MOSKOVA
Bulgaristan, Kuzey Makedonya ve Karadağ, Sergey Lavrov’a hava sahasını kapatarak Balkanlarda yeni bir krizin fitilini ateşleyebilir!
Rusya’nın geçtiğimiz 24 Şubat tarihinde Ukrayna’ya başlattığı askeri operasyonların ardından, batılı ülkeler ve Rusya arasında diplomatik savaş da başladı.
Bu diplomatik savaşın ilk adımlarını atan da her zamanki gibi batılı ülkeler oldu.
Amerikan eksenindeki Avrupa ülkeleri, ekonomik kısıtlamaların yanı sıra Rusya’ya sivil uçuşlarda hava sahalarını da kapatma kararı aldı.
Bu akıl almaz kararların üzerine Rusya da doğrudan kendisine karşı yaptırımlar uygulayan ülkelere aynı doğrultuda kararlar alarak karşılık verdi.
Alınan siyasi kararlar, hiçbir şekilde kabul edilemez kararlarken başta Türkiye olmak üzere bazı ülkeler de bu gibi despot kararlara uymadı.
Türkiye’nin, Rusya’ya hava sahasını kapatmaması aslında Rusya - Ukrayna çatışmasında taraf olmadığını doğrudan gösteriyor.
Batı’nın, Türkiye’yi Rusya’ya karşı “Kışkırtma” çabaları boşa çıktı. Ancak bazı ülkeler, bu kışkırtmalara “Tarihi öç alma” yaklaşımıyla çok çabuk ikna oldu.
Yugoslavya’nın bölünmesinden sonra bağımsızlık isteyen Kuzey Makedonya ve Karadağ, Sırbistan’dan bağımsızlığını aldı.
Tartışmalı süreçlerin ardından bağımsızlıklarını kazanan bu ülkeler, doğrudan batılı ülkeler ile diplomatik ilişkiler kurmasının yanı sıra Avrupa Birliği ve NATO’ya dahil olma konusunda çabalar da gösterdi.
Sovyetler Birliği’nden ayrılarak bağımsızlığını ilan eden Bulgaristan da Avrupa Birliği ve NATO’ya katılarak batıyla doğrudan bağ kuran ülkeler oldu.
Kuzey Makedonya ve Karadağ’ın stratejik hamleleri, Sırbistan tarafından eleştirilse de herhangi bir baskı görmedi. Bulgaristan, Avrupa Birliği ve NATO’ya üye olurken Rusya’nın herhangi bir baskısını yaşamadı.
Bulgaristan, Kuzey Makedonya ve Karadağ, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un, 6 ve 7 Haziran’da, Sırbistan’a düzenleyeceği diplomatik ziyaretin önüne engel koydu.
Daha önce Rusya’nın Ukrayna operasyonlarına “Hava kısıtlaması” kararı alarak tepki gösteren bu 3 ülke, Sergey Lavrov’un, Sırbistan ziyaretini de aynı gerekçeyle engelleme girişiminde bulundu. Bu ilkel kararlar, bölgede yeni bir hareketliliğe sebep oldu.
Peki Avrupa’nın bu 3 sadık ülkesi bu kararla neyi amaçlıyordu?
Bunun tarihsel boyutunu hemen hemen herkes biliyor. Yakın tarihte Sırbistan ve Rusya’ya sırt çeviren ülkeler, bu hamleleriyle “Avrupa’nın kahramanları” unvanlarını elde etmeyi amaçlıyor olabilir.
Almanya, İngiltere ve Fransa’nın, Rusya’ya karşı kışkırtmalarına alet olan bu ülkeler, psikolojik olarak bu hamleleriyle Avrupa’nın birer sadık müttefiki olmayı amaçlıyor.
Bu skandal karar ile kişisel egolarını tatmin etmeye çalışan bu ülkelerin yöneticilerinin fark etmediği bazı şeyler de var.
Özellikle Bulgaristan ve Karadağ’da, Rusya’yı destekleyen ciddi bir muhalif kitle var. Moskova yanlısı gösterilerden de hatırlayacağımız gibi bu ülke yöneticileri, kendi siyasi krizlerinin ateşini fitillemiş olabilir. Aynı zamanda Bulgaristan’da da böyle bir kriz baş gösterebilir.
AB ve NATO ile tam entegrasyon sürecini tamamlamayan Bulgaristan’da hem ekonomik olarak hem de siyasi olarak batılı ülkelere uzak bir siyasi kitlenin olduğunu da hatırlıyoruz.
Ancak bu skandal karara imza atan 3 ülke Balkanlarda daha ciddi bir krize neden olabilir.
Doğu Avrupa’da, batılıların kışkırtması ile Ukrayna’nın başlattığı kriz, Balkanlarda da Bulgaristan, Karadağ ve Kuzey Makedonya ile başlatıldı.
Daha yakın zamanda birçok insanın savaşta öldüğü Balkanlarda bu gibi hamleler oldukça tehlikeli.
Kosova ile Sırbistan’ın, Sırbistan ile Bosna Hersek’in aralıklarla devam eden hem askeri hem siyasi kavgalarını hatırlatmak gerekir. Bölgede istikrarın sürdürülmesi gerekirken Lavrov’a “Uçuş kısıtlaması” bölgede tansiyonu oldukça tırmandıracak.
Rusya’nın yanı sıra Sırbistan’ın siyasi hamleleri de bundan sonraki süreçte daha keskin olabilir.
Rusya, Sırbistan ve Belarus arasında her yıl gelenekselleşen, “Slav Kardeşliği” askeri tatbikatlarının önümüzdeki süreçte daha güçlü yapılması ihtimali de oldukça fazla.
Bundan dolayı bu gibi siyasi hamlelerle sadece “Günü kurtarmaya” çalışan bazı batılı ülkeler, kendi coğrafyalarında krizin fitilini ateşlemiş olabilir. Zaten Baltık ülkeleri tarafından tırmandırılan gerilimin Balkanlara da yayılması, Avrupa’da istikrarın tam anlamıyla bozulmasına neden olabilir.
Bu nedenle kendilerine yol gösteren Avrupa ülkelerini taklit etmeye çalışan bu ülkelerin bu gibi saçma kararlar ile tansiyonu yükseltmemesi gerekir.
Kaldı ki engelledikleri kişi, egemen bir ülke olan Rusya’nın meşru dışişleri bakanı. Eğer bu ülkeler, “Kışkırtma” yerine daha sağduyulu protestolar ile Rusya’ya tepki gösterirse tüm dünya toplumları tarafından da “Saygın” ülke olabilirler.
.
Erhan Altıparmak, dikGAZETE.com