Vahiy Mekanizması ve Yapay Dindarlaşma!..

Cengiz Han Güven
Cengiz Han Güven
Vahiy Mekanizması ve Yapay Dindarlaşma!..
01-11-2018

VAHİY MEKANİZMASI

Peygamberlerin ortaya çıkışını ve Semavi Kitapların yazılışındaki “Vahiy mekanizması"nı çözmek için,

bu kitapların, antropolojik ve sosyolojik verilerle donatılarak metodolojik bir sistemle yazıldığını müşahede etmek gerekir.

Bu kitaplar, bilinen anlamdaki bilim ya da tarih kitapları değildir, fakat bilimsellik ve tarihsellik vurgusu olan önermeler içermektedir.

Buradaki kasıt, sadece "şekli kitaplar"a bağlı kalınmayıp tüm kainatı/evreni bütünsel bir kitap olarak göstermektir.

Ayrıca şu husus iyi bilinmelidir ki, "İnsanlık Bilimi"nin temelini oluşturan "Düşünce ve Hissiyat" sarmalının tasvirinin/teşbihinin yapıldığı bu kitaplardaki tüm misaller/örnekler, o dönemki toplumların ön kabulleri/kültürleri üzerinden karakterize edilmiştir.

Bu kitaplar, Peygamberlerin bir içsel diyalog şeklinde ortaya koydukları, Evrensel/Tanrısal iradenin yansıması olarak bilinmelidir.

Gökten inmiş somut bir kitap ya da bilgi yoktur (!)

"Gökten inilene İman edilmesi" bahsindeki mana, şuur/akıl mefhumunda tasnif edilen bilginin doğruluğu/tutarlılığı konusunda emin olmak, yani akıldan kalbe doğru kontakt bir bağ kurmaktır.

Hayata ve insana dair herhangi bir oluşumun/yapının, düşüncenin/hissiyatın nasıl ortaya çıktığı konusundaki, gözlemlenebilir tutarlı/doğru bilgiyi, aklen idrak edebilmek “Vahye muhatap" olmaktır.

*

Bu kitaplarda geçen “Kitap" kavramının kendisi dahi bilinen anlamdaki yazılı kitapları değil, anlaşılması/çözülmesi gereken herşeyi ifade eder.

Dolayısıyla vahyi/ilhamı bizzat hayatın içinden almadıkça/alamadıkça, bu kitaplardaki tüm anlatımlar, akıl/mantık dışı mistik/mucizevi argümanlar olarak kalacaktır.

Her kim bu kitapları ve Peygamberleri mucizevi/mistik anlatımlarla izah etmeye kalkıp, sıkıştıkları yerde bilinmeyen/metafizik bir Tanrı kavramına atıf yapıyorsa, bilin ki ne Peygamberleri ne de bu kitapları idrak edememişlerdir.

Eğer ki dinler ya da kitaplar ile ilgili bir farz veya şart aranıyorsa, bu şart, şekli dinin/kitabın kendisi değil, insanlığa dair kitabın içindeki Manalardır.

Bu manaları ister “Şekli kitap"tan ister hayattan alın, bu konuda her kim size şekli bir sınırlama ya da şart getiriyorsa bilin ki bu kişi hakikatten, akıl/mantık yolundan uzaklaşmış biridir.

***

“Kapitalist/ modern gericilik” ve yapay dindarlaşma

Sınıfsal eşitsizliği ve sömürüyü bir kader olarak göstererek, kendi varlığını dinlere dayandırmaya çalışan "kapitalist/modern gericilik", ancak bu şekilde meşruiyet kazanarak toplum nezdinde kabul görmeye devam etmiştir.

Adaletsizliği ve sömürüyü gizlemenin örtüsü gibi kullanılan kader olgusunun bu şekilde kullanımı, sorgulayan kişilerde ciddi vicdani ve inançsal muhasebelere yol açmaya başlamıştır.

Bu sorgulamalar, yakın bir zamanda, klasik din algısının temellerini sarsacak boyutlara ulaşacaktır.

2019 yılında bu sarsıntılar hissedilir hale gelecektir.

Dolayısıyla bugün zirve noktasına ulaşmış olan yapay dindarlaşma / muhafazakârlaşma olgusunun milli vicdanlarda yarattığı çatlaklar, kendi varlık nedenini ortadan kaldıracak olan Millileşme hareketini yeniden canlandıracaktır.

Bu süreci bir "Din meselesi" haline getirmeye teşebbüs edeceklerin önüne, "Milli bilinci" bir set şeklinde çekmek öncelikli vazifemiz olmalıdır.

.

Cengiz Han Güven, dikGAZETE.com

Cengiz Han Güven
Cengiz Han Güven
ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?