Alman ordusunun “Türküstan Lejyonu" (Туркестанский легион) askerleri
Alman Esir kamplarında hayatta kalma mücadelesi veren yaklaşık 3 milyon SSCB esirinin çoğu, Türkistan coğrafyasından silah altına alınan SSCB askerleridir.
Savaş esnasında kurulan Alman Doğu Bakanlığı aracılığıyla Türkistanlı savaş esirlerinin durumu değerlendirilmiş;
.
.
özellikle Türksoylu esirlerin durumlarının iyileştirilmesi ve Kızılordu’ya karşı savaştırılması için komiteler oluşturulmuştu.
.
.
.
.
SSCB coğrafyasının değişik yerlerinde yaşayan Türk halklarının lideri konumundaki önemli isimler de bu komitelerde bir araya getirilmişti.
.
.
.
.
.
Bu kapsamda Mustafa Çokay, Osman Hocaoğlu, Mehmet Emin Buğra, Mehmet Emin Resul-zade gibi lider isimler, yoğun bir mesai harcamışlardır.
.
.
.
.
Alman Doğu Bakanlığı’nın kontrolünde gerçekleştirilen komite çalışmalarıyla savaş esirlerinden “Doğu Lejyonları” kurulmuştu.
Türkistan Lejyonu da 1942 Ocak ayında kurulmuştu.
Türkistan Lejyonu’nun dışında Azerbaycan, İdil-Ural, Gürcü de kurularak Kızılordu’ya karşı savaştırılmışlardır.
.
.
Türk Hükümeti ve Türkçü çevreler de bu süreci yakından takip etmiş ve desteklemişlerdi.
Türkistan Lejyonu ilk Doğu Cephesi’nde Kızıl Ordu ile savaştırılmış, 1943’te de Batı Cephesi’ne kaydırılmıştı.
.
Almanya’nın savaşı kaybetmesi üzerine ABD ve İngiltere tarafından esir edilen Türksoylu askerler, Sovyetler Birliği’ne teslim edilmiş; Sovyetler Birliği de bu askerleri “Vatan Haini” ilan ederek idâm etmişti. (C)
.
Uluslararası ilişkilerde yalnız kaldığı bu dönemde SSCB’yi karşısına almak istemeyen Türkiye, mülteciler konusunda baskılara boyun eğmiş, 22 Mayıs 1945’te aldığı bir karar doğrultusunda ülkedeki Sovyet askerî mültecileri iade kararı almıştır.
.
Mütekabiliyete göre, 237 Sovyet askerî mülteciden 195’i, 6 Ağustos 1945 Kars Tıhmıs kapısından SSCB’ye iade edilmişti.
Ama SSCB’nin kendilerine iltica etmiş olan bir Türk subayı ile iki askerini iade etmemesi üzerine Türkiye de kararını gözden geçirip, iade işlemlerini durdurmuştur.
.
Ruslar’a teslim edilmek istemeyen Türkistanlı askerler, intihar ediyorlardı..
Eylül 1947’de de Türksoylu SSCB asker mültecilerinin barındırıldığı Yozgat kampı dağıtılarak Türkiye’de kalmayı arzu eden Türksoylu mülteciler, T.C. vatandaşlığına kabul edilmişlerdi.
.
Türkistan Lejyonları’nın oluşturulması ve bunların Alman saflarında savaştırılmaları ne yazık ki, mevcudu milyonlarla ifade edilen esaret altındaki Türksoylu esirlerin ölümle biten yazgılarını değiştirmedi..
Ancak şu husus da unutulmamalıdır ki, vatanlarından binlerce km. uzakta feda edilen canlar; “TMBK” ile “Bağımsız Türkistan” fikrinin hayata geçirilmesi ve bölgedeki Türk Halklarının milliyet ve vatan kavramlarına sıkıca sarılarak daha sonraki süreçte Kazakstan, Kırgızstan, Özbekstan, Türkmenistan gibi bağımsız Türk devletlerinin kurulmasına vesile oldular.
.
Yani iki ateş arasında kalan Türkistan Lejyonu..
Kader, II. Dünya Harbi’nde, Türkistanlı askerleri iki cephede çarpışmaya mecbur bıraktı.
Belki de onlar öz kardeşlerine bile kurşun sıkmış olabilirler..
.
.
Savaş bittiğinde 70 binden fazla Türkistanlı asker, İngiltere ve Amerikalılar’ın elinde esir idi.
Türkistan halkının I. ve II. Dünya Savaşlarında uğradığı kayıplar çok büyük oldu ve yapılan çeşitli araştırmalarda bu kayıplar hakkında kesin bir sayı tespit etmek hâla mümkün değildir.
.
.
(M.Korkud Aydın, Doguturkistader)
Alla(h) hala siz bilen. Rahmet olsun size atababalar.
.
Asel Kıpçakova, dikGAZETE.com
Ali COŞAR 5 yıl önce