Ukrayna, muhalifleri askere alıp öldürüyor!

Cem Kıran
Cem Kıran
Ukrayna, muhalifleri askere alıp öldürüyor!
08-01-2025

UKRAYNA, MUHALİFLERİ ASKERE ALIP ÖLDÜRÜYOR

MOSKOVA

2022 yılından bu yana Ukrayna’nın kirli siyaseti ve aşırı sağcı grupların devleti kendilerine oyuncak edip, baskı, şantaj, adam kaçırma yolu ile siyaseti dizayn ettiği herkesçe bilinen bir gerçek olarak günümüze yansıdı.

Sovyetler Birliği zamanı ve dağılmasından bu yana da Ukrayna her zaman, kamu hırsızlarının, mülke el koymaların yaşandığı en problemli bölge olmuştur. Hatta suç gruplarının Odesa’da aymazca hareket etmesi yüzünden Sovyetler Birliği Mareşali Jukov bile o bölgedeki düzensizliği bitirmesi için, Stalin tarafından Ukrayna’ya gönderilmiştir.

Şimdilerde ise Ukrayna’da yönetimi ele geçiren elitler, olası bir barış anlaşması sırasında öne çıkmamaları için muhalifleri temizlemenin çok legal bir yolunu bulmuş! 

2024 yılında Ukrayna'dan kaçan “Halkın Hizmetkarı Partisi (Zelenski’nin partisi) Verhovna Rada Odesa milletvekili, Ukraynalı siyaset bilimci Artyom Dmitruk’un anlatımına göre, Ukrayna yönetiminin kuduz köpek gibi sokaklardan erkekleri toparlamak ile görevlendirdiği, sivillerden de oluşan TCC, (Askere alım birimi) artık sokaktan erkekleri karga tulumba alıp, cepheye gönderirken, diğer yandan Zelensky yönetimini kınayan, eleştiren, ilerideki değişim hükümetinde görev alacak potansiyel yöneticileri orduya alıp, onların eğitimsiz, silahsız bir şekilde cepheye gönderildiğini aktardı.

-Artom Dimutruk, Ukraynadan kaçan vekil…

“Zelensky yönetiminin daha tehlikeli gördüğü muhaliflerin ise, evlerinden alınıp, bir sokağın köşesinde enselerinden vurulup öldürüldüğünü, ölenlerin yakınlarına da, bu insanların cephede kahramanca öldüğü haberi veriliyor” diye aktarıyor Artyom Dmitruk.

Bu anlatılanları 1940’larda Almanya da yaşamıştı. SS Birliklerinin fanatik askerleri, sadece Yahudileri değil, Hitler’e inanmayan safkan Almanları da vurup öldürmüş, pek çok siyasi cinayetin haberini savaştan sonra öğrenmiştik. Dolayısı ile 21. Yüzyılda aşırı milliyetçiliğin bu kadar nobran bir şekilde yaşanacağını öngöremeyen liberal kesimler, bir kez daha yanılmış, hümanist yaklaşımlı kişilerin her düşünceyi özgür kılmaya çalışmalarının ne kadar tehlikeli boyutlara ulaşacağını deneyimleyip gördük.

Tabii, bu kadar tecrübenin bu yüz yıl içerisinde yaşanması için binlerce insan acılar çekip, hayatlarını kaybetti.

ÖLÜME SEFERBERLİK…

Amerikan propagandasının itici güçlerinden biri olan Washington Post gazetesine göre 2024 yılında Ukrayna, seferberlik adı altında 200 bin askeri ölüme yolladı. Ancak bu seferberlik de kayıpları karşılamaya yetmedi. Gazetenin yazısında, Ukrayna Silahlı Kuvvetlerinin Pokrovsky yönünde görev yapmış tabur komutanı Taras'ın sözlerine de yer verildi. Kayıpların kesin sayısının bilinmediğini ancak bunların korkunç olduğunu belirtiyor bu komutan.

Geçtiğimiz günlerde Ukrayna'da 18 yaşından itibaren erkek nüfusun seferber edilmesine ilişkin bir kararın hazırlanıp kabul edileceğine dair haberler çıkmıştı. 18 Mayıs 2024'te Ukrayna'da seferberliğin sıkılaştırılmasına ilişkin yasa yürürlüğe girdi. Yeniliklere göre, askerlik hizmetinden hariç olan kişiler, yurt dışına seyahat etme, fonlarını kullanma, araba kullanma, emlak işlemleri yapma ve pasaport ve yabancı pasaport gibi belge düzenleme haklarını kaybedecek.

Kısacası; insanlara nefes aldırmayarak, dikenli tellerin altından, bu gibi akan nehri karanlıkta geçip, ülkeden kaçamasınlar diye önlem alıyor Ukrayna.

Peki tüm bunları özgür bir ülke olmak için mi yapıyor?

Tabii ki hayır!..

Ukrayna devletini yönetenler halkı için bir şeyler yapmak isteselerdi, öncelikle Donbass bölgesinde bulunan Donetsk şehrini bir iş adamının keyfine bırakmaz, orada yaşayan vatandaşlarını şehrin zengin maden yataklarından kazanılan paralar ile ihya ederdi. Uzun yıllar savaş riski olmadan, savunma sanayisine büyük bütçeler ayırmak zorunda kalmadan yaşayan bir devleti, her yıl soyan aç gözlü yöneticiler, bu ülkeyi Amerika’nın kurbanlık koyun deposuna çevirerek, kendi insanlarını Rusya’nın önüne attı.

Bu saatten sonra Ukrayna halkının yapacağı en büyük seferberlik, borçlanmadan dolayı ve sefil kalacak halkını doyurma seferberliği olacaktır.

Ukrayna ve Kırım Çetesi…

Ukrayna, Sovyetler Birliği’nin enerjisini tüketen, yoz bölge insanlarının umursamaz tavırları ile bedavadan bağımsızlık kazanmış bir bölgesiydi.

Sovyetler Birliği’nin günahlarını, Rusya Sovyetine yükleyen Ukrayna’nın siyasileri, bu yüzden hep temiz siyasetçiler gibi Batı ile maddi ilişkiler kurdu. Bunların en belirgin olanları ise Kırım Tatarlarının hamiliğine soyunan bir grup köylü takımı idi.

Ukrayna döneminde sürgünden dönen insanlara verilecek arazi ve evlerin listesini ellerine geçiren bu çete, Ukrayna yöneticilerine ve Rusya yöneticilerine karşı Kırım Tatar halkını her daim kendi siyasal çıkarları için mitinglere çağırmakta bir beis görmediler.

Bu mitingler ile beraber Batıda da kendilerini “zavallı sürgün halkı” olarak lanse edip, oradan hatırı sayılır fonlar alarak çok büyük zenginlikler elde ettiler.

Eskişehir’e yerleşmiş, Türkiye’de hatırı sayılır zenginliklere ulaşmış Kırım Tatar kökenli insanların bu çete tarafından “davaya destek” adı altında yaptığı enayi vurgununu yazmıyorum bile.

“Enayi vurgunu” dedim, çünkü hiçbir zaman verilen paraların nereye harcandığını sorgulayan büyük bir kesim olmadı Türkiye'de yaşayanların içerisinde. Arada meraklı Kırım Tatarı kişiler çıkarsa da zaten meclis denilen çete, onları hemen aforoz edip Rusçuluk ile suçluyor.

Bu çete ve onun Türkiye’de yaşayan uzantıları, devleti bile dolandırdı. Şimdi “devlet dolandırılır ” demeyin; “Selçuk Parsadan” diyeyim siz anlayın (Zamanın Başbakanı Tansu Çiller’den, devletin örtülü ödeneğinden yüklü bir meblağ para almıştı Parsadan)!.. Özellikle siyasal İslamcıları dolandırmak ve aldatmak, bu çete tarafından daha basit, çünkü tarihlerini Kadir Mısırlıoğlu'ndan öğrenen bu siyasetçiler, Rusya ve sürgün denilince, ötesine berisine bakmaz, politika güder ve para verirler bu tip insanlara. Kandırıldıklarını anladıkları zaman da gerisi malum. Allah Affetsin…

Fakat zaman, internetin olmadığı bir zaman değil, her şeyin televizyoncuların elinde olmadığı bir zamanda da değiliz ve gerçekler artık bu tür çetelerin suratına suratına patlıyor.

Örneğin; “Rusya Kırım Tatar Türklerine baskı uyguluyor” dedikleri anda artık öyle olmadığı hemen gösterilebilinir. Yıllardır “Ruslar bizi sürgün etti” türküsünü okuyan Mustafa Cemilev ve avanesinin, Türk kamuoyuna anlatmadığı, Kırım, Bahçesaray ilçesinde yapılan Sürgün anıtı.

Rusya, böyle bir anıt yapıyor fakat Türkiye’nin haberi yok, peki kimin işine gelmez bunun duyulması?

Ezanların Kırım’da okunması, okullarda ana dillerinde eğitim alan çocukların bilinmesi, sosyal tesislerin yenilenmesi, Kırım’ın ortasına Rusları kıskandıracak bir cami yapılması…

Bunların bilinmesi kimlerin işine gelmez?

Kırım’da yaşayan Tatarların vekilleri, geçtiğimiz ay, sayın Cumhurbaşkanımıza açık bir çağrı yaptı ve “artık yeter” dedi!

Peki neden bunu dedi, içeriği nedir bu çağrının?

İşte tüm bu soruların cevaplarını, Rusya zamanında Kırım’da yapılanları, “Youtube” kanalım için hazırladığım alttaki videoda bulacaksınız.

İyi seyirler!..

.

Cem Kıran, dikGAZETE.com

Cem Kıran
Cem Kıran

Moskova

İstanbul, Beyoğlu doğumlu olan Cem Kıran, 2007 yılından bu yana Rusya’nın başkenti Moskova’da yaşamaktadır.

Rusya hakkında en detaylı Türkçe videoları ile milyonlarca izleyiciye, Rusya’nın kapılarını aralayan Cem Kıran, Rusya siyaseti ile ilgili konulardan, Rus kültürü, çevre ve yaşantısına dair çeşitli birçok konuya kadar geniş yelpazede yaptığı videolar ile ülkemiz insanın Rusya’yı ve Rus halkını tanıması için uğraş veriyor.

.

dikGAZETE.com

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?