Bir musibet bin nasihatten iyidir.
Her yıl 24 Nisan’da “acaba bu sefer ne diyecek” diye ABD başkanlarını dikkatle izleme zulmünden kurtulduk.
Sözde müttefik ABD’nin başkanı, sözde soykırımı bu sefer söylemeyi kendine marifet saydı. Varsın olsun!
Çiğ yemedik ki karnımız ağrısın.
Siyasi söylemden öteye geçme ihtimali olmayan, hukuken geçerliliği de olmayacak bir yalanın devlet başkanlarınca dile getirilmesine üzülmeye de gerek yok.
ABD demek ki Ortadoğu'da Türkiye'nin desteğine ihtiyaç duymuyor ve bir yalanın peşinden gidiyor. Bize de “yolu açık olsun” demek düşer!
ABD, küçük kazanımlar uğruna Türkiye gibi büyük bir devleti karşısına alabiliyorsa demek ki akıl tutulması kronik bir mesele haline gelmiştir. Türkiye, bu tür açıklamalar ile hiçbir şey kaybetmez. Aksine çok şey kazanır.
Rusya'nın desteğini umarak kandırılan Ermeni çeteciler gibi şimdi de ABD ve Avrupa'nın desteği ile ayakta kalacağını sanan PKK/PYD, artık aklını başına almalıdır. Masum Kürt halkı bu kirli oyuna gelmemelidir.
Devletimiz bugünlerde Irak'ta terör örgütünün kökünü kazırken ilerleyen günlerde Suriye'de de gerekeni yapacaktır. ABD'ye güvenenler de kaçacak delik bulamayınca gerçeği anlayacaklar lakin onlar için artık çok geç olacaktır.
Zalime güvenen için pişman olmak boşunadır.
Türkiye ve halkı için Ermeniler kardeştir, dosttur. Kürtler de, Araplar da yine öyledir. Zalim olanlar kardeşi kardeşe düşürür sonra da işte böyle keyfe keder açıklamalar yapar. Doğru ile işi olmaz.
Dış politikada baltayı taşa vurduğumuzu, herkesle kötü olduğumuzu diline dolayanlar da herhalde uluslararası ilişkilerden bihaber yaşıyorlar.
Gerçi her şeyi çok bilen o kadar çok medyatik insanımız var ki, insan hayret dahi edemiyor.
Yunanistan Dışişleri Bakanı, aldığı emir gereğince Türkiye’de atıp tutmayı kendine marifet sayarken Kıbrıs görüşmeleri öncesinde stratejik hata yaptığını fark edemedi.
Birkaç hafta sonra İngiltere’de gerçekleşecek görüşmeler olumsuz neticelenirse, Birleşik Krallık’ın KKTC’yi tanıyacağı konuşuluyor.
ABD Başkanı da Yunan bakandan esinlenmiş olacak ki Türkiye’ye karşı koz olarak kullanılan kartı oyuna sürdü. Aynı gün, Türk askeri, Kuzey Irak’ta PKK kamplarını yerle bir etti.
Yetmez ama evet!
Libya’da başarılı politikalar uygulayarak sahada ve masada istediğini alan Türkiye, Karadağ sorununda da etkili ve başarılı olunca ABD ve Rusya’yı epey tedirgin etti.
Mısır ile ilişkiler normalleşmeye yakın bir seyir izlerken Suriye’de de politika değişikliği ile ülkemize karşı planlanan hain oyunları tamamen bertaraf edebiliriz.
Bu kolay bir süreç değil elbette ki.
Ne yazık ki zayıf karnımız ekonomi üzerinden sürekli saldırı altındayız.
Bu baskıyı kırabilmek için daha fazla üretim daha az dışa bağımlılık gerekiyor. Bu durum da bugünden yarına öyle hemen olacak değil.
Sabır gerekiyor.
Ekonomik özgürlük gelene kadar boş oturacak da değiliz.
Soykırım sever zalimlere karşı sahada ve masada her türlü aktif mücadelemiz devam edecek.
Türkiye’nin yolunu açanlar sağ olsun! Milletimiz var olsun…
.
Muhammed Işık, dikGAZETE.com
emrah 4 yıl önce
kutlucan 4 yıl önce
kutlucan 4 yıl önce