Türkiye siyaseti ve “Sıraca Eşeği”

Emrah Bekçi
Emrah Bekçi
Türkiye siyaseti ve “Sıraca Eşeği”
25-01-2020

Ülkemizin güzel illerinden biri olan Bilecik’in Söğüt ilçesine bağlı bir köyünün adıdır “Sıraca-Sırhoca”. 

Türkiye siyaseti ile Sırhoca Köyü’nün ne alakası var” diyebilirsiniz. Sadece bir kinaye veya benzetme. Biraz tebessüm, biraz ise düşündürme.

Malumunuz, ülkemiz siyaseten birbirleri ile kavgalı, her fırsatta iktidarın muhalefete, muhalefetin ise iktidara laf ebeliği yapıp; izleyen genel kitlenin ise ekran başında egosunu tatmin ettiği bir saha durumunda.

Doğruyu iki farklı alandan ‘eğri’ olarak yorumlayan kesim (siyaset), halkın aklıyla bile dalga geçmekte. 

Doğru” dediğimiz mefhum, riskleri belli, görünen, fayda sağlayan, genele çıkar üreten, ulaşılacağı yolun tek ve aynı olması münasebeti ile dolambaçlı, virajlı yollar seçmeyen bir durum.

Lakin ülkemiz siyasetinde, iktidarın siyah dediğine, muhalefet beyaz; muhalefetin ve iktidarın mavi dediğine Avrupa ve dünya yeşil demekte. 

Hal böyle olunca doğru denilen hedefe ulaşmak, meşakkatli ve zaman almakta.

Bu konuyla alakalı olarak, Bilecik’in Söğüt ilçesinde anlatılagelen bir gerçek ve yaşanmış olayı sizlere aktarıp, beraber tebessüm edelim…

***

Bilecik’in, Söğüt ve Bozüyük ilçelerini çoğumuz biliriz. 

Bu iki ilçe arasına karayolu yapılmasına karar verilir. 

Uzman mühendisler “yolu nasıl yapalım” diye kafa yorarlar.

En kestirme yolu yapmak ve böylece masrafı en aza indirip, işi bir an önce bitirmek isterler.

Ortaya birçok fikir çıkar. 

Kimi “şu köyden…”, kimi “bu köyden geçsin yol…” der. 

Tüm bunları dinleyen geleneksel bağlarına sıkı bir şekilde bağlı olan mühendisin biri, diğer arkadaşlarına:

-Arkadaşlar! Bence atalarımızın yaptığı gibi yapalım!..

Diğer mühendisler, eski atalarının yol yapımında nasıl bir metot izlediklerini bu arkadaşlarına sorarlar. 

Mühendis:

-Şimdi bir köy eşeği bulacağız. Eşeği Bozüyük’ten Söğüt’e doğru önümüze katacağız. Yolda her geçtiğimiz yere bir işaret koyacağız. Söğüt’e varınca, yol haritamız ortaya çıkmış olacak.

Mühendis bir nebze olsun haklıydı.

Çünkü hayvanlar, bir yerden bir yere gider iken en kestirme ve sağlam yolu kullandıkları, bilimin de mutabık kaldığı bir hadiseydi. 

O vakit, mühendislere bir eşek gerekliydi. 

Aramaya başladılar… 

Aradan bir hafta geçti, lakin çevre köylerde ve etrafta eşek bulamadılar. 

Sonunda Söğüt’ün Sırhoca (Sıraca) köyünde neslinin son ırki kodlarını taşıyan bir eşek bulup, vatan görevi için devletin zimmetine geçirip çalışmaya başladılar.

Ama unuttukları ve göz ardı ettikleri bir şey vardı. 

Tabiatı gereği, her hayvanın bir olmadığı gibi; Sıraca’nın eşeği de ne Kıbrıs’ın, Heybeli Ada’nın ne de Merzifon’un eşeğine benziyordu. 

Karakter bakımından çok inatçı bir yapıda olan Sıraca Eşeği, yol yapımındaki mühendislere kök söktürecekti.

Aradan aylar geçti. 

Yol yapımına başlanmış, Sıraca Eşeği, yol yapım ekibinin önünde bir orası bir burası Söğüt’e doğru yol alıyordu.

Sonunda Söğüt’e varıldı ve yol çizim işlemi tamamlanmış oldu.

Sıra yolun yapımına gelecekti ve yol yapımı, başlaması ile bir çırpıda tamamlandı.

Ama bir aksilik vardı. 

Yolun düzgün olması gereken her yeri virajlı, yokuş ve engebeli idi… 

Acaba atalarımızın izlemiş olduğu bu metot yanlış mıydı?” diye düşündüler.

Aslında metot, pratik bir sonuç alma yöntemiydi. 

Lakin eşeğin cinsi, karakteri, bölgesel konumu, rengi vs. yolun karakteristik yapısı ve uzunluğu ile yakinen alakalıydı. 

Çünkü Sıraca Eşeği, “Dünyanın en inatçı hayvanları” arasında sıralamaya girdiğinde, ilk üçün arasında yer alıyordu (!)

Söğüt - Bozüyük yolu” bitmiş, insanlar arabalarıyla yolda seyahat etmeye başlamışlardı. 

Anlatıldığına göre, bir gün Almanya’dan Bilecik’e misafir olarak yol mühendisleri gelmiş. 

Bozüyük’ten Söğüt’e gider iken virajlardan dolayı mideleri ağızlarına gelmiş. 

Alman mühendislerden biri dayanamayıp, bizim Türk mühendise sormuş:

-Arkadaş, bu yolu nasıl yaptınız?

Bizim civanım yakışıklı Türk mühendis cevap vermiş:

-İlk önce bir eşek bulduk. Sonra eşeği Söğüt’e kadar yürütüp yolun çizimini yaptık. Sonra ise yol kazımı ve asfalt çalışması. demiş.

Alman mühendis hayretler içinde anlatılanları dinlemiş ve kinayeli bir şekilde sormuş:

-Peki eşek bulamazsanız ne yapıyorsunuz?

Bizim yakışıklı yağız Anadolu genci mühendis, sorunun içindeki hainliği sezmiş ve cevaben:

-Eşek bulamadığımız vakit, Almanya’dan mühendis çağırıyoruz’’ demiş. (*)

***

Üzülerek belirtmeliyim ki ülkemizdeki siyaset ve politika aynen Bozüyük, Söğüt arasındaki yol yapımı ve son haline benziyor.

İnsanlarımız ekonomik sıkıntılar içerisindeler. 

Ülkeyi yönetenler ile muhalif olan kesim, halkın sorunlarından ve geleceğinden kaygılı değiller. 

Çünkü toklar…

Kısacası; tok, açın halinden anlamıyor…

Rabbim milletimizin yardımcısı olsun!

Saygılarımla…

.

Emrah Bekçi, dikGAZETE.com

Yazar / Yönetmen

(*) Alıntı, Söğüt, Sıraca’dan (Sırhoca Köyü) Hasan Yıldız.

Emrah Bekçi
Emrah Bekçi

Emrah Bekçi kimdir?

Araştırmacı - Yazar - Yönetmen Emrah Bekçi, 1974 Giresun Bulancak doğumlu. Eğitimini Ankara’da tamamladı. 2009 senesinde “Balkanlarda Türk İşaretleri” Belgeselini Bulgaristan Deliorman Bölgesinde çekti. 

Rusya Federasyonuna bağlı Murmansk Eyaleti, Revda Bölgesi, Lovezero kasabasında “Sami-Komi” klanlarıyla yaşayarak kültürel saha araştırmaları yaptı.

Emrah BEKÇİ, Rusya Federasyonuna bağlı Ural Dağlarında koruma altına alınan “Mansi Türkleri” hakkında kültürel bilgiler topladı. Aynı sahada, Aleksandrovsk, Solikamsk, Berezniki, şehirlerinde kültürel saha çalışmaları ve araştırmaları yaptı.

2012 senesi sonuna kadar Orta-Asya ve Azerbaycan Zaktala Vilayetinde, Şeyh Şamil ve Dede Korkud üzerine veriler topladı. 

Yazar Çoban Ateşi televizyon programı, Seyyid Burhaned’din Hazretleri, Balkanlarda Türk İşaretleri, Anadolu’nun Ruhu Yörükler Belgesellerini sundu ve yönetti.

2016-2017 Senesinde; “TR 72 Bölgesi Turizm Değerlerinin Step To City Projesine Entegrasyonu” Projesi Kapsamında; 25 Dakika, 9 Dakika, 3’er dakikalık 81 Bölümlük kısa metraj, İngilizce, Rusça, Japonca, Türkçe belgesellerin yönetmenliğini yaptı. 

Yapmış olduğu çalışmalar ile ilgili, Bulgaristan ve Rusya Federasyonu Yüksek Eğitim kurumları ile ülkemizde birçok üniversite ve STK’larda, Türk-İslam Tarihi ve Kültürü ile ilgili kürsü aldı, konuşmalar yaptı.

7 Haziran 2018 Tarihine Kadar; 129 Lise ve dengi okulda konferanslar verdi.

Yazar-Yönetmen Emrah BEKÇİ’nin;

Sevelim Sevilelim Yunus Emre”, “Gel Nasılsan Öyle Gel Mevlana”, “Bir Can Var Canında O Canı Ara Seyyid Burhaned’din Hazretleri”, “Ermeni Yalanları Çığlık”, isimli 4 adet basılı kitabı bulunmaktadır. 

Yazarın ayrıca; Anılarda Son Ermeni, Sızı, Uzaktaki Emanet isimli Uzun Metraj Film Senaryosu; İstiklal Marşı, Seyyid Burhaneddin, Aşk ve Şifa Gevher Nesibe isimli tiyatro senaryosu (Bunlardan Aşk ve Şifa Devlet Konservatuvarı Tarafından Sahnelendi) bulunmaktadır.

Yazarın: Anılarda Son Ermeni, Muhbir Mehmet, Kartallar Kafese Sığmaz, Keşke O Deli Ben Olsaydım, Torosların Cinleri, Hanan Bey, Sana Selamım Var, Uyanış ve iki cilt belde soy ansiklopedisi editörlüğü ile Amerika Birleşik Devletlerde İngilizce basılı “THE LAST ARMANİAN” isimli kitapların editörlüğü bulunmaktadır.

dikGAZETE.com

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
mehmet çetin 5 yıl önce
eşeğimizin inatçı olduğunu biliyorduk ama mühendis olduğunu sizlerden öğrendik tşk ederim