Allah’ın şaşırtması!.. Apocular ve maçlar şikeli mi?!.
Bir kaç yıl önce ajanslar haber geçmişti. İzmir’in en güzel ilçelerinden birinde, emekli bir komiser, evinde beylik tabancasıyla kafasına sıkıp, intihar etmişti!
Haberin devamı ilginçti…
Eşi, şöyle diyordu: “Hiç bir sıkıntımız yoktu. Oturduğumuz evimiz, İzmir’de dairemiz, İstanbul’da evimiz, yazlığımız; iki tane aracımız, bankada hatırı sayılır paramız var?! Canına kıyacak bir durumumuz yoktu?!.
Neden yaptı bir türlü anlayamıyorum?!.”
Kadın, şunu idrak edemiyordu!..
Kocam, komiser maaşıyla 250 sene çalışsa, saydığım mal varlıkları içerisinde ancak bir daire alabilir, onu da banka kredisiyle!..
Bu sadece rüşvet almayla ilgili değil… Her durumda
Allah, şaşırtmaya ve gönül gözünü kapatmaya görsün!..
İnsana kafasına da sıktırır; kendi veya başkasının eliyle iyiyi kötü, kötüyü de iyi gösterir!..
Buna en son örnek AK Parti’nin il başkanları atama/seçimlerinde görülüyor!
06-04-2024 tarihinde “Olanlar ve olması gerekenler!..” (*) başlıklı bu konu, benzeri bir yazı yazmış ve fikrimizi açıklamıştık!
Şimdi gelelim elindeki metni okuyamayan ve kendi partililerine ‘soysuz’ dediği için görevden alınması istenilen Yılmaz Katmer’in tekrar Rize İl Başkanı olarak atanmasına!..
AK Parti’ye yakınlığıyla bilinen Rize Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu üyesi Hamza Tüylüoğlu’nun sahibi olduğu İsrail yanlısı ve İsrail askerlerine yiyecek sağlayan Burger King şubesinin açılışına çok sayıda AK Partili belediye başkanı, iş insanı ve bakanlıkların taşra teşkilatı yöneticileri katılmıştı.
Burada durumu protesto eden bir öğretim görevlisi, linç edilmek istenmiş, olaylar büyümüş hatta bir ilçe belediye başkanı, “Açılışa katıldım, Burger King yemedim. Yeseydim İsrail’e destek vermiş olurdum” diyerek sıyırmaya çalışmıştı!
Daha sonra konuşmak durumunda kalan aynı zamanda elindeki metni okayamayan ve Burger King adına kendilerine oy verenlere hakaret eden dönemin AK Parti Rize İl Başkanı Yılmaz Katmer, alttaki videoda da görüldüğü gibi, açıklamayı yapmaya çalışmış ve büyük tepki almıştı! (**)
İşte bu şahıs, il başkanı olarak tekrar atandı!..
Sadece bu şahıs değil, daha çok örnekleri var ama bir tanesine de kısaca değinelim. Bulunduğu ilin takımı Süper Lig’de üst sıralardayken, takımı şirketleştirme ve üst sıralar için mücadale edeceği vaadiyle aday oldu ve kulüp başkanı seçildi!
Zaten ilk beş içinde olan takım, sezonu iyi bir yerde bitirdi…
İleriki yıllarda şampiyon olacak kadro oluşturacağı sözleriyle başladığı ligde, bir süre sonra teknik direktörün görevine son verdi ve ilginçtir; yabancı futbolcuların çoğu Bosnalı olan takımın başına Sırp hoca getirdi!..
Netice olarak, takımı küme düşme potasına soktu ve başkanlığı bıraktı!
Sırp hoca gitmesine rağmen takım bir daha dikiş tutturamadı!..
Geçen yıl averajla ve Trabzonspor’un katkılarıyla ligde kaldı!
Bu sene de, Adanademir ve Hatay’ın ardından, Kayserispor ile birlikte ligden düşecek dördüncü takım olma ihtimali yüzde 80!..
Spordaki başarı(!)sını şimdi atandığı il başkanlığında göstermek için kulüp başkanı adaylığındaki iddiaların benzerlerini ortaya atıyor!..
Daha çok isim var ama örnek olarak verilen iki kişinin yaptıkları, kendilerinin ve diğerlerinin de yapacaklarının teminatıdır!..
Bu gidişin sonu ne mi olur?!.
Değişmez kural…
Siz kendinizi değiştirmezseniz; Ki, değiştirmediniz; Allah da sizi değiştirmez ve yerinize başkalarını getirir!..
Apocular!..
Devlet Bahçeli’nin gündeme getirdiği ve Erdoğan’ın müzakereye taraf olmasının ardından, son günlerde muhafazakârı, komünisti (Doğu Perinçek hariç), sağcısı, ateisti, şeriatçısı 'Apocu’ oldu!..
Konuşuyorlar, hatta ‘Ortadoğu uzmanı(!)’ “Sayın Abdullah Öcalan”ın fikirlerine ihtiyaç duyuyorlar!..
Öncü olarak Mehmet Metiner ve AK Partili eski-yeni milletvekilleri, işi o boyuta getirdiler ki; konuşmalarının yanı sıra sanki halka karşı silahlanıp, dağa çıkmaya hazır ve nazır durumdalar!..
(Kendisinin eline kimsenin su dökemeyeceğine inanan Sezgin Tanrıkulu, bunları gördükten sonra, papucunun dama atıldığı düşüncesiyle kafayı çekmesin de, ne yapsın?!.)
Daha önce bir barış süreci denenmiş ve başarısız olmuşken (umarız bu kez başarılı olur), soralım: Kandil; “biz Apo’yu takmıyoruz, silahlı mücadelemize devam edeceğiz” derse; devlet kanadı da, “müzakere bitmiştir” şeklinde posta koyarsa; bu konuşan Apocular, sözlerini kaymaklı ekmek kadayıfı olarak mı yoksa kuru arpa kepeği olarak mı yiyecekler?!.
Konumuzla ilgisi yok ama söylemeliyim:
Mekke müşrikleri, karakterli adamlardı!..
“Bütün maçlar şikeli, bütün hakemler ‘ibne’ mi?!.”
19. Hafta VAR kayıtları açıklanırken; Başakşehir-Galatasaray ve Konyaspor-Fenerbahçe maçı VAR kayıtları yok!..
İki maç ve maçın hakemlerinin yönetimi hakkında da federasyon bir açıklama yapmazken; Sözcü’nün haberine göre MHK, Konyasporlu Yusuf Erdoğan’ın maç sonu; “Hakemlerin vücut dilleri beni çok rahatsız ediyor… İki pozisyon vardı ve hakem bana, ‘Özür dilerim çalamadım, kaçırdım pozisyonu’ dedi. Bu cümleyi duyduktan sonra sahada inancımı kaybediyorum” demesiyle ilgili Merkez Hakem Kurulu (MHK) harekete geçmiş…
Karşılaşmanın hakemi Direnç Tonusluoğlu’ndan yazılı savunma talep etmiş. Hakemin, (Maç yönetimiyle ilgili değil) Erdoğan’ın iddialarına ilişkin görüşlerinin alınacağı da belirtilmiş. Bunun gerçek olup olmadığını bilmiyoruz ama şunu biliyoruz: Fenerbahçe, Konya maçına, lider Galatasaray’ın 11 puan gerisinde çıktı!..
Konya’da oynadığı maçı kaybetse, aradaki 11 puanın kapanacağına kimse inanmayacağı gibi; Süper Lig, bir nevi zamanından önce bitmiş olacaktı!
Bir önceki akşam da, Başakşehir-Galatasaray maçının hakemi, Galatasaray’ın yenilmesi için elinden geleni yaptı ama başaramadı!
Galatasaray yenilseydi, Konya-Fenerbahçe maçı beraberlikle de sonuçlansa, sorun olmayacaktı!..
Bundan dolayı Fenerbahçe’ye maçı kazandırmak mecburi hale gelmişti! Fenerbahçe kaybederse, “nasıl olsa şampiyon belli” düşüncesiyle maçlara gelen taraftar sayısı azalacak, maçların yayıncısı, takımlara anlaşılan parayı ödemeyeceğini açıklayacak, düşme potasında olan kulüpler hariç, diğerleri öylesine maçlara çıkacak, futbolcular doğru dürüst para alamayacak; hakemlere yapılacak ödemelerde sıkıntılar yaşanacak, federasyonun çarkı tersine dönmeye başlayacak ve en önemlisi de bahis çeteleri bunun hesabını soracaktı!..
Sorardı da…
3. Lig takımlarından Çorluspor’un teknik direktörü, buna örnektir!..
Sokak ortasında vurularak öldürüldü!..
Kim öldürdü, belli değil?!.
İlk günler şöyle bir haber: Olayla ilgili 13 kişi gözaltına alındı!..
O kadar!..
Olayın devamını bilen var mı?!.
Bir daha ne haber oldu ne de bilgi verildi!..
Futbolun içinde olanlar, aynı zamanda yasadışı bahis çetesinin de içinde!..
Maçın hakemi de dahil, kimse bunları göze alıp, o maçta ligi, önceden bitiremezdi!
Neticede Konyaspor mağlup edilecekti ve edildi!..
.
Ali Mevlüt Kaya, dikGAZETE.com
(*) https://www.dikgazete.com/yazi/olanlar-ve-olmasi-gerekenler-6722.html
