Ankara; sınırlarında sorun istemiyor.
Barış eksenli dış politika Cumhuriyetin en baştan tercihi.
Bu nedenle Karadeniz Ekonomik İşbirliği (KEİ) kurucu üyesi.
Haziran 1992’de İstanbul’da kurulan Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü’nün (KEİ) Arnavutluk, Azerbaycan, Bulgaristan, Ermenistan, Gürcistan, Moldova, Romanya, Rusya, Türkiye, Ukrayna ve Yunanistan katılımcıları arasında.
Kuruluş amacı, Karadeniz bölgesinin barış, istikrar ve refah bölgesi olması temel amaçlardan.
Avrasya’nın anahtarı Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü (KEİ)
Ekonomik işbirliği, bu amacın gerçekleşmesinde işlevsel araç.
Bölge ülkelerinin Karadeniz’i kullanma, Karadeniz’den faydalanma gereksinimlerini işbirliğine dönüştüren bu hususta önemli görevler üstlenmiş bir bölgesel ekonomik işbirliği teşkilatı olmasına rağmen Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü, Avrasya’da geleceği olan ve Avrasya coğrafyasında siyasi ve askeri, kültürel birlikteliği sağlayabilecek görev üstlenebilir.
Çok yakın zamana kadar Karadeniz havzasının, dünyanın diğer çatışma bölgelerine yakınlığına karşın göreceli bir istikrarından söz edilebilirdi.
Ancak Amerika Birleşik Devletleri ve bazı Avrupa Birliği ülkeleri özellikle Turuncu Devrim sonrası Ukrayna’daki siyasi gelişmeleri gerekçe göstererek Karadeniz havzasında doğrudan veya dolaylı yoldan müdahil oluyor.
Sonuçta Ukrayna odaklı bu kriz
Avrasya coğrafyasının önemli deniz havzalarından Karadeniz’de önemli jeopolitik değişimleri tetikliyor.
Neden Karadeniz’e müdahale ediliyor?
Ukrayna ve Karadeniz’de yaşanan kriz Avrasya enerji güvenliğini de doğrudan etkilediği gibi Avrupa’nın da enerji güvenliğini olumsuz etkiliyor. Karadeniz havzasının coğrafi konumunun günümüzdeki önemi Rusya, Kafkasya ve Orta Asya’ya yakınlığı nedeniyle enerji, nakil ve ulaşım yolları üzerinde bulunmasından kaynaklı.
Rusya Federasyonunun en önemli ticari ve askeri limanları Karadeniz kıyısında.
Deniz taşımacılığı bakımından Rusya’nın bu limanları ülke ekonomisi bakımından hayati öneme sahip.
Rusya Karadeniz’deki limanlarını, Avrupa’nın enerji ihtiyacını karşılarken kullanıyor.
Orta Asya ülkeleri de Avrupa pazarlarına ulaşmak için Karadeniz güzergâhını tercih edebiliyor.
Amerika ve NATO’nun Karadeniz’de kıyısı bulunan ülkelerdeki askeri varlığı…
Türkiye’nin 10 şehrinde toplamda 15 askeri üs bulunmakta.
Bunların bazıları NATO kontrolünde, bazıları ise doğrudan ABD’ye bağlı.
2014 yılından bu yana Rusya, Karadeniz'e, taarruz uçakları, ek savaş gemileri, yeni füze sistemleri, 400 kilometre menzilli S-400 füzeleri yerleştirdi.
Buna karşılık ABD de, Romanya'nın Karadeniz kıyısındaki Köstence Limanı'ndaki, Mihail Kogalniceanu Hava Üssü'nde Amerikan askerlerinin sayısını artırdı.
ABD, son 20 yılın en büyük sevkiyatını NATO'nun doğu sınırına yapacağını açıklamasının ardından, Rusya'nın itirazına rağmen, Romanya'daki füze savunma kalkanını aktif hale getirdi.
Kesenin ağzını açan ABD yenilenen radar sistemine ve SM-2 füzesavarlarına 800 milyon dolar harcadı.
Karadeniz, ABD'nin Avrupa Komutanlığı (EUCOM) ve 6'ncı filosunun görev bölgesinde yer alıyor.
Askeri lojistiğin yanı sıra 4 bin ABD askeri, Polonya, Baltık ülkeleri, Bulgaristan, Romanya ve Almanya'ya konuşlandırıldı.
NATO da bu kapsamda Polonya ve Baltık ülkelerinde dönüşümlü olarak 4 uluslararası tabur konuşlandırdı.
Türkiye NATO ve Rusya'nın Karadeniz'de artan geriliminden rahatsız!
Türkiye, güçlü bir NATO ülkesi ama bir yandan da Rusya ile askeri silahlanma, nükleer santral inşası, doğalgaz boru hattı anlaşmalarıyla sağlamlaştırdığı ilişkileri mevcut.
Ne yardan vazgeçebilir ne serden?
Türkiye, aşağı tükürse sakal yukarı tükürse bıyık.
Ankara’nın derin tecrübeli ak saçlıları, biliyor ki “atlar tepişir otlar ezilir”.
ABD/AB/NATO ile Rusya arasında yaşanan bu gerilimin güvenlik tehditlerini artıracağı ortada.
Türkiye, Karadeniz’de suların daha fazla ısınmaması için kıyıdaş ülkelerle bölgede yeni bir inisiyatif üstlenebilir.
Türkiye’nin en büyük kozu Montreux Boğazlar Sözleşmesi...
20 Temmuz 1936’da "Boğazlar" genel deyimiyle belirtilen Çanakkale Boğazı, Marmara Denizi ve Karadeniz’e İstanbul Boğazı'ndan geçişi ve gemilerin-gidiş gelişini (ulaşımı), Lozan'da, 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanmış olan Barış Andlaşmasının 23. maddesiyle saptanmış ilkeyi, Türkiye'nin güvenliği ve Karadeniz'de, kıyıdaş devletlerin güvenliği çerçevesinde koruyacak biçimde, düzenlenmişti.
Montreux Boğazlar Sözleşmesi’nin 13. Maddesinde “Savaş gemilerinin Boğazlar'dan geçmesi için, Türk Hükümetine diplomasi yoluyla bir önbildirimde bulunulması gerekecektir.”,
15. Maddesinde “Boğazlar'da transit olarak bulunan savaş gemileri taşımakta olabilecekleri uçakları hiçbir durumda, kullanamayacaklardır”,
19. Maddesinde “savaşan herhangi bir Devletin savaş gemilerinin Boğazlar'dan geçmesi yasak olacaktır; şu kadar ki, işbu Sözleşmenin 25. maddesinin uygulama alanına giren durumlarla, saldırıya uğramış bir Devlete, Milletler Cemiyeti Misali çerçevesi içinde yapılmış, bu Misak'in 18. maddesi hükümleri uyarınca kütüğe yazılmış (tescil edilmiş) ve yayımlanmış, Türkiye'yi bağlayan bir karşılıklı yardım andlaşması gereğince yapılan yardım durumları bunun dışında kalmaktadır.”,
20. Maddesinde ise “Savaş zamanında, Türkiye savaşan ise, 10. maddeden 18. maddeye kadar olan maddelerin hükümleri uygulanamayacaktır; savaş gemilerinin geçişi konusunda Türk Hükümeti tümüyle dilediği gibi davranabilecektir.” hükmü yer almaktadır.
Türkiye, Karadeniz’de patlak vermesi muhtemelen savaşı önleyebilmek için Montreux Boğazlar Sözleşmesi’nin ilgili maddelerini gerekçe gösterip Akdeniz’de dolanıp duran ABD 6. Filosu’nun Çanakkale ve İstanbul Boğazı’ndan geçip Karadeniz’e girmesini engelleyebilir.
Şimdi, “durup dururken bu da nereden çıktı” dememeniz için yazıyorum.
ABD Karadeniz'e savaş gemisi göndermeye hazırlanıyor!
Amerikan ordusu, Karadeniz'e savaş gemisi sevk etme hazırlığında.
Ukrayna ile Rusya arasında Azak Denizi'ndeki krizden dolayı bu kararın alındığı söyleniyor.
Pentagon'un ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan, Montrö Boğazlar Sözleşmesi kapsamında Türkiye'den boğazlardan Karadeniz'e savaş gemilerinin geçişi için izin talep etmesini istediği öne sürüldü.
Ancak Pentagon bu bilgiyi ne teyit etti ne de yalanladı.
Pentagon sözcülerinden Eric Pahon, ABD savaş gemilerinin sevkiyatı ve yerleri konusunda herhangi bir bilgi vermeyeceğini aktararak "ABD, Montrö Sözleşmesi kapsamındaki yükümlülüklerine tamamen bağlıdır. Özel diplomatik iletişimimizin içeriğini açıklamıyoruz." dedi.
Bir başka ABD'li bir yetkili ise ABD donanmasının elinde seçenek bulunması için rutin olarak Türkiye'ye bu tür taleplerin iletildiğini, ABD'nin her yıl onlarca kez Montrö Sözleşmesi çerçevesinde Türkiye'den geçiş talebinde bulunduğunu ancak bunlardan bazen sadece birkaçının icra edildiğini kaydetti.
Sanıldığı gibi Türkiye çaresiz değil!
Türkiye’nin duruşu, dosta güven, düşmana korku veriyor.
Bazıları Ankara ile Washington arasında Suriye’de PKK/PYD/YPG kantonlarına ve askeri üslere yönelik mutabakat hazırlığını anlamakta zorlandıklarından hemen böyle bir yakınlaşmanın Rusya ile Türkiye’nin arasını açabileceğini ileri sürüyorlar.
Oysa Rusya, Suriye’deki deniz ve hava üsleri sayesinde güvenliğine yönelik tehditleri ortadan kaldırmış durumda.
Rusya için en önemli güvenlik tehdidi, ABD deniz kuvvetlerinin Karadeniz’e sızması.
Bulgaristan, Romanya ve Ukrayna limanlarına konuşlanması daha büyük tehdit unsuru.
Pentagon bürokratları, Türkiye ile ilişkilerini sıcak tutuyor.
Boğazlar meselesinde, Türkiye’nin milli çıkarları açısından nasıl bir tutum alabileceğini, duruş sergileyebileceğini az çok tahmin ettiklerinden, dünyanın en büyük sekizinci, Avrupa’nın en büyük birinci ordusunu yani Türk Silahlı Kuvvetlerini biraz da Birleşik Avrupa Ordusu’na karşı yanlarında görmek istediklerinden Türkiye’yi anlayabiliyorlar.
.
Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com
Twitter: @oc32oc39
İlgili haber:
ABD'nin Karadeniz'e savaş gemisi sevk edeceği iddiası konuşuluyor
Gülnur Saatçi 6 yıl önce