ölçüyü-dengeyi kaçıranlar da oluyor. Bu tür ‘seviyesiz’ yaklaşımları, şimdiden siz değerli okuyucularımızın huzurunda ‘iadeli-taahhütlü’ kendilerine iade ediyorum...
Dönelim yazımızın konusuna. Fenerbahçe Kulübü Başkanı’nın, Ergin Ataman’ın Milli Takımda olmaması konusundaki ısrarcılığına ‘katılmak’ mümkün değil. Bu tür gelişmeler, takım teknik direktörünün Milli takımda yer alması, sadece bugüne ve basketbola has bir olay değil. Benzer durum futbolda da yaşandı...
Fatih Terim’in aynı anda Galatasaray ve Milli Takımda görev aldığı dönemi hatırlamak zor değil.
Fenerbahçe Başkanı’nın eleştiri oklarını üzerinde toplayan Galatasaray yönetimi, eleştirilere karşı haklı olarak kendince savunma durumuna geçiyor.
Sarı-Kırmızılı ekibin resmi internet sitesinde yapılan açıklamada, Bogdan Tanjevic’in bir zamanlar hem Fenerbahçe’yi, hem de milli takımı çalıştırdığı dönemler hatırlatılıyor. Buraya kadar ‘haklı’ bir eleştiri. Yine savunma-aklanma yazısında geçen “milli takımda oyuncu transferi yapılıyor” ifadeleri ise ‘söz sözü açar, söz de dedikoduyu’ şeklindeki tezi doğrular gibi.
Şimdi soruyorum, bu tür sözlü tartışma-polemikler’ en çok kimin işine yarar? Tartışmalar, her iki ekip ‘lehine’ bir şey kazandırmayacak ise, kaybedilecekler nasıl hesaba katılmaz, anlamak güç...
Dünün devamı niteliği taşıyan ‘tartışma’ boyutunda, Fenerbahçe ‘cephesinden’ bakılan-yorumlanan diğer konu, Galatasaray ve Milli Takım’da görev alan Ergin Ataman’ın Fenerbahçe Kulübü Başkanı ile girdiği ‘sözlü’ sataşma.
Tabii kişilerin cevap hakkı olacaktır. Fakat siz, ‘Milli Takım’ gibi ülke sporunu-basketbolunu temsil eden bir ekibin başında iseniz, cevap hakkını sıradan bir yaklaşımla yapamazsınız, yapmamalısınız.
Olursa, işte bugünleri görmeniz de kaçınılmaz olur. Eğer memnun iseniz, sonuçlarına katlanarak buyurun devam ediniz!..
Tüm bu anlattıklarımızdan şöyle bir sonuç çıkabilir mi?.. "Bu tür tartışmalar basketbol da olsa, Milli Takım çalıştırıcısının Galatasaraylı olması, diğer takım-Fenerbahçe için hazımsızlık mı oluşturuyor!"
Bu tür yaklaşım ve yorumlar elbette, ülke sporunu temsil eden ekipler için hiç de iç açıcı-hoş karşılanmayacak bir durum.
Başkan-yönetici diye addedilen-tanımlanan isimlerin unutmaması gereken en önemli nokta, geniş kitleleri-kurumları temsil ettikleri bir konumda bulundukları.
Sonuç mu!..
Sözü söyleyen, söylediği ile hatırlanacak. Bu da pek ‘hoş’ olmayacak...
Ne diyeceğiz şimdi!..
Yazacaklarımızın Galatasaray ve Fenerbahçelisi için ayrı ayrı yorumlara neden olacağı aşikâr. O nedenle, ‘tarafsız’ yaklaşmaya çalışıyoruz, fakat yine de haklı olarak ‘eleştiri’ alacağız. Tabii eleştirirken, ölçüyü-dengeyi kaçıranlar da oluyor. Bu tür ‘seviyesiz’ yaklaşımları, şimdiden siz değerli okuyucularımızın huzurunda ‘iadeli-taahhütlü’ kendilerine iade ediyorum...
Dönelim yazımızın konusuna. Fenerbahçe Kulübü Başkanı’nın, Ergin Ataman’ın Milli Takımda olmaması konusundaki ısrarcılığına ‘katılmak’ mümkün değil. Bu tür gelişmeler, takım teknik direktörünün Milli takımda yer alması, sadece bugüne ve basketbola has bir olay değil. Benzer durum futbolda da yaşandı...
Fatih Terim’in aynı anda Galatasaray ve Milli Takımda görev aldığı dönemi hatırlamak zor değil.
Fenerbahçe Başkanı’nın eleştiri oklarını üzerinde toplayan Galatasaray yönetimi, eleştirilere karşı haklı olarak kendince savunma durumuna geçiyor.
Sarı-Kırmızılı ekibin resmi internet sitesinde yapılan açıklamada, Bogdan Tanjevic’in bir zamanlar hem Fenerbahçe’yi, hem de milli takımı çalıştırdığı dönemler hatırlatılıyor. Buraya kadar ‘haklı’ bir eleştiri. Yine savunma-aklanma yazısında geçen “milli takımda oyuncu transferi yapılıyor” ifadeleri ise ‘söz sözü açar, söz de dedikoduyu’ şeklindeki tezi doğrular gibi.
Şimdi soruyorum, bu tür sözlü tartışma-polemikler’ en çok kimin işine yarar? Tartışmalar, her iki ekip ‘lehine’ bir şey kazandırmayacak ise, kaybedilecekler nasıl hesaba katılmaz, anlamak güç...
Dünün devamı niteliği taşıyan ‘tartışma’ boyutunda, Fenerbahçe ‘cephesinden’ bakılan-yorumlanan diğer konu, Galatasaray ve Milli Takım’da görev alan Ergin Ataman’ın Fenerbahçe Kulübü Başkanı ile girdiği ‘sözlü’ sataşma.
Tabii kişilerin cevap hakkı olacaktır. Fakat siz, ‘Milli Takım’ gibi ülke sporunu-basketbolunu temsil eden bir ekibin başında iseniz, cevap hakkını sıradan bir yaklaşımla yapamazsınız, yapmamalısınız.
Olursa, işte bugünleri görmeniz de kaçınılmaz olur. Eğer memnun iseniz, sonuçlarına katlanarak buyurun devam ediniz!..
Tüm bu anlattıklarımızdan şöyle bir sonuç çıkabilir mi?.. "Bu tür tartışmalar basketbol da olsa, Milli Takım çalıştırıcısının Galatasaraylı olması, diğer takım-Fenerbahçe için hazımsızlık mı oluşturuyor!"
Bu tür yaklaşım ve yorumlar elbette, ülke sporunu temsil eden ekipler için hiç de iç açıcı-hoş karşılanmayacak bir durum.
Başkan-yönetici diye addedilen-tanımlanan isimlerin unutmaması gereken en önemli nokta, geniş kitleleri-kurumları temsil ettikleri bir konumda bulundukları.
Sonuç mu!..
Sözü söyleyen, söylediği ile hatırlanacak. Bu da pek ‘hoş’ olmayacak...