Ukraynalı Tatarlar ve Yahudiler Gazze'ye yerleştirilecek!
Ne Ukrayna’daki NATO’nun provoke ettiği kirli savaş ne de İsrail’in Gazze’deki sözde savunma savaşı, küresel güç odaklarının istediği gibi gitmiyor. Ukrayna'da savaşın başlamasından itibaren yaklaşık 20 bin erkek silah altına alınmamak için ülkelerinden kaçtı.
Ukrayna ordusunun elinde Rus savaş makinesine karşı ölüme gönderilecek asker de kalmadı gibi bir şey. Özellikle Ukrayna’ya yatırım yapan Londra, taşıma su ile savaş değirmenini döndürmeye çalışıyor. Oradan buradan işsiz güçsüz suç potansiyeli yüksek kiralık katilleri toplayıp, paralı asker diye cepheye sürüyorlar. Yüzlercesi telef. Ne arayanları var ne soranları?
“Öküz öldü ortaklık bitti” diye boşuna dememişler. Pragmatist felsefenin mucidi Almanlar olunca bu konu daha da bir önem kazanıyor. Nitekim Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, Ukrayna’nın parlak olmayan durumuna bakıp Berlin'in Kiev'in müttefiki olmadığını söylüyor.
Kiev'in beklentilerinin aksine Almanya'nın askeri yardım konusunda herhangi bir yükümlülüğü bulunmadığının altını çizen açıklamalar yapıyor. Şimdiye kadar verdiler gazı, verdiler gazı, hatta hurdaya dönmüş Leopard tanklarını Ukrayna ordusuna gönderdiler ama baktılar ki savaş istedikleri gibi gitmiyor, hemen çark ediyorlar.
ABD’nin Avrupa’daki en sıkı müttefiki Almanya’nın ardından Ukrayna ve İsrail de dahil olmak üzere 100 milyar dolardan fazla yardım tahsis edilmesini öngören yasa tasarısı, Joe Biden'ın parti üyelerinin kontrolündeki ABD Senatosu'nda usul oylamasından geçemedi ve değerlendirilmesi engellendi. Cumhuriyetçilerin, Beyaz Saray'ın Ukrayna ve İsrail için talep ettiği yardım paketini güney sınırı konusundaki anlaşmazlık nedeniyle engellemesi, ABD'deki siyasi koordinatlarda "dramatik bir değişim" yaşandığını gösteriyor.
ABD yardımının kesilmesi halinde Ukrayna'nın kaybedilme riskinin yüksek olduğunu uzmanlar değerlendirmişti. Avrupa Birliği'nin stratejik egemenliğinin oluşumu, Moskova'ya yönelik kısıtlayıcı önlemler (yaptırımlar) politikasıyla büyük ölçüde kolaylaştırıldı. Genişlemeleri AB'de egemenlik sahasının güçlenmesine paralel oldu. Buna rağmen Londra'nın Ukrayna hattına ilişkin politikasının yakın gelecekte önemli değişikliklere uğraması pek mümkün görünmüyor.
İngiliz Kraliyet Akademisinden mezun Tatar kim?
Bilen varsa kamuoyuna açıklasın. Ben biliyorum ama bir sonraki yazılarımda gündeme getirmeyi düşünüyorum.
Yolsuzlukla suçlanan Ukrayna Savunma Bakanı Oleksii Reznikov’un görevden alınarak yerine eski Sovyet ve Kırım, Ukrayna, Hollanda, İngiltere, ABD ve Türkiye vatandaşı Kırım Tatarı Rustem Umerov’un atanmasını, Türkiye'de bazı çevreler neredeyse davul zurna ile karşıladılar. Adamın serüveni, Dokuz Kocalı Hürmüz müzikali gibi.
Komedyen ve kokain tutkunu Zelenskiy'in Ukrayna Savunma Bakanlığına Rüstem Umerov’u getirmesinin nedeninin Genelkurmay Başkanı Valerii Fedorovych Zaluzhnyi ile yaşadığı sorunlar olduğu ve onu siyaseten dengelemek için bu atamayı yaptığı konuşulmuştu.
Zelenskiy ile Valerii Fedorovych Zaluzhnyi arasındaki anlaşmazlığın temel sebebi, Uluslararası küresel çetenin her talebini meşru kabul eden siyasi iradenin, cephede savaşan birliklerin sorunlarından habersiz olması.
Sluzhba rozvidky zovnishn'oyi Ukrayiny/ Ukrayna Dış İstihbarat Servisi hem Zelenskiy'i hem de onun Savunma Bakanlığına atadığı Rüstem Umerov’u istemiyor.
HAMAS -MOSSAD haberleşme ağı neyi gösterir?
Tabii ki HAMAS’ın İsrail İstihbaratına saldırı öncesi bilgi aktarmasını.
Gazze’nin mazlum halkı ile HAMAS yönetimi aynı kefeye konulmamalı. Böyle şey olur mu demeyin?
Olmalı!
Neden mi?
İster kabul edin etmeyin ama ben, korunaklı tünellerde saklanıp, halkını ölüme terk eden bir liderlik düşünemiyorum.
The Israel Defence Forces (IDF)’nin resmi sitesinde, Hamas’ın üst düzey yöneticilerinin İran, Katar, Lübnan ve Türkiye’de ikamet ettikleri yazıyor ama İngiltere’den söz edilmiyor. Herhalde eski efendilerini ya es geçmişler ya kıyak geçmişler. Mesela Hamas yöneticilerinden Muhammed Kasım Sawalha, Britanya Yahudilerinin beşte birinin yaşadığı Londra'nın Barnet ilçesinde, Gazze'de masum çocuklar siyonist çetelerce katledilirken, İngiliz Devleti tarafından finanse edilen bir evde hayatının tadını çıkarıyor.
HAMAS'ın İngiltere'de geniş bir eylemci ve destekçi ağı var. İsrail ve Batı'ya düşman olan radikal sol örgütler, Hamas'ın ve ideolojisinin İngiliz siyasetine, medyasına ve üniversitelerine sızmasını mümkün kılıyorlar. Hamas'ın İngiliz siyasetinde George Galloway, Ken Livingstone, Jenny Tonge ve Jeremy Corbin gibi radikal soldan destekçileri var.
Hamaslı liderlerin devam eden savaşta mesafelerini koruyarak bütçeleri yönettikleri, uluslararası kamuoyunda şiddeti kışkırttıkları bildiriliyor. Neredeyse kim para veriyorsa onun çıkarları doğrultusunda eylem yaptırıyorlar. Gazzelilerin güney Gazze'ye tahliyelerini zorla engellerken, bu liderler Gazze'de bile bulunmuyor.
Ama yine de örgütün içinde olmaya devam ediyorlar ve faaliyetlerini sürdürüyorlar. Hamas liderleri, yurtdışında rahat bir hayat yaşıyor. Fon topluyorlar, faaliyet yönetiyorlar, uluslararası figürler ve örgütlerle bağlantılar kuruyorlar. Değmeyin keyiflerine.
Önceki yazılarımda Hamas ile ilgili bazı kritik bilgileri sizlerle paylaşmıştım. HAMAS’ın askeri kanadını oluşturan İzzettin El Kassam Tugayları komutanlığı, 7 Ekim’deki bu Aksa Tufanı’ndan siyasi liderliği haberdar etmemiş, hatta Hamas’ın siyasi liderlerinden Halid Meşal, “Televizyon ekranları bilgi paylaştı ve bu şekilde biz de haberdar olduk bu büyük gelişme hakkında. Bu işlerin sorumlusu, kim gerçekleştirdi ilk başta bilmiyordum." demişti.
Halid Meşal ve departmanının sürecin dışında bırakılmasının nedeni, askeri kanat tarafından siyasi kanada duyulan güvensizlik olabilir mi?
ABD ve Birleşik Krallık'ta yerel askeri ve istihbarat kaynakları referans gösterilerek yayınlanan haberler IDF'nin savaş öncesine ilişkin korkunç bir tablo çiziyor.
İngiliz "Guardian" gazetesi, kara harekâtının ardından ele geçirilen belgeler arasında, İsrail Silahlı Kuvvetleri'nin üst kademesini ve tüm güvenlik teşkilatını hayrete düşüren bir haritanın da yer aldığını duyurdu.
Bu haberin içerdiği bilgiye göre Hamas; İsrail askeri üssünün ordunun ihtiyaç duyduğunun çok ötesinde ayrıntılara sahip gizli bir haritayı nasıl olduysa ele geçirmiş.
Bana kalırsa mümkün değil!..
Bu haritayı gerçekten Hamas istihbaratı mı elde etmiş, İsrail tarafından birileri mi vermiş yoksa üçüncü bir devlet mi paslamış?
Gel de çık işin içinden?
İstihbarat uzmanları, bilgilerin yalnızca elektronik uydular aracılığıyla değil, insan casusluğu yoluyla elde edildiğine dair görüş belirtiyor. Belki İsrail ordusunda hidayete ermiş, Yahudi iken İslam’ın nuru ile nurlanmış, gizli Müslüman bir İsrailli din kardeşi Araplara yardım etmek için sözü edilen bilgileri vermiştir.
Ya böyle bir salaklığa inanacaksınız ya da İsrail istihbaratı veya ordusundan üst düzey bir yetkilinin, Netanyahu hükümetini zor durumda bırakmak için bu haritada yer alan bilgileri, karşı tarafa ulaştırdığı ihtimalinde yoğunlaşacaksınız.
İngiliz askeri istihbaratı, böyle bir haritanın çizilmesinin yalnızca bir Hamas casusunun değil muhtemelen birden fazla casusun içeriden bilgi alması ile yapılabileceğini belirtiyor. Bu işin farklı bir boyutu. Bir başka boyutu daha var.
Washington Post'un bildirdiğine göre Hamas, İsrail'e; kendisine rakip gördüğü Gazze merkezli Palestinian Islamic Jihad/Filistin İslami Cihad'(PIJ) hakkında, İsrail'in güneyindeki 7 Ekim katliamından önceki aylarda istihbarat sağlamış.
Türkçesi; Din kardeşlerini İsrail istihbaratına satmışlar. Haberde, Hamas'ın İsrail ile bir çatışmaya girmek yerine Gazze Şeridi'nin istikrarıyla ilgilendiği yönündeki İsrail inancını sürdürme umuduyla PIJ hakkındaki bilgileri İsrail'e aktardığı belirtilmiş.
Hamas, Gazzelilere verilen çalışma izinlerinin sayısını artırmak için İsrail ile birlikte çalışmak gibi sivil meselelere odaklanma girişimleriyle yıllardır İsrail'in terör grubunun gerçek niyetine ilişkin yanlış algısını güçlendirmeye çalışıyormuş iyi mi?
İsrail yönetimi de; Hamas kaynaklı ve MOSSAD onaylı bu bilgileri doğru kabul ederek, 7 Ekim'den önce, Hamas'ın İsraillilere yönelik büyük saldırı öncesinde çalışmayan Gazze'deki Filistinlilerden 20.000'e yakın kişiye aktif çalışma izni vermiş. Ayrıca Washington Post'un kıdemli yetkilisine göre, Hamas, "IDF'yi sınırdaki kalabalığa alıştırmak için", saldırıdan önceki aylarda Gazze sınırında büyük gösterilerle İsrail'i rehavete sürüklemeye çalışmış.
-Miri Eisin
Kaliforniya doğumlu, İsrail'in tüm tarihi boyunca albayların yalnızca yüzde ikisi kadındı ve bunlardan birisi de IDF'de 20 yıl görev yapan istihbarat görevlisi olan Miri Eisin, şöyle diyor: Hamas'ın, 2021'deki Duvarların Muhafızı Harekatı'ndan bu yana, uzun süredir planlanan 7 Ekim saldırısına hazırlık amacıyla öncelikle İsrail ile İslami Cihat arasında savaşan İsrail Savunma Kuvvetleri ile doğrudan bir çatışmaya girmekten kaçınmaya çalıştı.
O dönemde Hamas, İsrail'e roket fırlatma konusunda İslami Cihad'a katılmadığı için Filistinli gruplar tarafından eleştirilmişti. Geçtiğimiz birkaç yılda, çeşitli Filistin ve Arap medya kuruluşlarında yer alan haberlerde, iki grub arasında artan gerilime değinildi.
MOSSAD’dan alamadığın haberi Borsadan al!..
7 Ekim saldırısından bilgi sahibi olanlardan bazıları, Tel Aviv borsasındaki hisselerini satarak kaçınılmaz askeri etkilerden yararlanmaya çalıştı. Reuters haber ajansı, iki ABD'li profesörün yaptığı ayrıntılı bir çalışmayı şöyle bildirdi: "Saldırıdan günler önce tüccarlar gelecek olayları tahmin ediyor gibi görünüyordu."
Financial Industry Regulatory Authority/Finans Endüstrisi Düzenleme Otoritesi'nden (FINRA) alınan verilere göre, MSCI İsrail Borsa Yatırım Fonu'na (ETF) olan ilginin 2 Ekim'de "aniden ve önemli ölçüde arttığını" belirttiler.
Şunu eklediler: "Saldırıdan hemen önce, İsrail menkul kıymetlerinin Tel Aviv Borsası'nda (TASE) açığa satışı dramatik bir şekilde arttı."
Ekonomist Sadi Özgül konu ile ilgili araştırmasında The Times of Israel’de yer alan bilgileri analiz ederken çok önemli bir ayrıntıyı farkediyor. 7 Ekim öncesi dönemdeki tüm açığa satışların Hamas’a bağlı kişiler tarafından gerçekleştirildiğini görüyor.
İfadesine göre; İsrail - Gazze arasındaki savaşın geleneksel anlatısıyla çeliştiği için bazılarına çılgınca gelebilir.
Genellikle militan bir grup olarak görülen Hamas’ın savaş sırasında finansal manevralara karışmış olabileceği ihtimalinin gündeme getirilmesi, zaten karmaşık olan bir duruma yeni bir karmaşıklık katmanı ekleyerek, pek çok kişinin bu eylemlerin arkasındaki gerçek nedenleri ve stratejileri merak etmesine neden oluyor.
Bu işlemlerden Hamas’ın sorumlu olduğu iddiası, İsrail ile düşmanları arasında süregelen çelişkilerin bir başka örneği gibi duruyor. Herhangi bir somut kanıt olmamasına rağmen, İsrail’in istihbarat teşkilatı Mossad’ın itibarının gösterdiğinden daha az tasvir edilme durumuna düşürülmesi ise daha ilginçtir.
Çünkü Mossad genellikle dünyadaki en küçük finansal işlemleri ayrıntısına kadar bilgi sahibi olarak lanse edilir. Ancak açığa satış yoluyla elde edilecek potansiyel “karşılıklı..!?” yüksek kârlar varsa, Mossad’ın rahatlıkla kulaklarını tıkaması mümkündür. Bu durum, bu tür iddialara karışanların faaliyetleri hakkında daha faza soru işaretleri oluşturmaktadır.
Savaşın seyri ve olası sonuçları…
Savaşın “sonraki gününü” düşünmek için henüz çok erken değil; geçici bir yönetim oluşturmaya yönelik ön planlama bile, daha yapıcı bir rol oynamak İsrail liderlerinin hedeflerini netleştirmeye, ABD desteğini sürdürmeye, Filistinliler için daha olumlu bir alternatif gelecek sağlamaya ve Arap müttefiklerine bir gerekçe sağlamaya yardımcı olacaktır.
Mevcut kriz, Washington'un Filistin sorununu bölgesel siyasetin arka planına itmeyi ve onun yerine İsrail ile Körfez'in önde gelen Arap ülkeleri arasında birleşik bir cephe oluşturma görevini koymayı amaçlayan uzun vadeli stratejisinin başarısızlığını açıkça ortaya koydu.
Bu nedenle İsrail’in en mantıklı hedefi Hamas'ın Gazze üzerindeki kontrolünü sona erdirmektir, çünkü ancak bu sonuç, Hamas liderlerinin savaşın enkazından çıkıp, İsrail'in ezici gücünden sağ kurtularak zafer ilan etmelerini engelleyecektir.
Diğer sonuçların İsrail’in en kritik üç ihtiyacını karşılaması pek olası değil:
1- Hamas'ın gelecekte saldırı düzenleyemeyeceğini garanti etmek için.
2- İsraillilerin hükümetlerinin ve ordularının güvenliklerini sağlayabileceğine olan güvenini yeniden sağlamak.
3- Ortadoğu'daki dost ve düşmanların gözünde İsrail'in caydırıcı gücünü yeniden tesis etmek.
Hamas yönetiminin sona ermesi, her Hamas destekçisinin veya grubun nüfuzunun her işaretinin ortadan kaldırılması anlamına gelmiyor. Ancak özellikle sahadaki iki zorlu komplikasyon göz önüne alındığında, bu büyük bir hedef; yani Hamas ve diğer gruplar, yaklaşık 200 rehineyi elinde tutuyor ve Hamas yönetimini sona erdirmek, Gazze'de hem yüzeyde hem de karşı alanda uzun bir süre boyunca çok büyük bir askeri çaba gerektirecek.
Bu süreçte Amerika'nın rolü üç yönlü olacaktır:
1- İsrail'in bu hedefe, Filistinli sivillerin yaralanmasına neden olabilecek en düşük maliyetle ulaşmasına yardımcı olmak.
2- İsrail'in diğer düşmanlarını caydırmak, böylece başarıya mümkün olan en kısa sürede ulaşmaya odaklanabilmesini sağlamak.
3- İstikrarsızlaştırıcı aktörlerin boşluğu doldurmaması için İsraillilerin ve Filistinlilerin Hamas yönetiminin sona ermesinden kaynaklanacak yönetim boşluğu için şimdiden planlama yapmalarına yardımcı olmak.
ABD, Gazze'de Mahmut Abbas yönetimi istiyor!..
ABD açısından bakıldığında İsrail, askeri görev tamamlanır tamamlanmaz Gazze'yi terk etmeli ve bölgeyi yeniden işgal etmekten kaçınmalıdır. Nihai hedef, Filistin Yönetimi'nin Gazze'nin meşru hükümeti olarak geri dönmesi olmalıdır. Ancak Batı Şeria'daki başarısızlıkları göz önüne alındığında Filistin Yönetimi, öngörülebilir gelecekte bu işi yapabilecek irade ve yetenekten yoksun ve İsrail tanklarının sırtında Şeride yeniden girmiş gibi görünmek istemiyor.
Gazze'deki hükümet, sorumlulukları üstlenecek durumda değil. Dolayısıyla durum, Filistin Yönetimi bu rolü üstleninceye kadar Gazze'yi yönetecek geçici bir yönetimin kurulmasını gerektiriyor.
Bu geçici dönemin süresi, anlamlı ve kapsamlı Filistin Yönetimi reformuna bağlıdır; bu reform olmadan ne yerel Filistinliler ne de uluslararası bağışçılar, Filistin Yönetimi'nin yetkisini Gazze'ye kadar genişletebileceğine güvenemezler. Böyle bir reform, aynı zamanda Filistin Yönetimi'nin Batı Şeria'daki meşruiyetinin artırılması gibi önemli bir faydaya da sahip olacaktır.
ABD, Türk askerini Barış Gücü kapsamında Gazze’de görmek istemiyor!..
Önerilen bir Gazze Geçici Yönetimi (GIA) üç ana bileşene sahip olmalıdır:
(1) Bir sivil idare, (2) Arap devleti birliklerinin merkezi bir rol oynadığı bir kamu güvenliği/kolluk uygulama aygıtı ve (3) yeniden inşa için uluslararası bir koalisyon ve gelişim.
Hamas sonrası Gazze'nin kamu ve sivil idaresi Filistinliler tarafından yönetilmelidir. Kamu güvenliği ve kolluk kuvvetleri, İsrail ile barış anlaşmaları imzalayan beş Arap devletinden (Mısır, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Fas) oluşan bir konsorsiyuma devredilmelidir.
Yalnızca bu Arap devletleri, İsrail'in güvenine sahip olabilir ki bu da bu çabanın başarıya ulaşması için gereklidir. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, geçen hafta İsrail savaş kabinesindeki yetkililere, Joe Biden yönetiminin savaşın aylar değil, haftalar içinde bitmesi gerektiğine inandığını söyledi.
Britanya'nın zamanımızdaki jeopolitik etkisi abartılmamalıdır. Londra, ABD dış politikasının ardından harekete geçti. Bununla birlikte, İngilizler bölgede gelişmiş bir büyükelçilik ağına, çeşitli STK'lardan oluşan geniş bir havuza, askeri varlığa ve ayrıca sömürgecilik günlerinden beri korunan yerel elitlerle temaslara güveniyor. Gazze krizi aynı zamanda devlet dışı askeri-siyasi aktörlerin bölgede hâlâ güçlü ve aktif olduğunu da gösterdi. İsrail'in güvenliğine yönelik asıl tehdidi oluşturmaya devam edecek olanlar, İsrail'in komşuları olan Arap devletleri değil, onlar olacaktır.
ABD ve İngiltere, Tatar ve Yahudileri Gazze'ye göndermeyi planlıyor!..
Kırım Tatarları, Ukrayna savaşı öncesinde başlayan süreçte gruplar halinde Kanada’ya taşındılar. Ta 2016’da Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Avrupa ülkelerinde Kırım Tatarlarının geleceği ile ilgili temaslarda bulunmak için, Kanada’nın başkenti Ottawa’da, Kanada Parlamentosu’nda Dışişleri ve Uluslararası Kalkınma Komitesi Başkanı Robert Nault ile görüşmüştü. Hatta o Kanada’da iken Toronto’da düzenlenen Kırım Tatar Sürgünü Protesto mitingine katılmıştı. 2022’de Kanada, Kırım Tatar Sürgününü soykırım olarak tanıdı.
2023 yılında Kanada, Rus saldırıları nedeniyle ülkeden çıkmak zorunda kalan savaş mağduru Ukraynalılar için daimi oturma izni programı başlattı. Kanada Vatandaşlık ve Göçmenlik Bakanlığı, herhangi bir akrabası Kanada’da olan Ukraynalılar için Mart 2022’de başlatılan Ukrayna Acil Durum Seyahat Yetkisi (CUAET) programından bugüne kadar 166 binden fazla kişinin yararlandığını duyurdu.
Şimdi sıkı durun proje şu, Gazze’den Filistin halkı çıkarılacak, yerlerine Kanada’da geçici ikamete tabi tutulan ve özel eğitim verilen Tatarlar ve Ukraynalı savaş kaçkını Yahudiler iskan edilecek.
.
Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com
Seçilmiş Kaynakça
https://www.idf.il/en/
https://ict.org.il/ourteam/eisin-miri-col-ret/
https://ria.ru/20231207/pushkov-1914256428.html
https://www.jpost.com/middle-east/article-776967
https://www.ng.ru/dipkurer/2023-11-12/9_8874_future.html
https://www.wsws.org/en/articles/2023/12/06/weal-d06.html
https://www.israelnationalnews.com/news/149498#.TrhgmnF4Vow
https://russiancouncil.ru/papers/RIAC-EU-Sovereignty-PolicyBrief49.pdf
https://www.aa.com.tr/tr/dunya/kirim-tatarlarinin-lideri-kirimoglu-kanadada/574050
https://www.news-israel.net/2023/12/05/יווח-בבריטניה-לחמאס-מידע-מפורט-מדהים/
https://tuid.org.ua/kanadada-savas-magduru-ukraynalilara-kalici-oturma-izni-veriliyor
https:///www.qha.com.tr/amp/haber-arsivi/kanada-kirim-tatar-surgununu-soykirim-olarak-tanidi-407018
https://egelobisi.com/yazarlar/omur-celikdonmez/israil-e-hamas-degil-rabbin-askerleri-cunud-er-rab-saldirdi/2958/
https://www.washingtoninstitute.org/policy-analysis/israels-war-aims-and-principles-post-hamas-administration-gaza
https://sputniknews.com.tr/20231206/almanya-savunma-bakani-pistorius-ukraynanin-muttefiki-degiliz-1078128552.html
https://turkish.aawsat.com/dünya/4713596-wall-street-journal-blinken-i̇srailli-yetkililere-savaşın-birkaç-hafta-içinde-sona
https://yorumcalar.wordpress.com/2023/12/07/aciga-cikan-tufan-hamasin-7-ekim-saldirisinin-onceden-bilindigine-mi-isaret-ediyor/#
https://www.idf.il/en/mini-sites/hamas-israel-war-23/all-articles/pulling-the-strings-senior-hamas-leaders-who-direct-terrorism-in-gaza-without-living-in-it/
Ahmet Ziya İbrahimoğlu 11 ay önce
Uzun yazınızda, bilgi yetersizliği sebebi ile hatalı tesbitleriniz olsa da, yazınız ufuk açıcı bir yazı ve değerlendirme.
Katılmadığım görüşlerinize rağmen tebrik ediyorum.
Katılmadığım görüşlerinizin sadece başlıklarını ifade edecek olursam,
*1-* Hamas liderleri, zannettiğiniz gibi lüks şartlarda yaşayıp keyf çatan kişiler değil, sahada yetişmiş, feleğin çemberinden geçmiş, İsrail suikastlerine hedef olmuş, zarurete binaen göçebe gibi yaşamak zorunda kalmış insanlar. Burada bilgi yetersizliğiniz var.
*2-* Olayları sadece maddi zaviyeden değerlendirmeniz de çok ciddi bir eksiklik, Kaderin geçmiş ve gelecek seyrini, İslami kaynaklar ışığında inceleyip dikkate almak zaruretini hep es geçiyorsunuz.
*3-* İsrail ve MOSSAD’ın yapısını da sadece açık kaynaklardan teorik olarak öğrenmiş, saha incelemesi ve müşahadeye dayalı tecrübeniz olmadığı görünüyor veya anlaşılıyor.
Şimdilik bukadarla iktifa edelim;
Selam, dua ve başarı dileklerimle.