“Ara zam” da yılbaşındaki gibi olursa vay halimize!..
2021 yılı bitişi ile zorlu geçen süreçlerde enflasyon oranı yüzde 36,08 iken asgari ücrete yüzde 50,5 şaşırtıcı bir zam yapıldı. Bu zam; elektrik, doğalgaz, su ve gıda fiyatlarında artışa sebep oldu ve Şubat - Mart ayı gibi erimiş olan bir zam oldu.
2022 Haziran ayının da enflasyon oranları belli olduktan sonra asgari ücrete bir düzeltme, ara zam geldi.
Bu düzeltme de çalışanları hem korkutuyor hem de ihtiyaç duyuruyor. Yüzde 30’luk zam sonrası asgari ücret 5.500 TL’ye yükselmiş oldu. Asıl zammın Ocak ayında yapılacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu düzeltmenin Ocak ayından az olduğu sinyalini de vermiş oldu.
Peki bu düzeltme biz çalışanları ne kadar götürecek?
Geçen Ocak ayındaki artış gibi bir senaryoya hazır olmamız gerektiğini düşünüyorum. Ağustos – Eylül gibi aynı zorluklarla karşı karşıya kalacağımız aşikardır.
Asgari ücretin üzerinde maaş alan çalışanların da bu zamdan etkilenerek aradaki farkın korunması gerekmektedir, hatta aynı oranda zam yapılması makbul olacaktır.
İşverenlerin bu zorlu süreçlerde sadece kendi cebini değil çalışanlarının ferah içinde geçimini sağlaması gerekmekte olduğu düşünüyorum. Çalışanlarının moralleri ne kadar yüksek olursa iş verimi o kadar artacaktır.
İş yerine çalışmak için gelen işçinin ay sonunu düşünerek çalışması, verimin yok denilebilecek bir seviyeye inmesi demektir.
Bu zamları yapacak olan işverenler öncelikle kendi işlerinin kalitesini ve verimli çalışılmasını düşünerek, çalışanlarının maaşına ADALETLİ zam yapması gerekmektedir.
Emeklilerin geçimi nasıl olacak?
3 bin 500 TL alan bir emekli açtır!..
Oran olarak yüksek görülse de emeklilerimiz hep mağdur olan köşede beklemektedir. Yüzde 43,35 oranında zam alan emeklilerin en düşük maaşı 3 bin 500 TL’dir. Bakan Bilgin’in açıklamasından bir bölümünü aktarmak istiyorum:
“6.000 TL açlık sınırı var, neden asgari ücret 5.500 TL diyorlar. Bazı sendikalar, araştırmalar yaparak kendilerine göre açlık sınırı belirliyorlar; fakat bunlar bilimsel olarak yapılmış çalışmalar değil. OECD, BM ve Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşların hesaplarına göre Türkiye’deki açlık sınırı 3.600 TL ile 4.000 TL arasındadır. Yoksulluk sınırı da 9.000 TL’dir. Bir ailenin geliri 3.600, 4.000, 9.000 TL’nin altındaysa bu rakamları ciddiye alabiliriz.’’ dedi.
Evet bunu söyleyen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’dir.
Emeklilerimiz bu açıklama ile açlık sınırının altında yaşamaktadır. Bu açıklama ile çalışanların yüzde 90’lık kısmı da yoksuldur.
Aç ve yoksul bir şekilde yaşama mücadelesi vermeye devam etmemiz gerektiğini de açıkça anlamış olduk.
.
Yunus Şanlı, dikGAZETE.com