Türk Beyaz Hayaletler Gazze de!

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez
Türk Beyaz Hayaletler Gazze de!
01-11-2023

Sosyal medyada dolaşan bombardıman altındaki Gazze’de çatışma görüntülerine, Türkçe sesler yüklenilmiş. Çatışmada birisi Türkçe, "gözünü dört " diye sesleniyor. Benim gibi birçok insan o görüntüleri izleyip, “Türk Askeri Gazze’de” diye bir kanaate sahip oluyor.

Gerçeğin çölünde yolculuk yapmaya hazır mısınız?

Neden Çöl?

Çünkü çölde en çok serap görünür ve insanlar da gördükleri serapla kendilerini kaybederler. Aklına mukayyet olanlar, gerçek vahaya ulaşır. Lütfen sizler de bu satırları okurken aklınıza mukayyet olun!

Hayalet, ölü bir kişinin duyu organlarından en az biriyle algılanabilir şekilde belirmesi. Ölü bir kişiye benzer görüntü, ses gibi algıların genellikle ölen kişiyle ilgili bir yerde ortaya çıkması söz konusu olduğunda bu olay hayalet kavramı ile açıklanır.  Öyle tanıma uygun ses duymuşluğum var.

Operasyonel hayalet timleri…

Türkiye’nin yurtdışındaki operasyonlarını gerçekleştiren timlere Beyaz Hayaletler’ deniliyor. Beyaz Hayaletler, hemen her ülke ordusunun düşman cephe gerisine sızma gerçekleştiren operasyon birliklerdir. Beyaz Hayaletler, Büyük Asya’nın güç birliğinden oluşan istihbarat ve askeri operasyon ekipleri olabilir mi?

Tibet’ten Tanrı Dağları’na Ural Altay dağlarından, Türkiye’de Sultan Dağları’na uzanan psişik bir yapılanma bu.

Budizm, Taoizm ve Sufizm öğretileriyle özel eğitime tabi tutulan gizli, fark edilmeyen bu operasyonel güçler; insanın düşünce ile uzaklarda başka bir insana bilgi ve resim iletebilmesi (Telepati) gibi görüntünün Teleportation denen ve vücut dışı astral yolculukları ile bütünleşebiliyor.

Astral Seyahat; insanın sanal olarak bir yerdeyken başka bir yerlere gitmesi ve orada hem görülmesi hem de orayı görmesidir. Fizikötesi bilgiyle eşyanın tabiatına hükmedenleri tanımak neredeyse mümkün değil. 

Onları görünmez kılan Beyaz Bulutlarla çepeçevre sarıldıkları için görülmezler. Onlar kendilerini bildirmek için bazen dışarıdan görev verdikleri isimlere dokunurlar.

'Sitātapatrā /Beyaz Bulut’ nedir?

Tibetli gizemciler, hayatın anlamını arayıp durmak yerine, onun zorluklarının üstesinden gelme konusunda yol gösteren Zen ustaları veya Sufi dervişleri hep Sitātapatrā yani beyaz bulutlardan söz ettiler. Bu adlandırma bana Isparta'yı çağrıştırdı.

İyi talihin sekiz işaretinden birisi olarak kabul edilen Sitātapatrā (beyaz şemsiye/beyaz bulut), terim olarak “kutsal bir obje diye tanımlanır ve onu belirtmek için “Ufuktaki bulutlar kadar beyaz” tabiri kullanılır.

Bu şemsiye öğretiye gönül verenleri, felaket ve güçlüklerden korur. Yani bir tür zırh işlevi gördüğü gibi, görünmez kılar ve hedef olmaktan çıkarır. Hakikat yolcuları, takipçilerine Sitātapatrā /Beyaz Bulut’ gibi olmayı öğütlediler.

Neden mi?

Çünkü beyaz bir bulut en gizemli şeydir, aniden belirir, aniden kaybolur.

Bulutların ismi, cismi olmadığını düşündün mü?

Onlar isimsizdir, iz bırakmazlar. Biçimi bir anlamda aynı kalmaz. Değişmekte, dönüşmektedir, bir nehir gibi akmaktadır. Bakışınla algıladığın bir buluta biçim verebilirsin ama bu senin zihnindeki yakıştırmadan başka bir şey olmayacaktır. Bulutun biçimi yoktur; biçimsizdir ya da sürekli şekillenmektedir, bir akıştır. Hayat da aynen böyledir. Her türlü biçim, yakıştırmadan ibarettir.

Özel Kuvvetler Ermişler Ordusu” Astral Yolculukla Tayyi Zaman, Tayyi Mekan yapabiliyor mu?

Halk arasında en kısa tabiri ile “ruhun bedenden geçici olarak ayrılması” şeklinde tanımlanabilen “Astral Yolculuk”ta iki süreç var. Bunlardan ilki Tayyı zaman’; “vaktin genişlemesi, bereketlenmesi, yani kısa sürede uzun bir zaman yaşamış olma hâli” diğeri de Tayy-ı mekan yani o mekânı aşarak bir anda değişik yerlerde görünebilmektir. Bir diğer anlamı da mekan değiştirme yani bir mekandan başka bir mekana uçmak, ışınlanmaktır.

Tayyi mekân, bir mekandan başka bir mekana aracısız ve vasıtasız olarak yolculuk yapma işidir. Tayyı mekan, mekanın ortadan kaldırılması, aşılması anlamında olup mekanları çok hızlı bir şekilde aşarak diğer mekanlara ulaşmayı anlatır.

Buna göre, mistiklerin gerçekleştirdikleri tayyı mekan, tayyı zaman, onların kendi özlerine (holografik datanın değişik boyutlarına) vasıtasız “bilinç sıçramaları” ile gerçekleştirdikleri mekan ve zaman seyahatleri denilmektedir.

Mümkün mü ona siz karar verin?

Askeri birliklerin coğrafyaya uyumu, kamuflaj, sızma, yanıltma gibi eylemlilikleri tüm bunlardan bağımsız değildir.

Türk Agarta timleri nasıl Gazze'ye geçebilir?

Aslında gerek İsrail'de gerekse Lübnan'da hatta İsrail-Suriye sınırındaki Golon Tepeleri bölgesinde Türkiye'nin bağlantılı olduğu Türk etnisitesine ait gruplar mevcut. Osmanlı Devleti Ortadoğu’dan çekilirken her ülkede etnik bakiye ve gönül dostları bıraktı. Lübnan’da bunlardan biri.

Bununla birlikte Lübnan’da Cumhuriyetin ilk yıllarında ekonomik sıkıntılar nedeniyle özellikle Mardin’den Lübnan’a göç edenlerden oluşmuş bir topluluk yaşıyor. 1943’te Fransız mandasından kurtulmak için Lübnan’da yönetim karşıtı hareketler ortaya çıkmaya başladığında Mardinli gençler de bu bağımsızlık hareketine dahil oldular. Mardinlilerin Lübnan’ın bağımsızlık mücadelesine katkıları unutulamaz.

Günümüzde Lübnan’da yaşayan Mardin diasporasının ilk nüvesini bu göç oluşturuyor. Asıl göçün 1950 ile 1970 arasında yoğunlaştığı o yıllarda, Lübnan’daki Mardinlilerin sayısının 60-70 binlere ulaşması söz konusu.

Lübnan’a göç eden Mardinli nüfusun uzun yıllar Lübnan vatandaşlığını kazanma ve kimlik alma mücadelesi verdiği, bu mücadelenin, 1994’te dönemin Başbakanı Refik Hariri’nin, 15 bine yakın Mardinliye Lübnan vatandaşlığı vermesiyle sonuçlandığı biliniyor.

Türkiye’nin Beyrut Büyükelçiliğinin verdiği rakamlara göre, şu an Lübnan’da, 18 bini konsolosluğa kayıtlı olmak üzere toplamda 30 bine yakın Mardinli yaşıyor. Mardinlilerin yaklaşık 16 bini hem Türk hem de Lübnan vatandaşlığına sahip.

Türkiye, Lübnan'da boş durmadı, Barış Gücüne katıldı…

Beyrut limanı havaya uçtuğunda ziyarete gelen Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Türkiye'yi hedef alan açıklamalarda bulunmuştu.

Türkiye; Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) 11 Ağustos 2006'da kabul ettiği karar ile TBMM'nin 5 Eylül 2006 tarihli kararıyla verdiği izin çerçevesinde, UNIFIL'e TSK unsurlarıyla katkı sağlıyor. Türkiye; Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Barış Gücü bünyesine Türk Birliği göndermişti. Bu birlik, halen Lübnan’da görevde.

Bu bağlamda Türkiye, Lübnan’da konuşlu Birleşmiş Milletler Geçici Görev Gücü’ne (UNIFIL) deniz görev gücü ile katkıda bulunuyor. Lübnan BM Geçici Görev Gücü (UNIFIL) kapsamında Deniz Görev Gücü’nde görev yapan Türk Silahlı Kuvvetler unsurlarının görev süresi, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Kararı’yla dönem dönem uzatılıyor. Türkiye, BM tarafından icra edilen UNIFIL Deniz Harekatı’na en yüksek oranda kuvvet katkısında bulunan ülkelerden biri olmaya devam ediyor.

Hiç şüphesiz ki Türkiye’nin Lübnan’da yaşayan Ermenilerle, Dürzilerle, Kürtlerle ve dini gruplarla diyalogu mevcut. Ayrıca Hariri ailesi aracılığıyla da bölgede etkin olduğu yadsınamaz bir gerçek. Demek istediğim; Türkiye, Lübnan’da var ve yaşanan krizden aheste değil.

23 Mart 2012’de açılan Beyrut Yunus Emre Kültür Merkezi, başta Türkçe olmak üzere, Lübnan’daki Türk ve Türkmen toplumunun kültürel değerlerinin yeniden kazandırılmasına katkı sunuyor. Türkiye, Lübnan’ın istikrarını hedef alan her türlü teşebbüsün karşısında duracağını her seferinde açıklıyor.

TSK Kara Kuvvetleri Komutanlığı, Lübnan UNIFIL Harekâtı’na; 2006-2013 yılları arasında bir istihkâm inşaat bölüğü ile katkıda bulunmuştu. Ayrıca "BM Lübnan Geçici Görev Gücü (UNIFIL) kapsamında Doğu Akdeniz’de (Lübnan açıklarında) bulunan TCG FATİH fırkateyni bölgede konuşlu.

Türkiye, Barış Gücü’ne en büyük katkısını 110 personel ile BM’nin Lübnan’daki Geçici Gücü UNIFIL’e sağlıyor. UNIFIL’in Deniz Görev Gücünde yer alan Türk BM Barış Gücü personeli Lübnan Donanması’na karasularını izleme ve kıyı şeridini korumada destek sağlıyor.

SAT Komandoları da oralarda olmalı.

ABD’nin İsrail ordusuna danışman olarak gönderdiği Korgeneral James Glynn'ın görevi bırakarak apar-topar dönmesi, herhalde beyaz hayaletlerin buna görünmesi ile ilgili. Glynn, ABD’ye geri dönerken "İsrailli meslektaşlarıma Gazze’ye kara operasyonuna tüm risklerini söyledim" demişti.

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

Seçilmiş Kaynakça

https://www.kkk.tsk.tr/bdh.aspx

https://www.dikgazete.com/haber/lubnan-tezkeresi-resmi-gazetede-yayimlandi-799658.html

https://tr.euronews.com/2020/10/07/turk-askerinin-lubnan-daki-gorev-suresi-uzat-ldo

https://turkiye.un.org/tr/206476-birleşmiş-milletler-barışı-korumaya-katkılarından-dolayı-türkiye'ye-teşekkür-ediyor

https://www.dikgazete.com/yazi/turk-ozel-kuvvetleri-beyaz-hayaletler-her-yerde-makale,1456.html-1456.html

https://www.habersanliurfa.net/yazarlar/omur-celikdonmez/lubnan-turkleri-ya-da-lubnanda-mardin-diasporasi/28828/

https://twitter.com/mozturk3434/status/1718694124063187132?t=_ZYqxiaW1BSvsGXTAEGQNw&s=19

https://turkish.aawsat.com/arap-dünyasi/4516856-lübnan-unifil'in-górev-tanımnda-yapılan-değişikliklerin-bölgedeki-gerilime

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez

Ömür Çelikdönmez kimdir?

1965 Nazilli / Aydın doğumlu. İlk orta ve liseyi Isparta’da bitirdi. Isparta Gazeteciler Cemiyeti üyesi olarak, çeşitli gazetelerin (Türkiye, Milli Gazete, Antalya Ekspres vs) Isparta muhabirliğini yaptı. 

Isparta’da neşredilen mahalli gazetelerde haber, yazı ve şiirleri yayımlandı. (Gülkent, Demokrat Isparta, Senirkent Postası vs.) 1984-1985’te Erzurum Atatürk Üniversitesinde Felsefe öğrenimi gördü. 

1985-1993 arası İzmir Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji bölümünde okudu ve mezun oldu. 

Isparta’da bir siyasi partinin basın müşavirliğini üstlendi ve parti bülteni (Arkadaş) yayınladı. 

Arkadaş FM radyosunun editörlüğünü yürüttü. 

12 Eylül 1994’te Tunceli iline felsefe öğretmeni olarak atandı. Tunceli’de görev yaptığı iki yılda ‘Gökkuşağı’ isimli kültür sanat edebiyat dergisini yayınladı. Ayrıca ‘Dört Mevsim Tunceli’ konulu fotoğraf sergisi açtı. 

Millî Gazete ve Yeni Şafak’ta yazıları yayınlandı. 

Öze Dönüş, İmza, Rind, Paye, Büşra, Palandöken, Avaz, Teos, Açılım, Vizyon, Mor Taka, İktibas, Teneffüs, Cem, Yeşilay, Türk Yurdu, Senirkent Yükseliş, İzmir merkezli Yurtta Uyanış, Zonguldak'ta yayınlanan Zonkişot ve Yörünge gibi dergilerde yazı ve şiirleri neşredildi. 

1991’de İzmir’de yayınlanan Taşra dergisinin Genel Yayın Yönetmenliğini yaptı. 

Yine İzmir’de yayımlanan Harman ve Açılım dergilerinin yayın kurulunda yer aldı. Ezcümle Dergisinin sanat danışmanlığını ve yayın yönetmenliğini üstlendi.

‘Milli Sinema’ ile ilgili bir makalesi, TÜRSAK 93 Sinema Yıllığı’na alıntılandı. 

İlk şiir kitabı ‘Mavi Düş’, İzmir’de Teos yayınlarından 1995’te çıktı. 1996-2002 arası Zonguldak İli Devrek İlçesinde görev yaptı. 

Devrek Lisesi ve Devrek İmam Hatip Lisesi’nde felsefe grubu derslerine girdi. 

2000 yılında Devrek Tarihi kitabı, Devrek Ticaret ve Sanayi Odası’nca yayımlandı. 

Devrek Tarihi kitabı, lisans, yüksek lisans ve doktora çalışmalarında kaynak gösterildi, atıfta bulunuldu. 

1996-2002 arası Devrek ve Zonguldak’ta yayınlanan Devrek Vizyon, Teneffüs, Devrek Genç Görüş, Eğerci’nin Sesi, Kuvayı Milliyeciler dergilerinde ayrıca Yeni Devrek, Devrek Eksen, Devrek Turizm Gazetesi, Devrek Paragraf ve Devrek Postası gazetelerinde bölge tarihine yönelik araştırmaları yayınlandı.

Zonguldak'ta yayın yapan yerel TV kanalında “ Tarihimize Yolculuk” başlıklı programı hazırladı ve sundu. 

2002’de 18. Uluslararası Baston ve Kültür Festivali Tanıtım Rehberi’ni hazırlayan ekipte yer aldı. 

Sempozyum ve Bienallere katıldı, bildiriler sundu. 

Eğitim iş kolunda faaliyet gösteren Türk Kamusen'e bağlı Türk Eğitim-sen sendikasının ilçe temsilcisiydi. 

Devrek’te görev yaptığı yıllarda bölge kültürüne ve tarihine katkıları nedeniyle Devrek İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünce ‘Teşekkür’, İlçe Kaymakamı tarafından ‘Takdir’ belgesi ile ödüllendirildi. 

2003 Ocak’ta Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğine atandı. 

Devlet Bakanı Prof. Dr. Mehmet Aydın’ın Basın Müşavirliğini yaptı. 

2011’de Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğünde görevlendirildi. 

2009’da ‘Efsane Doktor Sadettin Sarı Murat’ kitabı, yine aynı yıl ‘Baston Tarihi / Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabı yayımlandı. ‘Baston Tarihi Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabın, yasal olmayan şekilde telif ücreti ödenmeden Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca ‘Bastonlar’ başlığı ile korsan baskısı yapıldı. haberşanlıurfa, akdenizhaber, haberakdeniz.com.tr, www.ahval.net, haberzonguldak2, haber10, timeturk, fikrikadim, kafkassam, dikGAZETE.com ve MHP Erzurum eski Milletvekili Rıza Müftüoğlu'nun sahibi ve genel yayın yönetmeni olduğu Türk Meclisi internet sitesinde, jeopolitik ve jeostrateji konularında yüzlerce makalesi yayınlandı. 

2013-2018 arası Resmi Gazete’nin basıldığı Başbakanlık Basımevi’nde Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri kadrosuyla çalıştı. 

Isparta ili tarihi ve kültürüne yönelik araştırmalar yapan, ilmi toplantı ve geziler düzenleyen Hamideli Derneği’nin genel sekreterliğini üstlendi.

Halen, dikGAZETE.com haber sitesinde araştırma/analiz yazılarını sürdürmektedir.

.

dikGAZETE.com

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
Osman Onaltı 1 yıl önce
Horasan Erenleri buna örnektir
Huseyn Ciftci 1 yıl önce
desteksiz atış, elbette karavana

tayy-i mekan vs okurken hiç gülesim gelmedi inanın, Ömür Bey'e yakıştıramadım.
Huseyn Ciftci 1 yıl önce
desteksiz atış, elbette karavana

tayy-i mekan vs okurken hiç gülesim gelmedi inanın, Ömür Bey'e yakıştıramadım.
cemaziyelevvel 1 yıl önce
Yaşasın Türk İslam birligi
haymatlos 1 yıl önce
boş lakırdı peh peh peh
sicili bozuk 1 yıl önce
efsane yazı, nerden buluyorsunuz bunları inşaallah doğrdur
Ahmet Ziya İbrahimoğlu 1 yıl önce
Araştırıp inceleyenler, feraset gözü ile bakanlar daha çok şaşıracağı günler çok uzak görünmüyor. Doğru izdesiniz Ömür Bey, araştırma incelemeye devam… Gözünüz kadar gönlünüzde açık olsun.