Türkiye'ye yaptırım uygulayan terör destekçisi ülkelerin NATO'ya girmesine 'evet' demeyiz!

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez
Türkiye'ye yaptırım uygulayan terör destekçisi ülkelerin NATO'ya girmesine 'evet' demeyiz!
18-05-2022

Rusya'nın komşularının çoğu için, Moskova ve Kiev arasındaki çatışma büyük fırsatlar sunuyor. Türkiye açısından da bu böyle. Bunları tam olarak nasıl kullanacaklarını zaman gösterecek. Ancak hepsinin Rusya ile NATO arasında askeri bir çatışma boyutuna tırmanma senaryosunu akıllarında tutmaları gerekiyor. Böyle bir çarpışma, yukarıda tartışılan yararların çoğunu geçersiz kılabilir. O nedenle akıllı olmakta fayda var.

Rusya topraklarına doğru genişlemesini sürdüren NATO'nun gündeminde; Avrupa’nın kuzeyinde bulunan İsveç ve Finlandiya’yı da ittifaka katmak birinci sırada. Kendilerini ‘tarafsız’ olarak adlandıran  İsveç ve Finlandiya, Rusya’nın  Ukrayna  operasyonunun ardından NATO’ya kabul başvurusu yaptılar.

Bu iki komşu ülke İsveç ve Finlandiya aynı zamanda Rusya’nın kuzey batısında yer alıyor. Finlandiya aynı zamanda Rusya ile 1.340 kilometrelik kara sınırını paylaşıyor. Daha önce NATO Genel Sekreteri ve ABD gibi önde gelen üyeler, Finlandiya ve İsveç'in ittifaka üyelik başvurusu yapması halinde 'sorunsuz ve hızlı şekilde kabul edileceğini' açıklamıştı. Ancak Türkiye, veto kartının ucunu göstermişti.

Türkiye, kendi jeopolitik çıkarlarını sağlamadan NATO kararlarına ‘evet’ demeyeceği iradesini belli etmesine rağmen, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Türkiye'nin İsveç ve Finlandiya'nın üyeliğini engelleme niyetinin olmadığını ayrıca Türkiye'nin İsveç ve Finlandiya üyeliği konusundaki endişelerinin de çözüme kavuşturulacağından emin olduğunu söyleme cüretinde bulundu.

1952 yılında ittifaka katılan ve NATO’nun en güçlü ordularından birine sahip Türkiye ise İsveç ve Finlandiya’nın ittifaka katılımına olumlu bakmadığının sinyallerini veriyor. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu iki İskandinav ülkesinin üyeliği ile ilgili endişelerini açık şekilde ilettiklerini söylerken  Cumhurbaşkanı Erdoğan da iki ülkeye 'teröre destek' suçlamasında bulunmuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 13 Mayıs’ta yaptığı açıklamada şunları söyledi:

Biz şu anda İsveç ve Finlandiya ile ilgili gelişmeleri takip ediyoruz ama olumlu bir düşünce içinde değiliz. Çünkü daha önce Yunanistan’la ilgili NATO konusunda bizden önceki yönetimler bir yanlış yaptılar. Yunanistan’ın Türkiye’ye karşı NATO’yu da arkasına alarak takındığı tavrı biliyorsunuz.

Bu konuda ikinci bir yanlışı Türkiye olarak işlemek istemiyoruz. Kaldı ki İskandinav ülkeleri ne yazık ki terör örgütlerinin adeta misafirhanesi gibi. PKK’sı DHKP-C’si İsveç’te, Hollanda’da yuvalanmış durumdalar. Ve hatta daha da ileri gidiyorum oraların parlamentolarında da yer alıyorlar. Bu noktada bizim olumlu bakmamız mümkün değil.”

İsveçli ve Fillandiyalı yetkililer, bölgede NATO'ya katılmayan tek ülke olması durumunda oldukça güvensiz olacağını savunurken, ittifaka katılma kararının ise "Rusya'ya karşı atılmış bir adım olmadığını" ısrarla vurguluyorlar.

Finlandiya'nın halihazırda 19 bin 250, İsveç'in ise 14 bin 600 aktif askeri bulunuyor. Finlandiya ve İsveç iki tarafsız İskandinav ülkesiydi ancak Rusya'nın Ukrayna'yı işgali ile öylesi bir alarm durumuna geçtiler ki bugün ciddi şekilde NATO'ya katılmayı ele alıyorlar. İki ülke de NATO üyeliği için kriterlerden demokratik olma şartını yerine getiriyor.

NATO’nun Avrupalı Müttefikleri, Kuzey Avrupa’da topyekûn Rusya savaşına hazırlanıyor!..

İsveç, NATO’ya katıldıktan sonra Rusya’nın askeri ve teknik anlamda misilleme adımlar atmak zorunda kalacağını kaydeden Rusya Dışişleri Bakanlığı, atılacak adımların İsveç topraklarına saldırı silahlarının yerleştirilip yerleştirilmeyeceğine bağlı olduğunu belirtti.

Rus stratejistlere göre İsveç’in NATO’ya katılımı, Kuzey Avrupa’nın ve bir bütün olarak Avrupa kıtasının güvenliğine önemli zararlar vermesinden başka bir şey yaramayacak. Ukrayna örneği tüm olumsuzluklarına rağmen ortada iken Fillandiya ve İsveç’in bu adımı NATO’nun Avrupalı müttefiklerinin Rusya Federasyonuna karşı kıta savaşına hazırlık yaptıklarını göstermez mi?

Çünkü Yaşlı Kıta’nın devasa endüstrisinin ihtiyaç duyduğu enerji kaynakları,  en yakın eski Sovyet Birliği coğrafyasında ve Rusya Federasyonu'nun sınırları içerisinde bulunuyor.

İsveç, terör örgütlerinin zaten kuluçka merkezi…

İsveç ve Finlandiya, Rusya'nın Ukrayna'yı işgaline tepki olarak NATO'ya üyelik başvurusunda bulunurken, kendilerince  dikensiz gül bahçesinde dolaşıyorlardı. Yeni bir üyenin katılabilmesi için ittifaktaki 30 ülkenin tamamının kabul edeceğini sanıyorlardı. Lakin zamanında yedikleri hurmaların biryerlerini  tırmalayacağını hiç mi hiç hesaba katmamışlardı.

Beklenmedik şekilde Türkiye, birdenbire endişelerini dile getirerek İsveç'i terörist olarak gördüğü bir grupla bağlantılı olmakla suçladı.  Suriye'de Türkiye için güvenlik tehdidi oluşturan, ABD ve AB destekli Kürt terör grubu Halk Koruma Birimleri veya YPG'nin İsveç tarafından korunup kollanıldığını,   belgeleri ile açıkladı. Türk tarafı ayrıca İsveç yapımı AT-4 tanksavar silahlarının YPG tarafından Suriye'deki Türk kuvvetlerine yönelik saldırılarda kullanıldığını gündeme taşıdı.

Rus ayısının korkusundan NATO’ya kapağı atmak isteyen İsveç, 1980’lerden bu yana PKK’lı teröristlerin nihai rotası. İsveç’te siyasetçiler, PKK’nın AB terör örgütleri listesinden çıkarılması için girişimlerde bulunmayı marifet sayıyor. Bu Kürt seviciliginin  perde arkasında inanın bir tür 'Nekrofili' yani ölüsevicilik var.

Teör Örgütü PKK ülkede, kültür-dil temalı dernekler aracılığıyla para buluyor, militan devşiriyor ve lobi faaliyetleri yürütüyor. PKK’lı teröristler, siyasi partiler ve STK’larla iç içe. İsveç, PKK/YPG’ye finansal destek de veriyor. PYD/YPG’ye şimdiye kadar 210 milyon dolar destek veren İsveç’in bu desteği 2023’e kadar 376 milyon dolara çıkarması bekleniyordu.  Bu ülkeler PKK/PYD-YPG’ye savunma desteği de veriyor. PKK’nın STK yapılanmaları başta olmak üzere Türkiye, Irak ve Suriye’de bulunan örgüt uzantılarına maddi kaynak bulmakla görevlendirilen sözde "Kürdistan Kızılayı", İsveç’te de faaliyet gösteriyor ve Avrupa ülkelerinde bağış adı altında yıllık 30 milyon avro para topladığı hesaplanıyor. İsveç'te, terör örgütü PKK'nın en önemli gelir kaynakları arasında hırsızlık, silah kaçakçılığı, uyuşturucu ticareti ve haraç toplama yer alıyor.

İsveç, Kürtçülüğü birleştirmek için uğraşmakla yetinmeyip Türkiye’deki sözde etnik azınlıkları birleştirip, daha etkin hale getirmeye çalışıyor. İsveç iç güvenlik servisi Säkerhetspolisen/ SAPO'nun görüşüne göre, PKK için savaşan kişilerin otomatik olarak suç işlemedikleri yönünde. Ancak İsveçte  savaş yasalarını ihlal etmeleri veya yasaklı silahları kullanmaları halinde yargılanacaklarını söylüyor.

PYD-İsveç Partiet Demokratiska Enighet- Sverige, Özgür Gençlik Hareketi, (Ciwanen Azad, Kurdis-ka Fria Ungdomsför-bundet) gibi direkt PKK ile bağlantılı örgütler elini kolunu sallaya sallaya  İsveç'te faaliyette.  Ha bu arada İsveç  Hükümeti sadece Kürt terör örgütlerini beslemiyor, Türkiye'nin nasırına basmak, sinir uçlarına dokunmak için  diğer etnisite, Çerkeslik, Lazlık ve Pontusçuluk gibi şovenist akımların önünü açıyor. Allahtan radikal islamcı terör gruplarına bulaşmamışlar.  Ama bilinen bir gerçek var o da  Etnik Kriminolojiye göre İsveç'in, PKK'ya Olaf Palme suikastından sonra teslim olduğu. İsveç’te faaliyet gösteren Kürtçülük çatısı altındaki örgütleri örnek verelim:

İsveç'in Irak Büyükelçiliği Misyon Başkan Yardımcısı Bay Kristian Olsson Selerud…

Kurdish Council in Sweden ne iş yapar?  Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetiminin Stockholm’de, İsveç’in de  Erbil’de temsilciliği var. Erbil’deki İsveç Misyonun Başkan Yardımcısı ve Elçilik Ofisi Başkanı Kristian Olsson Selerud, İsveç Dışişleri Bakanlığının genç diplomatlarından.

Daha önce Liberya, Zambiya ve Zimbabve ile ilgili istihbarat faaliyetlerinde yer almış. Bağdat Büyükelçiliğine atanmadan önce  Guatemala’da bulunmuş. Oldukça aktif çalışıyor. Enerji kaynakları ve su sektöründe İsveç ile Irak arasında iyi ilişkiler geliştirmenin en iyi yolları ve araçları üzerinde duruyor. İsveç Dışişleri Bakanı Anne Linde, sık sık Erbil'i ziyaret ediyor ayrıca Suriye’deki Kürt grupları ile görüşüyor.

Kuzey Irak Bökgesel Kürt Yönetiminin Stockholm temsilcisi Shorsh Kadir. Asli görevi; Kuzey Irak enerji kaynaklarından İsveçli enerji şirketlerinin pay alması. Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetiminin Stockholm temsilciliğine atanmadan önce Mikael Bisterin yönetim kurulu başkanı olduğu QR Group Companies’de Proje ve İnşaat Müdürüydü. Şirket, Avrupa, Güney Amerika ve Kuzey Amerika'da ofisleri bulunan küresel bir danışmanlık mühendislik firması.  Al takke ver külah. Bu görevde bulunduğu süre boyunca Stockholm'deki KBY temsilciliği kendi ifadelerine göre “Büyük Kürdistan'ın dört parçasından (Irak, Suriye, Türkiye ve İran'daki Kürt bölgelerindeki Kürt gruplarını bir araya getiriyor."

Kurdish Institute in Stockholm: Înstîtuya Kurdî li Stockholmê/ Stockholm Kürt Enstitüsü, Stockholm'de bulunan Kürt dilini ve  kültürünü araştıran toplumsal ve kültürel kuruluş. 1996 yılında kurulduğunda Enstitü başkanlığını Huseyn Xeliqî  yürüttü. Huseyn Xeliqî İsveç istihbaratı ile  İran istihbaratı arasında köprü isimdir.  İran’ın  Kürt nüfusun  yoğun yaşadığı Sine/Senendec   eyaletine bağlı Kamyaran’da 1937 yılında dünyaya gelmiş. 13 Temmuz 1989 yılında Viyana’da öldürülen Dr. Qasimlo’nun partisi İKDP’de bulunmuş. Yayınlanmış 47 kitabı var. Kitaplarının finansörü ise İsveç sistemine göre Kültür Konseyi.

Huseyn Xeliqî  sıkı  PKK'lı. Halen İran istihbaratının  terör örgütü PKK ile irtibatını sağlıyor. Yaklaşık 20 sene Stockholm Kürt Enstitüsü başkanlığını yaptı; şimdilerde onur başkanı. İsveç Kürt Enstüsü çatısı altında İsveç Kürt Gençlik Derneği, İsveç  Kürdistan  Kadın Birliği, İsveç  Kürdistan  Dernekleri  Federasyonu, KOMAK İnsan Hakları Örgütü, İsveç Kürt Kütüphanesi  Stockholm, İsveç Komak,  İsveç WeKurd-  gibi oluşumlar faaliyet  gösteriyor.  Kürt Öğrenci  Akademik Derneği KSAF; 2002'de Stockholm'de  kuruldu. Amaçları doğrultusunda Kürtler ve Kürdistan'a odaklı kültürel faaliyetler yapıyorlar. Kürtlere ve Kürdistan'a ilgi duyan kişileri bir araya getiriyorlar. İsveç'teki tüm üniversite şehirlerinde  temsilcilikleri var.

The National Association Young Kurd/Sweden- Ulusal Genç Kürt/İsveç Derneği: İsveç'teki Kürtlerin çoğu başkent  Stockholm'de  veya Uppsala'da yaşıyor .  Kürt siyasi mültecilerin çoğunluğu ev sahibi ülke olarak İsveç'i seçiyor ve bu nedenle İsveç'te kültürel bir varlığa sahipler.  2017'de İsveç parlamentosunda 6 milletvekili Kürt asıllıydı. İsveç'teki Kürt Ulusal Derneği "Kurdiska Riksforbundet"  tarafından desteklenen; hemen hemen hepsi Türkiye’den göç etmiş, dokuz Kürt göçmen tarafından kurulan Dalkurd Futbol kulübü var. 

Bu dernek Suriye ve Irakta faaliyet gösteren PKK/YPG gibi terör örgütlerine insan kaynakları ve lojistik ikmalde bulunması ile tanınıyor. Stockholm Üniversitesi hukuk Fakültesinden mezun, İsveçte Arendt & Medernach'ın Özel Sermaye ve Gayrimenkul Şirketi ortaklarından Susanna Güven, bu ülkede faaliyet gösteren İsveç Kurdish National Association yani Kürt Ulusal Derneği Başkanı.

Kurdocide Watch-CHAK/ İnsan Hakları Gözlemci Örgütü:  Kurdocide Watch-CHAK, 2002 yılında Avrupa'da ve Kuzey Irak'ta kuruldu. Aynı adı taşıyan  ve 2008’de kurulan bir şirketi var. Şirketin Brønnøysund Register'daki şirket adı Kurdocide Watch-Chak'tir. Enfal ve Kürdistan'da Soykırıma Karşı Halepçe Merkezi adı altında 2008  Kongresi'ne kadar çalışan  İsveç merkezli bir örgüt.  Ayrıca  Süleymaniye ve  Halepçe’de şubeleri bulunuyor. Daha çok  Kuzey Irak'taki Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) ile irtibatlı. Esplundagrand 19 Stockholm adresinde faaliyet gösteriyor. Azad Heyder  ile Evin Malla isimleri üzerinden İsveç maliyesine kayıtlı.

Mesopotamian Democracy and the Transformation Party/ Mezopotamya Demokrasisi ve Dönüşüm Partisi:  Kuzey Irak menşeli İsveçte faaliyet gösteriyor. PKK yanlısı, sivil uzantısı.

Peace Council in Ewrope -Avrupa Barış Konseyi/Representative of Sweden:  11 dernekten oluşan İsveç Barış Konseyi, Birleşmiş Milletler’e mektup yollayarak Türkiye’nin Afrin operasyonunu kınamasını istemişti.

Initiative for Peace in Kürdistan/ Kürdistan'da Barış Girişimi : 2013 yılında kurulmuş ve Irak ve Kürdistan Bölgesi'nde faaliyet gösteren bir sivil toplum kuruluşu ve kar amacı gütmeyen bir organizasyondur. PFO'nun merkezi Irak Kürdistan bölgesinin başkenti Erbil'de bulunuyor ve Bağdat, Basra ve Musul'da farklı ofisleri bulunuyor. 

Ülkede faaliyet gösteren başta NCDK olmak üzere birçok Avrupa şehrinde ofisleri bulunan ve İsveç’te "Kurdiska Röde Halvmanen" ismini kullanan Almanya merkezli Heyva Sor a Kurdistan ve CIK isimli yan kuruluşlar yoluyla da örgüte gelir sağlanıyor. Terör örgütü YPG/PKK'nın Nisan 2016'dan bu yana Stockholm'de bir ofisi bulunuyor. İsveç, ifade özgürlüğü gerekçesiyle PKK ve uzantıları tarafından serbestçe gösteri ve yürüyüş yapılmasına, örgüt posterleri, flamalarının sergilenmesine göz yumuyor.

Fin makamlarınca, PKK'nın yürüyüş veya gösterilerine yönelik kısıtlayıcı önlem alınmazken, bunların ifade özgürlüğünün bir parçası olduğu ileri sürülüyor. Son dönemde birçok FETÖ mensubunun mülteci statüsünü suistimal ederek Finlandiya’ya gittikleri görülürken, ülkedeki FETÖ iltisaklı dernekler bağlamında “Uudenmaan Islam Kültür Derneği/Uudenmaan Islam-ja Kulttuuriyhdistys  ile biri ilköğretim (Kielo International School), ikisi anaokulu (Tiny Hands English Kindergarden, Paivakoti Piccolo Kindergarden) olmak üzere 3 eğitim kurumu bulunuyor.

Avrasya jeopolitiğinde NATO üyeliklerine yeni kabuller ve Türkiye’nin kazanımları…

North Atlantic Treaty Organization/NATO, Varşova Paktı’nın dağılmasından sonra neredeyse 30 yıldan fazla bir zamandır ayakta. Soğuk Savaş ittifakları – Güneydoğu Asya Antlaşması Teşkilatı (SEATO) ve Merkezȋ Antlaşma Teşkilatı (CENTO) – 1970’lerde tarihe karıştılar. Bütün bunlar akla şu soruyu getiriyor: diğer ittifaklar gözden düşerken NATO neden ayakta kaldı?

NATO yaşamında bir başka dönüm noktasına – Soğuk Savaş sonrasındaki dördüncü Stratejik Kavramın yani esnek mukabelenin  kabulü – yaklaşırken İttifak, yıkıcı teknolojiler ve inovasyonların konvansiyonel ve hibrid savaş metotlarına yansıyan etkileri karşısında sorunlar yaşamakta.  

Nitekim bu sorunların en gğnceli ve en somutu İsveç ile Finlandiya'nın  üyelik başvurusuna Ankara'nın veto hazırlığı örnek gösterilebilir.  Başkaları da var, NATO'nun genişleme sorunu, vekaketler savaşında müttefiklerin isteksizliği, küresel jandarmalığının yüksek maliyeti, üye ülkeler arasındaki sınır anlaşmazlıkları gibi.

NATO goygoycularına göre, NATO sadece iki taraflı değil, toplu bir çalışmanın ifadesi olduğu için farklıdır. NATO’nun geleceği yazılmış değildir fakat kısa ve orta vadede ilgileneceği son derece dolu bir gündemi vardır.

NATO üyesi ve ittifakın ikinci büyük ordusuna sahip Türkiye, NATO genişleme stratejisinin bilşnçli şekilde kışkırttığı ve tahrikin yol açtığı Ukrayna Rusya arasındaki  çatışmadan en çok yararlananlardan biri gibi görünüyor.  Nefen mi? Çünkü Ankara ustaca manevralar yapıyor, herkesten, her taraftan reel politik biçimde yararlanıyor.

Türk diplomasisi, Rus askeri operasyonuna karşı çıkıyor, Rus eylemlerini kınıyor ve NATO müttefikleriyle dayanışma gösteriyor. Ama vekalet savaşında taraftar değil. Rusya karşıtı yaptırımlara prim vermiyor.  Pozisyonu ile ABD ve diğer müttefiklerle ilişkilerde Türkiyenin konumu güçlendi.

Ukrayna savaşı öncesinde TürkiyeABD ve AB ile ciddi sorunlar yaşıyordu. Ankara'nın Rusya'dan S- 400 hava savunma sistemini alması sonrasında karşılaştığı ABD yaptırımları ve Doğu Akdeniz'deki keşifler konusunda AB ile gerginlikleri ve bu saydığımız küresel güçlerin  Türkiye'nin Suriye ve Libya'daki rolüne karşı temkinli bir tavırları vardı. Sözde uluslararası insan hakları kuruluşları aracılığı ile ikide bir, insan hakları ihlallerinden söz ediliyordu.  

Ukrayna'daki olayların arka planında tüm bu endişeler ortadan kalkıverdi. Türklere “gözünüzün üstünde kaşınız var muamelesi çeken, kurt ile kuzunun hikayesinde olduğu gibi "suyumu bulandırıyorsun" diyen ABD, Avrupa Birliği bir anda Türkiye'nin önemli bir NATO müttefiki olduğunu hatırladı. Görünüşe göre Ankara, Ukrayna'ya, Bayraktar İHA'ları da dahil olmak üzere aktif olarak silah sağlıyor.

Sürdürülebilir ve çeşitlendirilebilir dış politika stratejisi geliştiren Ankara aynı zamanda, Moskova ile yapıcı ilişkiler içinde. Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya'ya yönelik yaptırımları ülkesinin çıkarlarına ters düştüğü gerekçesi ile uygulamayı reddetti. 

Türk şirketleri, Batılı firmaların Rusya pazarından çekilmesinden sonra boşalan  sektörleri doldurmaya hazırlanıyor. Doğrudan kuzey komşuyla etkileşime odaklanan şirketler oluşturuluyor. Türkiye ticari ve enerji nakil hatları açısından eşsiz bir trafik merkezine dönüşüyor.

Ankara'nın Rusya ile Batı arasındaki ilişkilerde ekonomik arabulucu rolü son derece artıyor. Aracılık rolü büyük kazançlar vaat ediyor. Tabii ki, bazı işlemler doğası gereği gölgeli  ve müttefikler arasında hoşnutsuzluğa neden olabilir.  Ancak bu riskli durumun  Türkiye'deki cari ekonomik sistemin iştahını azaltması olası görülmüyor. 

Neden görülsün ki?

Aynı zamanda Türkiye, Moskova ile mali ilişkilerde esneklik göstermiştir. Yeni koşullarda başarılı ticaret için temel koşullar oluşturulmuştur.  Örnek vermek gerekşrse Türkiye, Rusya'nın, "Visa" veya "MasterCard" versiyonunu kabul etmektedir. Büyük olasılıkla, ikili finansal işlemler ve ticaret, şimdiye kadar sorun olmadı bundan sonra da olmayacaktır. 

Ankara, uluslararası arenada, ihtilafın çözümünde arabulucu bir rol oynamaya çalışıyor, elinden geleni yapıyor. Batılı ülke istihbarat servislerinin  provakatif eylemleri nedeniyle  şimdiye kadar, bu çabalar  başarılı olmadı.  Gözardı edilmemesi geteken bir de facto durum var.

İsviçre, Finlandiya, İsveç gibi bazı Avrupa ülkelerinin  resmi olarak tarafsız olmasına rağmen Sovyet sonrası ülkelerin de bu görüşmelerde arabuluculuk rolüne soyunmaları kıta Avrupasında yaşanan bu krizle  başa çıkmaları söz konusu bile değil. Bu onlatın sıkletini aşar. Türkiye ise yeterli siyasi ağırlığa sahip, Batı güvenlik camiasının bir parçası ve aynı zamanda bağımsız bir rol oynuyor. Ukrayna krizi kim ne derse desin uluslararası platformlarda Ankara'nın statüsünü güçlendirdi.

Türkiye, aslında İsveç ve Finlandiya üzerinden ABD ile hesaplaşıyor. Önce Türkiye'nin, parasını ödediği uçak filosunu, askeri teçhizat ve mühimmatı göndersinler. Türkiye'nin arka bahçesinde güvenlik tehdidi oluşturan terör örgütlerinin sırtını sıvazlamaktan vazgeçsinler. Sonrasını düşünürüz.

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

 

Seçilmiş Kaynakça

https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-61456901

https://www.amerikaninsesi.com/a/6574174.html

https://turkish.aawsat.com/home/article/3646781/finlandiya-nato-üyeliğine-başvurmaya-karar-verdi

https://www.defenceturk.net/dunu-bugunu-ve-yarini-ile-nato-stratejik-konseptler

https://tr.sputniknews.com/20220515/filandiya-nato-uyeligi-icin-basvurmaya-resmen--karar-verdi-1056384014.html

https://tr.euronews.com/2022/05/16/cumhurbaskan-erdogan-isvec-ve-finlandiya-n-n-nato-uyeliklerine-evet-demeyeceklerini-ac-kla

https://www.mepanews.com/finlandiya-ve-isvec-nato-uyeligi-konusunda-turkiyeyi-ikna-edebilecek-mi-52456h.htm

https://tr.euronews.com/2022/05/15/nato-turkiye-nin-isvec-ve-finlandiya-n-n-uyeligini-engelleme-niyeti-yok

https://www.dw.com/tr/stoltenberg-türkiye-üyeliği-engellemek-niyetinde-değil/a-61806432

https://www.nato.int/docu/review/tr/articles/2022/04/04/natonun-varligini-suerduermesi-bir-emeklilik-planina-gerek-yok/index.html

https://russiancouncil.ru/en/analytics-and-comments/analytics/ukrainian-crisis-turkey-and-eurasia-who-wins/

https://gov.krd/dfr-en/foreign-representation/embassy-office-of-sweden/

https://www.swedenabroad.se/en/embassies/iraq-baghdad/about-us/embassy-staff/

https://www.rudaw.net/english/middleeast/15122021

https://www.lu.se/lup/publication/1361727

https://pqr.se/about-us/

https://www.washingtonpost.com/business/why-the-kurdish-ypg-is-an-issue-in-swedens-nato-bid/2022/05/16/cda38be2-d534-11ec-be17-286164974c54_story.html

https://en-academic.com/dic.nsf/enwiki/1494788

https://www.kurdenanatolien.com/bir-kurt-aydini-sores-resi/

http://www.ksafu.se/

https://www.infomigrants.net/en/post/5957/kurdish-dalkurd-soccer-team-in-swedens-top-division

https://www.rudaw.net/english/world/13102014

https://www-ctvnews-ca.translate.goog/world/foreign-fighters-leaving-europe-to-help-kurds-battle-islamic-state-1.2008850/comments-7.557822?_x_tr_sl=en&_x_tr_tl=tr&_x_tr_hl=tr&_x_tr_pto=sc

https://www.kurdocidewatch.org/en/home/

http://www.faylee.org/english/articles/doc17.ph

https://journals.openedition.org/ejts/4615

https://www.coe.int/en/web/ankara/echr

https://www.peaceinsight.org/en/organisations/pfok/?location=iraq&theme

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez

Ömür Çelikdönmez kimdir?

1965 Nazilli / Aydın doğumlu. İlk orta ve liseyi Isparta’da bitirdi. Isparta Gazeteciler Cemiyeti üyesi olarak, çeşitli gazetelerin (Türkiye, Milli Gazete, Antalya Ekspres vs) Isparta muhabirliğini yaptı. 

Isparta’da neşredilen mahalli gazetelerde haber, yazı ve şiirleri yayımlandı. (Gülkent, Demokrat Isparta, Senirkent Postası vs.) 1984-1985’te Erzurum Atatürk Üniversitesinde Felsefe öğrenimi gördü. 

1985-1993 arası İzmir Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji bölümünde okudu ve mezun oldu. 

Isparta’da bir siyasi partinin basın müşavirliğini üstlendi ve parti bülteni (Arkadaş) yayınladı. 

Arkadaş FM radyosunun editörlüğünü yürüttü. 

12 Eylül 1994’te Tunceli iline felsefe öğretmeni olarak atandı. Tunceli’de görev yaptığı iki yılda ‘Gökkuşağı’ isimli kültür sanat edebiyat dergisini yayınladı. Ayrıca ‘Dört Mevsim Tunceli’ konulu fotoğraf sergisi açtı. 

Millî Gazete ve Yeni Şafak’ta yazıları yayınlandı. 

Öze Dönüş, İmza, Rind, Paye, Büşra, Palandöken, Avaz, Teos, Açılım, Vizyon, Mor Taka, İktibas, Teneffüs, Cem, Yeşilay, Türk Yurdu, Senirkent Yükseliş, İzmir merkezli Yurtta Uyanış, Zonguldak'ta yayınlanan Zonkişot ve Yörünge gibi dergilerde yazı ve şiirleri neşredildi. 

1991’de İzmir’de yayınlanan Taşra dergisinin Genel Yayın Yönetmenliğini yaptı. 

Yine İzmir’de yayımlanan Harman ve Açılım dergilerinin yayın kurulunda yer aldı. Ezcümle Dergisinin sanat danışmanlığını ve yayın yönetmenliğini üstlendi.

‘Milli Sinema’ ile ilgili bir makalesi, TÜRSAK 93 Sinema Yıllığı’na alıntılandı. 

İlk şiir kitabı ‘Mavi Düş’, İzmir’de Teos yayınlarından 1995’te çıktı. 1996-2002 arası Zonguldak İli Devrek İlçesinde görev yaptı. 

Devrek Lisesi ve Devrek İmam Hatip Lisesi’nde felsefe grubu derslerine girdi. 

2000 yılında Devrek Tarihi kitabı, Devrek Ticaret ve Sanayi Odası’nca yayımlandı. 

Devrek Tarihi kitabı, lisans, yüksek lisans ve doktora çalışmalarında kaynak gösterildi, atıfta bulunuldu. 

1996-2002 arası Devrek ve Zonguldak’ta yayınlanan Devrek Vizyon, Teneffüs, Devrek Genç Görüş, Eğerci’nin Sesi, Kuvayı Milliyeciler dergilerinde ayrıca Yeni Devrek, Devrek Eksen, Devrek Turizm Gazetesi, Devrek Paragraf ve Devrek Postası gazetelerinde bölge tarihine yönelik araştırmaları yayınlandı.

Zonguldak'ta yayın yapan yerel TV kanalında “ Tarihimize Yolculuk” başlıklı programı hazırladı ve sundu. 

2002’de 18. Uluslararası Baston ve Kültür Festivali Tanıtım Rehberi’ni hazırlayan ekipte yer aldı. 

Sempozyum ve Bienallere katıldı, bildiriler sundu. 

Eğitim iş kolunda faaliyet gösteren Türk Kamusen'e bağlı Türk Eğitim-sen sendikasının ilçe temsilcisiydi. 

Devrek’te görev yaptığı yıllarda bölge kültürüne ve tarihine katkıları nedeniyle Devrek İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünce ‘Teşekkür’, İlçe Kaymakamı tarafından ‘Takdir’ belgesi ile ödüllendirildi. 

2003 Ocak’ta Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğine atandı. 

Devlet Bakanı Prof. Dr. Mehmet Aydın’ın Basın Müşavirliğini yaptı. 

2011’de Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğünde görevlendirildi. 

2009’da ‘Efsane Doktor Sadettin Sarı Murat’ kitabı, yine aynı yıl ‘Baston Tarihi / Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabı yayımlandı. ‘Baston Tarihi Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabın, yasal olmayan şekilde telif ücreti ödenmeden Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca ‘Bastonlar’ başlığı ile korsan baskısı yapıldı. haberşanlıurfa, akdenizhaber, haberakdeniz.com.tr, www.ahval.net, haberzonguldak2, haber10, timeturk, fikrikadim, kafkassam, dikGAZETE.com ve MHP Erzurum eski Milletvekili Rıza Müftüoğlu'nun sahibi ve genel yayın yönetmeni olduğu Türk Meclisi internet sitesinde, jeopolitik ve jeostrateji konularında yüzlerce makalesi yayınlandı. 

2013-2018 arası Resmi Gazete’nin basıldığı Başbakanlık Basımevi’nde Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri kadrosuyla çalıştı. 

Isparta ili tarihi ve kültürüne yönelik araştırmalar yapan, ilmi toplantı ve geziler düzenleyen Hamideli Derneği’nin genel sekreterliğini üstlendi.

Halen, dikGAZETE.com haber sitesinde araştırma/analiz yazılarını sürdürmektedir.

.

dikGAZETE.com

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
Sabetay Doğramacı 3 yıl önce
Bunlar "Boğazdaki Aşiret"in dertleri... Biz halkı ilgilendiren hiçbir tarafı yok ! Boğaz'daki yalılar halka devredilsin ! Her sorunu biz çözeriz !
masum 3 yıl önce
önce hizaya gelsinler Sonrasını düşünürüz.
yaren 3 yıl önce
çok haklısınız
Sedat ergenç 3 yıl önce
Bu şekilde 'şartlı hayır' dediğimizde bu ülkeler o şartı ortadan kaldırır ve ondan sonra evet demek zorunda kalırız.
Yani "terörü destekledikleri için hayır diyoruz" dememeliyiz.
"Artık desteklemeseler de her halukarda hayır" diyoruz demeliyiz.
yaren
yaren 3 yıl önce
çok haklısınız