-Adgur Ardzinba, (Abhazya cumhurbaşkanlığı adayı)
Abhazya Abhazya’dır
15 Şubat Cumartesi... Bugün Abhazya’da cumhurbaşkanlığı erken seçimleri yapılıyor. Abhazya’yı bu seçime getiren süreci, size kısaca anlatayım: Malumunuz Abhazya, NATO üye ülkeleri tarafından tanınmayan binlerce yıllık kadim bir devlettir. Stalin tarafından kısa bir süre Gürcistan’a bağlanmış, Sovyetler’in yıkılışıyla da bu işgal sona ermiştir. Elbette Abhazya’nın NATO üyesi ülkelerce tanınmaması, birçok anlamda ambargo ve zorluk demek. Ticari, siyasi ve sosyal ilişkileri, dünyanın umursamazlığı sayesinde Rusya’ya mahkum edilen Abhazya’nın nüfusu, Türkiye’deki Abhazların nüfusundan daha az. Bu önemli. Bunu lütfen aklınıza not edin.
Kasım 2024’e kadar devam eden Aslan Bjania döneminde kamuoyunun ‘apartman yasası’ diye bildiği, Rus iş adamlarının Abhazya topraklarını teminat gösterip, Rus bankalarından kredi alarak, Abhazya topraklarında Ruslara satmak için devremülkler yapmasına izin veren bir yasa, meclise getirilmek istendi. Yasanın akıldışılığını izaha gerek yoktur. Abhazya halkı, vatanlarına karşı duyarlı ve sevgi dolu bir halktır. Üstelik gerçekten demokrasi nedir bilir ve uygularlar. Sivil, barışçıl protestolarla bu yasanın geçmesini engellediler ve cumhurbaşkanının da istifasını istediler. Elbette ambargo ve ekonomik zorluklar içerisindeki bir ülke için bu büyük bir iştir. Lakin özgürlük ancak ona ne pahasına olursa olsun sahip çıkanlarındır.
Rus yanlısı odaklar barışçıl protestoları, nedense Türkiye’den dönüş yapmış Abhazya vatandaşlarına mal ettiler. Daha sonra kimliği belirsiz kişiler, Devlet Bahçeli tarafından Hakan Fidan’a yazılmış sahte bir belgeyi dolaşıma soktu. Bu sahte belge ne Devlet Bahçeli ne de Türk Dışişleri tarafından yeterince ciddiye alındı mı bilmiyorum fakat herhangi bir açıklama yapılmaması, iftirayı görmezden gelmek anlamına geliyor. Belge, Abhazya’da yaşayan Ermeni nüfusunun Türk İstihbaratı tarafından izlenmesi gerektiği gibi oldukça saçma bir isteği barındırıyordu. Açıkça Abhazya’da yaşayan Ermeni nüfusunu kışkırtmak adına piyasaya sürülmüştü.
Bugün Abhazya cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olan Adgur Ardzinba’nın Türkiye’deki Abhazlarla iyi ilişkileri önemsemesi de “Türkiye Abhazya’da güçlenmek istiyor” gibi bir iddiayı ortaya atmak için kanıt olarak sunuldu. Açıkçası görülen manzarada Türkiye’nin hiç böyle bir kaygısı olmadığı ortada. Hal böyleyken seçim günü geldi yaklaştı ve Türkiye’de de oy kullanımı için sandık kurulması gerekti. Nasıl Almanya’da, İtalya’da Türkiye’deki seçimler için sandık kuruluyorsa öyle. Fakat Gürcistan’la iyi ilişkiler bahane edilerek ve hatta devlet örfünün çok dışında şaşkınlık verici sözlerle sandık kurulması engellendi.
Bugün Gürcistan resmi paylaşımını gördüm hala “seçimler yapılmasın tanımıyoruz” vs diyor. Siz beğenin beğenmeyin, isteyin veya istemeyin, tanıyın tanımayın bu seçim yapıldı, yapılıyor ve yapılacak. Basit bir vatandaş olarak beni hayrete düşürüyor olan bitenler. Biz Gürcistan’da da Rus yanlısı bir hükumetin var olduğunu ve Gürcü halkının aylardır protestolarda polis tarafından şiddete maruz kaldığını biliyoruz, görüyoruz.
Türkiye’deki Gürcistan lobisi ve Gürcistan’la iyi ilişkileri önemseyenler, bu kadar halden habersiz olamazlar değil mi? Hal böyleyken Abhazya’da hak iddia eden Gürcistan lobisi ve bunu tanıyan Türkiye, Abhazya’nın da Rus yanlısı bir hükumet tarafından yönetilmesini kolaylaştırarak, kendi ayağına ip bağlamıyor mu?
Şaşkınlık içindeyim. Türkiye’de sandık kurulmaması için çaba harcayan her Gürcü ve Gürcistan yanlısı Türk’e hayretle bakıyorum buradan.
“Gürcistan’la iyi ilişkiler” diyerek Abhazya’yı Rusya’ya terk etmek... ‘Abhazya bizim’ diyerek Abhazya’yı Rusya’ya terk etmek...
Dünyanın en saçma politik hamlesine şahit oluyoruz. Emeğinize sağlık, maşallah. Fakat ne derseniz deyin veya ne yaparsanız yapın bu akıl tutulmasına ortak olma niyetimiz yoktur. Abhazya Abhazya’dır. Kadim Kuzey Kafkasya’nın ayrılmaz, bağımsız bir parçasıdır.
Türkiye’de yaşayan 650 bin nüfusu ve bunun kat kat fazlası Kuzey Kafkasya diasporasını yok sayamaz, öteleyemez, görmezden gelemezsiniz.
Biz varız.
Buradayız ve Abhazya’nın, Kafkasya’nın varlığına bütün kalbimizle bağlıyız. Geçmişte ödediğimiz bedeller, gelecekte neleri feda edebileceğimizi göstermektedir. Abhazya’nın büyük devlet başkanı Ardzinba’nın dediği gibi; “Vatan onurdur ve onur candan önce gelir”. Artık iyi niyet, güzel üslup ve saygı çerçevesinde yürütmeye çalıştığımız ilişkileri, efendiliği zayıflık sanarak çiğneyenler dursunlar. Dursunlar çünkü bu ne dostluktur ne büyüklüktür. En hafif tabiriyle ayıptır bütün bu olanlar.
Gürcistan’ın faşist kaprisleri uğrunda Abhazya’da Rus etkisini artırmak gibi bir hataya imza atanlar, doğusundan batısına bütün Karadeniz’de Rus gücünün artmasında Türkiye için nasıl bir menfaat görüyorlar?
Rusya, Suriye’deki üsleri, Kırım’daki varlığı, Sırbistan’la Slav kardeşliği ve Abhazya ile Gürcistan’daki etki gücüyle neredeyse Türk sınırları dışında tüm denize hakim olmakla kalmayacak, aynı zamanda İran’la ittifakı da denkleme katılınca ülkemizi üç yandan sarmış olacak. Tebrik ediyorum. Ne diyeyim. Tebrik ediyorum.
Son sözüm, Türkiye’de Gürcistan lehine faaliyet gösteren herkese. Eğer bu manzarayı sırf Gürcistan’ın asla gerçek olmayacak hayali uğruna oluşturduysanız, vatandaşlık bağlarınızı bir sorgulayın. Eğer Türkiye’nin menfaatleri, güvenliği, sizin için Gürcistan’ın kaprisinden daha önemliyse, artık bu saçma baskıya son vermelisiniz. Gürcistan’ın menfaatleri önemliyse bu sebeple de son vermelisiniz. Çünkü aklın yolu birdir.
.
Ülkü Menşure Solak, dikGAZETE.com
