Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bülent Arınç, katıldığı bir televizyon programında, “FETÖ'cü müsünüz” sorusuna, “Hayır, değilim. Bu bana yapılabilecek en kötü iftira olur” demiş!..
Bülent Arınç’ın FETÖ ile ilgili daha önce söylediği sözlerinden birkaç örnek!..
“Hoca Efendi’yi, bir siyasi partinin kalıpları içerisine koymak veya onun hizmetlerini bir hükümetle aynı noktaya getirmek doğru değil. Hoca Efendi, bana göre siyaset üstü bir insan! Siyasete ilgisiz değil. Ama onu bir partinin dar kalıpları içerisinde veya hükümetin her yaptığını ‘A ne kadar güzel, aferin’ diyecek bir yaratılışta düşünmemek lazım.
Bizden daha iyi görebiliyor, daha iyi değerlendirebiliyor! …Dolayısıyla bizim içinde olup da göremediğimiz, fark edemediğimiz pek çok şeyi, daha objektif bakarak, daha yukarıdan bakarak belki detaylarıyla fark edebiliyor!”
“….Gülen’i 1975 yılından beri tanırım, O günden beri kendisine çok büyük bir saygım ve sevgim var. Edremit’ten Manisa’ya vaiz olarak atandı. Vaazlarını, sohbetlerini, konferanslarını hiç aksatmadan takip etmeye başladım.
Çok ihlaslı bir mümindi. Konuşmaları çok etkiliydi, çok bilgiliydi, etrafında güzel dostlar vardı. Biz, bu süreç içerisinde kendisini yakinen tanıdık. O da bizi sevdi.
Ondan sonra İzmir’e gittiler. İzmir’deki çalışmalarını yakinen takip ettim. Daha sonra zaten Hoca Efendi’nin hizmetleri büyüdü. Kendisini sevenlerin halkası genişledi. Sadece Türkiye’de değil, bütün dünyada kendisinden bahsedilmeye başlandı.
Şüphesiz 28 Şubat sürecinde de çok büyük sıkıntılar oldu. Kendisine büyük iftiralar atıldı. Şahsı, davası, hizmeti, çilesiyle ilgili birbirinden kötü yalanlar ve iftiralarla cezaevleri yolları gösterildi, davalar açıldı, örgütle suçlandı, laikliğe aykırı suçlar işlendiği ifade edildi.
O zamanlar milletvekiliydim. Her aşamada kendisini destekleyen, kendisinin böyle suçları işlemediğine gönülden inanan bir insan olarak şahsım ve milletvekili sıfatımla da destek olmaya çalıştım!”
*
“Fethullah Gülen Hocaefendi'yi tartışmanın merkezinden çıkarmak gerekiyor. Ona olan saygım da halen devam ediyor.
Bugüne kadarki öğretisiyle, konuşmasıyla, yaşantısıyla ve tarzıyla Hocaefendi'yi bir kenara koymak ve onun üzerinden bir şeyler yapmamak gerektiğini düşünüyorum.”
“Fetullah Efendi”(!), FETÖ olduktan sonra da savunmaya devam etmiş ‘Bülent Abi!..’
Dönemin AK Parti Bursa İl Başkanı ile ilgili haberlerden sonra konuşmuş:
“Bunlar çok ahlak dışı yayınlar. Masum insanları paralelci olmakla suçlayan çete ortaya çıktı! ‘Çocuğunu cemaat okullarına göndermişti, bunlar paralelcidir’ diyen, yok edilmesi gereken alçaktır!..
Ben de çocuklarımı bu okullara gönderdim... Bu suçsa, başında ben varım... Bana gücü yetmeyenler, bu okullardan mezun pırıl pırıl gençlerimizi suçlamaya kalkarlarsa, arkalarında olurum. Kendime yapılmış kabul ederim!..”
KHK ile atılan FETÖ’cüler için:
“KHK’lar bir faciadır. Çevremde o kadar çok bu felaketi yaşayan insan var ki; ben onlara acıyorum, merhamet ediyorum. Aslında onlardan da özür diliyorum.
Evime temizlik yapmaya gelen bir daire başkanı kadını gördükçe, eşi polislikten ihraç edilen bir kadını gördükçe ben yerin dibine geçiyorum.
Kırıkkale’den yumurta getirip kapı kapı satmaya çalışan bir genel müdür gördüğüm zaman felaket görüyorum. Bir benzinlikte pompa tutan bir Danıştay üyesini gördükçe acı duyuyorum. Bir lokantada garsonluk yapan bir genel müdür gördüğüm zaman perişan oluyorum. Bütün bunlar oluyor.”
*
“Yapılan operasyonları ve yaşanan tutuklanmaları izlediğimde... Hani imkanım olsa cübbemi giyip bu kişileri mahkemede savunacağım!”
Bu ve başkaca sözlerinin ardından AK Parti’den gelen tepkiler için de “Yıkmaya çalıştığınız çınarın gölgesinde, güneş görmemiş daha birçok hakikat gölgeleniyor!” şeklinde tehditvari sözler de söylemişti!
Yukarıda belirttiğimiz gibi “FETÖ'cü müsünüz” sorusuna, “Hayır, değilim. Bu bana yapılabilecek en kötü iftira olur” demiş!..
Devamında da, “Yıkmaya çalıştığınız çınarın gölgesinde…” türü tehditvari sözlerin benzeri şekilde; “Hayır, değilim. Bu bana yapılabilecek en kötü iftira olur. Bu sözün arkasından başkalarına da sormanız gerekir” diyerek, yine bir yerleri işaret ederek gösteriyordu!
Farkında mıdır bilmiyorum ama her şey bir yana, “Bu bana yapılabilecek en kötü iftira olur” sözünden de söylediklerini okuyunca ‘en kötü iftira’yı yine kendi kendine attığını görüyorsunuz?!
*
Vefat ve başsağlığı
Yazarlarımızdan Ömür Çelikdönmez’in annesi Naile Çelikdönmez’in Isparta’da vefat ettiğini öğrendim. Merhumeye Allah’tan rahmet, akraba ve yakınlarına sabır temenni ediyorum.
Mekanı cennet olsun.
.
Ali Mevlüt Kaya, dikGAZETE.com
Twitterda bizi takip edin: @alimevlutkaya @dikgazete