Engelli bireylerin bedenin eğitimi, egzersiz, spor yapıp yapmama konusunu içeren tartışmalarda, sona gelinen bir süreç yaşıyoruz.
Bu görüşümüzü, çalışma alanımızda yer alan sportif etkinlikler ve bilimsel çalışmalar destekliyor.
İşte o akademik çalışmalardan sadece bir tanesi; "İki Otizmli Yüzücünün Açık Deniz Yüzme Yarışındaki Uyum Sürecinin Değerlendirilmesi" Değerli arkadaşlarımız Duran Arslan, Mehmet Özsarı, Kerem Arda, Mustafa Altuntaş ve Şaziye Senem Başgül’ün ortak imzasıyla yayımlanan makalenin içeriği, araştırmanın tartışma kısmında net bir şekilde ortaya koyuyor;
"İmkân verildiğinde açık deniz yarışları ve daha karmaşık olan yüzme, bisiklet, koşuyu kapsayan IRONMAN gibi yarışları Otizmli çocuklar başarıyla tamamlayabileceklerdir."
Bu demek oluyor ki, birileri halen, özel çocuklar adlandırma yapılan otizm, down sendromlu, zihinsel engelli gibi bireylerin ‘yüzme’ yapıp yapamayacakları konusunu (bilgi sahibi olmadıkları için) tartışmaya devam etsinler, birileri ise söz değil icraat yapsınlar. Bu durumun en canlı son örneği olan makaleden derlediğimiz bölümler;
BİLİMİN ENGELSİZ SPOR’A YAKLAŞIMI!..
"Otizm, bireyin sosyo-kültürel, fiziksel ve zihinsel süreçlerini etkileyen yaygın gelişimsel bir bozukluktur" Bu tür bireyler, çevrelerine ilgisiz, sosyal becerilerde yetersiz kalmaktadır.
Bilişsel ve sosyal becerilerin geliştirilmesinde, özel eğitimin yanı sıra, beden eğitimi, egzersiz ve spor branşlarının etkisi oldukça önemli.
Katılım sağladıkları aktiviteler, onların fiziksel olduğu kadar zihinsel gelişimlerine de olumlu etki yapmakta.
Bu aktivitelerin en önemlileri açık ve kapalı spor alanları, yüzme havuzları gibi sosyal alanlar…
6 AÇIK DENİZ YARIŞINDAKİ OTİZMLİLER…
Bilimsel araştırmanın araç ve gereçleri 2 otizmli birey ve açık denizler.
Evet, yanlış duymadınız, düne kadar ‘Onlar havuza giremez, onlar yüzemez…’ denilen özel çocuklar.
Her iki sporcu, alınan ‘özel’ izinle (kimse yüzecek ve başarılı olamayacak ön yargısına sahip olduğu için, özel izin çıkarılıyor), ilk katıldıkları yüzme yarışlarında Can 3 bin, Onur ise 6 bin metre yüzmüş.
Yapılan dördüncü yarış, 550 kişinin katıldığı 6000 m mesafe olan Çanakkale Boğazı.
Bu yarışın genel klasmanda, Can ilk 10’a girerken, Onur ilk 50 sporcunun arasında yarışı tamamlamış.
380 kişinin katılımıyla gerçekleştirilen altıncı yarışmanın 1500 metre mesafede Can, genel klasmanda ikinci kendi yaşında birinci, Onur genel klasmanda yirminci kendi yaş grubunda ikinci olmuş.
Bu yarışmadan sonra Can Demirci’nin performansının ve konsantrasyon düzeyinin ölçülebilmesi için dünyanın en zor yarışlarından olan IRONMAN yarışlarına katılımı sağlanmış, 3 km yüzme, 90 km bisiklet ve 22 km koşu yaparak 1200 kişinin içinde ilk yüze girmiştir…
OTİZMİ DE, KORKULARINI DA YENDİLER..
Denizlerden kulaç atan otizmli sporcu ailelerinin görüşleri, yarışmalar öncesi ve sonrasında şöyle olmuştur;
"Onur’un annesi yarışmalar öncesinde oğlunun denize girdiğinde kimseden komut almadığını, kontrolsüz ve başıboş bir şekilde hiç durmadan yüzdüğünü birçok kez tekneyle denizden çocuğu almak zorunda kaldıklarını belirtmiştir.
Tehlikenin ne olduğunu bilmediği ve kontrolsüz bir şekilde yüzdüğünü, bundan dolayı çok korktuğunu söylemiştir.
Yarışmalar sonrasında ise denize girdiği zaman yüzeceği mesafeyi ve kalacağı süreyi sorduğunu söyleyen annesi eskisi gibi denize girdiğinde kontrolsüz hareket etmeyeceğine emin olduğunu dile getirmiştir.
Yarışmalar sonunda deniz korkusunu yendiğini ve mesafe belirtildiği taktirde istenilen her yere yüzerek gidebildiğini belirtmiştir…"
Nereden, nereye!
Bu şu anlama geliyor; arzulayıp ve çalıştıktan sonra, başarı sır olmaktan çıkıyor!
Süreçte emeği geçen herkesi tebrik ediyoruz…
.
Ahmet Gülümseyen, dikGAZETE.com