Güney Kıbrıs Rum yönetiminin Yunanistan, ABD, Mısır ve İsrail destekli Akdeniz’de sondaj yapmasına karşı Türkiye’nin de misilleme olarak, bölgede çalışma başlatması, düşman ülke ABD ve diğerlerinin tepkisine sebep olmuştu!..
Aynı şekilde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Fırat’ın doğusuna 3. harekatın yapılacağı…” açıklamasıyla birlikte içte ve dışta provokasyonlar başladı.
(Sonradan yapılan ABD ile "güvenli bölge" mutabakatı sağlandı açıklamasını, ABD’nin bir oyalama ve engelleme taktiği olarak değerlendiriyorum!)
PKK'nın siyasi ayağı HDP'nin Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Türkiye’nin, Suriye ve Kuzey Irak harekatlarını “savaş” olarak nitelendirdi ve ayaklanma çağrısı yaptı!..
PKK yayın organı “Yeni Yaşam” gazetesi, algı operasyonu başlattı…
Diğer yandan, ABD Suriye’deki YPG terör örgütüne silah ve araç-gereç hibesini hızlandırdı!
Özellikle S-400’lerin Rusya’dan alınması ve kurulum çalışmalarının başlamasıyla birlikte ABD, AB, NATO ve bazı ülkeler, Türkiye düşmanlığını açık şekilde ortaya koydular.
İşte tam da böyle bir ortamda, Kaz Dağları’nda yapılan altın arama çalışması gündeme getirilerek, yeni bir provokasyon başlatıldı!
Ne tesadüftür, Gezi Parkı’nda da ‘ağaç katliamı yapılıyor’ diye olaylar başlamıştı ki; o dönemde “Boğaz’a 3. köprü istemiyoruz” diyenlere rağmen köprünün temeli atılmış ve 3. havalimanı (İstanbul Havalimanı) projesi de gündeme oturmuştu.
En fazla 10 gün önce Batman Belediyesi, ağaç katliamı yaparken; birkaç yıl önce Yalova’da yol yapımı için ağaçlar kesilirken hatta Türkiye’nin her yerinde ormanlık alanlar taş ocağı yapılırken veya turistik bölgelerde, üst üste kasıtlı olduğu da belli olan yangınlar çıkarılırken sessiz kal…
Yetmezmiş gibi yangınla açılmış ya da ormanlık alana kaçak yapılmış, her nasılsa sonradan imara açılan (belki de hala kaçak) yerlerden villa al, sonra da Kanadalı Alamos Gold Şirketi’nin Çanakkale'de Kaz Dağları'nın Kirazlı Köyü Balaban Tepesi’nde, altın madeni çıkarılmasına yönelik Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nca 12 Nisan 2001'de verilen ruhsatla o tarihten beri faaliyet göstersin (Ruhsatı mevcut hükümet verdi zannediyorlar) ve ağaç katliamı yapsın; siz de yeni yapılıyormuş gibi “Twitter” ve “Facebook”tan halkı sokağa çağırın!..
Yine bir tasadüf(!)le ‘meselenin ağaç olmadığını’ bilerek sokak çağrısı yapan Mehmet Ali Alabora benzeri, kullanışa elverişli, halka büyük gösterilmesine rağmen taşeronların küçük aparatları olanların yaptığı, yeşil katliamının önüne geçmek değildir!..
Olsaydı hem kullanılmazlardı hem de protestoya gittikleri maden alanında altın aramazlardı!..
Amaç yeşili korumak ve sahip çıkmaksa; buyurun bugüne kadar yakılarak imara açılmış ve bundan sonra açılacak ormanlık alanlar ile maden ocağı yapılarak işletmeye açılmış alanlar için yeni düzenlemeler isteyelim.
Örneğin, yakıldıktan sonra, yeniden ağaçlandırmak yerine imara açılan ormanlık alanlara imar izni veren belediye başkanı, imar müdürü, bakanlık her kimin imzası varsa, tespit yapılsın ve imzası olanlar yazın en çok yangın olan bölgelerde en az 5 yıl yangın söndürme çalışması ve yanan yerleri ağaçlandırmakla görevlendirilsin!
2001 yılında işletme ruhsatı verilen altın arayıcılarını da provokatörlük yaparak 2019 yılında protesto etmeye çağırmayalım!..
.
Ali Mevlüt Kaya, dikGAZETE.com
Twitterda bizi takip edin: @alimevlutkaya @dikgazete