Körfezde kartlar yeniden karılıyor. Yıllardır Şii kuşak tehlikesine dikkat çeken Arab rejimleri, bir anda yaşadıkları aydınlanma sayesinde Şia mezhebinin ortodoks lideri İran'ın sandıkları gibi düşman olmadığının farkına vardılar.
Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi liderler geçtiğimiz günlerde Tahran'la yakınlaşmaya yönelik olarak, ABD ve İsrail'in izlediği İran karşıtı politikalarından ilk kez açıktan geri adım attılar. Bu durum aslında beklenilmeyen bir gelişme olarak diplomasi kaynaklarına yansıdı.
Çünkü BAE-İsrail barış anlaşmasının başarısının ardından 18 Ağustos 2020'de İsrail İstihbarat Teşkilatı Mossad Başkanı Yossi Cohen bu ülkeyi ziyaret etmiş, BAE Ulusal Güvenlik Danışmanı Şeyh Tahnoun Bin Zayed Al Nahyan ile görüşmüştü.
BAE'nin ABD/İsrail eksenine tam oturduğu düşünülürken hesapta olmayan bir durum gerçekleşti. BAE Ulusal Güvenlik Danışmanı Şeyh Tahnoun Bin Zayed Al Nahyan, 6 Aralık Pazartesi günü sürpriz Tahran ziyaretinde İranlı mevkidaşı Ali Shamkhani ve Cumhurbaşkanı İbrahim Raisi ile bir araya geldi.
İsrail’in nasıl tufaya düşeceğini bir ay önce yazdım!..
Bundan bir ay önce 20 Kasım 2021'de "MİT Operasyonları ve İsrail Türkiye’siz yapamaz!" başlıklı yazımda, İsrail güvenlik bürokratlarının de facto durum fotoğrafını iyi okuyamadıklarını belirterek şu tesbitte bulunmuştum; "Güvenlik tabanlı politikaların gündelik hayatın her anına yansıdığı İsrail’de yönetimin bazı Arap ülkeleri ile imzaladığı Abraham Accords/ “İbrahim Anlaşması”na güvenerek istikrarı sağladığını düşünmesinin ne kadar aldatıcı olabileceği önümüzdeki günlerde net şekilde otaya çıkabilir."
Sonuçta, Körfez Ülkelerinin kaypak dış politik stratejileri sayesinde İsrail, coğrafi olarak yalnızlaştırılmıştır. Müttefiklerden yoksundur. Coğrafi açıdan dış tehditlere açıktır. Bu nedenle daha fazla askeri güce ihtiyaç duymaktadır.
İsrail’in dış politikası, güvenlik endişeleri tarafından ağırlıklı olarak şekillendirilmektedir. Yahudiler tüccar bir kavim. Para işinde dünyada üstlerine kimse yok. O nedenle, “zararın neresinden dönülse kârdır” sözünün anlamını iyi bilirler.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti güçlüdür, dosta güven düşmana korku verir. Nitekim Körfez Şeyhleri de bunun künhüne erdiler ki, Ankara’ya biri gidiyor diğeri geliyor.
Suudi Arabistan birdenbire hidayete erdi! İran düşmanlığının beyhude olduğunu anladı…
BAE Ulusal Güvenlik Danışmanı Şeyh Tahnoun Bin Zayed Al Nahyan'ın İran temaslarının ardından Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, Körfez başkentleri turuna Umman'ın Maskat kentinden başladı.
Suud Veliaht Prensi, İran’la yakınlaşmak için farklı bir yol izledi. Muscat'ta, Umman hükümdarı Sultan Haitham Bin Tareq'ten, Suudi Arabistan'ın derinden karıştığı Yemen'deki bitmeyen iç savaşı da sona erdirecek bir anlaşma umuduyla Riyad ve Tahran arasında arabuluculuk yapmasını istedi.
Eski İngiliz sömürgesi Umman Sultanlığı bir güç komisyoncusu olarak uzun bir deneyime sahip. Nitekim Obama yönetimi ile İran arasında 2015 nükleer anlaşmasıyla sonuçlanan arka kanal görüşmelerinde aktiflerdi.
ABD, Körfez'de çuvalladı…
Washington, 17 Kasım'da, Suudi ve BAE güçlerinin, Körfez ülkelerinin ABD, İsrail ve ABD ile Kızıldeniz'deki ilk ortak deniz tatbikatından sadece bir hafta sonra, Yemen'in Kızıldeniz kıyılarından çekildiğini ve kontrolü İran'ın vekillerine devrettiklerini öğrenince şaşkına döndü. Tatbikat, ABD liderliğindeki koalisyonun İran'ın Süveyş Kanalı ve Akdeniz'e gidip gelen bu birincil nakliye ve petrol yolunun kontrolünü ele geçirmesini önleme kararlılığını vurgulamak için tasarlanmıştı.
Oysa sonraki günlerde tatbikatın iki katılımcısı Suudi Arabistan ve BAE ani bir kararla; Aden'den Yemen'in Kızıldeniz kıyısının 300 km uzunluğundaki bir bölümünden kuvvetlerini çektiler.
-General Turki al-Malki
Yemen'de İran yanlısı Husi isyancılara karşı savaşan Suudi-BAE koalisyonunun sözcüsü General Turki al-Malki, bu çekilme veya bölgedeki koalisyon askerlerinin tahliyesine ilişkin açıklamasında “Diğer cepheleri desteklemek için ve koalisyonun gelecek planları doğrultusunda bir yeniden konuşlandırma emri verildi” dedi.
ABD, Afrika Boynuzu'nda çuvalladı…
Afrika’nın doğusunda Eritre, Cibuti, Somali ve Etiyopya’nın yer aldığı Afrika Boynuzu yarımadasında olup biteni ABD anlamakta zorlanıyor. Afrika Boynuzu’nda yer alan ülkelerde sınır sorunları yıllardır mevcut.
Sınır ihtilaflarının perde arkasında bölgeye yerleşmek isteyen küresel emperyalist odakların rekabetleri var. Çünkü Süveyş Kanalı-Kızıldeniz-Basra Körfezi hattında dünya petrol yollarına hâkimiyet açısından en stratejik nokta olarak belirtilen Etyopya, Somali, Eritre ve Cibuti’nin oluşturduğu Afrika Boynuzu, tüm güçlerin stratejik mücadelesine sahne olan bir bölge.
Bu kapsamda Etiyopya’nın Sudan sınırına yakın bir bölgede, Nil Nehri'ni yüzde 85 besleyen Mavi Nil Nehri kolu üzerinde inşa ettiği Hedasi/Rönesans Barajı, Mısır’a göre açıkça meydan okuma ve savaş nedeni.
Çünkü Kahire ve Hartum yönetimleri Nil suyunun paydaş ülke başına düşen yıllık paylarının etkilenmesin ülke ekonomilerine zarar verebileceği düşüncesindeler.
Bununla birlikte Etiyopya’nın Ankara ile gelişen ilişkileri onları korkutuyor olmalı ki Türkiye ile Libya’da baş edemeyen Mısır, Sudan’la güç birliğine gidip ABD’ye krizi çözmek için öncülük yapması çağrısında bulunuyor.
“Arap Ligi”nin İstihbarat Şefleri Kahire'de ne konuştu?
“Arap Baharı”nın üstlerinden silindir gibi geçtiği, bir grup ülkesinin Arap istihbarat direktörü, Kasım 2021’in ilk haftası Kahire'de gizli bir toplantıda buluştular.
Arap ligi gizli servislerinin müşterek işbirliğini amaçlayan toplantının organizatörü hiç şüphesiz ABD'nin haber alma örgütü Central Intelligence Agency/ Merkezi İstihbarat Teşkilatı CIA. Ancak bu projenin diğer ayağı da Mısır Cumhurbaşkanı Abdel Fateh El-Sisi.
Arap ligi gizli servislerinin Kahire toplantısında özel konuk olarak öne çıkan süpriz isim, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın en sevdiği istihbarat görevlisi Tümgeneral Hussam Luka'ydı.
Toplantıda önümüzdeki aylarda takip edilecek bir Arap istihbarat şefleri kulübünün temeli atıldı. Arap ligi gizli servislerinin organizasyon ve koordinasyonu şimdilik Mısır İstihbaratı Cihazü'l Muhaberatu'l Amma Başkanı Abbas Kamil tarafından yürütülecek.
Neden Abbas Kamil?
Mısır Devlet Başkanı Abdülfettah el Sisi, 21 Aralık 2014’ten beri bu pozisyonda olan istihbarat şefi Halid Fevzi’yi görevden almış yerine Başkanlık Ofisi Müdürü General Abbas Kamil’i getirmişti.
Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi’, Özel Kalem Müdürü Abbas Kamil’i Genel İstihbarat Servisi’nin başına geçici olarak ataması, görev değişikliğinin ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence’in Mısır’ı da kapsayan Ortadoğu turundan hemen önce gerçekleşmesi dikkat çekmişti.
Hatta o tarihlerde Mısır istihbarat kuruluşu Genel İstihbarat Servisi’nin bu ülkenin Washington yönetimi ile ilişkilerinde önemli bir kanal olduğundan Halid Fevzi’nin bu süreci iyi idare edemediği yorumları yapılmıştı.
Özellikle Cumhurbaşkanı Sisi’ye çok yakın olduğu için Mısır’ın güçlü isimlerinden bilinen Abbas Kamil’in kamuoyunda ilk ortaya çıkışı Sisi’nin yemini töreni sırasında olmuştu.
Mısır istihbaratı, Suudi Arabistan’ın desteğine, CIA ve MOSSAD’ın yönlendirmesine rağmen Ortadoğu ve Afrika’da Türkiye’nin önünü kesemedi.
MİT: Teoriyi aşan Pratik…
MİT Başkanı Dr. Hakan Fidan'ın teoriği aşan pratik çalışmaları, kurumsal öngörü ile birleşince Ankara, bırakın bölgeseli, küresel aktör oldu.
Türkiye; tüm engellemelere karşın Katar, Somali ve Sudan’da askeri üsler açtı. Hatta zaman zaman Mısır’da Türk casusu oldukları gerekçesiyle yoğun tutuklama kampanyasına rağmen gözle görülür bir delil ortaya koyamadılar.
İslam dünyasında yıldızı parlayan ülke, firavun geleneğini sürdüren Mısır değil, her kıtada Cihanşümul Kadim Türk Devletinin bayraktarlığını yapan, Milli İstihbarat Teşkilatı fedailerinin canları pahasına sırtladıkları Türkiye oldu.
Kahire Toplantısı kimleri buluşturdu?
Arap ülkeleri gizli servisleri direktörlerinin Kahire buluşmasını gerçekleştiren CIA, bu konuda İsrail’i bilgilendirmemiş. Bu sonucu nereden çıkardığımı sorarsanız cevabım; “Suriye hariç diğer Arap ülkeleri ile ikili anlaşmalar kapsamında temaslarda bulunan MOSSAD Başkanı David Barnea’nın Kahire toplantısına davet edilmemesi” şeklinde olur.
Toplantının amaçlarından biri de Suudi Genel İstihbarat Başkanı Khaled Al-Humaiden ile Suriyeli mevkidaşını on yıllık bir kopukluktan sonra bir araya getirmekti.
Kim ne derse desin bu teşebbüs, Suudi Arabistan rejiminin Şam yönetimine karşı bir günah çıkarma ritüeli sayılabilir. Suudi idaresi denize düşen yılana sarılır deyiminin ifade ettiği gibi, Ortadoğu'yu kasıp kavuran ve hanedanların geleceğini tehdit eden istikrarsızlık rüzgarının bir an evvel durmasınıın/ dinmesinini arzusunda.
Baas rejimi İstihbarat Şefi Hüssam Loka ile Suudi Arabistan İstihbarat Daire Başkanı Halit bin Ali Humeydan'ın ABD ve Mısır gözetiminde Kahire'deki buluşması, önümüzdeki süreçte bölgede ortaya çıkabilecek yeni krizlerin habercisi olabilir.
Bu boş beleş bir laf değil. Çünkü Hüssam Luka, Şam yönetimi nezdinde stratejik Kürt meselelerinden sorumlu.
Amerikalılar bir taraftan Suriye yöneticilerini kara listeye alıyor, diğer taraftan Kahire'deki toplantıya, ABD’nin Sezar yaptırımları çerçevesinde arananların listesine koyduğu Suriye istihbarat şefi Hüsam Luka ile dolaylı masaya oturuyor. İnsanın yüksek sesle “ne ayaksınız ulan!” diye bağırası geliyor.
Gözlerden kaçan ayrıntı Suriye İstihbaratının büyük patronu Ali Memluk'un bu Kasım ayında Kahire'de Abbas Kamil tarafından düzenlenen büyük bir bölgesel güvenlik forumuna katılmamasıydı. Aslında yerine temsilen gönderdiği Hüsam Luka, bu görevi nedeni ile İstihbarat vitrininde görücüye çıktı. Belki bu nedenle Hüsam Luka hakkında Beşar Esad'ın yeni istihbarat başkanı yorumları yapılabilir.
Sisi’nin gözünden Kahire buluşması…
Arap İstihbarat Forumu Genel Merkezi, Abdulfettah es-Sisi ve Arap ülkeleri istihbarat başkanlarının da katılımıyla Şubat 2021'de Kahire'de açılmıştı. Forum, Arap ulusal güvenliğine yönelik tehditleri önleme, terörizm, radikalleşme, örgütlü suçlar ile bölgedeki etnik ve mezhepsel bölünmelere karşı kapsamlı mücadeleyi hedefliyor.
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, Forumun, güvenlik ve bilgi alanında Arap iş birliğini destekleyen tek oluşum olduğunu söyledi. Forum üyelerinin, güvenlik çalışması kapsamında geçmiş dönemde ortaklaşa gerçekleştirdiği şeffaf girişimlerin devamını getireceklerini belirten Sisi, bunların Arap devletlerini çevreleyen tehditler karşısında somut gelişmeler sağladığını vurguladı.
Ali Memlük’ün yerine Kahire toplantısına katılan General Hüsam Luka Kimdir?
Suriye'de Ulusal Güvenlik Bürosu Başkanı Ali Memlük, Türkiye’de yıllarca Suriye'de bölücü terör örgütü PKK'yı kollayan ve destekleyen yöneticilerden birisi olarak tanınıyordu. Yine Türk istihbarat birimlerinin raporlarına göre Sünni olmasına rağmen Tahran yönetimine yakın isim kategorisindeydi. Kahire Toplantısında katılmayan Ali Memlük, aslen İskenderunlu.
Ali Memlük’ten boşalan İdare el-Muhaberat al-Ama / Suriye Umumi İstihbarat Direktörlüğüne Tümgeneral Hüsam Luka getirilmişti.
Hüsam Luka, Güney Halep kırsalında yer alan Hanaser köyünden Muhammed Nuri'nin oğlu. Hanaser köy halkı Sünni ve köy sakinlerinin büyük çoğunluğu Çerkezler’den oluşuyor.
Tümgeneral Hüsam Luka da Sünni ve Çerkez.
Osmanlı arşiv kayıtlarında 1919’da Halep vilayetinde iskânları kararlaştırılan Çerkes muhacirlerden Hanaser mevkiine ayrılanların ikametleri için hane ve hayvan temini hususunda gerekli muamelenin yapılması ile ilgili belgeler bulunuyor. Hama ile Halep arasındaki tek güvenli yol Hanaser köyünden geçiyor ve askeri uzmanlara göre bu bölge, stratejik düğüm noktası. Suriye ordusu Halep'in güneyinde bulunan Hanaser’i IŞİD'den kurtarmıştı.
HüsamLuka, 2012’de Humus'ta siyasi güvenlik şubesi başkanı olarak görev yaptı. Daha sonra Şam’da Siyasi Güvenlik Şubesi’nin başkan yardımcılığına atandı. Rafiq Shehadeh'in emri altında görev yaptı.
Rafiq Shehadeh, Hafız Esad’ın özel muhafızı yani yakın korumasıydı. Görevinde gösterdiği başarı onu Siyasi Güvenlik Şubesi Başkanlığına taşıdı. İstihbarat bürokrasisinde hızla tırmandı. Şam’da Devlet Güvenlik Daire/genel istihbarat daire başkan yardımcısı oldu.
Son olarak Ali Memluk’ten boşalan Suriye Umumi İstihbarat Direktörlüğüne getirildi. .2015 sonbaharında, küçük bir çocuk oyun alanının bombalandığı ve 14 çocuk olmak üzere 19 kişinin öldürüldüğü Humus’ta, El-Waer semtindeki Eid katliamına katılmakla suçlandı.
Luka'nın yolsuzluğuyla tanındığına ve hatta barışçıl protestoların ilk günlerinde Humus halkı tarafından görevi bırakmaya çağrılan eski Humus valisi Iyad Ghazal ile güçlü bir ilişkisi olduğuna dair bilgiler basında yer almıştı.
Düşünüyorum da, Cumhurbaşkanı Erdoğan ne kadar şanslı?
Neden mi?
Çünkü Cumhurbaşkanı olduğu ülkenin Milli İstihbarat Teşkilatı gibi bir haber alma servisi, Dr. Hakan Fidan gibi bir Başkanı var!
.
Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com
Seçilmiş Kaynakça
https://www.debka.com/uae-saudis-seek-detente-with-tehran-fed-up-with-us-israel-slow-motion-on-nuclear-armed-iran/
https://syrianobserver.com/features/23222/maj_gen_hussam_luka_godfather_al_waer_evacuation.html
https://www.dikgazete.com/yazi/mit-operasyonlari-ve-israil-turkiye-siz-yapamaz-4039.html
https://www.cumhuriyet.com.tr/dunya/arap-istihbarat-forumu-kahirede-olaganustu-toplandi-1883587
https://kafkassam.com/turkiyenin-ortadogu-politikasi-misir-istihbaratini-vurdu.html
https://dogruhaber.com.tr/haber/792887-esed-ile-suudi-arabistan-arasindaki-istihbari-gorusme-basina-sizdi/
https://tr.farsnews.ir/world/news/14000822000762
https://www.debka.com/saudis-uae-suddenly-abandon-red-sea-coast-to-iranian-houthi-control-a-shocker-for-us-and-allies/
https://www.intelligenceonline.com/government-intelligence/2021/12/06/spymaster-hussam-luka-given-mission-to-conquer-eastern-syria,109709226-art
https://www.debka.com/arab-spy-chiefs-found-an-inner-circle-in-cairo-embrace-syria-with-us-nod/
https://www.intelligenceonline.com/government-intelligence/2021/11/24/hossam-louka-s-star-ascends-within-syrian-intelligence,109706839-art
https://thearabweekly.com/security-reshuffle-consolidates-assads-posture-syrias-strongman
https://asiatimes.com/2019/07/syria-security-shuffle-signals-russian-revamp/
ali veli 3 yıl önce
biraz bizim buralara da gelsen olmaz mı?