Abhazya’daki seçimlere Rusya ve Türkiye baskısı var mı?
MOSKOVA
Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Gürcistan, Abhazya topraklarının kendilerine ait olduğunu düşünerek saldırılar başlattı. 1992 – 1993 yılında yaşanan çatışmalarda profesyonel ordusu bile olmayan Abhazya, sivil milisler oluşturarak bölgenin en güçlü orduları arasında olan Gürcistan’ı kendi topraklarından çıkararak bağımsızlığını resmen ilan etti.
Ancak Gürcistan, Rusya ve batılı ülkelerin yanına çekmeye çalıştığı bir ülke iken 2000’li yılların başlarında batılı ülkeler ile işbirliği yaptı, Abhazya, Güney Osetya ve Rusya’ya tehdit oluşturmaya başladı. Örneğin Gürcistan, NATO ve AB’ye katılmak isterken Karadeniz’de NATO güçleri görünmeye başladı. 2008 yılında ise hiçbir Birleşmiş Milletler ülkesinin tanımadığı Abhazya ve Güney Osetya, Rusya tarafından resmen tanındı. Bu, karşılıklı işbirliğine ve ülkeler arası güvenlik çıkarlarına dayanan bir tanınmaydı. Gürcistan’ın durdurulduğu nokta da buydu.
Abhazya özelinde şunu söyleyebiliriz. Kendi halinde var olmaya çalışan Abhazya, Rusya’nın tanıma kararının ardından iç dinamiklerini bir araya topladı. Ekonomik ve siyasi olarak güçlendi. Ambargolar altındaki Abhazya, Rusya’nın müttefikliğe dayanan desteğiyle Kuzey Kafkasya’nın bir gücü haline geldi.
Zaten Abhazya’yı özel kılan nedenlerden bazıları doğası, Karadeniz’e kıyısı olması, su yatakları ve verimli topraklarıydı.
Ancak Abhazya’nın ekonomik kalkınma için daha fazla Rus desteğine ihtiyacı varken Aslan Bjeniya iktidarı, Abhazya’ya yatırım yapan Rusların mülk edinmesine olanak sağlanan bir tasarıyı Abhazya parlamentosuna sundu.
Abhazya muhalefeti, bu tasarının Abhaz toplumuna zarar vereceğini düşünmüştü.
Öncelikle Abhazya’nın nüfusu 250 – 300 bin dolayında. Diğer taraftan Rus yatırımcıların ekonomik gücü, Abhaz halkını ezebilir endişesi vardı.
-Aslan Bjeniya
Böylelikle Abhazya muhalefeti, Bjeniya iktidarına karşı ayaklandı, parlamento ve başkanlık binası protestocular tarafından kontrol altına alındı. Aslan Bjeniya bu baskıya daha fazla dayanamayarak başkanlıktan istifa etti.
Önümüzdeki 15 Şubat tarihinde Abhazya için kadersel bir niteliğe önemi olan cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılacak. Bu seçimlerde, Abhazya muhalefetinin en ön saflarında yer alan Adgur Ardzınba ve görevinden istifa eden Aslan Bjeniya’nın desteklediği Badr Gunba favori görünüyor. Oleg Bartzits ve Robert Arşba da diğer adaylar arasında bulunuyor.
Abhazya Merkez Seçim Kurulu’nun 15 Şubat 2025’te seçim kararını ilan etmesinin ardından ülkede sükunetle seçim çalışmaları yürütülüyor. Adgur Ardzınba, Badr Gunba, Oleg Bartzits ve Robert Arşba, televizyon programlarında da bir araya gelerek medeni bir tartışma ve programlarını halka anlatıyor.
Ancak Abhazya’da işler yolunda giderken Gürcistan’ın yakın bağ kurduğu Türk basınından bazı isimler, kışkırtma yoluna başvuruyor. Yakından takip ettiğim bazı Türk meslektaşlarım, Abhazya’daki seçimlere Rusya’nın müdahalesinin olduğunu dile getirirken bazı gazeteciler ise Abhazya’daki seçimlere Türkiye’nin etkisi olduğunu öne sürüyor.
Şunu anlamakta fayda var. Abhazya’daki seçimlere dair kışkırtıcı hiçbir yazı veya söylem Abhazya’daki seçim sürecini olumsuz etkilemiyor. Abhaz Devlet Televizyonu’na çıkan adaylar, bir arada yine birbirine tevazu göstererek nezaketle seçim sürecini sürdürüyor. Zaten sokakta beraber yürüyen adayların tek çıkarı Abhazya. Bunu her aday için söyleyebiliriz. Ancak Abhazya dışında yaşayan Abhazlar ve Abhazya halkı, bu kışkırtmalara daha fazla kulak verebiliyor.
Bunun şöyle riskleri bulunuyor. Abhazya’da yaşayan Abhazlardan fazlası Türkiye, Avrupa ve Rusya’da yaşıyor. Haliyle bu gibi kışkırtmalara kulak verildiği an zaten Kuzey Kafkasya’da kaos isteyen batılı kalemşörler amaçlarına ulaşmış olmaz mı?
Abhazya’nın iç dinamikleri yine bir araya gelip, ülkesi için mücadele etmeyi arzularken başka ülkelerde yaşayan Abhaz diasporasının kırılması, dış dinamiklerin zarar görmesine, Abhazya’nın lobiciliğine de zarar vermiş olur.
Son günlerde Abhazya devlet temsilcileri ile sürekli temaslarım oldu. Rusya’da yaşayan bazı Rus meslektaşlarımla da görüşmelerim oldu. Hem Rus diplomatlar hem de Rus gazeteciler Abhazya’daki seçimlerin demokratik bir süreçte gerçekleşeceğini ifade ediyor. Seçimlere Rus baskısının asla olmadığını da ifade ediyor.
Türkiye tarafından da bazı görüşmelerim oldu. Zaten Türkiye’nin Abhazya ile diplomatic bir bağı yok. Seçim sürecine de dahil olan bir Türkiye’den bahsedemeyiz. Bazı yazılarda, “Türkiye destekçileri” diye parmakla gösterilen Abhazlar aslında Türkiye ile hiçbir teması olmayan bir kitle. Onlara “Türkiye destekçileri” değil de “Abhazya milliyetçileri” demek daha doğru da olabilir. Çünkü Türkiye’den Abhazya’ya giden geri dönüşçülerin, vatanlarına karşı aidiyet duygusu yadsınamaz.
İşte tam da bu noktada bazı grupları hedef göstermek Gürcistan emelleri üzerinden Abhazya’yı hayal edenlerin projesi.
Abhazya’da seçim süreci sükunetle devam ederken kimsenin birbirini Rusçu – Türkçü gibi ithamlarla suçlamaması gerekir.
Abhazya’daki seçimlerin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi için oldukça doğru çalışmalar yapılıyor ve önlemler de alınmış durumda. Her seçim döneminde olduğu gibi Abhaz halkı, kendi kaderini kendisi tayin edecek ve istediği adaya oy verecek.
Rusya’da sandık kurulacak. Türkiye’de de kurulması planlanıyor. Ancak bu konuda bazı sakıncalar da var. Türk tarafından bazı diplomatlar ile yaptığım birebir görüşmelerde Türkiye’de sandık kurulmasının sakıncalarından bahsediliyor. Abhazya’da 2014 yılında yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Abhazya’nın Türkiye temsilciliğinde sandık kurulmuş ancak kolluk güçlerinin de dayatması ile oy verme süreci engellenmişti. Yine aynı senaryonun yaşanmasını kimse istemezken bildiğim kadarıyla bu seçim döneminde Türkiye Dışişleri Bakanlığı, Abhazya seçimleri için Türkiye’de sandık kurulmasını onaylamıyor. Türkiye’deki kurumlar da bu konuda bölünmüş durumda.
Abhazya’nın Türkiye Tam Yetkili Temsilciliği ve Abhaz Dernekleri Federasyonu temsilcileri, Türkiye’de sandık kurulmasına yönelik girişimlerini sürdürüyor. Bu konuyla ilgili fazla yorum yapmak istemem. Ancak süreç kritik.
Abhazya’nın Türkiye Tam Yetkili Temsilcisi İbrahim Avidzba ile birebir formatta bir görüşmem oldu. Öncesinde de Talih Özcan ile tanışma fırsatı bulmuştum. Anladığım kadarıyla Talih Özcan ve İbrahim Avizba, Abhazya’daki seçim sürecine dair sürekli fikir alışverişinde bulunuyorlar ve kötü senaryoların oluşmaması için çabaları var.
İbrahim Avizba, Abhazya’nın Türkiye Tam Yetkili Temsilcisi olduğu andan itibaren Türkiye’de başarılı çalışmalara imza atmaya devam ediyor. Üzerinde inanılmaz bir baskının olduğu da aşikar. Ancak Abhazya – Gürcistan savaşı ve sonrasında Abhazya’ya hizmetlerini kim unutabilir? Abhazya’nın resmi temsilciliği sürece dair çalışıyor. Temsilci yardımcısı Cansuh Lazba’nın da yoğun emeklerini görüyoruz.
Seçimler için çok kısa süre kaldı. Türkiye’de sandık kurulursa Abhazya vatandaşları, Türkiye’de oy kullanabilecek. Eğer sandık kurulmazsa Abhazya’ya gidip oy kullanma gereği doğabilir. Demokrasi adına herkes bunu yapmalı. Ancak herkes birbirini suçlamadan sürece destek olmalı.
Seçim sürecinin ardından Abhazya’nın Türkiye’deki resmi kurumları için özellikle genç nüfusun desteğine ihtiyaç olacaktır. Modern döneme uygun kendi dinamiklerini oluşturan çalışkan bir ekiple birlikte medya – sosyal medya – sosyal ve sanat organizasyonlarının düzenlenmesi ve bunun gibi birçok konuda kolektif bir çalışmaya ihtiyaç var.
Eğer biz bunu yapmazsak Abhazları birbirine düşürecek kalemşörler daha da güçlenecek.
Abhazya’daki seçimler için ne Türk tarafının ne de Rus tarafının müdahalesinin olduğunu düşünmüyorum. Herkes bu düşünceyle hareket etmeli ve herkes seçimlere odaklanmalı. Bilinçli olarak bu düşünceleri dayatanlara kulak asıldığı an krizin patlak vereceği ortada.
Abhazya’nın kendi toprağı, kendi dili, kendi bayrağı, kendi ordusu, kendi polisi, kendi istihbaratı, kendi milli marşı ve kendi toplumu var. Artık Abhazya’nın bir devlet olduğunu ve devlet hafızasının hiçbir şeyi unutmayacağını, kişilerin geçici, devletlerin kalıcı olduğunu unutmayalım.
.
Erhan Kuadzba, dikGAZETE.com