Yeni Sistem'in ilk Bakanlar Kurulu, İran savaşı ile Irak ve Suriye operasyonlarına göre mi hazırlandı?

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez
Yeni Sistem'in ilk Bakanlar Kurulu, İran savaşı ile Irak ve Suriye operasyonlarına göre mi hazırlandı?
11-07-2018

Habertürk Gazetesi Washington Temsilcisi Serdar Turgut, birinci hedefinin "Amerikan yönetiminin her kademesinde yer alan insanların beyin yapısını ve düşünce sistematiğini okumak ve anlamak" olduğunu belirtmişti.

Bu nedenle gözlemlerini önemsiyorum. 

Serdar Turgut’un; “Washington’daki en tecrübeli yabancı muhabirler arasındayım. Yıllardır dün gibi Türkiye’nin pür dikkat ve heyecanla izlendiğini görmedim.

Yönetimin tüm birimlerinde insanlar Başkan Erdoğan’ın birinci gününün içerdiği mesajlara konsantre olmuştu.

Onun ilk gün yaptığı tüm konuşmaların çevirileri anında analiz edildi. Birimler başkanlık döneminde Türkiye’nin yönünün ne olacağına ilişkin tahminler yapmak ve bunun Türk-Amerikan ilişkisini nasıl etkileyeceğini çıkarmaya çalıştılar.

Ben çok uzun süredir Amerikan yönetimlerinin Türkiye’ye bu kadar önem verdiğini ve dikkat kesildiklerini görmemiştim” diye ifade ettiği tespitlerine bakılırsa ABD yönetimi yeni süreçte Türkiye’nin atacağı adımları önceden öngörmeye çalışıyor.

-Amerikalıları üzmemek adına İbrahim Kalın’ın Dışişleri Bakanı yapılmadığı doğru mu?

Bu sorunun cevabını da Serdar Turgut’tan öğrenmek mümkün.

Bakanların henüz daha açıklanmadığı saatlerde Washington’da konuştuğu insanlara “Sizin en çok merak ettiğiniz konu nedir” diye soran Turgut’a verilen cevap oldukça şaşırtıcı.

Doğal olarak hemen herkes, dışişleri bakanının kim olacağını merak ediyordu.

Ama ilginç bir detay vardı burada.

Konuştuğu hemen herkes “İnşallah İbrahim Kalın olmaz” diyordu.

Bunun nedenini öğrenmek isteyen Turgut, sorusuna çok ilginç bir cevap aldığını söylüyor.

Bunların dediğine göre İbrahim Kalın, Washington’daki etkin isimlerle temasını, diyaloğu hiç koparmamış.

 O nedenle ABD’li diplomat ve bürokratlar; dün isimler açıklanmadan önce “Şimdi o bakan olursa bu diyaloğumuz ve dirsek temasımız kopar mı diye çekiniyoruz” diyorlarmış.

Neyse ki korktukları olmamış.

Serdar Turgut diyor ki; "Washington’u ve iç işleyişini çok iyi bilen İbrahim Kalın’ın özellikle sosyal medya üzerinden diyaloğa Washington’un bayağı önem vermekte olduğu açıktı. Bu detay bana dış politikanın iç işleyişini anlamam açısından başka bir ufuk açtı.” (1)

Siz ne anladınız?

Daha önce Binali Yıldırım’ın Başbakanlığı döneminde Başbakanlık Müsteşarlığına atanan Fuat Oktay’ın Başkan Yardımcılığı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ifadesiyle "tam bir ters köşe pozisyonu" yarattı.

Çünkü ön plana çıkmayan, görevine odaklanması ile tanınan Oktay, medyatik olmayı pek sevmiyordu.

Bu açıdan bürokrat ve teknokrat karışımı bir yapısı olduğu söylenebilir.

Oktay’ın Cumhurbaşkanı Yardımcılığına getirilmesi sürpriz olarak nitelendiriliyor. (2)

Fuat Oktay; 2012-2016 tarihi arasında Başbakanlık AFAD Başkanlığı görevini yürüttü.

Çeşitli sektörlerde uzmanlaştığı risk ve kriz yönetimi alanlarını, afet ve acil durum yönetimi konularında etkin bir şekilde uygulayarak birçok uluslararası kuruluş ile iş birliği içerisinde çalışmalarını Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti adına koordine etti.

Başbakan Binali Yıldırım’ın göreve gelmesiyle “devletin mutfağı”diye tabir edilen Başbakanlık Müsteşarlığı görevine getirilen FuatOktay “son Başbakanlık Müsteşarı” olarak tarihte yerini aldı.

Müsteşarlığı döneminde Suriye sınırındaki terör tehditlerine karşı yürütülen Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekâtları kapsamında kurumları arası koordinasyon görevini üstlenmesi nedeniyle; Suriyesorununun çözümünde kilit isim olduğu söylenebilir.

Yeni Bakanlar Kurulunda MHP’den kimse yer almadı.

Siyasetçi, özel sektör ve bürokrasi karmasının görüldüğü yeni kabinede özel sektörün daha fazla temsil edildiği görülüyor. 

Özel sektörde CEO’luk yapan Ruhsar Pekcan’ın Ticaret Bakanlığıgörevine getirilmesi bence Ankara’nın Şam politikasında ekonomik diplomasi kanallarını kullanılacağının işareti. 

Çünkü Ruhsar Pekcan, DEİK-Türk Suriye İş Konseyi başkanlığını yürütmüş bir isim. 

Bakanlığının açıklandığı ana kadar da TOBB Kadın Girişimciler Kurulu Başkan yardımcılığı uhdesinde bulunuyordu. (3)

Milli Eğitim camiası nasıl eğitimci kökenli Ziya Selçuk’un bakan atanmasına sevindiyse Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın bu göreve getirilmesi ister emekli olsun ister muvazzaf en çok askerleri rahatlattı.

Türkiye’de çok partili hayata geçildikten sonra asker kökenli milli savunma bakanlarının atanmaması söz konusuydu. 

Uzun bir aradan sonra Türk Ordusu’nu yakından tanıyan, sorunlarını bilen bir ismin Milli Savunma Bakanı olması birkaç açıdan önemli.

TSK mensuplarının çok önem verdiği kurumsal hiyerarşik yapının muhafazası noktasında, Genelkurmay Başkanlığı'ndan bir ismin askerden sorumlu bakanlık makamında bulunması, rütbelilerin itaatve saygı hassasiyetinin Cumhurbaşkanlığı yönetimince dikkate alınması demektir.

Askerler bu aşamadan sonra sorunları Marko Paşa’ya değil, kendilerinden birine Hulusi Paşa’ya anlatabilecektir. 

Bir başka önemli kazanım da Süleyman Demirel’in “Herkes, istediği şekilde inanmaya devam etsin ve yine herkes din ve devletin ayrılması gereğine inansın ve camiye, okula, kışlaya siyaset sokulmasın” sözlerindeki seküler gerçekliğin yansımasıdır.

Akar; askeri bürokrasiye kolaylıkla nüfuz edebilecektir.

Ayrıca askeri diplomasi tecrübesini özellikle NATO kapsamında değerlendireceğinden önümüzdeki günlerde bölgemizde yaşanabilecek gelişmelerde inisiyatif alabilecektir. 

Neden mi?

Ankara; Bağdat ve Tahran ile sıkı işbirliği içinde PKK’nin Kandil Dağları’ndaki kalesine yönelik askeri operasyonlarını sıklaştırıyor.

Bu örgüte karşı askeri operasyonlar sonuç alınıncaya kadar daha da tırmandırılacak.

Türk ordusunun hem içeride hem Irak’ın kuzeyinde artan askeri operasyonlarına paralel olarak, İran’daki İslamcı Devrim Muhafızlarıda, ülkenin batı ve kuzeybatı sınırı bölgelerinde Kürdistan Özgür Yaşam Partisi’ne (PJAK) karşı savaşını yoğunlaştırmış durumda.

Ankara, Trump yönetimiyle, ABD’nin Suriye’deki başlıca vekil gücü olan Halk Savunma Birlikleri’nin (YPG) Fırat Nehri’nin batı yakasında bulunan Menbiç kasabasından çekilmesi konusunda bir “yol haritası” üzerinde anlaşmaya vardı.

Ankara ile Washington4 Temmuz’da başlayan, 90 gün içinde sona erecek ve Menbiç’teki bir yerel yönetim kurulmasını içerecek bir süreç konusunda anlaştı. (4)

Dün bakanlar kurulu açıklanmadan önce; “TSK kökenli isimlerin Erdoğan tarafından görevlendirilmesi durumunda TSK komuta kademesinde taşlar yerinden oynayacağından, yeni görevlere yeni isimlerin de gelmesiyle bir değişim yaşanması muhtemel. Yeni sistemde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ı kendisine yardımcı seçmesi durumunda Türk Silahlı Kuvvetlerinde beklenilmeyen bir görev değişikliğine bağlı kaymalar yaşanabilir. 1972’de kurulan Yüksek Askeri Şura bütün üyelerin katılmasıyla toplanmadan bu atama kararlarının nasıl yapılacağı da merak konusu?” demiştim. (5)

Türk aklı anında çözüm üretti.

Üst Kademe Kamu Yöneticileri ile Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Atama Usullerine Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 9. maddesinin ikinci fıkrası gereğince Genelkurmay Başkanlığı, Genelkurmay 2. Başkanlığı ve Kara Kuvvetleri Komutanlığına ait atama kararları Resmi Gazete’de yayımlandı. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzalı kararlara göre, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın Milli Savunma Bakanlığına getirilmesiyle boşalan Genelkurmay Başkanlığına, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Güler’in ataması yapıldı. 

Kara Kuvvetleri Komutanlığına Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Ümit Dündar, Genelkurmay 2. Başkanlığına ise Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Metin Gürak getirildi. (6)

Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Üst Kademe Kamu Yöneticileri ile Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Atama Usullerine Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle; TSK’da albaylıktan tuğgeneral, tuğamiral rütbelerine terfilerle generallik ve amirallikte bir üst rütbeye atamalar Cumhurbaşkanı tarafından yapılacak.

Genelkurmay Başkanı, orgeneral ve oramiraller arasından atanacak, 4 yıl görevde kalacak.

Muvazzaf subayların terfileri her yıl 30 Ağustos Zafer Bayramı günüyapılacak, ancak bu tarih Cumhurbaşkanı tarafından farklı bir tarih olarak da belirlenebilecek.

Türk Silahlı Kuvvetlerinde (TSK) albaylıktan tuğgeneral, tuğamiral rütbelerine terfilerle generallik ve amirallikte bir üst rütbeye atamalar Cumhurbaşkanı tarafından yapılacak.

Yeni Genelkurmay Başkanının şans yüzüne güldü.

2017 YAŞ kararlarıyla Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na atanan Yaşar Güler’in, Hulusi Akar’ın emekliliği sonrası TSK’nın yeni komutanı olması bekleniyordu.

Nitekim oldu da.

Erken seçim sonuçlarına göre yeni açıklanan bakanlar kurulunda Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın Milli Savunma Bakanı olarak atanması, Yaşar Güler’in bir yıl önce Genelkurmay Başkanlığına getirilmesini sağladı.

15 Temmuz darbe girişiminde darbeci askerin ele geçiremediği, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İstanbul’da güvenliğini sağlayan ve darbecilere karşı yaptığı sert açıklamayla TSK’da darbe karşıtı unsurları bir araya getiren dönemin 1. Ordu Komutanı Ümit Dündar2016 YAŞ’ta sürpriz bir şekilde Genelkurmay 2. Başkanı olmuştu.

2017 YAŞ kararlarında da Ümit Dündar’ın Kara Kuvvetleri Komutanlığına atanması beklenirken ilgili sürpriz bir karar çıkabileceği konuşulmuş, 2016-2017 yılları arasında Jandarma Genel Komutanlığı görevini yürüten Güler; Kara Kuvvetleri Komutanlığına atanmıştı.

2015’te 1. Ordu Komutanlığı’na getirilen DündarFETÖ’nün 15Temmuz darbe kalkışması sonrası, Genelkurmay Başkan Vekili olarak atanmış, bir süre bu görevi üstlenmişti.

Dündar, 28 Temmuz 2016’da gerçekleştirilen Yüksek Askeri Şura kararıyla Genelkurmay 2. Başkanı olmuştu. 

İki yıldır Kara kuvvetleri Komutanlığı bekleyen Orgeneral Ümit Dündar, nihayet dün muradına erdi. 

Genelkurmay 2. Başkanlığına getirilen Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Metin Gürak; daha önce Genelkurmay Başkanlığı İletişim Daire Başkanlığı, Kara Kuvvetleri EDOK Muharebe Hizmet Destek Eğitim Komutanlığı ve 4. Kolordu Komutanlığı görevlerinde bulunmuştu. 

15 Temmuz gecesi Metin Gürak, Genelkurmay Başkanlığı nizamiyesinde darbeciler tarafından derdest edilmişti. 

28 Temmuz 2016 YAŞ Kararları sonrası Kocaeli Garnizon Komutanlığı’na atanmış ama bu görevi nedeniyle defacto olarak kıdem tenziline maruz kaldığı yorumları yapılmıştı. 

Tarih tekerrür etmeden hak tecelli etti.

Avrupa medyası, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yemin töreninde Batılı hiçbir büyük ülkenin üst düzey yetkilisinin olmamasına dikkat çekiyor.

Yazdıklarına bakılırsa Türkiye’nin parlamentoda muhafazakâr ve İslami çizgideki AK Parti ile milliyetçi MHP çoğunluğu ile dış politikada daha da artan milliyetçi bir yol izlemesi bekleniyor. 

Erdoğan, son yıllarda Suriye’deki savaş, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği, insan hakları ihlalleri ve darbe girişimi sonrası Avrupa’nın desteğinin yetersiz olması gibi konular nedeniyle ABD ve AB ile stratejik müttefikleriyle çatışıyor.

Bu değişimin bir sinyalinin de yemin törenine katılan 22 ülke lideri arasında ABD, Almanya, Fransa ya da İngiltere gibi Batılı ülkelerin olmayışı. 

Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Venezuela Devfet Başkanı Nicolas Maduro ve (Rusya Devlet Başkanı) Vladimir Putin gibi otoriter liderler Erdoğan’ı aceleyle tebrik etti ancak Batı daha kayıtsız davrandı. 

Bu, yemin töreninin davetli listesine de yansıdı. 

Bulgaristan’ın Cumhurbaşkanı Radev törene katılan tek Avrupa Birliği üyesi ülke lideriydi.

2 yıl önceki darbe girişiminin ardından Türkiye’nin en güçlü Batılı müttefiki olan İngiltere de törene bakan göndermedi. (7)

İngiltere kendi derdine düştü, iki bakanı istifa etti.

Hükümet krizinin pençesinde kıvranıyor.

Ne diyelim kıskananlar çatlasın!

Bakınız:
1- http://www.haberturk.com/yazarlar/serdar-turgut-2025/2051806-baskan-erdoganin-ilk-gunu-washingtonda-nasil-izlendi
2- http://tr.euronews.com/2018/07/09/-yeni-turkiye-nin-ilk-kabinesini-cumhurbaskani-recep-tayyip-erdogan-acikladi – http://www.agos.com.tr/tr/yazi/20941/kabine-aciklandi-genelkurmay-baskani-milli-savunma-bakani-oldu
3- https://www.dw.com/tr/türkiyenin-özel-sektör-ağırlıklı-yeni-hükümeti/a-44595156
4- Halil Çelik/ 21 Haziran 2018/ http://www.wsws.org/tr/articles/2018/06/21/turk-j21.html
5- http://www.dikgazete.com/surpriz-sadece-yeni-bakanlar-kurulunda-degil-tsk-komuta-kademesinde-de-yasanabilir-makale,735.html
6- http://tr.euronews.com/2018/07/10/genelkurmay-baskanl-g-na-orgeneral-yasar-guler-atand-
7- https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-44775389

.

Ömür Çelikdönmez,
Twitter: @oc32oc39

Bu yazının altına Muharrem Aksin imzası ile girilen bir yorumda ise (düzelterek yayınlıyoruz) şöyle denildi:

:

Önümüzdeki en az 20 yıl bölgemizde kan barut eksik olmayacak. Muhtemel sorunlarda;

- İran'a müdahale, suriye ve Irak'ın istikrarı için şart görünüyor. Bu savaş kaçınılmaz geliyor. Çaresiz ABD yanında olacağız; Mehabad Kürt devleti kurulmak istenebilir...

- İran'dan sonra Suriye ve Irak'ta kurulacak devletcikler, en büyüğü Lübnan kadar olan her biri bir büyük devletin koltuğuna sığınan bu ülkeler, bize yönelik terör dahil her kötülüğün merkezi olmaya aday...

- Suriye'nin bir kısmını, Golan'ı tamamen ilhak eden İsrail...

- Kıbrıs ve Ege, Akdeniz gazının, petrolünün elimizden alınmak istenmesi...

- İçte Ergenekon dışta FETÖ kaynaklı fitneler bizi bekleyen sorunlar...

- 1000 uçak 600.000 kişilik profesyonel orduya ihtiyacımız var...

- Paralı askerlik şansımız 20 milyar dolarlık bir kaynar sağlar SSB ye...

.

dikGAZETE.com

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez

Ömür Çelikdönmez kimdir?

1965 Nazilli / Aydın doğumlu. İlk orta ve liseyi Isparta’da bitirdi. Isparta Gazeteciler Cemiyeti üyesi olarak, çeşitli gazetelerin (Türkiye, Milli Gazete, Antalya Ekspres vs) Isparta muhabirliğini yaptı. 

Isparta’da neşredilen mahalli gazetelerde haber, yazı ve şiirleri yayımlandı. (Gülkent, Demokrat Isparta, Senirkent Postası vs.) 1984-1985’te Erzurum Atatürk Üniversitesinde Felsefe öğrenimi gördü. 

1985-1993 arası İzmir Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji bölümünde okudu ve mezun oldu. 

Isparta’da bir siyasi partinin basın müşavirliğini üstlendi ve parti bülteni (Arkadaş) yayınladı. 

Arkadaş FM radyosunun editörlüğünü yürüttü. 

12 Eylül 1994’te Tunceli iline felsefe öğretmeni olarak atandı. Tunceli’de görev yaptığı iki yılda ‘Gökkuşağı’ isimli kültür sanat edebiyat dergisini yayınladı. Ayrıca ‘Dört Mevsim Tunceli’ konulu fotoğraf sergisi açtı. 

Millî Gazete ve Yeni Şafak’ta yazıları yayınlandı. 

Öze Dönüş, İmza, Rind, Paye, Büşra, Palandöken, Avaz, Teos, Açılım, Vizyon, Mor Taka, İktibas, Teneffüs, Cem, Yeşilay, Türk Yurdu, Senirkent Yükseliş, İzmir merkezli Yurtta Uyanış, Zonguldak'ta yayınlanan Zonkişot ve Yörünge gibi dergilerde yazı ve şiirleri neşredildi. 

1991’de İzmir’de yayınlanan Taşra dergisinin Genel Yayın Yönetmenliğini yaptı. 

Yine İzmir’de yayımlanan Harman ve Açılım dergilerinin yayın kurulunda yer aldı. Ezcümle Dergisinin sanat danışmanlığını ve yayın yönetmenliğini üstlendi.

‘Milli Sinema’ ile ilgili bir makalesi, TÜRSAK 93 Sinema Yıllığı’na alıntılandı. 

İlk şiir kitabı ‘Mavi Düş’, İzmir’de Teos yayınlarından 1995’te çıktı. 1996-2002 arası Zonguldak İli Devrek İlçesinde görev yaptı. 

Devrek Lisesi ve Devrek İmam Hatip Lisesi’nde felsefe grubu derslerine girdi. 

2000 yılında Devrek Tarihi kitabı, Devrek Ticaret ve Sanayi Odası’nca yayımlandı. 

Devrek Tarihi kitabı, lisans, yüksek lisans ve doktora çalışmalarında kaynak gösterildi, atıfta bulunuldu. 

1996-2002 arası Devrek ve Zonguldak’ta yayınlanan Devrek Vizyon, Teneffüs, Devrek Genç Görüş, Eğerci’nin Sesi, Kuvayı Milliyeciler dergilerinde ayrıca Yeni Devrek, Devrek Eksen, Devrek Turizm Gazetesi, Devrek Paragraf ve Devrek Postası gazetelerinde bölge tarihine yönelik araştırmaları yayınlandı.

Zonguldak'ta yayın yapan yerel TV kanalında “ Tarihimize Yolculuk” başlıklı programı hazırladı ve sundu. 

2002’de 18. Uluslararası Baston ve Kültür Festivali Tanıtım Rehberi’ni hazırlayan ekipte yer aldı. 

Sempozyum ve Bienallere katıldı, bildiriler sundu. 

Eğitim iş kolunda faaliyet gösteren Türk Kamusen'e bağlı Türk Eğitim-sen sendikasının ilçe temsilcisiydi. 

Devrek’te görev yaptığı yıllarda bölge kültürüne ve tarihine katkıları nedeniyle Devrek İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünce ‘Teşekkür’, İlçe Kaymakamı tarafından ‘Takdir’ belgesi ile ödüllendirildi. 

2003 Ocak’ta Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğine atandı. 

Devlet Bakanı Prof. Dr. Mehmet Aydın’ın Basın Müşavirliğini yaptı. 

2011’de Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğünde görevlendirildi. 

2009’da ‘Efsane Doktor Sadettin Sarı Murat’ kitabı, yine aynı yıl ‘Baston Tarihi / Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabı yayımlandı. ‘Baston Tarihi Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabın, yasal olmayan şekilde telif ücreti ödenmeden Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca ‘Bastonlar’ başlığı ile korsan baskısı yapıldı. haberşanlıurfa, akdenizhaber, haberakdeniz.com.tr, www.ahval.net, haberzonguldak2, haber10, timeturk, fikrikadim, kafkassam, dikGAZETE.com ve MHP Erzurum eski Milletvekili Rıza Müftüoğlu'nun sahibi ve genel yayın yönetmeni olduğu Türk Meclisi internet sitesinde, jeopolitik ve jeostrateji konularında yüzlerce makalesi yayınlandı. 

2013-2018 arası Resmi Gazete’nin basıldığı Başbakanlık Basımevi’nde Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri kadrosuyla çalıştı. 

Isparta ili tarihi ve kültürüne yönelik araştırmalar yapan, ilmi toplantı ve geziler düzenleyen Hamideli Derneği’nin genel sekreterliğini üstlendi.

Halen, dikGAZETE.com haber sitesinde araştırma/analiz yazılarını sürdürmektedir.

.

dikGAZETE.com

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?