Vatikan, Ukrayna savaşına Katolik Polonya’yı ısındırıyor!

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez
Vatikan, Ukrayna savaşına Katolik Polonya’yı ısındırıyor!
26-12-2022

“Hitler’in Papası” olarak adlandırılan Papa XII. Pius bilinmeden günümüzdeki gelişmeler doğru analiz edilemez. Asıl adı Eugenio Pacelli olan Pius, İkinci Dünya Savaşı’nın patlak vermesinden 6 ay önce göreve başlamış, Nazi yönetimiyle diplomatik ilişkilerini sürdürmüş, Nazilerin Polonya işgalini de kınamamıştı.

Şaşırdık mı?

Papa 7'nci Pius, 1933 yılında rahipken Adolf Hitler ile ittifak kurdu. Vatikan'ın Almanya temsilcisi olduğu dönemde Katolikler'in Merkez Partisi'ni kapattı ve Katolik seçmenleri Nazi partisine yönlendirdi. Böylece Katolikler'in oylarını da alan Hitler, Almanya'da iktidara geldi.

1939'da Papa olduktan sonra 7'nci Pius, ilk iş olarak Nazilerle yakınlaştı. 2. Dünya Savaşı'nda tek bir kez bile Naziler'in eylemlerini kınamadı. "Hitler'in Papası" olarak bilinen Pius, kilise ve manastırlara Yahudi sığınmacıların alınmasını yasakladı. 

Soykırımdan kaçan Yahudiler, nazilerin eline teslim edildi. Vatikan, İtalya ve Fransa'da Yahudi çocuklar için özel yurtlar kurdu. Ancak ailelerinden koparılan Yahudi çocuklar daha sonra Almanlar'ın ölüm kamplarına gönderildi. Nasyonal Sosyalizm ve Faşizm, “Katolik Kilisesinin yani Papalığın siyasi mezhebi” denilse yeridir.

CIA’nın soğuk savaş döneminde dinler üzerinden Sovyetler Birliği kuşatması…

“Kardinal rengi”, kırmızının canlı tonu olan renk. Adını Katolik Kilisesine bağlı kardinaller tarafından giyilen cübbenin renginden almaktadır. Katolik rahipler ve papazlar siyah cübbe giyerler. ‘Beyaz’ Ortodoks rengidir. ‘Yeşilİslam’ı sembolize eder.

Soğuk Savaş döneminde NATO şemsiyesi altında toplanan müttefik ülkelerin gizli servisleri, Sovyetler Birliği’ne yönelik bir dizi operasyonların içinde yer aldılar. Bu konuda Vatikan başı çekti. Sovyetler Birliği sınırları dahilindeki Katoliklere yönelik   dezenformasyon içeren bilgilendirmeler yapıldı.

Nitekim bunun faydaları Sovyetler Birliği’nin dağılma sürecine girmesini hızlandıran Polonya'da görüldü. Bu “kırmızı kuşak” projesiydi.

İstanbul merkezli Ortodoks Fener Patrikliğine ta Amerika'dan Patrik atandı. Athenagoras, 1948 ile 1972 yılları arasında İstanbul Ortodoks Patrikhanesinin, “268. Ekümenik Patriği” olarak görev yapmıştı. 

Bunun döneminde NATO çıkarlarına hizmet etsin diye, Ortodoks Kilisesi ile Katolik Kilisesi arasında karşılıklı ilan edilen aforozları, 1964 yılında İkinci Vatikan Konsili'nde Papa VI. Paulus ile Ekümenik Patrik I. Athenagoras karşılıklı olarak kaldırmışlardır.

-Patrik Athenagoras, Papa VI. Paulus-

Ortodoks papazlar, İstanbul'dan gelen emirlerle  dindar halkı, Sovyet Rusya rejimine karşı kışkırttı. Bu da “beyaz kuşak” projesiydi.

Yeşil Kuşak” projesi Müslümanlar üzerinden yürütüldü. Finansmanı Suudi Arabistan sağladı.

Bu yüzyıl içinde Polonya ikinci kez Ruslara sırt dönüyor…

Polonya’da aşırı sağcı gruplar toplumdaki çoğunluğu kazanmak için dini kullanıyor. Muhafazakar Katolik kilisesinin aşırı sağcı gruplarla kurduğu yakın ilişkiler Polonya’nın gündeminden hiç düşmez. 

Tarihsel olarak, Sovyetler Birliği yönetimi altındaki Polonya’nın direniş ve özgürlük simgesi olarak gördüğü kilisenin siyasal anlamda da önemli bir konuma sahip olduğu söylenebilir. Dayanışma Sendikası’nın 1980’lerde verdiği Vatikan/CIA destekli mücadele, Sovyetler Birliği’nin dağılmasında önemli rol oynamıştır. 

Solidarnosc/ Dayanışma

Kardinal Karol Wojtyla’nın 1978’de Jean Paul II adıyla Papa seçilmesi ve Haziran 1979’da Polonya’yı ziyareti, olayların gelişiminde dönüm noktasını oluşturmuş, Polonya halkında birlik ruhunu güçlendirmişti. Toplumun Katolik inancı dolayısıyla ülkenin Vatikan ile güçlü bağları ve Batı kültürü, Polonya’da milli bilincin ve özgürlük arzusunun canlı kalmasında önemli etkenler  arasındaydı.

Polonya’da işçi sendikası hareketi Solidarnosc/ Dayanışma adı altında  faaliyet gösteriyordu.

1980’de ülkede büyük bir grev dalgası başlamış ve Lech Walesa, Gdansk tersanesindeki grev komitesinin liderliğini üstlenmişti.

Komünist yönetim, işçilerin öne sürdükleri ve aralarında sansürün kaldırılması ve serbest işçi sendikalarının kurulmasına izin verilmesi taleplerinin de yer aldığı 21 madde üzerinde işçilerle müzakereye girişmek zorunda kalmıştı. 

İki ay içinde, 10 milyon üyesi bulunan ve bir reform ve bağımsızlık hareketi niteliğini taşıyan Dayanışma Sendikası ortaya çıkmıştır. Dayanışma Sendikası ile Polonya İşçi Partisi arasında çekişmeler, reformların parti tarafından engellenmesi, bozulan ekonomik koşullar ve grevlerle geçen 18 aydan sonra 12 Aralık 1981’de sıkıyönetim ilan edildi.  

Bu süreçte sansürü ve parti propagandasını geçersiz kılan birçok yeraltı gazetesi  yayınlandı. Kilise, bu dönemde de önemli bir rol üstlendi. Katolik kiliseleri toplantıların ve milliyetçi gösterilerin yapıldığı yerler oldu. Sovyetler Birliği’nin dağılması Katolik Polonya halkının mücadelesi ile hız kazandı.

Günümüzde Polonya, ABD'nin 51’inci eyaleti!..

ABD’li bir yetkili, Polonya'yıABD'nin 51’inci eyaleti” olarak tanımladı ve ayrıca teşkilat görevlilerinin Polonya istihbarat merkezinin koridorlarında yanlarında refakatçiler olmadan serbestçe dolaştığını söyledi.

Yalan da yok hilaf da yok. Durum bu. 

CIA görevlileri, istihbarat örgütlerinin  -özellikle Kuzey Kore ve Küba gibi Amerikalıların kabul görmediği veya hoş karşılanmadığı ülkelerle ilgili olan- uzmanlığından büyük ölçüde yararlandılar. Bununla birlikte, İran'da Polonyalı bir istihbarat subayını işe aldılar. Bu subay, bazı şüpheli bölgelerden aldığı hava örnekleriyle, İran’ın nükleer bomba üretme niyetlerine ilişkin Batılı korkuları ve endişeleri doğruladı. Yani Polonya her yerde her ortamda efendisine hizmet ediyor.

Karlı kayın ormanında…” yürüyen Nazım Hikmet, “Katyn Ormanı Katliamını” mı anlatmıştı?

Polonyalıların  psikanalitik çözümlemeye ihtiyaçları var. 

Bir türlü, 1940 yılında yaklaşık 22 bin Polonyalı subay, sivil ve aydınların başlarına birer kurşun sıkılarak (Stalin dönemi) gerçekleştirilen “Katyn Ormanı Katliamı”nı unutamıyorlar. Bu sendrom, onları sürekli Rus düşmanlığına yöneltiyor.

Ukrayna’da Uluslararası Lejyon'da görev yapan yüzlerce Polonyalı asker var. Akılları sıra Ruslardan intikam vakti diye düşünüyorlar.

Nitekim Varşova yönetimi, Polonyalılar için Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’nde hizmet vermeyi yasallaştırmak istiyor. 20 Şubat 2014'ten sonra Ukrayna Silahlı Kuvvetlerine katılan ülke vatandaşlarının cezai sorumluluğunun kaldırılmasını öngören bir yasa tasarısı Polonya Sejm'ine sunuldu.

Şu anda Polonyalılar, yalnızca Savunma Bakanlığı'nın izni ile diğer ülkelerin ordularında görev yapabilirler. Aksi takdirde beş yıla kadar hapis cezası ile karşı karşıya kalırlar. Şimdi bu, sorun olmaktan çıkıyor.

Vatikan Kilisesi, Sovyetler Birliği döneminde Komünizm, ateizm, materyalizm karşıtlığı bahane ediyordu. Şimdi gerekçesi ne acaba?

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

Seçilmiş Kaynakça

http://varsova.be.mfa.gov.tr/Mission/ShowInfoNote/249952

https://www.cnnturk.com/yazarlar/guncel/reha-erus/solidarnoscun-40-yili

https://tr.euronews.com/2018/02/09/polonya-da-milliyetci-katoliklik

https://turkish.aawsat.com/home/article/3277116/cuma-bukleyb/i̇stihbarat-dünyasında-öne-çıkan-roller

https://iz.ru/1445062/kseniia-loginova/sluzhit-rad-poliakam-zakhoteli-razreshit-ofitcialno-vstupat-v-vsu

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez

Ömür Çelikdönmez kimdir?

1965 Nazilli / Aydın doğumlu. İlk orta ve liseyi Isparta’da bitirdi. Isparta Gazeteciler Cemiyeti üyesi olarak, çeşitli gazetelerin (Türkiye, Milli Gazete, Antalya Ekspres vs) Isparta muhabirliğini yaptı. 

Isparta’da neşredilen mahalli gazetelerde haber, yazı ve şiirleri yayımlandı. (Gülkent, Demokrat Isparta, Senirkent Postası vs.) 1984-1985’te Erzurum Atatürk Üniversitesinde Felsefe öğrenimi gördü. 

1985-1993 arası İzmir Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji bölümünde okudu ve mezun oldu. 

Isparta’da bir siyasi partinin basın müşavirliğini üstlendi ve parti bülteni (Arkadaş) yayınladı. 

Arkadaş FM radyosunun editörlüğünü yürüttü. 

12 Eylül 1994’te Tunceli iline felsefe öğretmeni olarak atandı. Tunceli’de görev yaptığı iki yılda ‘Gökkuşağı’ isimli kültür sanat edebiyat dergisini yayınladı. Ayrıca ‘Dört Mevsim Tunceli’ konulu fotoğraf sergisi açtı. 

Millî Gazete ve Yeni Şafak’ta yazıları yayınlandı. 

Öze Dönüş, İmza, Rind, Paye, Büşra, Palandöken, Avaz, Teos, Açılım, Vizyon, Mor Taka, İktibas, Teneffüs, Cem, Yeşilay, Türk Yurdu, Senirkent Yükseliş, İzmir merkezli Yurtta Uyanış, Zonguldak'ta yayınlanan Zonkişot ve Yörünge gibi dergilerde yazı ve şiirleri neşredildi. 

1991’de İzmir’de yayınlanan Taşra dergisinin Genel Yayın Yönetmenliğini yaptı. 

Yine İzmir’de yayımlanan Harman ve Açılım dergilerinin yayın kurulunda yer aldı. Ezcümle Dergisinin sanat danışmanlığını ve yayın yönetmenliğini üstlendi.

‘Milli Sinema’ ile ilgili bir makalesi, TÜRSAK 93 Sinema Yıllığı’na alıntılandı. 

İlk şiir kitabı ‘Mavi Düş’, İzmir’de Teos yayınlarından 1995’te çıktı. 1996-2002 arası Zonguldak İli Devrek İlçesinde görev yaptı. 

Devrek Lisesi ve Devrek İmam Hatip Lisesi’nde felsefe grubu derslerine girdi. 

2000 yılında Devrek Tarihi kitabı, Devrek Ticaret ve Sanayi Odası’nca yayımlandı. 

Devrek Tarihi kitabı, lisans, yüksek lisans ve doktora çalışmalarında kaynak gösterildi, atıfta bulunuldu. 

1996-2002 arası Devrek ve Zonguldak’ta yayınlanan Devrek Vizyon, Teneffüs, Devrek Genç Görüş, Eğerci’nin Sesi, Kuvayı Milliyeciler dergilerinde ayrıca Yeni Devrek, Devrek Eksen, Devrek Turizm Gazetesi, Devrek Paragraf ve Devrek Postası gazetelerinde bölge tarihine yönelik araştırmaları yayınlandı.

Zonguldak'ta yayın yapan yerel TV kanalında “ Tarihimize Yolculuk” başlıklı programı hazırladı ve sundu. 

2002’de 18. Uluslararası Baston ve Kültür Festivali Tanıtım Rehberi’ni hazırlayan ekipte yer aldı. 

Sempozyum ve Bienallere katıldı, bildiriler sundu. 

Eğitim iş kolunda faaliyet gösteren Türk Kamusen'e bağlı Türk Eğitim-sen sendikasının ilçe temsilcisiydi. 

Devrek’te görev yaptığı yıllarda bölge kültürüne ve tarihine katkıları nedeniyle Devrek İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünce ‘Teşekkür’, İlçe Kaymakamı tarafından ‘Takdir’ belgesi ile ödüllendirildi. 

2003 Ocak’ta Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğine atandı. 

Devlet Bakanı Prof. Dr. Mehmet Aydın’ın Basın Müşavirliğini yaptı. 

2011’de Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğünde görevlendirildi. 

2009’da ‘Efsane Doktor Sadettin Sarı Murat’ kitabı, yine aynı yıl ‘Baston Tarihi / Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabı yayımlandı. ‘Baston Tarihi Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabın, yasal olmayan şekilde telif ücreti ödenmeden Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca ‘Bastonlar’ başlığı ile korsan baskısı yapıldı. haberşanlıurfa, akdenizhaber, haberakdeniz.com.tr, www.ahval.net, haberzonguldak2, haber10, timeturk, fikrikadim, kafkassam, dikGAZETE.com ve MHP Erzurum eski Milletvekili Rıza Müftüoğlu'nun sahibi ve genel yayın yönetmeni olduğu Türk Meclisi internet sitesinde, jeopolitik ve jeostrateji konularında yüzlerce makalesi yayınlandı. 

2013-2018 arası Resmi Gazete’nin basıldığı Başbakanlık Basımevi’nde Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri kadrosuyla çalıştı. 

Isparta ili tarihi ve kültürüne yönelik araştırmalar yapan, ilmi toplantı ve geziler düzenleyen Hamideli Derneği’nin genel sekreterliğini üstlendi.

Halen, dikGAZETE.com haber sitesinde araştırma/analiz yazılarını sürdürmektedir.

.

dikGAZETE.com

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
müslüm 2 yıl önce
AB ve Katolikler (Vatikan) kesinlikle savaşı istemiyor. Polonya hiç istemez, çünkü içerisinde milyonlarca mülteci var ve işine gelmez. Savaşı isteyen Abd ve buradaki evanjelik gruplar.Tespiti doğru yapmak lazım diye düşünüyorum.