Adam diyor ki!..

ADAM DİYOR Kİ…

Asil Türk Milleti’nin önünde başımı gururla öne eğiyorum.

Adam; “Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz” diyor.

Bunlar, Menzil’inden, İsmailağa’sına ne zaman bir şeyh cenazesi olsa hazır kıta devlet erkanı olarak katılıyor, “M. Kemal’e zerre muhabbeti olan cenazeme gelmesin” diyen Fesli Kadir’in tabutuna, Meclis Başkanı, Bakan, Milletvekili, Vali düzeyinde omuz veriyor.

Adam; “Bazı yerlerde kadınlar görüyorum ki, başına bir bez veya bir peştemal veya buna benzer bir şeyler atarak yüzünü gözünü gizler ve yanından geçen erkeklere karşı ya arkasını çevirir veya yere oturarak yumulur. Bir millet anası, millet kızı bu garip şekle, bu ilkel duruma girer mi?” diyor,

Bunlar, başörtüsüne güvence ayağıyla, kara çarşaf için peçe için Anayasa değişikliğine gidiyor.

Adam; “Hepiniz milletvekili olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz. Hatta Cumhurbaşkanı olabilirsiniz. Fakat sanatkâr olamazsınız.” diyor,

Bunlar, belli ki bu sözden alınmışlar, konserleri, sergileri iptal edip, neredeyse sanatı yasaklıyor.

Adam; tek okul düzeninin kurulması, kızların eğitimindeki eksikliklerin giderilmesi, kızların ve erkeklerin bir arada eğitim görmeleri için 1925’de Eğitim Şurası düzenliyor,

Bunlar, aradan yüz yıl geçmişken, güya kız çocuklarının okula gönderilmesini sağlayacak çözüm olarak kız okulları açmaya hazırlanıyor.

Yetmiyor, Çevreme Duyarlıyım Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES) Projesi ayağıyla, okullara imam atanmasının önünü açıyor.

Yetmiyor, Finlandiya modeli eğitim modeli ayağıyla, ilköğretim okulları ve liselerde 4 gün ders 3 gün tatile geçiyor. Hafta sonu tatilini 3 güne çıkarıyor yani.

Liste uzun da yerimiz dar.

Bu yüzden sadede gelelim.

Bir kere her şeyden önce, yapacakları şey için kılıf uydurmada hakikaten çok iyiler.

Baksanıza. Okullara imam atamayı çevreyle duyarlı olmaya bağlamak kadar yaratıcı bir gerekçe duydunuz mu bugüne kadar?

Eğitimde Finlandiya modeline geçiş gerekçesi de hiç fena değil hani.

Pazartesi-Perşembe eğitim, Cuma-Pazar tatil.

Biz şimdi “Cuma gününü tatil yapmaları, zincirleme reaksiyonun ilk adımı. Önce okullarda sonra resmi dairelerde en sonunda da ülke genelinde Cuma gününü resmi tatil ilan edip, o Arap sevici akıllarıyla, Türkiye Cumhuriyeti’ni bildiğin İslam ülkesine çevirecekler” desek,

Sopayla kovalarlar bizi.

Gel gör ki, hinliğin de bir adabı bir raconu var.

Misal, hinlik yapmaya kalkarken karşındakinin zekasını asla küçümsemeyeceksin.

Karşındakinin çapının da en az senin kadar olduğunu düşünerek yola çıkacaksın.

Zira işin sonunda, ava giderken avlanmak da var.

Adam bir şey daha diyor; “Millet yürüdüğü yolu pek büyük yanılmazlıkla seçmiştir ve bu yolun sonunda parlayan mutluluk güneşini bütün açıklığıyla görmektedir. Bu millet o güneşe ulaşacaktır. Ve hiçbir kuvvet onu engel olamayacaktır."

Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti,

Var olsun Türk Milleti.

.

Yener Bozkurt, dikGAZETE.com

-Bağımsızlık Partisi Genel Başkanı-

.