Ceco, “Çok yıprandık, coşkumuz kalmadı bir süre tekbaşımıza bişeyler yapalım sonra bakarsınız yine beraber oluruz” diye bizi pışpışlayıp yollamış yaz başında.
Biz de inanmışız toyuz daha önemlisi açız ......tiyatroya, kanmışız…
Sıkıcı tembel çılgın bir yaz sıcağına sürüklüyor duruyor bizi.
Adam gizli lokavt uygulamış bize, haberimiz yok!
Bırakın bir kuruş tazminat vermeyi, 6 senede bir yıl sigorta etmiş beni
Ne zaman nerde anımsamıyorum ancak dost çevremizdendir Cüneyt çıkageldi
Arkın değil Türel
Şehir Tiyatroları Kadıköy Bölümünde Sermet Çağan ın “Ayak Bacak Fabrikası”nı koyacak; bana da başrol teklif ediyor
1.Vatandaş.
Uçtum
tiyatro yaşamımda imrendiğim, bir gün mutlaka dediğim rollerden biri.
Oldum olası ısınamamışımdır tiyatroda memur olmaya ya!
konuk sanatçıyım nasılsa
Hem Erkan Yücel’in rolü, mesleğimizin benzersiz yeteneklerinden biri.
GEl gör ki öyle veya böyle İstanbul Bizans Şehir Tiyatroları hemen belli etti kendini
Oyun kalabalık.
Cüneyt de belli ki yönetimce pek makbul değil; orantısız alakasız bir kadro vermişler, İki güzel insan da var ama…
Dekorları, Duygu abi yapıyor müzikler de efsane AÇOK Anadolu Çocuk Oyunları Kolu kurucuları Denizer kardeşlerden Turgut.
FLütü üfleyen bizim Şükrü Türen 20 yıl sonra GenelSanatYönetmeni olacak
İlk sıkıntı benimle ilgili kulağıma kadar geldi getirildi.
Bu çocuk ta kim!.. Şehir Tiyatrosu nda başrol oynayacak kimse yok muydu?
İkinci facia ise Cüneyt, oyun gereği en İlk Başlayanlar İçin Sosyalizim etüdlerine yeltenince oldu.
Üç beş umarsız çabadan sonra pes etti yönetmen.
Oyun çetrefilli avangard bir metin, günlük konuşmaların yanısıra absürde diyaloglar da var… Artık ezber prova almaya başlamışız bir abimiz habire yanlış yerde girip provayı bozuyor.
Uyardık, sonunda "bende yanlış yok siz kendinize bakın" diyor
Ancak neydi unuttum, bir sözcük üç kez yineleniyor sonuncusunda lafa girmesi gerekirken ilkinde patlatıyor güvenle repliğini.
SOnunda çözdük, elinde aksesuar bir kutu var sadece kendi sözlerini ve replikleri yazmış, kutunun kapağını kaldırıp kopya çekiyor.
Kadroda oyunu hiç okumayıp sade kendi sözlerini ezberleyen var.
ABF’de bir delikanlı rolü vardır. Oyunun ilk başlarında gerçeği söylediği için ağzı bezle kapatılıp, dizüstü çarmıha gerilen bir devrimcidir.
Oyunun ilk Almanya Erlangen Gençlik Festivali’nde oynanışında bu rolü Cüneyt Türel oynamıştı yönetmen de Vasıf Öngören di.
Bİzim Delikanlı, daha yeni tiyatrocu ancak belli ki öncü bir CHP’li.
Kuliste, Aksaygılar… Akmerhabalar… Akgünler… nidalarıyla dolaşıyor.
KArıştırmayın o ara Ecevit’in Akgünleri pek moda… O da benim gibi Konuk SanatçI ancak evsahibi gibi dolanıyor ortada.
Yönetmen, oyunu tahıl üzerine kurduğu için Delikanlıyı çarmıha gerip eziyet etmektense sandalyeye oturtup kafasından aşağı bayağı geniş bir ipten parmaklıklı penceresi olan bir çuval geçirmeyi düşündü
Sadece düşündü bizim Aksaygılar Genç, önce “ben sandalyeye oturmam” dedi belli ki pek beğendiği yüzü gözükmeyecek diye endişeleniyordu.
Onula da kalmadı
Doktor raporu getirdi ''Sağlığı uzun süre sandalyede oturmaya elverişli değildir‘' diye.
Çarnaçar Cüneyt Türel geçti o role
zaten tiyatrodaki ilk rolü
Hatta ilk Vasıf Öngören anmasında. “En iyi rolüm onun rejisindedir hiç konuşmuyordum çünkü…” Diye kendinle dalga geçebilecekti
Adamın hasıydı yani
AKsaygılarGenc’in Şehir Tiyatroları’ndan atılmasını beklerken ertesi yıl kadroya alındı.
CHP’nin Topuz'u sayesinde.
Provadayız
Ersun Abi bir kenara çekti beni.
Kekemeydi:
- Sen yayayannış yapppııyon…
- Nasıl abi?
- Prrrpvalarda oyyyunndda gibi oynuyorsun yappmmmaa!..
- Nİye?
- TEddbirrr allırrrlar!..
- Ne tedbiri?
- Oyyyunnunu bozmakkkk iiççin tedbirr alırrlar!..
İyi de oldu uyardığı…
Oyunda açlıktan darbe yapar kıtlıktan çıkar gibi yer içerim Prodüksyon zayıf içi boş bir sandviç bi de viski şişesinde sulandırılmış çay geliyor…
O gün sandviçi bir ısırdım yandım, içine acısso sürmüşler çevirdim öbür topugunu orası da zehir gibi… Şişeye sarıldım içinde şarap var… Çaresiz yuttum hepsini…
Hemen ardından 3 derebeyi giriyor belli ki onların marifeti
Sırıtarak antre yaptılar
Ben dilim yanıyor şişmiş gibi yaparak
-Hapa tapa ssaapa dedim.
Kulise zor kaçtılar…
Adları lazım değil bugün biri hayatta.
Bu bişey değil panoların arkasına çilingir sofrası kurup kafa çekenler de vardı.
OYun vasattı herkes beni çok beğeniyordu ama bu beni teselli etmiyordu
Elbet iyi olmak isterim ama iyi ve başarılı bir oyunda.
Ulvi Alacakaptan, dikGAZETE.com -“HAYATTA OYNAMAM” kitabımdan-