Yeni Zelanda Müslüman katliamının şifreleri; Ortodoks Hristiyan terörü görüntülü Alman işi!

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez
Yeni Zelanda Müslüman katliamının şifreleri; Ortodoks Hristiyan terörü görüntülü Alman işi!
15-03-2019

Yeni Zelanda’da Christchurch kentinde iki camiye Cuma Namazı sırasında düzenlenen saldırıda en az 49 Müslüman can verdi. Saldırıyı düzenleyen Hristiyan teröristler, Cami içinde öldürdükleri Müslümanları kameraya kaydedip dünyaya izletti. 

İslam ve Müslümanlar, Yeni Zelanda için demografik tehlike değil…

Yeni Zelanda çatışma riskinin yüksek olduğu risk bölgelerinde yer almıyor. Ne etnik ne de dini çatışma yaşanmadı. Toplam 5 milyon nüfusa sahip ülkede Müslüman nüfus 50 bin civarında. Ayrıca, 1.500 de Türk vatandaşı bu ülkede bulunuyor.

1950’lerde yapılan nüfus sayımlarına göre ülkede Müslüman sayısı 200 civarındaydı. İkinci Dünya Savaşı’nın ardından hükümetin sınırlı da olsa başka ülkelerden göçmenlere kapılarını açması üzerine Türkiye’den ve Balkanlar’dan giden Müslümanlar, özellikle Auckland bölgesine yerleşti.

Günümüzde bu ülkedeki Müslümanların 23’ü Yeni Zelanda doğumlu. Araplar, Malaylar, Endonezyalılar, İranlılar, Somali’den ve Balkan ülkelerinden gelenler olmak üzere kırka yakın etnik gruptan Müslüman, bu ülkede yerleşik durumda. 

2013'te yapılan nüfus sayımına göre Müslümanlar, Yeni Zelanda nüfusunun yüzde 1'inden biraz fazlasını oluşturuyor.

Yeni Zelanda’da Sırplar ve Rumlar da yaşıyor…

Yeni Zelanda’da sadece Balkan Müslümanları yaşamıyor. Sırplar da bu ülkede var. 

Sırbistan'dan kitlesel göç gerçekleştiğinde, 1990'lı yıllarda Sırp göçmenlerin çoğunluğu ABD, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda'yı tercih etmişti.

Fener Rum Ortodoks Patrikliğine bağlı Uzakdoğu'da Avusturalya Başepiskoposluğu faaliyette. Yeni Zelanda Metropolitliği ile Avustralya ve Yeni Zelanda Makedon Ortodoks Piskoposluğu var.

Camiye saldıran teröristin kimliği?

Saldırganlardan en bilineni 28 yaşındaki sağ sektörden terörist Brenton Tarrant, İngiliz kökenli bir Avustralyalı terörist. Aslında ne olduğu kim olduğu muallakta.

Kendi ifadesine göre, Avustralya’da düşük gelirli işçi sınıfından bir aileye mensup. Ancak kendisinin sosyal medya hesaplarında İskoç, İrlanda ve İngiliz karışımı bir melez olduğunu belirtmesi dikkat çekici.  

Geçici süreyle Yeni Zelanda'ya taşınan "normal beyaz bir adam"mış.  Brenton Tarrant’ı finans eden Bitconnect sistemi.

Brenton, kısa bir süre için Bitconnect'e yatırım yaptı ve buradan elde ettiği kazancını seyahat etmek için kullandı. En son çalıştığı iş yeri ise bir kebapçı

Kebab (Turkish kebab) yemek kültürleri içinde Balkan, Anadolu ve Ortadoğu Müslüman mutfağına ait bir etli yemek türü.

Türk ve Müslüman düşmanı terörist Brenton Tarrant’ın, kebapçı dükkânında çalışması gerçekten çok dikkat çekici. 

Camiye saldıran terörist neden Türk düşmanlığını öne çıkardı?

Terörist Brenton Tarrant’a göre yaptığı terörist eylem bir “haçlı” saldırısı. Yeni Zelanda'daki katilin silahının üstüne yazdığı veya yazdırılan bazı kelimeler neredeyse kör göze parmak dedirten cinsten.

732 Tours (Endülüs Emevileri'nin Paris'in güneyinde Franklara yenilmesi ve Avrupa'daki ilerleyişinin durması)

1683 Viyana (Osmanlı'nın Avrupa'dan çekilme sürecinin başlaması) 

Turcofagos (Türk yiyici). 

Saldırının gerçekleştiği Nur Camiinin bulunduğu Christchurch kasabasının Türkçe karşılığı ise  “Mesih Kilisesi” anlamında. 

Tüm bunlar bir araya getirildiğinde karşımıza kişinin bilinçaltına gönderilen gizli mesaj “Subliminal operasyon” ile karşı karşıya olduğumuz söylenebilir.

Hedef saptıran, suyu bulandıran ayrıntılar…

Ortodoksların, Balkanlar dışında Müslümanlarla bir hesaplaşması yok. Afganistan, Sovyet döneminde işgal edildi.

Ancak ABD ve Avrupa Birliği ülkeleri için aynı şey söylenemez. İslami fobi üzerinde DAEŞ/IŞİD terörünü topyekûn İslam ülkelerine musallat eden küresel güç,  Katolik/ Protestan genler taşıyor. 

Yeni Zelanda’da öldürülen Müslümanlar üzerinden Türk düşmanlığı da neyin nesi? Bu teröristlerin kullandıkları söyleme bakıldığında Katolik/Protestan terminoloji görülmüyor. 

Türklere yönelik olarak diyorlar ki, "Topraklarınızda huzur içinde yaşayabilirsiniz, size zarar gelmeyecek. Boğaz'ın Doğu yakasında. Ama Boğaz'ın Batı yakasında bir yerde yaşamayı denerseniz, Avrupa'ya gelirseniz sizi öldüreceğiz. Konstantinopolis'e gelir, tüm cami ve minareleri yıkarız. Ayasofya minarelerden kurtulacak ve Konstantinapol hak edildiği gibi tekrar Hristiyan şehri olacak."

Vatikan hiçbir zaman Doğu Roma Kilisesini meşru kabul etmedi. Hatta Türklerin Bizans İmparatorluğuna son vermesine içten içe sevindiler. 

Dolayısıyla hiçbir Katolik veya Protestan’ın gündeminde hiçbir zaman İstanbul’un Hristiyan başkenti veya Ayasofya’nın yeniden Kilise olması yer almaz. 

Bu neye benziyor biliyor musunuz?

Kilisenin çan kulesindeki Haç’a pisleyen kuşun hikâyesini andırıyor.

Kıssadan hisse; “Güvercinin biri durmadan bir kilisenin 'çan'ına pisler.  Güvercin çana pisler, papaz temizler; ertesi gün güvercin yine pisler, papaz yine temizler… Güvercin pisler, papaz temizler… Bir gün, iki gün, üç gün derken papazın canına tak eder ve güvercini yakalamaya karar verir.

Papaz, çanın yanına biraz ekmek, biraz şarap koyar. Ertesi gün, yine aynı görevi yerine getirmek için çanın yanına gelen güvercin manzarayı görünce dayanamaz ekmeği bi güzel mideye indirdikten sonra şarabı da höpürdetir.

Güvercin çana yine pisler ama sarhoş olduğundan bu kez kaçamaz ve oracıkta sızıp kalır.

Papaz, güvercini yakaladıktan sonra tokatlayarak uyandırır ve o hiddetle:

-Nesin ulan sen nesin?..

der ve devam eder:

-Müslüman olsan şarap içmezsin, Hristiyan olsan çana pislemezsin.  Hangi dindensin sen?” 

Terörist Brenton Tarrant ve tayfası da çana pisleyen ama şarap için hangi dinden olduğu anlaşılmayan kuş misali. 

Yeni Zelanda, Avustralya’dan, Avustralya, Birleşik Krallık yani Britanya’dan ayrı düşünülmez…

Yeni Zelanda, meşruti monarşi ve parlamenter demokrasi ile yönetiliyor. Devlet başkanı Kraliçe II. Elizabeth.

Kraliçeyi, Yeni Zelanda Başbakanının teklifi üzerine genellikle beş yıllık sürelerle atanan Genel Vali temsil ediyor.

Kraliçe ve Genel Vali tarafsız ve simgesel konumda. Yeni Zelanda Genel Valisi 28 Eylül 2016 tarihinden bu yana Patsy Reddy. Ülke İngiltere’nin denetiminde.

Yeni Zelanda ve Avustralya, İngiliz Milletler Topluluğu/Commonwealth of Nations üyesi. Avustralya ve Yeni Zelanda 1942 ve 1947’de topluluğa katıldı. Yeni Zelanda, Avustralya ve İngiltere arasında kopmaz bir bağ olduğu söylenebilir.

Saldırıyı boşuna üstünüze alınmayın! Hedef İngiliz Milletler Topluluğu/Commonwealth of Nations…

Saldırı her ne kadar Müslümanlara yönelik olsa da ve Türklere mesaj verilse de asıl hedef; İngiliz Milletler Topluluğu/Commonwealth of Nations.

İşin içinde Hırvatlar var.

Alman İstihbaratı var. 

Brenton Tarrant'ın saldırıya giderken Hırvat faşist çeteleri Ustaşa'ların  dinlediği Sırp şarkısı “watch out ustase and Turks”. Sırp şarkısı, ırkçı ve İslam karşıtı temalı.

Ustaşalık veya Ustaşlık, İkinci Dünya Savaşı'nda Yugoslavya topraklarında etkinlik gösteren faşist hareket.

-1943 - Hırvat faşist Ustaşa askerleri Grabovac köyünden Sırp, Branko Jungić'in kafasını kesmeden hemen önce…-

Ustaşalar, Yugoslavya topraklarında Sırplara karşı olan unsurları destekleyen Alman işgal yönetimi tarafından desteklendi. 

1 Mayıs 1995’te, Hırvat Ordusu, Neo-ustaşa düşüncesiyle birlikte Sırplara etnik bir temizlik için Batı Slovanya’da katliama başladı. Bu katliamın en acı verici kısmı ise tıpkı Srebrenitsa’da olduğu gibi bölgenin Birleşmiş Milletler Barış Gücü kontrolünde iken halkın böyle bir vahşete tanık olmasıydı.

Batı Bosna’da 68 bin Sırp erkek, kadın ve çocuk Ustaşalar tarafından toplama kamplarına gönderildi ve çoğu öldürüldü.  

Neo-ustaşalar (Hırvat) 1995 yılının Eylül-Ekim aylarında 120.000 Sırp sivili katletmiş, bunun ardından Saraybosna, Hırvat-Boşnak idaresine dahil edilmiş, Sırpların, Saraybosna’dan kaçışının ardından NATO tamamen Bosna-Hersek’i işgal etmişti.

TRT World’ün, Yeni Zelendalı editörü Yasmine Ryan’ın intikamı…

Bu menfur terör saldırısı üzerine bir dostum, 1 Aralık 2017’de 10 yıldır gazetecilik yapan, TRT World’ün Yeni Zelandalı editörü Yasmine Ryan’ın şüpheli ölümünü gündeme getirdiğim yazıyı hatırlattı ve muhtemelen Türklere yönelik mesajın bu ölüm vakıası ile ilgili olabileceğine değindi.

Bilemiyorum...

Cami saldırısında Türkler ölmediyse Avustralya /Canberra Büyükelçiliği Müsteşarı Sadık Üstün sayesindedir...

Canberra Büyükelçiliği Müsteşarı Sadık Üstün’ün gayretleri sayesinde çok şükür Türk vatandaşlarından yaralanan var ama ölen yok. 

Sadık Üstün Kim?

Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı’nın 15 Temmuz gecesi görüştüğü MİT mensubu. Kara Harp Okulu’nda Öğrenci Alay Komutanlığı yapmış bir isim.

Bazı iddialara göre; Sadık Üstün, Hakan Fidan tarafından özel bir misyonla MİT’e alındı. Görevinin Türk Silahlı Kuvvetleri’nde cemaate yönelik tasfiye operasyonlarını koordine etmek olduğu, Türk Silahlı Kuvvetlerindeki isim listeleri üzerinde çalıştığı, direkt Fidan’a bağlı hareket eden ve teşkilat içerisinde ‘paralel MİT’İ kuran adam.

Ders I: Saldırı Müslümanlara yönelik ama asıl hedef İngiliz Milletler Topluluğu/Commonwealth of Nations.

Ders II: Saldırıyı gerçekleştirenler tilki sapıtması yapıyor.

Ders III: Alman istihbaratı işin içinde.

Ders IV: Devletimiz vatandaşlarını Yurt dışında da koruyor. 

Bu hain saldırıda hayatını kaybeden Müslümanlara Allah’tan rahmet diliyorum. Başımız sağ olsun. 

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez

Ömür Çelikdönmez kimdir?

1965 Nazilli / Aydın doğumlu. İlk orta ve liseyi Isparta’da bitirdi. Isparta Gazeteciler Cemiyeti üyesi olarak, çeşitli gazetelerin (Türkiye, Milli Gazete, Antalya Ekspres vs) Isparta muhabirliğini yaptı. 

Isparta’da neşredilen mahalli gazetelerde haber, yazı ve şiirleri yayımlandı. (Gülkent, Demokrat Isparta, Senirkent Postası vs.) 1984-1985’te Erzurum Atatürk Üniversitesinde Felsefe öğrenimi gördü. 

1985-1993 arası İzmir Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji bölümünde okudu ve mezun oldu. 

Isparta’da bir siyasi partinin basın müşavirliğini üstlendi ve parti bülteni (Arkadaş) yayınladı. 

Arkadaş FM radyosunun editörlüğünü yürüttü. 

12 Eylül 1994’te Tunceli iline felsefe öğretmeni olarak atandı. Tunceli’de görev yaptığı iki yılda ‘Gökkuşağı’ isimli kültür sanat edebiyat dergisini yayınladı. Ayrıca ‘Dört Mevsim Tunceli’ konulu fotoğraf sergisi açtı. 

Millî Gazete ve Yeni Şafak’ta yazıları yayınlandı. 

Öze Dönüş, İmza, Rind, Paye, Büşra, Palandöken, Avaz, Teos, Açılım, Vizyon, Mor Taka, İktibas, Teneffüs, Cem, Yeşilay, Türk Yurdu, Senirkent Yükseliş, İzmir merkezli Yurtta Uyanış, Zonguldak'ta yayınlanan Zonkişot ve Yörünge gibi dergilerde yazı ve şiirleri neşredildi. 

1991’de İzmir’de yayınlanan Taşra dergisinin Genel Yayın Yönetmenliğini yaptı. 

Yine İzmir’de yayımlanan Harman ve Açılım dergilerinin yayın kurulunda yer aldı. Ezcümle Dergisinin sanat danışmanlığını ve yayın yönetmenliğini üstlendi.

‘Milli Sinema’ ile ilgili bir makalesi, TÜRSAK 93 Sinema Yıllığı’na alıntılandı. 

İlk şiir kitabı ‘Mavi Düş’, İzmir’de Teos yayınlarından 1995’te çıktı. 1996-2002 arası Zonguldak İli Devrek İlçesinde görev yaptı. 

Devrek Lisesi ve Devrek İmam Hatip Lisesi’nde felsefe grubu derslerine girdi. 

2000 yılında Devrek Tarihi kitabı, Devrek Ticaret ve Sanayi Odası’nca yayımlandı. 

Devrek Tarihi kitabı, lisans, yüksek lisans ve doktora çalışmalarında kaynak gösterildi, atıfta bulunuldu. 

1996-2002 arası Devrek ve Zonguldak’ta yayınlanan Devrek Vizyon, Teneffüs, Devrek Genç Görüş, Eğerci’nin Sesi, Kuvayı Milliyeciler dergilerinde ayrıca Yeni Devrek, Devrek Eksen, Devrek Turizm Gazetesi, Devrek Paragraf ve Devrek Postası gazetelerinde bölge tarihine yönelik araştırmaları yayınlandı.

Zonguldak'ta yayın yapan yerel TV kanalında “ Tarihimize Yolculuk” başlıklı programı hazırladı ve sundu. 

2002’de 18. Uluslararası Baston ve Kültür Festivali Tanıtım Rehberi’ni hazırlayan ekipte yer aldı. 

Sempozyum ve Bienallere katıldı, bildiriler sundu. 

Eğitim iş kolunda faaliyet gösteren Türk Kamusen'e bağlı Türk Eğitim-sen sendikasının ilçe temsilcisiydi. 

Devrek’te görev yaptığı yıllarda bölge kültürüne ve tarihine katkıları nedeniyle Devrek İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünce ‘Teşekkür’, İlçe Kaymakamı tarafından ‘Takdir’ belgesi ile ödüllendirildi. 

2003 Ocak’ta Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğine atandı. 

Devlet Bakanı Prof. Dr. Mehmet Aydın’ın Basın Müşavirliğini yaptı. 

2011’de Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğünde görevlendirildi. 

2009’da ‘Efsane Doktor Sadettin Sarı Murat’ kitabı, yine aynı yıl ‘Baston Tarihi / Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabı yayımlandı. ‘Baston Tarihi Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabın, yasal olmayan şekilde telif ücreti ödenmeden Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca ‘Bastonlar’ başlığı ile korsan baskısı yapıldı. haberşanlıurfa, akdenizhaber, haberakdeniz.com.tr, www.ahval.net, haberzonguldak2, haber10, timeturk, fikrikadim, kafkassam, dikGAZETE.com ve MHP Erzurum eski Milletvekili Rıza Müftüoğlu'nun sahibi ve genel yayın yönetmeni olduğu Türk Meclisi internet sitesinde, jeopolitik ve jeostrateji konularında yüzlerce makalesi yayınlandı. 

2013-2018 arası Resmi Gazete’nin basıldığı Başbakanlık Basımevi’nde Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri kadrosuyla çalıştı. 

Isparta ili tarihi ve kültürüne yönelik araştırmalar yapan, ilmi toplantı ve geziler düzenleyen Hamideli Derneği’nin genel sekreterliğini üstlendi.

Halen, dikGAZETE.com haber sitesinde araştırma/analiz yazılarını sürdürmektedir.

.

dikGAZETE.com

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
Ali 6 yıl önce
Sadık üstün nasıl bir hizmet yaparak insanımızın oldurulmesine engel oldu bunu açıklar misiniz ? O kadar musluman olmuş onlar da bizim vatandaşımız bizim insanımız hangi kafadasınız siz yazdığınız yazıyı okuma zahmetime son cümlelerinizle hiç degemedigine emin oldum Yazıklar olsun düşünmeden konuşanlara
Davut Nural 6 yıl önce
Yeni Zelanda da kutsal tapınak yeri olan 2 camide katledilen müslümanlara rahmet yaralılara acil şifalar diliyorum.Terör eylemini ve teröristi ve arkasındaki küresel azmettirici güçleri telin ediyorum.Acı bir olay.Bir daha olmaması dileğiyle.Başımız sağolsun.Yazara teşekkür ederim iyi günler dilerim...
Necdet Çelikdönmez 6 yıl önce
İki cami/tapınak ta katledilen müslümanlara rahmet dileriz.Terörist ve arkasındaki küresel güçleri kınıyorum telin ediyoruz.Teröristin belliginden geçenleri irdelwyelim.Tarık bin Ziyad tarafından fetih/istila edilip Endülser Emevi devleti kurulması dolayısıyla Hristiyan halkın islamlastirma mshalle baskısı ve Hristiyan dünyasının en önemli merkezi ve kilisesi olan İstanbul Ayasofya'nın Hristiyan aleminin elinden çıkması ile camiye/Tapınağa dönüştürülüp minareler yapılması teröristin ve mensubu olduğu kültürün belliginden kin ve intikam hırsıyla diri duruyor.Sulh içinde barış içinde olun sa tarih boyunca hiç bir devlet bir başka devleti istila fetih işgal etmese çok daha iyi olurdu.O istila ların ceremesinin faturası kötü çıkıyor.Avrupalı Rus Ukraynalı beyaz tenli mavi gözlü sarı salı kadınlar subyan yaşta istila fetih gerekçesiyle getirilip saray harem dairesine konuyor.Avrupalı da bu sebeplerden bir Türk İslam düşmanlığı var.Keşke tarihte etik olmayan davranış ve uygulamalar olmasa idi.Terörün her çeşidini kınıyorum.Vedat edenlere rahmet yaralılara acil şifalar diliyorum islam aleminin başı sağolsun Yazar ömür beye bu makalesi için teşekkür ederim.Kalemine kuvvet yüreğine sağlık kolay gelsin üstat...
Rıza Razgradlı 6 yıl önce
Bu nasıl iş anlamadım döndü dolaştı Türkiye'ye bulaştı
Walit khall 6 yıl önce
Köktendinci fundamentalist hristiyan teröristler mübarek cuma günü 50 müslüman kardeşimizı öldürdü acımız büyük