TÜRKİYE, Suriye’de İran, Rusya ve Şam Rejimi ile üstü örtülü biçimde operasyonun taşlarını döşüyor!

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez
TÜRKİYE, Suriye’de İran, Rusya ve Şam Rejimi ile üstü örtülü biçimde operasyonun taşlarını döşüyor!
06-11-2018

- Karaman’ın koyunu sonra çıkar oyunu! Suriye’de suikast trafiği... Kimin eli kimin cebinde?

:

Türkiye’nin Suriye politikasında yeni sürece girildiği gözleniyor.

Bu sürecin; Washington - Ankara yakınlaşmasının Moskova - Ankara ilişkilerine göre daha baskın olacağı yeni bir dönem olabileceği söylenebilir.

Bu gelişmelerin perde arkasında hiç şüphesiz ABD diplomasi bürokrasisi, Pentagon ve Ulusal Güvenlik Servislerinin Türkiye’nin müttefikliğinin önemine ilişkin değerlendirme analizlerinin payı büyük.

Hatırlarsanız Türkiye’de ev hapsinde tutulan Amerikalı Pastör Andrew Craig Brunson’ın serbest bırakılması talebiyle başta Amerikan Hukuk ve Adalet Merkezi (ACLJ) olmak üzere Amerikalı Mormon kilise derneklerinin ve sivil toplum kuruluşlarının yürüttükleri kampanyada 500 bin imza toplanmıştı.

Brunson’ın serbest bırakılması için ABD’de oluşturulan kamuoyu, tersinden Türkiye - ABD çıkarlarına hizmet etti.

Nitekim Trump, Rahip Brunson ile görüşmesinde “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bir kez daha çok teşekkür ediyorum. Türk halkına teşekkür ediyorum. Bence bu ilişkilerimiz için büyük bir adım olacak” demişti.

TÜRKİYE, SURİYE’DE İRAN, RUSYA VE ŞAM REJİMİ İLE ÜSTÜ ÖRTÜLÜ İŞ BİRLİĞİ İÇİNDE...

Galiba öyle de oluyor.

Birkaç gün önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Ukrayna Devlet Başkanı Poroşenko ile Mabeyn Köşkü’ndeki görüşme sonrasında Münbiç’te ABD ile ortak devriyelerin sürdüğünü terör örgütlerinin bir an önce bölgeyi terk etmesi gerektiğini söylemesi ve Halkbank davasında Donald Trump’ın “talimat vereceğim” dediğini ifade etmesi, ayrıca 10-11 Kasım’da Paris’te, Trump ile yüz yüze görüşeceklerini söylemesi, dış politikadaki yeni makas değişikliğinin rotasını göstermesi açısından önemli.

Türkiye, "gerçekçi ol imkânsızı iste" türünden bir dış politika deniyor.

Neden imkânsız?

Çünkü Türkiye’nin Suriye’de, İran, Rusya ve aynı zamanda Şamrejimi ile üstü örtülü işbirliği söz konusu.

Münbiç’te, ABD askeleri ile gerçekleştirilen ortak devriyelerin nereye gideceği belli.

Türk ordusu, büyük bir operasyonu çoktan başlattı bile…

"Neden bu kadar gecikti?" derseniz, "şartların oluşması ve başakların olgunlaşması beklenildi" derim.

ŞANLIURFA’DAKİ AŞİRETLER TOPLANTISI İLE...

2016’da Rakka, Haseke ve Deyr ez-Zor bölgelerinde yaşayan 50 Arap aşiretinin lideri Şanlıurfa’daki Harran Otel’de bir araya gelmiş, toplantı, Türkiye destekli Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) komutasında yeni bir ordu kurulması için düzenlenmişti.

Arap aşiretleri, "El Cezire ve Fırat Aşiretleri Ordusu" adı altında askeri örgütlenmeye gitme kararı aldıklarında bu orduyu kurmakdaki amaçlarının, Esed - Rus - İran ve Hizbullah ile DEAŞ ve PYDişgalini bitirmek için birleştirmek olduğunu belirtmişlerdi.

Bu girişimin ardından toplantıya katılan Suriyeli muhaliflerden Avukat Redif Müslim, "Aşiretlerin kendi içinde tartıştıklarını" iddia etmiş ve “-toplantı başarıya ulaşmadı. Bir sonuç çıkmadı. Toplantıda ne bir başarı ne de bir anlaşma vardı?” diyerek eleştirmişti.

Ama sınırlarımızın öte yakasında gelişen olaylara bakıldığında hiç de öyle olmadığı, göle çalınan mayanın tuttuğu görülüyor.

Türkiye’nin önderliğinde oluşturulan ve finans edilen "El Cezire ve Fırat Bölgesi Suriyeli Aşiretler ve Kabileler Genel Kurultayı”, ABDve Demokratik Suriye Güçleri (DSG) ile YPG’yi bölgeden silecek bir teşebbüste bulundu.

RAKKA’DA SİVİL KAYIPLARI ÇOK OLDU… BİNALARIN YÜZDE 80’İ YIKILDI...

Bir dönem terör örgütü "DEAŞ’ın kalesi” olan ve Ekim 2017’de ABD’nin hava desteğiyle YPG/PKK’nın eline geçen Rakka’da, örgütün diğer bölgelerde uyguladığı baskı ve terör düzenini sürdürünce yerli halk, YPG’nin başını çektiği ABD destekli Demokratik Suriye Güçleri’ne (DSG) karşı silahlı isyan çıkarmıştı.

İsyanın sebebi, "bir aşiret reisinin gözaltına alınması" olarak gösterildi.

2013’ten itibaren IŞİD’in kontrolüne geçen Rakka, neredeyse 4 yıl boyunca bu durumda kaldı ve ancak 2017’nin sonbaharında YPG’nin başını çektiği ABD destekli Demokratik Suriye Güçleri(DSG), kenti örgütten geri almayı başardı.

Koalisyon güçleri, konut bölgelerine düzenlenen saldırılarda muhtemel sivil kayıpları hesaba katmadıklarından sivil halktan can kaybı çok oldu.

Rakka’daki binaların yaklaşık yüzde 80’i yıkıldı.

Uzun bir süre geçmesine rağmen kentte hayati öneme sahip altyapı çalışmıyor.

Rakka’nın şu anki nüfusunun çoğu Sünni Araplardan oluşuyor.

Eskiden kentte yaşayan Kürtler, IŞİD’in gelmesiyle idam edilme korkusuyla orayı terk ettiklerinden çoğunluk Sünni Arap ve Türkmenlerden oluşuyor.

Sünni Arapların ve Türkmenlerin yer aldığı Rakka Devrimcileri(Süvvar el Rakka) isimli Arap silahlı grup da YPG/PKK ile çatışmıştı.

Hatta DSG ismini kullanan YPG/PKK, Rakka Devrimcileri’nin çabalarını bastırabilmek için DSG içindeki küçük grupları Deyrizor’da DEAŞ ile mücadele bahanesiyle Rakka’ya getirmiş, başlarında YPG/PKK’lı bir komutan olan 300 Arap savaşçı, Rakka Devrimcileri ile çatışacaklarını anlayınca durumu protesto etmiş, aralarından bazıları silahları bırakarak kaçmıştı.

Daha da ilginci SDG’nin sözde genel komutanı örgütün elebaşlarından Şahin Cilo’nun, Rakka’da aşiret lideri Muhammed Huvaydı’ya aşiretinin protestolara katılmaması karşılığında 4 milyon Suriye lirası verdiği ortaya çıkmıştı.

DEVİR TERSİNE DÖNDÜ… SDG/YPG/PKK’NIN RAKKA’DA TUTUNMASI MÜMKÜN DEĞİL...

Süvvar el Rakka, Türkçe Rakka Devrimciler Tugayı adındaki grup Liva Tuvar el-Rakka olarak da biliniyor.

Bazı ABD kaynaklarında bu grup El-Kaideci geçmişiyle tanımlanıyor.

Ancak bu kirli geçmişine rağmen Amerikalılar, kendi çıkarları doğrultusunda bu grubu kullanmayı sürdürdü.

Şimdi devir tersine döndü.

"El Cezire ve Fırat Bölgesi Suriyeli Aşiretler ve Kabileler Genel Kurultayı" daha önce SDG/YPG/PKK'ya karşı Rakka direnişinde öne çıkan Süvvar el Rakka ile güçlerini birleştirdi.

Bu saatten sonra ABD’nin kol kanat gerdiği SDG/YPG/PKK’nın Rakka’da tutunması mümkün değil!

Rakka kentinin en büyük aşiretlerinden Ufadila/Sabha aşireti lideri, YPG/PKK’ya muhalifliğiyle bilinen Beşir Faysal Huveydi’nin, kentin doğusundaki Nur Camii yakınlarında aracının içinde başına ve ağzına iki kurşun sıkılarak öldürülmesi bardağı taşıran son damla oldu.

Sabha, gerçekten büyük bir aşiret, hatta Libya’da bu aşiretin ismiyle adlandırılan Sabha kenti bulunuyor.

Sabha aşireti Şura Meclisi, aşiret lideri Beşir Faysal Huveydi’nin öldürmesinden sorumlu tuttuğu terör örgütü SDG/YPG/PKK’nın boykot edilmesi çağrısı yaptı.

Bu aynı zamanda bölgede konuşlu ABD ordusu ile çatışma demek.

Her ne kadar Beşir Faysal Huveydi’ye gerçekleştirilen suikasti IŞİD üstlense de Aşiret Meclisi; SDG/YPG/PKK’yı fail ve sorumlu ilan etti.

Türkiye, operasyonun taşlarını döşüyor!

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com
Twitter: @oc32oc32

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez

Ömür Çelikdönmez kimdir?

1965 Nazilli / Aydın doğumlu. İlk orta ve liseyi Isparta’da bitirdi. Isparta Gazeteciler Cemiyeti üyesi olarak, çeşitli gazetelerin (Türkiye, Milli Gazete, Antalya Ekspres vs) Isparta muhabirliğini yaptı. 

Isparta’da neşredilen mahalli gazetelerde haber, yazı ve şiirleri yayımlandı. (Gülkent, Demokrat Isparta, Senirkent Postası vs.) 1984-1985’te Erzurum Atatürk Üniversitesinde Felsefe öğrenimi gördü. 

1985-1993 arası İzmir Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji bölümünde okudu ve mezun oldu. 

Isparta’da bir siyasi partinin basın müşavirliğini üstlendi ve parti bülteni (Arkadaş) yayınladı. 

Arkadaş FM radyosunun editörlüğünü yürüttü. 

12 Eylül 1994’te Tunceli iline felsefe öğretmeni olarak atandı. Tunceli’de görev yaptığı iki yılda ‘Gökkuşağı’ isimli kültür sanat edebiyat dergisini yayınladı. Ayrıca ‘Dört Mevsim Tunceli’ konulu fotoğraf sergisi açtı. 

Millî Gazete ve Yeni Şafak’ta yazıları yayınlandı. 

Öze Dönüş, İmza, Rind, Paye, Büşra, Palandöken, Avaz, Teos, Açılım, Vizyon, Mor Taka, İktibas, Teneffüs, Cem, Yeşilay, Türk Yurdu, Senirkent Yükseliş, İzmir merkezli Yurtta Uyanış, Zonguldak'ta yayınlanan Zonkişot ve Yörünge gibi dergilerde yazı ve şiirleri neşredildi. 

1991’de İzmir’de yayınlanan Taşra dergisinin Genel Yayın Yönetmenliğini yaptı. 

Yine İzmir’de yayımlanan Harman ve Açılım dergilerinin yayın kurulunda yer aldı. Ezcümle Dergisinin sanat danışmanlığını ve yayın yönetmenliğini üstlendi.

‘Milli Sinema’ ile ilgili bir makalesi, TÜRSAK 93 Sinema Yıllığı’na alıntılandı. 

İlk şiir kitabı ‘Mavi Düş’, İzmir’de Teos yayınlarından 1995’te çıktı. 1996-2002 arası Zonguldak İli Devrek İlçesinde görev yaptı. 

Devrek Lisesi ve Devrek İmam Hatip Lisesi’nde felsefe grubu derslerine girdi. 

2000 yılında Devrek Tarihi kitabı, Devrek Ticaret ve Sanayi Odası’nca yayımlandı. 

Devrek Tarihi kitabı, lisans, yüksek lisans ve doktora çalışmalarında kaynak gösterildi, atıfta bulunuldu. 

1996-2002 arası Devrek ve Zonguldak’ta yayınlanan Devrek Vizyon, Teneffüs, Devrek Genç Görüş, Eğerci’nin Sesi, Kuvayı Milliyeciler dergilerinde ayrıca Yeni Devrek, Devrek Eksen, Devrek Turizm Gazetesi, Devrek Paragraf ve Devrek Postası gazetelerinde bölge tarihine yönelik araştırmaları yayınlandı.

Zonguldak'ta yayın yapan yerel TV kanalında “ Tarihimize Yolculuk” başlıklı programı hazırladı ve sundu. 

2002’de 18. Uluslararası Baston ve Kültür Festivali Tanıtım Rehberi’ni hazırlayan ekipte yer aldı. 

Sempozyum ve Bienallere katıldı, bildiriler sundu. 

Eğitim iş kolunda faaliyet gösteren Türk Kamusen'e bağlı Türk Eğitim-sen sendikasının ilçe temsilcisiydi. 

Devrek’te görev yaptığı yıllarda bölge kültürüne ve tarihine katkıları nedeniyle Devrek İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünce ‘Teşekkür’, İlçe Kaymakamı tarafından ‘Takdir’ belgesi ile ödüllendirildi. 

2003 Ocak’ta Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğine atandı. 

Devlet Bakanı Prof. Dr. Mehmet Aydın’ın Basın Müşavirliğini yaptı. 

2011’de Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğünde görevlendirildi. 

2009’da ‘Efsane Doktor Sadettin Sarı Murat’ kitabı, yine aynı yıl ‘Baston Tarihi / Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabı yayımlandı. ‘Baston Tarihi Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabın, yasal olmayan şekilde telif ücreti ödenmeden Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca ‘Bastonlar’ başlığı ile korsan baskısı yapıldı. haberşanlıurfa, akdenizhaber, haberakdeniz.com.tr, www.ahval.net, haberzonguldak2, haber10, timeturk, fikrikadim, kafkassam, dikGAZETE.com ve MHP Erzurum eski Milletvekili Rıza Müftüoğlu'nun sahibi ve genel yayın yönetmeni olduğu Türk Meclisi internet sitesinde, jeopolitik ve jeostrateji konularında yüzlerce makalesi yayınlandı. 

2013-2018 arası Resmi Gazete’nin basıldığı Başbakanlık Basımevi’nde Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri kadrosuyla çalıştı. 

Isparta ili tarihi ve kültürüne yönelik araştırmalar yapan, ilmi toplantı ve geziler düzenleyen Hamideli Derneği’nin genel sekreterliğini üstlendi.

Halen, dikGAZETE.com haber sitesinde araştırma/analiz yazılarını sürdürmektedir.

.

dikGAZETE.com

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?