Türkiye Beyaz-Ay Derneği Genel Başkanı Sayın Lokman Ayva’yı görme engelli kardeşlerimizle birlikte İstanbul Büyükşehir Belediyesi Silivrikapı Buz Pisti ve Spor Tesislerinde buz pateni yaparken gördüğümüzde, doğrusunu söylemek gerekirse ‘şaşırmadık’ değil; ‘Görme engelliler buz pateni.’
Lokman Ayva beyefendinin açıklamalarının karşılığı adeta, sözün bittiği heyecanın/mutluluğun başlangıcıydı;
“Engelli insanların hayatta her şeyi denemelerinde çok büyük fayda var.
Bir filozof diyor ki ‘Bir şeyi denemeden, başarıp başaramayacağınıza asla karar veremezsiniz.’ Şu anda buzda kaymayı deniyor olmam, yüzlerce arkadaşımızın buzda kayabilme şansı bulabilmesi, müthiş bir şey.
Kendimi bu ortamda şöyle düşünüyorum. Bir köy yerinde, uçak pilotluğu denemesi yapan bir köylü çocuğu gibi hissediyorum.
Bu da Türkiye olarak bizlerin nerede, nasıl bir vizyon içerisinde olduğumuzu gösteriyor. Şahsen bunu genellemek istiyorum.
Türkiye’nin gelecek ile ilgili çok önemli bir şansı olduğunu, çok önemli başlangıcın eşiğinde olduğunu paylaşmak istiyorum.
Buz pistinde deneme yapabiliyorsak, yarın pek çok şeyi deneyeceğimizi, denedikten sonra da başarılı olup, o alanda uzmanlaşacağımızı, insanlığa çok önemli katkılarının olacağını düşünüyorum…”
AMERİKA’DA YASAK, TÜRKİYE’DE SERBEST...
“Bu konuda bir Amerika örneğimiz var. Birkaç yıl önce bu ülkede bir eylem oldu. Görme engellileri buz pistine almamışlar.
Ve Amerika genelinde büyük bir eylem organize etti, görme engelliler. Ben de şahsen şaşırmıştım ‘Görme engellilerin buz pistinde ne işi var’ diye.
Görme engellileri, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait buz pistinde, yine belediyenin eğitmenlerinin eğitimi sonrasında kaydırılması ve bunu da rutin bir uğraşı haline getirildiğine şahit olunca çok şok oldum.
Amerika’da izin verilmemesine rağmen, Türkiye’de İstanbul’da bu iznin verilmesinin ötesinde insanların buz pateni yapmasına teşvik edilmesi muhteşem bir imkân, muhteşem bir durum.
O yüzden bunu Amerika ile Türkiye arasında bir mukayese örneği olarak kullanmayı düşünüyorum. Bu tür anlamlı çalışma ve organizasyonların içerisinde yer alan herkesi tekrar tebrik ediyorum.”
ONLARIN SESİ DUYULMALI VE ÇÖZÜM ÜRETİLMELİ...
Engeli bulunan kardeşlerimizin sağlıklı hayat sürmeleri ve günlük hayatın içerisinde yer almaları için onlara spor yaptıracağız eyvallah.
Sporun yanı sıra eğitim, ulaşım, beslenme gibi hayatın beraberinde getirdiği ihtiyaçların da giderilmesi gerekmektedir.
Bu satırların temel gayesi de, vatandaşlarımızın sesi olabilmek.
Tıpkı buz pateninde yaşanan mutluluğun, ‘engel’ soğukluğunu nasıl erittiğini şahit olmak gibi.
Uğraş alanımız her ne kadar spor olsa da, e-posta (gulumseyen@hotmail.com) adresimize gelen diğer yazılı beyanları ilgilisine, yetkililere ulaştırmak, vicdani görevimiz.
Örnek mi?
İstanbul'un Avrupa yakasında görme engelliler için bir tek okul var, o okul da Sarıyer, Kilyos’ta.
100’e yakın öğrencisi bulunan Veysel Vardal Görme Engelliler Ortaokulu öğrencilerinin okula ulaşımı, gidiş-dönüş 3-4 saati bulan ilçelerden yapılıyor.
Çözüm ise çok basit:
İstanbul’un merkezi konumundaki Fatih, Bahçelievler gibi bir ilçede okul yapılması.
Bunu yazdık ama İstanbul Valiliği başta olmak üzere, Milli Eğitim Müdürlüğü ve Milli Eğitim Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’ndan çözüm için ‘çıt’ çıkmadı.
Sessizlik, dahası bu duyarsızlık neden?..
Bugün birçok vatandaşımızın duygularına tercüman olacak, bir başka okuyucumuzun ‘mail'ini çözüm/karşılık bulması için dillendirme gereği duyuyorum;
“Oğlum 2008 doğumlu Serebral palsi hastası. 1 senedir de epilepsi tanısı kondu. Aynı zamanda portal hipertansiyon ve reflü hastalığı mevcut.
Bizim isteğimiz okuldaki sınıflarda bir de fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı çalıştırılarak, çocuklara tek bir yerde hizmet verilmesidir.
Bu sayede, Çocukların rehabilitasyon merkezi ve okul arasında kaybettikleri vakit, çocuklara fizik tedavi veya ders olarak kazandırılabilir…”
.
Ahmet Gülümseyen, dikGAZETE.com