Reel politik düşünelim. Partilerin Meclis aritmetiğine bakıldığında “Türkiye’de siyasi denge her an değişebilir” izlenimi vermiyor. Ne muhalefet iktidara talip, ne de iktidar gitmeye niyetli!..
Çünkü yarım yamalak Arapça bilenlerin dediği gibi "Er-rahatu fi'l-yatak. velev kane tostopak / Yatak toz-topraktan da olsa, rahatlık gene de yataktadır"
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da konuşmalarında sıklıkla kullandığı "Et-tekraru ahsen velev kane yüz seksen" Arapça tekerlemenin, "Yüz seksen kere de olsa tekrar etmek daha güzeldir" gibi anlamı var.
Neden aktardım!..
AK Parti'nin miadını doldurduğunu düşünen bazı siyasiler, yeni partilerle halkın huzuruna çıkmaya pek hevesli. Kendilerini kimler gazlıyor, coşkuyu hangi odak veriyor, benim de merakımı uyandırmıyor değil!
2020 yılı, Meclis’te grubu bulunan AK Parti, CHP, HDP ve İYİ Parti için kongre yılı. 4 parti de ilçe-il kongreleri ile teşkilatları, seçimli büyük kongrelerle merkezi yönetimlerini yenileyecek, liderler de güven tazeleyecek.
Kongrelerde seçilecek yeni yöneticiler, partilerini 2023 yılından önce olması beklenen Meclis ve Cumhurbaşkanlığı seçimine götürecek kadrolarını oluşturmayı hedefliyor.
Türkiye Siyasetine, Atlantik / Avrupa ve Avrasya rekabetinin yansıması…
ABD, Avrupa Birliği, Avrasya denkleminde Türk siyasetine müdahil olmak isteyen küresel güçlerin, AK Parti’ye nüfuz etme veya AK Parti’yi tasfiye etme gibi çabalarından söz edilebilir.
Aynı müdahale daha önce Deniz Baykal’ın genel başkanı olduğu CHP’de ve Dr. 'Devlet Bahçeli'nin genel başkanı olduğu MHP’de yaşandı.
CHP’de genel başkan değişti, MHP’de ise operasyon sonrası eski ülkücü tabandan İYİ Parti'ye geçiş gerçekleşti.
AK Parti'nin üstünde akbabalar…
Recep Tayyip Erdoğan; küresel güç odaklarının diş geçirmeyi denedikleri zorlu bir lider. Kazmayı taşa vurduklarını anladıklarında “BOP Eşbaşkanı” gözüyle baktıkları Erdoğan, çoktan onlara resti çekmişti.
Parti teşkilatına ve tabana hakim.
Milletvekillerinden belediye başkanlarına, il başkanlarından ilçe başkanlarına kim kimdir? Kimle kim iş tutar? çok iyi biliyor.
Kimler kimler Erdoğan'ı yıkmak istedi?
Siz bakmayın Ankara eski Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in “göstermelik Erdoğan biatı”na!..
“100 dev adam” afişleriyle Ankara sokaklarını donattığında Demokrat Parti'de herhalde çaycılık yapmıyordu?
Hangi odaklar kulağına ne üflediyse Başbakanlık koltuğuna oturamayacağını anlayınca tornistan etmedi mi?
Hep hayalinde, Erdoğan sonrası, partiye genel başkan olmak vardı! Umduğu dağlara karlar yağmakla kalmadı, belediye başkanlık koltuğu da altından kayıp gitti.
Ispartalı hemşehrim Erkan Mumcu vardı.
Milli Eğitim ve Kültür Turizm Bakanlığı yaptığı AK Parti’den ayrıldığı gibi, TBMM'de grup bile kurdu. Ama mumu yatsıya kadar yanmadı.
Siyaset sahnesinden silindi gitti.
Duyduğuma göre Davutoğlu'nun partisiyle siyasete dönmeyi düşünüyormuş.
Ne istedilerse alan FETÖ’cüler, kendilerini alemin kralı sanıyordu. Atamalar onlardan soruluyor, vali, kaymakam, emniyet müdürü, bürokrat tayinlerinde çatır çatır pazarlıkla kotardıkları kontenjanı kullanıyorlardı.
Yetmedi darbe kalkışmasında bulundular.
Onlar gitti Erdoğan kaldı.
Bitmedi, "Arkası Yarın" devam ediyor!..
Erdoğan, deyim yerindeyse kurt politikacı. Kendisine rakip olabilecek potansiyeli üç dönem kuralı ile sahanın ve hatta partinin dışına itti. Partiye sızamayan muhterisler, ham ayvayı dalından koparmamak için beklediler, beklediler… Ayvayı yediler!
Londra merkezli siyaseti dizayn operasyonunda üç ismin mercek altına alındığı görülüyor. Ali Babacan, Ekrem İmamoğlu ve Selahattin Demirtaş.
AK Parti'nin “3 parça” olmasını engellemek için Recep Tayyip Erdoğan, partinin kurucularına parası bol aktif görevler verse de çok geç; çünkü “Ba'del harabül Basra”…
Bakanlık ve Başbakanlık görevlerinde bulunan Prof. Ahmet Davutoğlu ile ekonomi ve dışişleri bakanlıkları yapan Ali Babacan, iki ayrı partinin başında.
Her iki ismin de bir diğerine tahammülü yok.
Davutoğlu tribüne oynamayı seviyor.
Ancak onlara kötü bir haberim var. Cem Uzan daha gelmeden cayırtıyı kopardı.
Bazılarını “mermi manyağı” değil ama “mahkeme manyağı” yapacak. Nitekim Babacan ve Davutoğlu'nun resimleriyle birlikte şu twiti paylaşmış;
"Yabancı ajanlarla imzaladığınız belge elimde. Uluslararası mahkemelere sunulacak. Türk Milleti sizden hesap soracak. YARGILANACAKSINIZ."
AK Parti’ye “Milli Görüş mirası üzerine kaçak çıkılmış gecekondu muamelesi” yakışmaz. Sonuçta bizzat genel başkan bu gelenekten yetişme tecrübeli bir siyasetçi ve devlet adamı.
Ancak Milli Görüş’ten ödünç alınan seçmen kitlesinin eve dönüş kampanası 31 Mart’ta uzun uzun çalındı. Lakin Milli Görüş vadisinde bir değil iki parti var. Millî Nizam Partisi, Milli Selamet Partisi, Refah Partisi, Fazilet Partisi çizgisinin devamı, varisi Saadet Partisi ile Yeniden Refah Partisi.
Şimdi bu iki politik oluşum, selden kütük kapmak için çoktan vaziyet aldı.
Bu iki partinin birleşmesi, CHP ile AK Parti'nin birleşmesi kadar olası.
Uzun sözün kısası, AK Parti küçülecek yapısı ile Babacan'ın, Davutoğlu'nun, Karamollaoğlu'nun ve Fatih Erbakan'ın iştihasını kabartıyor.
Bilderberg referanslı elma yanaklı kolejli, benim için bir anlam ifade etmiyor. Millî Mücadele Birliği’nden yetişmesine rağmen, Misakı Milli davasıyla ve Türklük’le arasına mesafe koyan, “Suriye Felaketi”nin müsebbibine zaten oy vermeye elim varmaz.
Önümüzdeki süreçte, Türkiye'de muhafazakâr demokratların iktidarda kalması, toplumsal dinamikler açısından mümkün olmadığı gibi, Avrupa ve Avrasya hattında sert esen değişim rüzgarı nedeniyle de imkan dışı.
Ulusalcı, sosyal demokrat, laik bir çizgideki iktidar değişikliği kapıda.
Söylemedi demeyin!
Kısa keselim “Aydın havası” olsun.
Sarıgül ailesinin kafa karıştıran nikah törenine Ekrem İmamoğlu, Melih Gökçek, Binali Yıldırım’ın katılımı nasıl okunur?
Dört beş gün önce CHP’den Şişli Belediye başkan adaylığı kabul edilmeyince istifa ederek DSP’ye geçen Mustafa Sarıgül, oğlu Ömer Sarıgül'ü, iş insanı Dursun Çakır’ın kızı Revna Çakır ile evlendirdi. Ömer Sarıgül’ün annesi Aylin Kotil ile Mustafa Sarıgül yıllar önce ayrılmıştı.
Nikahta Melih Gökçek’in şahit olması dikkat çekti…
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun kıydığı nikâh töreninin şahitleri eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, eski Bakan Hüsamettin Özkan ve işadamı Nazif Zorlu’ydu.
Eski Başbakan Binali Yıldırım da iş ve siyaset dünyasından tanınmış isimleri katıldığı davetin konukları arasındaydı.
Sermayenin dini olmadığı gibi partisi de olmaz. Siyasetin de öyle.
Sermaye sağ gösterip sol, sol gösterip sağ vurabilir. Nitekim bazıları için özlenen tablo, aslında Türkiye'nin içine düşürüldüğü “Gayya Kuyusu”nun fotoğrafı.
Sarıgül - Gökçek dayanışması…
25 Mart 2014 Salı, Ankara’da, Mansur Yavaş'ın anketlerde önde çıkması sonrasında Melih Gökçek bir iddia daha ortaya attı.
Gökçek'e göre, Kemal Kılıçdaroğlu, Devlet Bahçeli, Mansur Yavaş ya da Mustafa Sarıgül'e bir suikast yapılabilir. *(http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/siyaset/53977/melih-gokcekten-bir-iddia-daha.html)
29 Nisan 2014, Muhalefet partileri ile ilgili de konuşan Gökçek, CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlık yarışını kaybeden Mustafa Sarıgül’ü CHP’nin başında görmek istediğini söyledi.
MHP ve CHP’nin Cemaat’le işbirliği yaptığını iddia eden Gökçek, ittifakın ömrüne Cemaat’in karar vereceğini ileri sürdü.
“Sonrası için öngörünüz nedir?” sorusuna da gülerek yanıt veren Gökçek, “Kılıçdaroğlu gidecek. Herhalde Sarıgül gelir. Ben CHP’de Sarıgülcüyüm” ifadesini kullandı. *(https://www.aydinlik.com.tr/arsiv/melih-gokcek-ben-sarigulcuyum)
22 Ağustos 2018'de Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından görevden alınan eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, kendisine övgülerde bulunan CHP'li Mustafa Sarıgül'e teşekkür etti. *(https://haber.sol.org.tr/turkiye/melih-gokcek-mustafa-sarigule-tesekkur-etti-245908)
11 Şubat 2019'da Melih Gökçek, Mustafa Sarıgül’le ilgili sosyal medyada bir paylaşımda bulundu. Şu cümleleri paylaştı;
“Kılıçdaroğlu sırf enaniyetini tatmin için Sarıgül’ü harcadı... Ama Sarıgül sahada Kılıçdaroğlu’nu eziyor. Kılıçdaroğlu’nun Şişli’de siyasi intiharını görmek için aşağıdaki videoyu izler misiniz?”
Melih Gökçek’in paylaştığı 46 saniyelik videoda, Mustafa Sarıgül kalabalık bir vatandaşla birlikte halkı selamlıyor, esnafla tokalaşıyor. *(https://www.milligazete.com.tr/makale/1870772/adnan-oksuz/melih-gokcekten-mustafa-sarigul-mesaji)
Sarıgül - Binali ortak payda; Erzincanlılık…
Mustafa Sarıgül, 15 Kasım 1956’da Erzincan'ın İliç ilçesinin Güngören eski adıyla Gosdıga - Gösge köyünde doğdu. 1914’te Gosdıga olan köyün adı 1928’de Göske olarak değiştirildi. Sevan Nişanyan'a göre bu köy yani Gosdıga 20. yüzyıl başında Ermeni yerleşimi.
Eski Bakan, Başbakan ve TBMM Başkanı Binali Yıldırım, düğün merasimine katıldığı Sarıgül gibi Erzincanlı.
20 Aralık 1955'te doğduğu Kayı köyü önceki adı Gercanis olan Refahiye ilçesine bağlı.
Melih GÖKÇEK - Binali Yıldırım…
12 Ağustos 2019 günü 65. Hükümetin Başbakanı ve AK Parti İzmir Milletvekili Binali Yıldırım, eşi Semiha Yıldırım ile birlikte, bayramını Akçakoca'nın Melenağzı köyündeki yazlığında geçiren Ankara Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Melih Gökçek’le kahvaltıda buluştu.
Türkiye Cumhuriyeti’nin son Başbakanı ve Meclis eski Başkanı Binali Yıldırım ve eşi, Nevin-Melik Gökçek çiftinin Akçakoca ilçesine bağlı Melenağzı köyündeki evinde kahvaltı yaptı.
Kahvaltı buluşmasında nelerin konuşulduğu bilinemezken, Melih Gökçek, kahvaltı fotoğrafını sosyal medya hesabından paylaştı.
Aslında Erzincan doğumlu görünen Binali Yıldırım'ın ailesi, bizzat kendi ifadesine göre tıpkı Melih Gökçek gibi Şanlıurfalı’ydı.
Binali Yıldırım nereli? Kürt mü Türk mü?
Bu soru, bireysel bir meraktan kaynaklanmıyor.
Erzincan’ın Refahiye ilçesine bağlı Kayı Köyü'nde doğan Binali Yıldırım'ın kendi açıklamaları bu soruyu sorduruyor.
Nitekim 5 Haziran 2018'de Başbakan Yıldırım, seçim çalışmaları için geldiği Hakkari'de yaptığı konuşmada, "Bizim Kürt kardeşlerimizle ilgili bir derdimiz yok. Bir sıkıntımız yok. Bin yıldır bu topraklarda beraber yaşıyoruz. Benim de geçmişim Kürt. Kürtlüğünüzle gurur duyun" demişti.
Binali Yıldırım, resmi kayıtlara göre, 20 Aralık 1955 yılında Erzincan’ın Refahiye ilçesine bağlı Kayı Köyü'nde doğdu. Bir rivayete göre ailesi Karapapak/Terekeme.
Ailesi, 93 Osmanlı Rus Harbi’nde Gürcistan Borçalı bölgesinden, Ağrı’nın Doğubeyazıt ilçesinin (günümüzde Eleşkirt İlçe sınırları dahilinde) Dahar/Tayir /Tahir Köyü’ne göç etmiştir.
“Kürtleşen Türkler” kitabının yazarı Macit Gürbüz, “Yıldırım ailesinin göç haritası oldukça ilginç. Aile; köken olarak Rakka’dan Urfa’ya, Urfa’dan Ağrı Tahir’e, Tahir’den Gümüşhane Kelkit’in bir köyüne, oradan da Erzincan’ın Refahiye ilçesine bağlı Kayı köyüne göç etmiş” iddiasında bulunmuştu.
Bu iddiaya göre Yıldırım’ın ailesi, 1840’dan sonra Urfa topraklarına yerleşti, sonra Ağrı, Tahir’e geldi. Gümüşhane Kelkit’teki geçici iskanlarının ardından, ailenin göçü Rakka’dan Refahiye Kayı Köyü’nde son bulur.
Binali Yıldırım Gümüşhaneli mi, Suriye Rakkalı mı, Ağrılı mı Urfalı mı Yoksa Erzincanlı mı?
26 Eylül 2017'de Başbakan Binali Yıldırım, Şanlıurfa ziyaretinde, ata topraklarından akrabaları olan Badıllı aşiretiyle Kararaköprü'ye bağlı Külaflı köyünde bir araya gelmişti.
Bir süre akrabalarıyla sohbet eden Başbakan Binali Yıldırım, Şanlıurfa'daki akrabalarıyla bir araya geldiği için mutlu olduğunu söylemişti. Başbakan Yıldırım, "Sizin bir akrabanız olarak aranızda olmaktan, Külaflı köyünde sizlerle buluşmaktan gurur duyuyorum.
Uzun yıllardan beri birbirimizin varlığını biliyoruz ama bir türlü bir araya gelip tanışamadık ve konuşamadık. Kısmet bugüneymiş. Bize gösterdiğiniz sıcak karşılama, candan ev sahipliği için tüm Badıllı ailesine teşekkür ediyorum” demişti. (*)
İngilizce ve Fransızca bilen Binali Yıldırım'ın katıldığı Sarıgül’ün düğün merasiminde gizli maestro kim acaba?
Bir “İntelligence" mensubu, geçen gün Çukurambar'daki malum pastanede, çevresindeki ağzı açık kendisini dinleyen dostlarına, rüyasında "-Binali Yıldırım’ı, Beştepe’deki Külliyede Cumhurbaşkanı makamında gördüğünü, Ali Babacan'ın da sandık sandık para saydığını…” anlatıyordu.
Uzaktan kulak misafiri olduğum bu sohbeti, bir başka “İntelligence" mensubuna anlattığımda, "-o rüyayı görenin gece üstü açık kalmış" dedi iyi mi!..
Ankara yön tayininde zorlanıyor.
Moskova yerinde duruyor. Orası sabit.
Lakin yol haritasında ibre Washington ile Londra arasında gidip geliyor. Pusulamız şaşmış.
.
Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com
Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete
(*) Şoför Topal Dursun'un oğluna İsrail’den mesaj var!
https://www.dikgazete.com/sofor-topal-dursun-un-ogluna-israilden-mesaj-var-makale,1502.html
Necdet Çelikdönmez 5 yıl önce
Lincoln 5 yıl önce
Deli fehmi 5 yıl önce
,.... zahide 5 yıl önce