Şişli 'de kiracı olduğumuz cumbalı taş evin üç kat bahçesi vardı,
galiba asma bahçe buna derlerdi
7 yaşlarında iken 4 basamakla çıkılan 2. katdaki iki dev atkestanesi ağacının arasına halat gerer üstüne pike battaniye atar mahalledan toparladığım kapıcı ve muhallebi ve profitol çocuklarına Rum, yahudi, Ermeni küçüklerine -ki bu ayırımları öğrenmeme yıllar var- oyuncusu, müzisyeni hepsi kendim olduğum oyunlar oynar, Kardeşim Bediş'i de zorla sahneye sürerdim.
En küçüğümüz Tayfun daha annemin karnında ya da kundakta olmalı,
Allah'ın Takdiri hepimizden önce 15 Mart 2015 de gerçek yaşama göçtü
Oyunuma 15 dakika vardı.
Son Tahlilde adlı oyunum.
-Abi istersen oynama zaten seyirci az dediler ekipten
Hayır oynayacağım dedim.
Bu ne meslek aşkı ne de sanatı kutsallaştırmak gibi bir cengaverlikti
Oynamasam çökerdim
Oynadım oyundan sonra çöktüm hüznümün kıyısına.
Suçluydum onu hakikatle tanıştırmak için yeterince çaba göstermemiştim.
Dönelim 50li senelerin sonlarına
Şişli Camii yeni yapılmış para verenlerin kimliği tartışılıyor
Biz 150 mt aşağıda oturuyoruz
Halaskargazi caddesinde
Halaskar kurtarıcı demek, tabii bunu o zamanlar bilmiyorum
Karşı büfeden 25 kuruşa gazoz alıp bardağı 25 kuruştan satıyorum
oyunlarda paraları toplayamıyorum ama...
Ticareti bir hiç olanın gabiliği küçükten belli oluyor.
Birgün elime 2.5 lira geçti kağıt değişik üstünde İnönü'nün resmi basılı.
Belki geçmez diye korkarak uzattım bakkalcıya.
Hiç ses etmedi
Üstünü verdi hepsi bozuk para idi Üstlerinde Atatürk resmi vardı.
Ulvi Alacakaptan, dikGAZETE.com -HAYAT'TA OYNAMAM kitabımdan-