Zaman zaman “ne var ne yok” diye telefondan hal hatır sorduğum, seksene merdiven dayamış, MNP/MSP/RP’de önemli görevler üstlenmiş kadim dosta; “hadi gözünüz ardınızda kalmayacak; AK Parti, 28 Şubat darbecilerini cezalandırdı” dediğimde, tıpkı merhum Erbakan Hoca gibi celallendi ve “hadi ordan, hadi ordan bunlar aynı baltanın sapı, 28 Şubat’ın arkasında bunlar vardı; kimi kandırıyorlar!?” deyince, yelkenleri suya indirdim.
Devletin resmi haber ajansı AA, Yargıtay Kararını “Türk siyasi tarihinde "postmodern darbe" olarak bilinen ve dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan'ın istifasını getiren 28 Şubat döneminin failleri, bağımsız mahkemece yapılan yargılama sonucu cezasız kalmadı” başlığı ile abonelerine servis edince, “beynimde şimşekler çaktı” desem yalan olmaz. Bu algı operasyonun perde arkasını yazmak farz-ı ayn oldu.
Yargıtay Kararı ile 28 Şubat Darbecileri cezalandırıldı, Türk Silahlı Kuvvetleri değil?
28 Şubat postmodern darbesinin generalleri hakkında verilen mahkeme kararı nasıl okunmalı?
Bazı safdiller sanıyor ki; Yargıtay kararının açıklanmasının ardından, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, 28 Şubat davasında, haklarında verilen müebbet hapis cezaları kesinleşen 14 kişi ile ilgili yakalama kararı çıkartması, muhafazakâr demokratların veya Milli Görüşçülerin geçmişle hesaplaşması.
Bu saftirikler, Refahyol Hükümetini iktidardan uzaklaştıran sürecin mimarları hakkında verilen mahkûmiyet kararını, “iktidarın tasarrufu” gibi yorumluyor. Oysa Türk Yargısının bağımsızlığı tartışılamaz. Çünkü yargının bağımsızlığı esastır. Bu husus bizzat Cumhuriyet’in banisi Mustafa Kemal Paşa tarafından ‘adalet mülkün temelidir’ sözü ile ifade edilmiştir.
FETÖ’cülerin açtığı 28 Şubat Davası, darbeye teşebbüs ve bedeli…
ÖnceYargıtay 16. Ceza Dairesi ile Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin karar sürecinden kısaca söz edelim. 28 Şubat sürecinde "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini cebren devirmeye, düşürmeye iştirak"la suçlanan 103 sanık hakkında açılan davanın ilk celsesi, 2 Eylül 2013’te saat 10.00‘da Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi‘nde görülmeye başlandı. Davayı açan Savcı Mustafa Bilgili, FETÖ üyeliğinden, soruşturma aşamasında savcılığa bilgi ve belge gönderen Genelkurmay Eski Adli Müşaviri Albay Muharrem Köse, FETÖ üyeliği ve 15 Temmuz Darbe girişimini planlaması sebebiyle tutuklanmıştı.
Refahyol hükümetinin düşürülmesine neden olan 28 Şubat muhtırası ile başlatılan sürecin mahkemeye taşınmasından sonra Yargıtay’ın kararında, “suçun icra hareketleri üzerinde müşterek hakimiyet kurdukları tespit edildiği” belirtilen sanıklar Ahmet Çörekçi, Aydan Erol, Cevat Temel Özkaynak, Çetin Doğan, Çetin Saner, Çevik Bir, Erol Özkasnak, Fevzi Türkeri, Hakkı Kılınç, İdris Koralp, İlhan Kılıç, Kenan Deniz, Vural Avar ve Yıldırım Türker, olay tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 147. maddesindeki "Türkiye Cumhuriyeti icra heyeti vekilleri heyetini cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etmek" suçu bakımından "müşterek fail" olarak sorumlu tutuldu.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 28 Şubat davasında "darbeye teşebbüs" suçundan 14 sanığa verilen müebbet hapis cezalarını onadı. Kararın ardından davaya bakan Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi, aralarında dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Emekli Orgeneral Çevik Bir ve Genelkurmay Harekât Başkanı Emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın da bulunduğu isimlerin cezalarını kesinleştirdi.
Dosya, sanıkların cezalarının infazı için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildi.
Başsavcılık mahkeme kararında infaza engel bir durum görmedi. İnfaz erteleme talepleri reddedilen sanıklar hakkında yakalama kararı çıkartıldı. Şimdi onlar mağrur değil mahkûm.
“Travesti”den medet uman generaller!
1940 Maçka Trabzon doğumlu, 1. Ordu Komutanlığından emekli Çetin Doğan, 28 Şubat sürecinde adı fişlemeler ile anılan “Batı Çalışma Grubu”nun başkanlığını yaptı. Kendisinin imzası olan 16 Nisan 1997 tarihli ve bütün askerî birimlere gönderilen bir BÇG belgesinde, laiklik aleyhtarı faaliyetlerin arttığı vurgulanarak, camilerin gözetim altına alınması emrediliyordu. Plana göre görevli askerî personel, camilere gidecek ve laiklik karşıtı fiil ve sözleri ivedilikle garnizon komutanlıklarına bildirecekti.
Türkiye'de “üçüncü cins”in en çarpıcı temsilcisi olarak bilinen, 90'lı yıllar boyunca “Travestiler Kraliçesi” olarak anılan, 2000'lerde “organizatör” sıfatıyla ülke gündemine ilginç olaylar taşımaya devam eden Seyhan Soylu'nun (Sisi) 28 Şubat sürecinde etkin bir rol üstlendiği ortaya çıkmıştı. Seyhan Soylu, JİTEM'in yayın organı olduğunu iddia ettiği “Strateji Dergisi” bünyesinde, 8 ay boyunca istihbarat çalışmaları yaptığını, tesettüre girerek Kalkancı tarikatını incelemeye aldığını, yaptığı hizmetler nedeniyle "alnından öpüldüğünü", bu nedenle alnına bir yıldız dövmesi yaptırdığını söylemişti.
"Aşk, nefret, intikam, ihtiras ve ihanet" sarmalında dini kavram ve temalarla yoğrulmuş, Emire Kalkancı ve Fadime Şahin'in gözyaşlarıyla sulanan "irtica" haberlerinin, kâh bir melodram, kâh bir gerilim filmi gibi izlendiği yıllarda kendi kendine “Türkiye'yi yobazların elinden kurtarma" misyonu yüklediğini anlatan Soylu, "Ben 28 Şubat'ın gizli kahramanıyım." demişti.
Ergenekon soruşturmasının tanığı, MİT eski Kontrterör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür, 28 Şubat süreci, JİTEM ve darbe andıcıyla ilgili açıklamasında ise, Ergenekon soruşturmasında gözaltına alınarak, takipsizlik kararı ile serbest bırakılan Seyhan Soylu için “28 Şubat sürecinde Fadime Şahin, Müslüm Gündüz, Ali Kalkancı gibi isimlerle irtibatlı bazı çalışmalarda yer aldığını duydum” demiş, Sisi'nin JİTEM'e çalıştığı iddiasında bulunmuştu.
AK Partili Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Erdoğan’ın Danışmanı Çevik Bir…
28 Şubat’ın binyıl süreceği sözleri nedeni ile eleştirilen, sağlık sorunları yaşadığı bilinen, kanser tedavisi gören Genelkurmay eski başkanlarından Hüseyin Kıvrıkoğlu’na göre "28 Şubat kararları TSK’nın değil, MGK’nın kararlarıdır.”
Bu söz nasıl yorumlanmalı?
Benim anladığım Kıvrıkoğlu Paşa, 28 Şubat Kararlarının TSK’ne kilitlenemeyeceğini ifade ediyor. Zaten Yargıtay Kararı da bu yaklaşımı doğruluyor. Eğer 28 Şubat, Türk Silahlı Kuvvetlerinin tasarrufu olsa idi, bugünkü tablo ortaya çıkmazdı. Ne dersiniz, haksız mıyım?
Annesi Selanikli babası Manastırlı, Arnavut kökenli Çevik Bir, 28 Şubat sürecinde Genelkurmay 2. Başkanı’ydı. 28 Şubat’ın “Truva atı” olduğu için Karadayı - Kıvrıkoğlu tarafından Genelkurmay Başkanı olması engellenmişti.
TSK içerisindeki cuntanın vitrin süsü Çevik Bir, TSK adına hareket etmiş olsaydı, Karadayı - Kıvrıkoğlu Paşaların işbirliği ile tasfiye edilebilir miydi?
AK Partili Çevik Bir!..
AK Parti’nin 3 Kasım 2002 tarihinde tek başına iktidar oluşunu ilk öven kişilerden biridir. Nitekim 2005’te İçişleri eski Bakanı Meral Akşener, 28 Şubat sürecinde bugünkü iktidar mensuplarıyla kanlı bıçaklı olan emekli Orgeneral Çevik Bir'in, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'e danışman olduğunu da öne sürmüş, Vakit gazetesinde “Tayyip Erdoğan`ı da İsrail`e meşhur Çevik Bir pazarlamış” başlığıyla verilen röportajda eski emekli Orgeneral Çevik Bir hakkında “AKP’nin İsrail ve Amerika’daki Yahudi lobisiyle iletişimini sağlayan bir danışman olarak karşımızda…” iddiasını dillendirmişti.
AK Partili eski Bakan, günümüzde CHP Konya Milletvekili Abdüllatif Şener, 15 Ağustos 2010’da orgeneral Çevik Bir'in Başbakan'a yakın bir firmada danışmanlık yaptığını ileri sürmüş, şöyle demişti; “…28 Şubat’ın en fazla bilinen isimlerinden biri Çevik Bir Paşa şu anda nerede, ne iş yapıyor, hükümet ve Başbakan’la ilişkisi ne? Başbakan’a yakın bazı firmalarda danışmanlık yapıyor mu, yapmıyor mu? Veya 28 Şubat’ta Sincan’da tankları yürüten bir askerin şimdi çok hızlı bir şekilde terfi etmiş olmasını neye bağlıyorsunuz? Önce Birinci Ordu Komutanlığı’na, arkasından Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na atanmıştır bu YAŞ sürecinde. Bu neyin nesi? Ve bazı çevreler ‘Evet, bu YAŞ kararlarına Başbakan damgasını vurdu’ diyor. Nasıl bir ilişkidir bu o zaman?”
Mart 2011’de “Son Darbe 28 Şubat” konulu bir konferansta gazeteci İlnur Çevik, “Çevik Bir, Başbakanın danışmanlığı görevindedir, AKP’nin kuruluşundan itibaren parti için yut içinde ve dışında aktif görevler ifa etmiş, AKP’nin kurduğu 58. Hükümetten itibaren de Başbakanın çok yakınında danışman kadrosunda istihdam edilmektedir” bilgisini paylaşmıştı.
Mehmet Ali Güller, Aydınlık Gazetesi’nde yayımlanan 14 Nisan 2012 tarihli yazısında, Recep Tayyip Erdoğan’ın, 28 Şubat sırasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğunu, 28 Şubat sürecinde bir gün, 12 Eylül’ün Genelkurmay Başkanı Kenan Evren’i; “Sizin zamanınızda Belediye başkanı olsaydım, İstanbul’u uçururdum.” sözleriyle övdüğünü yazmıştı.
İddialar bitmek bilmiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 1984 yılından 1998 yılında Refah Partisi'nin kapatılmasına kadar yardımcılığını yapan Milli Gazete köşe yazarı Ekrem Şama, Erdoğan’ın, 28 Şubat döneminde “Çevik Bir ve arkadaşları ile temasta olduğunu” iddia etti..
Şevket Kazan, 28 Şubat sürecinin önde gelen komutanlarından dönemin Genelkurmay 2’nci Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir’in Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın gizli danışmanlarından olduğuna dair duyumlar aldıklarını söyledi. Kazan “Çok ciddi duyumlarımıza göre, Çevik Bir, İsrail’le ilgili askeri konularda Başbakan Recep Tayip Erdoğan’a gizli danışmanlık yapıyor” dedi.
Başbakan Erdoğan’ın Katar’daki temaslarına Alan Makovsky’nin de katıldığını hatırlatan Kazan, “Makovsky 28 Şubat sürecini, ABD Başkanı Savunma Başdanışmanı sıfatıyla 1996 yılında hazırladığı raporla tetikleyen kişi” diye konuştu. Kazan, 28 Şubat sürecinin perde arkasındaki gerçek gücün, şimdi AKP’nin arkasında olduğunu da belirtti.”
Sonuncu iddia…
“Çevik Bir son anayasa değişikliği referandumunda Büyük Ortadoğu Projesi için ‘evet’ oyu vereceğini açıkladı. Bir’in bu sözleri, İsrail’in sağcı gazetelerinin başında gelen The Jerusalem Post’da yer aldı.
Devamı şöyle:
“…Bir ‘Türkiye’de bir takım Amerika ve İsrail karşıtı odaklar var. Bunlar Büyük Ortadoğu Projesine karşı çıkıyor. Son yıllarda bunların sesi çok çıkmaya başlamıştı. Şimdi çoğu Ergenekon davasından dolayı içeri tıkıldı. Bu yüzden AK Parti hükümetini takdirle karşılıyorum...”
Tayyip Erdoğan'ın uluslararası Yahudi Lobileriyle ilişkili bazı generallerle bağlantılarını kuran kişi ise Çevik Bir'dir. Çevik Bir, Siyonist kuruluş JİNSA'dan ödül alan birisidir. Çevik Bir, talihsiz 28 Şubat hareketinde ABD'nin truva atı görevini üstlenmişti. Şükür ki bu ekip, kısa bir zaman sonra tasfiye edilmişti. Tayyip Erdoğan'la münasebetleri, belediye başkanlığı döneminde başladı.
Ocak 1999’da cezaevinden çıktıktan sonra Çevik Bir'le İstanbul'da yine bir araya gelindi. Bundan bir müddet önce de Çevik Bir ekibinden emekli Koramiral Atilla Kıyat'la Hidiv Kasrı’nda yemek yenildi.
Çevik Bir'le Atilla Kıyat'ın Danışma Kurulu üyesi olduğu Cumhuriyet Gazetesinin yayın yönetmeni İlhan Selçuk, Tayyib'i "gerçekçi" ilan etti ve "değiştiğine inandığını" yazıverdi. Daha da enteresanı İlhan Selçuk "Yeni oluşumcuların miladının (AKP'nin doğum başlangıcının) 28 Şubat olduğunu" dile getirdi!?
3 Kasım 2002 seçimleri öncesi Deutsche Bank, Chase Manhattan, Moore Kapital, American Expres gibi siyonist sermayenin güdümündeki finans kurumlarına: "AKP'nin tek başına iktidara taşınacağını ve bunun endişe duyulacak bir sonuç doğurmayacağını" söylemek üzere bilgilendirme çıkan ve bu ziyaretlerini araştırma şirketi “verso”nun başkanı Erhan Göksel ve Mesut Yılmaz'ın kuzeni meşhur borsacı Mehmet Kutman'la birlikte yapan kişi de yine Çevik Bir'dir.
Bu Atilla Kıyat ki, Fethullahçıların Aksiyon Dergisi "Terfisine kesin gözüyle bakılırken, teamüllere aykırı olarak emekli edildi" diye sahip çıkılmıştı ve uzun uzadıya övülmüştü...
CIA'ya yakın olduğu ifade edilen RAND Corporation'un Türkiye raporu, son günlerde tartışma konusu oldu. Aynı kuruluşun 1996 yılında yayınladığı bir rapor daha vardı ve bu raporda Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakan, Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı olabileceğinden söz ediliyordu. 28 Şubat döneminde yaşananlar, RAND Corporation'un raporunda bahsettiği Türkiye siyasetindeki değişimi hızlandırdı.
Balyoz’u beş yıl rafta bekletip son kertede onayan Yargıtay’ın bu kararı için kimler kafa yordu?
Ne oldu da Yargıtay, iktidar kanadının bu husustaki Çetin Doğan’ın “Balyoz” davasındaki beraat kararı da bozuldu ve ceza almaları gerektiği belirtildi. 28 Şubat kararıyla ilgili sesini yükseltmesinin bir sebebi de o karar. Çünkü burada sonuç almanın daha kolay olduğunu varsayıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın soruşturmaların başından itibaren rahatsızlığı biliniyor.
AK Parti tabanının hesap sorma heyecanı, Erdoğan’a hiç uğramadı. 1997’de 12 yaşında olan kızı Sümeyye bile müdahil olurken AK Parti lideri, bu fırsatı tepti. Partiyi kurarken 28 Şubat’ın asli faili Çevik Bir’le görüştüğü ve ona garanti verdiği iddialarını haklı çıkaracak tutumu hep sürdürdü. En azından tutuksuz yargılanma ayrıcalığını o söze borçlular galiba.
Sonuçta 28 Şubat'ın yarattığı mağduriyet, AK Parti'nin siyaset sahnesine güçlü bir şekilde çıkmasını sağladı”
Şimdi iktidara yakın basın organlarında, tutuklanan generallerin suçlarının affedilmesi kampanyası başlatılmasına ne demeli?
Bunlardan biri de Habertürk yazarı Nagehan Alçı. 28 Şubat davasında yargılanan 14 general ile ilgili verilen hapis kararını doğru bulmadığını söyleyen Alçı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a çağrıda bulundu. Alçı, "80 yaşını geçmiş ve hepsi de büyük sağlık problemleriyle uğraşan 14 ismi yetkinizi kullanarak affediniz" diyor.
Bir zamanlar FETÖ’ye övgüler düzdüğü de bilinen bu gücü iktidardan menkul kadın, 2010 yılında “Twitter”da “Bizim askerlerin eşleri ve sevgilileri de Güneydoğu'daki gaziler için marif takvimine soyunsun!” mesajını paylaşmıştı. Bana yol arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim.
.
Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com
Seçilmiş Kaynakça;
https://www.dikgazete.com/gundem/postmodern-darbe-nin-failleri-cezasiz-kalmadi-h600651.html
https://web.archive.org/web/20170719081745/http://www.milligazete.com.tr/28_subat_davasi_basliyor/290199
https://www.haberturk.com/feto-cu-savci-mustafa-bilgili-ye-17-yil-hapis-2442772
https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-58242442
https://www.ntv.com.tr/turkiye/28-subat-davasi-cetin-dogan-tutuklandi,rmM0P7K9vU6LAPPj2OlirQ
https://www.trthaber.com/haber/gundem/28-subat-davasinda-cezasi-onananlar-icin-yakalama-karari-602972.html
https://www.evrensel.net/haber/440750/28-subat-davasi-aydan-erol-ilhan-kilic-kenan-deniz-ve-idris-koralp-tutuklandi
https://t24.com.tr/haber/eski-genelkurmay-baskani-kivrikoglu-irtica-bin-yil-surerse-28-subat-da-bin-yil-surecek-dedim,832463
https://www.hurriyet.com.tr/gundem/cevik-biri-evren-kesfetti-39117767
https://yenisehir.fandom.com/tr/wiki/Arnavutlar
https://www.haksozhaber.net/arnavut-her-yerde-arnavuttur-21826yy.htm
https://haber.sol.org.tr/turkiye/eski-yardimcisindan-erdogana-dikkat-ceken-suclama-cevik-bir-ile-temastaydi-281182
https://www.haber7.com/siyaset/haber/93230-cevik-bir-hangi-bakana-danisman
https://www.yeniasya.com.tr/politika/cevik-bir-ve-akp_130600
https://www.yenisafak.com/gundem/28-subat-aktoru-jitem-elemani-193804
https://www.asikurtlar.com/darbeci-ba%C5%9Fi-%C3%A7evik-bir-tayyip-beyin-ba%C5%9Fdani%C5%9Fmanidir.html
https://t24.com.tr/haber/cevik-basbakana-yakin-bir-firmada-danisman-mi,91797
https://www.borhaber.net/arastirma/dokunulmayan-pasa-cevik-bir-neden-h611.html
http://ahmetsaltik.net/arsiv/2012/11/AKPnin_perde_arkasi.pdf
https://www.indyturk.com/node/139246/r%C3%B6portaj/bat%C4%B1-%C3%A7al%C4%B1%C5%9Fma-grubu-ba%C5%9Fkan%C4%B1-%C3%A7etin-do%C4%9Fan-28-%C5%9Fubat-ve-erbakan%C4%B1n-istifas%C4%B1-bir
https://muyesseryildiz.com/2013/10/24/ya-bu-dava-bozulur-ya-erdogan-danismanini-kovar/
https://t24.com.tr/haber/nagehan-alci-nin-asker-eslerine-sarf-ettigi-soyunsunlar-sozune-dava-acildi-avukat-armagan-caglayan-oldu,862346
loveawake.ru 3 yıl önce
Halil 3 yıl önce