USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Allah bu ülkeyi bu iki başkandan korumuş!

Allah bu ülkeyi bu iki başkandan korumuş!
13-06-2023

ALLAH BU ÜLKEYİ BU İKİ BAŞKANDAN KORUMUŞ!..

Az kalsın Cumhurbaşkanı yardımcıları olarak Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediyelerini yönettikleri gibi Ülkemizi de yöneteceklerdi…

Aman Allah’ım!

Verilmiş sadakamız varmış…

YÖNETMEK Mİ?..

Ne yönetmesi!

Yönetmek” dediğim lafın gelişi.

CHP belediyeleri, her tarafta dökülüyor.

Ama bilhassa Ankara, İstanbul ve İzmir’de fena halde dökülüyor.

İzmir’i kimsenin yazmadığına bakmayın…

Çünkü;

Koca bir köye dönen İzmir’in bu halini yaşayanlar kanıksadı artık. Onu geçiyoruz…

Ama…

ANKARA-İSTANBUL…

…Ama

Tıkır tıkır işleyen işleyen Ankara ve İstanbul belediyeleri, 4 yılda, bunların elinde ne hale geldi onlara bakalım:

Ankara…

Son bir hafta içinde 2 kere sular altında kaldı.

Sebebi de çok basit. Mazgallar temizlenmediği için Ankaralılar perişan oldu… Mal ve can derdine düştü. Üstelik meteoroloji, günler öncesinden uyarısını yapmıştı.

Hâlbuki;

AK Parti döneminde Ankara’nın altyapısı çözülmüş, iş sadece mazgalların temiz ve açık tutulmasına kalmıştı…

Ama CHP yönetimi, bırakın yeni yağmur suyu kanalları yapmayı, daha önce çalışan mazgalları temizlemeyi bile beceremiyor.

Başkan Melih Gökçek döneminde, bir kere 1 tane altgeçidi su basmıştı da… Bunu 25 yıl dillerine doladılar. Şimdi ise bir yağmurda 7 altgeçit sular altında kalabiliyor.

Neden?

Çünkü Ankara ve İstanbul belediye başkanları, Cumhurbaşkanı yardımcısı olma hayaliyle Kılıçdaroğlu’nun peşinde dolaştıkları için bu iki büyükşehir sahipsiz vaziyette. (Sanki olsalar çok bir şey değişecek!)

İSTANBUL…

İstanbul’un durumu daha da kötü…

Tek tek saymaya gerek ama şu kadarını söyleyeyim:

Seçim öncesi, İmamoğlu’nun yapmış olduğu seçim vaatleri internette var.

O yapmış olduğu seçim vaatlerinin yüzde birini bile yapamadı.

Yapmayı bırakın!..

Bunların zamanında İstanbul geri gitti.

Çalışmayan asansör ve merdivenlerden tutun da her gün arıza yapan İETT otobüslerine kadar binlerce sakamet var.

Ancak;

Bazı sakametler bariz bir şekilde görülmüyor.

NEDEN?..

Çünkü;

İlçe belediyelerin çoğu AK Parti’de.

Merkezi hükumet de AK Parti’de.

Bundan dolayı;

Aksaklıklar olduğu zaman ya ilçe belediyesi veya hükumet müdahale ettiği için eksiklikler fark edilmiyor.

Mesela;

Çam-Sakura hastanesine İmamoğlu’nun yapması gereken yolu hükumet yaptı

Veya…

Ana arterlerdeki asfalt çalışması, ağaç sulamaları vs.yi “namus belasıdır” deyip, ilçe belediyeleri yapıyor (İlçe belediyelerinin ulaşamadığı yerlerde ağaçlar kuruduğu için sökülüyor. Vatan caddesinin girişindeki ağaçlar gibi)…

YANGIN…

Ancak

Bazı işler vardır ki,

Bunlar büyükşehir belediyesine ait olup, ilçe belediyeleri karışamıyor. İtfaiye gibi… İETT otobüsleri gibi... Metrolardaki yürüyen merdivenler gibi vs.

Bu saydığım yerlerin de ne halde olduklarını aziz İstanbullular çok iyi biliyor.

Ben sadece itfaiye ile ilgili bir-iki örnek vereceğim:

Bir ay önce Akit gazetesinde yangın çıkmıştı… İtfaiye, yangına müdahalede yetersiz kaldı.

Olur öyle şeyler!..” deyip, bunu meslek hatasına yormuştuk

Ama o ne!?

Başakşehir’de çıkan yangında da aynı hatalar yine tekerrür etti.

Çatıda başlayan yangına zamanında müdahale edilmediği için alevler tüm binayı sardı….

Hâlbuki;

Yangının çıktığı fabrika, itfaiyeye 3 km mesafede olup, trafik yoğunluğunun olmadığı bir yerdeydi.

Kontrol altına alınamadığı için 2 gün süren yangından sonra

Tüm bina neredeyse pert oldu.

Bir tek hataları bu mu?

“ŞU İŞİ BAŞARDIK!” DİYEBİLECEKLERİ TEK BİR PROJELERİ YOK!..

Ulaşımdan, atık suyun arıtılmasına…

Kentsel dönüşümden, asfalt dökümüne…

Çevre peyzajdan, ağaçların kesilmesi veya sökülmesine kadar her yerde belediye dökülüyor.

Yapmayı vadettikleri kadın doğum hastanelerinden, yapacakları 100.000 adetlik otoparka kadar hiçbir vaatlerini yerine getirmediler.

Sayelerinde İstanbul, dünyada trafiği en ağır işleyen büyükşehirlerin arasında 1 numara oldu.

İstanbul’u AK Parti’den devraldıklarında trafik yoğunluğunda dünya sıralamasında altıncısıydı…

Daha yazacak çok şey var.

Kullanılan muazzam bütçeden, trafiği rahatlatmak için yapılmayan tünellere (Lavazım-Dolmabahçe) yine projesi hazır, parası ayrılmış ama yapılmayan arıtma tesisinden, kesilen ağaçlara (Çırağan) ve alkışlayan yapraklara kadar o kadar çok şey var ki…

İŞ BİZE DÜŞÜYOR YANİ “KÖYLÜLERE” DÜŞÜYOR!..

Bütün bu sakametlerine rağmen bir de kendilerine oy vermeyenlereköylü” diyorlar.

Eh! Aldık kabul ettik…

Şimdi ey Aziz İstanbullular ve Ankaralılar!

Ve de köyden gelmiş hemşehrilerim…

Görüyorsunuz ki,

İş yine bize düşüyor.

Kılıçdaroğluköylü” diyerek Cumhurbaşkanımıza oy verenleri aşağıladı ya… Kem söz kime aittir söylemeye gerek yok

Ama…

İstanbul’un Haliç’i, kokudan yanında durulamazken onu temizleyerek bugün ödül alacak hale getiren biziz biz!

Biz ‘köylüler’ yani. (Şimdi CHP eliyle yine kirlenmeye başladı ya. Neyse) 

İstanbul’un Kadıköy, Beşiktaş, Şişli..

Ankara’nın Çankaya, Elmadağ vs. gibi mutena semtlerinde oturanların, İstanbul ve Ankara’nın ne hale geldiği umurlarında değil.

Bundan dolayı

Kılıçdaroğlu’nun bu kadar beceriksiz ve sakilliğine rağmen hala “yüzde 82” oy veriyorlar ki, bunu da anlamak mümkün değil. Ondan sonra kalkıp “İzmir Körfezi neden kokuyor” diye soruyorlar.

(Beşiktaşlılara da aşk olsun… Lavazım-Dolmabahçe tünelini iptal eden ve “günde 35-40 bin araç için ben bu kadar bütçe ayıramam diyen İmamoğlu’nun cephesine yüzde 82 oy verdiler. Sonra da trafikte sinirden saç baş yoluyorlar)

Netice-i Kelam;

Temiz, düzenli ve gül gibi şehirlerde yaşamak istiyorsak şehirlerimizi acilen CHP’nin elinden kurtarmamız lazım.

Yoksa!..

Cumhurbaşkanımızın yapmış olduğu o muhteşem yemin törenine gelen misafirlere ayıp oluyor.

CHP, seçimi kazanamadı ama Ankara’yı sular seller altında bırakarak, o muhteşem görüntüye gölge düşürdü.

Yani;

Hükumette de Belediyelerde de muhteşem olmalıyız.

O halde;

2024 için şimdiden Bismillah…

.

Emin Batur, dikGAZETE.com

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
halim
halim 1 yıl önce
hocam kızma ingilizce yorum modasına katkı vermek istedim:)) biz anlamadık seni hocam ingiliz anladı.hayırdır ne iş.