1 Muharrem Hicri Yılbaşı; İnsanlığın varoluş gayesi
Mekke, çölün ortasındaki vaha. Hz. İbrahim’in Tevhid mücadelesinde ettiği duanın kabulü, muştusu Hz. İsmail. Hz. İsmail’in bebekken, annesi Hacer validemizle Allah’a emanet bırakıldığı; susuz, ıssız, kimsesiz toprak.
İsmail’in susuzluktan kıvranması, annesi Hacer validemizin koşuşturması ve nihayetinde zemzem.
Zemzemle başlayan hayat; iki kişilik topluluktan koskoca beldeye dönüşümün adıdır Mekke.
İbrahim (as) Mekke için şu duada bulundu; “Rabbim!.. Burasını emin bir şehir kıl. Halkından Allah’a ve ahiret gününe inananları meyvelerle rızıklandır.” (Bakara 2/126)
Emin şehir Mekke; gücü elinde tutan şer şebekesinin despot, baskıcı yönetiminde inim inim inler. İnkâr ve karanlığın zirvesi övünç kaynağı, cehenneme taşıdıkları odun miktarı kadar kibirlenen insanlık.
Mekke kimliğini yitirmişti; Hz. İsmail’den geriye kalan sadece içi putlarla doldurulmuş Kabe kalmıştı.
Hz. İbrahim’in duası sadece İsmail(as) değildi. “Soyumuzdan sana teslim olan, namaz kılan ümmet getir” diye ettiği duanın kabulüdür; peygamberimiz Muhammed (sav).
“Hani, vaktiyle o inkâr eden (müşrik)ler, seni tutup bağlamak veya öldürmek ya da (Mekke’den) çıkarmak için tuzak kuruyor(lar)dı. Onlar tuzak kurarlarken, Allah da tuzaklarının karşılığını veriyor (onu başlarına geçiriyor)du. Allah, tuzak kuran(lara karşılık veren)lerin en iyisidir.” (Enfâl 8/30)
Tevhid mücadelesini söndürmek, susturmak ve tamamen yok etmek için; derin delhizlerde kurgulanan planlar.
“Onların hem önlerine bir set hem arkalarına bir set çektik hem de onları kuşatıp sardık. Artık onlar (hakikati) göremezler.” (Yâsin 36/9)
Mekke’den ayrılma vakti gelmişti. Üzerindeki emanetleri, Hz. Ali’ye teslim eden peygamberimiz; Mekke’ye yönelerek: “Sen, beldelerin Allah katında en sevgili olanısın. Çıkarılmamış olsaydım senden çıkmazdım. Senden başka bir yeri yurt tutmaz, yuva kurmazdım” der.
Mekke’den Medine’ye giden yolun yolcuları, Muhacirlerin en kutlusu, en övülmeye layık olanıydı.
Küfür/ şirk düzeninin adamları, saklandıkları mağaraya o kadar yaklaşmıştı ki; Hz. Ebu Bekir: “Eğilseler bizi görecekler” demişti.
Peygamber-i Zîşanımız (sav); “ya Eba Bekir!.. Mahzun olma, üzülme, korkma! Allah bizimle…”
Hicret yolculuğu, Allah’a teslimiyet böyle başlamıştı.
Medine kardeşliğin, dostluğun, paylaşmanın; ensar ile muhacirin buluştuğu şehirdi artık. Tarihin akışına kısa süre içerisinde o kadar çok altın levha sığdırılacaktı.
Allah ve peygamberine yardım eden, “Rabbimiz Allah” dedikleri için haksız yere yurtlarından çıkartılan muhacirlere kucak açan ensarın cömert ve mertliğini hangi takvim yazar?
Allah(cc), Bakara Suresi 189. Ayette; “(Resûlüm!) Sana hilâl halindeki (yeni doğan) ayları sorarlar. De ki: ‘Onlar, insanlar ve (özellikle) hac için vakit ölçüleridir...” buyurmaktadır.
Kur’an-ı Kerim’in mesajları; müminlerin ibadetleri bir ölçü dilimi/takvime göre düzenlenmiştir.
Sözlük anlamıyla “doğrultmak, düzeltmek; değerini belirlemek” anlamlarına gelen takvim kelimesi, terim olarak “bir olayın belli bir başlangıca göre akıp giden zaman içerisindeki yerini, boyutlarını verme” ve “bunu veren belge” demektir.
Söz konusu boyutlar yıl, ay, gün sayısı ve gün adı şeklinde belirlenmiş olduğundan, takvim, kısaca; “zamanı günlere, aylara, yıllara bölme metodudur” denilebilir.
Peygamber Efendimizin (sav) Mekke’den Medine’ye hicreti (622) Müslümanlar için yeni bir başlangıç/ dönüm noktası olduğu için bu tarih, başlangıç kabul edilerek Hicri Takvim uygulamaya alınmıştır.
Hicri takvim, Müslümanların dinî bakımdan çok dikkatle takip etmeleri gereken bir takvim.
Müslüman toplumların tarihi olayları, Hicri takvim üzerinden kaydedilir ve referans alınır. Bu sayede, İslam tarihinin olayları ve kronolojisi takip edilebilir.
Hicri takvim, Müslümanların günlük yaşantılarında da kullanılır. Doğum, evlilik, vefat gibi kişisel olayların kaydedilmesinde ve takibinde Hicri takvim kullanılmalıdır.
Ay esaslı yapısı sayesinde, Hicri takvim, doğal döngüyle uyum içerisindedir. Ayın hareketleri ve görünüşü, bu takvimin oluşturulmasında temel alınmıştır.
Hicri 1446 yılı geldi; içinde yeni umutlar, niyetler, kararlar, plan ve programlar barındırıyor. Yeni hicri yılla birlikte biz de daha iyiye, daha güzele hicret etmek istiyoruz. Yaratıcımızın hoşnutluğunu kazanmak için güzel vesileler edinmek hedef ve niyetindeyiz.
Her geçen gün ömürden; ömür sermayesi o kadar hızlı eriyor ki.
Omuzuna yüklesen buzu, çarşı Pazar dolaştırsan; kaç saatte erir?
Buzun erimesine seyre dalarsak; vaktin tükendiğini de anlayamayız.
Yarının bugünden daha iyi olması; yaşama gayemizin kalitesini yükseltmek için, Kişisel Hayat Planı yapalım.
Sekiz milyar insanlığın kurtuluşuna belki bir nebze de olsa vesile olmak; ama önce kendimizden başlamalıyız.
Hak ve batılı ayırmak kolay değil ama zor da değil. Pusula; Kur’an ve sünnet.
Yolunuz açık olsun kıymetli okuyucu. Hicri 1446 yılı esenlik ve barış getirsin. Nice 1 Muharrem’e afiyette kalın.
Not:
Hayat, yaşama tarzını Hicri Takvime ayarlayan Müslümanlar adına, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dan istirhamım; Hicri Yılbaşı tatil edilse. Halkın iradesi, siyasi katılım ve Cumhurbaşkanımızın da insiyatifi ile Hicri Yılbaşı tatil edilebilir.
.
Mehmet Yıldırım, dikGAZETE.com
https://akra.media/Haber/HaberKategori/6/guncel (Hicri Takvim)