Hiç düşündünüz mü? Ne kadar ‘adil'im diye...
Toplum ve aile huzurunu oluşturan; hak, hukuk, adalet kavramları nedir, bizim için ne ifade eder diye düşündük mü?
Adalet din, dil, ırk, seviye, büyük-küçük, erkek-kadın diye ayırmadan eşit ve hakkıyla muamelede bulunmaktır.
Adaletin olmadığı yerde kötülüğe giden her kapı açıktır.
Adalet, sevgisinin ve korkusunun olmadığı kimseler kötülüğe göz yumar ve teşvik ederler veya fiilen haksızlık ve adaletsizlik içinde bulunurlar.
Özellikle devlet kurumlarında çalışan kişilerin adaleti benimsemesi ve adaletli davranması gerekir; zira çok büyük vebal söz konusu.
Adalet, dünyanın kurulduğu günden bugüne en önemli olgulardan biridir.
Adaletin olmadığı en küçük topluluktan tutun en büyük devletlere kadar her yer çökmeye mahkumdur.
Adaletin tohumu ailede atılır.
Adaletli anne-baba tarafından yetiştirilmiş çocukların büyüdüğünde de adaletten yana olmaması neredeyse imkansızdır.
Çocukların kız-erkek ayrımı yapılmadan, büyük çocuk küçük çocuk ayrımı yapılmadan büyütüldüğü bir aile düşünün; babanın "ben erkeğim; her şeyi yapmaya hakkım var!", “sen kadınsın, evinde otur çamaşırını bulaşığını yıka!” demediği, hanımının haklarına saygısı olan ve kadının da eşinin hakkını gözettiği bir aile ortamından bahsediyorum.
Adalet, annenin iki çocuğuna evde kalan iki tane mandalinayı birer tane vermesi değildir.
Adalet, annenin evde kalan 2 mandalinayı soyarak ortadan eşit parçaya bölüp, bir mandalinanın yarısını ve diğer mandalinanın yarısını bir çocuğuna ikram etmesi, diğer yarımları da da öbür çocuğuna ikram etmesidir.
Neden mi?
Ola ki bir mandalina tatsız, diğeri tatlı çıkarsa bir çocuğunun hakkına girmiş olmasın diye.
İşte hak bu kadar ince çizgidedir.
Bu şekilde büyütülmüş çocukların, büyüdüğü zaman ister özel kurumda ister devlet kurumunda ister ki kendi ailesinde adaletsiz birer birey olması neredeyse imkansızdır.
Allah, hepimizi Hz. Ömer gibi adaletli olanlardan eylesin ve şartlar ne olursa olsun adaletten ödün vermeyen insanlarla karşılaştırsın.
.
Zeynep Kaya, dikGAZETE.com