Türkiye, Trump yönetiminin ekonomik ve siyasi ve Suriye üzerinden askeri saldırısını savuşturabilmek amacıyla Avrupa Birliği ile uzun süredir kötüleşmiş olan ilişkileri tekrar sürdürülebilir sürece dönüştürmek istiyor.
Türkiye’nin bu dönemde göreceli ihtiyaç duyduğu Avrupa ile ilişkileri normalleştirmek ve Almanya ile yakınlaşma çabasına aslında Berlinyönetiminin daha fazla gereksinimi olduğu söylenebilir.
Çünkü, AB ve Almanya açısından birçok açıdan Türkiye ile ilişkilerin bir an önce düzeltilmesi önemli.
Avrupa Birliği’nin Washington merkezli siyasi, ekonomik ve askeri politikalar belirleme konseptinde değişikliğe gitmesi nedeniyle AB- ABD arasında ortaya çıkan uyumsuzluk iki küresel güç arasında krizi tetiklediği gibi ilişkileri ve hatta NATO müttefikligini tartışmaya açtı.
Bu çatlak neredeyse fay kırığına dönüşme potansiyeli gösteriyor.
Rusya’nın Avrupa üzerinde artan baskısı, Türkiye - Rusyayakınlaşması, Avrupa’da aşırı sağın yükselmesine neden olan mülteci sorunu, terörle mücadele ve ekonomik çıkarlar, Türkiye’yi ABiçin vazgeçilmez kılıyor.
"TÜRKİYE MÜTTEFİK DEĞİL, HASIM" DEMEYE GETİREN İSİM...
Almanya’da aşırı sağla mücadelede yetersiz kalmakla suçlanan, 7 Kasım 1950’de kurulan Almanya’nın iç istihbarat servisi Anayasayı Koruma Teşkilatı (BfV) Başkanı Hans-Georg Maassen görevinden alındı.
Almanya’nın iç istihbarat servisi olan Anayasayı Koruma Teşkilatı (BfV) Başkanı Hans-Georg Maassen, Türk istihbarat birimlerinin, Almanya’daki Türkler üzerinde etki kurmaya çalıştığı, buna dönük “istihbarat faaliyetlerinde” bulunduğu yönündeki iddiaları, Alman kamuoyunun gündemine taşıyan isim.
Geçen yıl “Bir taraftan Türkiye’deki gelişmelerden büyük endişe duyuyoruz. Diğer yandan, Türk azınlığa ya da Türk kökenli Alman vatandaşlarına yönelik nüfuz etme operasyonları olduğu görülen faaliyetlerden endişeliyiz. Almanya’da, Alman çıkarlarına karşı istihbarat faaliyeti niteliğinde operasyonların yürütülmesi gibi bir durumu kabul edemeyiz. Bu nedenle Türkiye gibi NATO müttefikimiz söz konusu olsa da buna karşı dururuz.” diye açıklama yapmıştı.
Hans George Maassen, "Türkiye’yi müttefik olarak değil hasım olarak gördüklerini" diplomatik nezaket dışına çıkarak ifade etmekten kaçınmamıştı.
Türkiye’nin Fetullah Gülen yapılanmasının, Anayasayı Koruma Teşkilatı tarafından izlenmesi talebini de değerlendiren Maassen, “Gülen hareketi Almanya’da gözlem altında değil çünkü gözlem altına alınması için yeterli dayanak noktalarına sahip değiliz” demişti.
Maasen, yabancı karşıtlığı ile tanınıyordu.
Kaderin cilvesine bakın ki onu koltuğundan yabancı düşmanlığı götürdü.
Maassen, Almanya’da 8’i Türk, 10 kişiyi öldüren aşırı sağcı Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör örgütünün ortaya çıkmasının ardından 2012’nin Ağustos ayında göreve getirilmiş ancak Anayasayı Koruma Teşkilatı, bu dönemde NSU cinayetlerinin aydınlatılmasına yeterince katkı vermemekle suçlanmıştı.
HANS-GEORG MAASSEN KİMDİR?..
Hans-Georg Maassen, 24 Kasım 1962’de Hollanda sınırına yakın Mönchengladbach’da doğdu.
Bir dilbilimci ile evli.
Boş zamanlarında uzun mesafeli bir koşucudur ve Arthur Schopenhauer ve Friedrich Nietzsche’nin felsefesiyle ilgili çalışmaları var.
Hans-Georg Maassen, 1 Ağustos 2012’den beri Bundesamt für Verfassungsschutz (BfV) Başkanı’ydı.
Bu görevden önce, dört yıl boyunca Federal İçişleri Bakanlığı Terörle Mücadele ve Devlet Güvenlik Görevlileri’ne başkanlık etti.
2001 ve 2008 arasında, Maassen, Federal İçişleri Bakanlığı’ndaki yabancılara yönelik Alman politikasından sorumluydu ve yabancılar yasasının temel reformu için yasama çalışmasına başkanlık etti.
2004 ve 2005’te, ayrıca, yurtdışındaki Alman misyonlarında vize meselelerinin meclis soruşturma komitesi için Federal İçişleri Bakanı Otto Schily’in kişisel temsilcisi olarak görev yaptı.
Profesyonel kariyerinde bir diğer önemli aşama, Güvenlik Görevlileri Devlet Sekreteri Özel Sekreteri olarak atanmasıydı.
Bu görevde, 1998 ve 2001 yılları arasında Devlet Sekreterleri Schelter ve Schapper için çalıştı.
Bu görevi üstlenmeden önce, Maassen, organize suç ve uyuşturucu kaçakçılığı, Emniyet Müdürlüğü’nün sorumluluk alanlarına karşı sorumluydu.
Bundan önce, Yabancılar Kanunu ve Anayasa Hukuku Müdürlüğü’nde çeşitli görevlerde bulundu.
1991’de Federal İçişleri Bakanlığı’na katılmadan önce, Maassen, antitröst yasası alanlarında bir avukat olarak çalıştı.
Düsseldorf’ta bir hukuk bürosu şirketi kurdu.
Bay Maassen, Köln ve Bonn’daki üniversitelerde hukuk eğitimi aldı ve ikinci devlet sınavı ile hukuk ve doktora (summa cum laude) ile çalışmalarını tamamladı.
Köln’deki Profesör Schiedermair tarafından denetlenen doktora tezinde uluslararası hukuk alanında bir konu ele aldı.
Çalışmalarını Studienstiftung des deutschen Volkes (Alman Ulusal Akademik Vakfı) destekledi.
2001’den beri, Dr. Maassen, Freie Universität Berlin’de ( Berlin Serbest Üniversitesi) Hukuk Bölümü’nde yarı zamanlı bir öğretim görevlisidir.
Ana mesleğinin yanı sıra üniversite öğretim faaliyetinde de ders vermeye devam ediyor.
Dahası, uzun yıllardır Berlin’deki Avrupa Çalışmaları dersinde öğretmenlik yapmakta ve aynı zamanda Tokyo Tsukuba Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde birkaç yıl boyunca konuk konferanslar düzenlemiştir.
Ancak BfV Başkanı olarak iş yükünden dolayı, maalesef bu öğretim etkinliğinden vazgeçmek zorunda kaldı.
Dr. Maassen, yabancılara, milliyet hukukuna, yasama taslağına ve anayasa hukuku üzerine birçok yasa kitabı ve deneme yazmıştır.
2005 yılında BfV Başkanı olarak göreve başlayarak, Zeitschrift für Ausländerrecht und Ausländerpolitik’in editörü oldu.
Yabancı düşmanı eylemlerle ilgili demeçlerinden dolayı günlerdir eleştirilere hedef olan Alman Anayasayı Koruma Teşkilatı Başkanı Hans-Georg Maaßen iç istihbarat başkanlığından alınarak İçişleri Bakanlığı müsteşarlığına atanması da Almanların kuyruğu dik tutma çabasından başka birşey değil.
Bana sorarsanız Dr. Mahzen’i pardon Maassen’i, görevinden Ankara aldı!
.
Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com
Twitter: @oc32oc39