Taliban Kabil’de! Sırada ‘Büyük Özbekistan’ veya ‘Güney Türkistan’ projesi!

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez
Taliban Kabil’de! Sırada ‘Büyük Özbekistan’ veya ‘Güney Türkistan’ projesi!
17-08-2021

"Taliban güçlerinin Başkent Kabil'e girmesi en çok Türkiye’deki iktidara yaradı" diyenlere göre; orman yangınları ve sel felaketi, ekonomik kriz hatta Sedat Peker'in koyun-kuzu mesajları güme gitti yani unutuldu. 

Kara kara karacalar dahi karanlığa karıştı, Deniz Baykal haricinde başka hangi ünlü siyasiye çöpçatanlık hizmeti mukabilinde mevcut konumuna getirildiği şimdi kimin umurunda? 

Televizyon kanallarının söz birliği etmişcesine “Taliban yukarı, Taliban aşağı!.. yayınları ister istemez insanın aklına gündemi değiştirmek için TV kontrol merkezlerine yukarıdan bir yerlerden talimat gittiğini düşündürüyor. 

Peştun İmparatorluğunun öncü kuvveti Taliban…

Taliban'ın Afganistan'ın başkenti Kabil'e girmesi ve ABD kuklası Cumhurbaşkanı Eşref Gani'nin ülkesinden apar-topar ayrılarak Tacikistan’a sığınması, dünya kamuoyunun ana gündemi desek yanlış olmaz.

Nasıl ana gündemi olmasın? 

ABD'nin ülkeden çekilmesi sonrasında Afganistan'daki ilerleyişini sürdüren Taliban’ın başıbozuk milislerden oluşan askeri güçleri, bölgede haber peşinde koşturan basın mensuplarının, batılı diplomatların, istihbarat örgütlerinin şaşkın bakışları altında, jet hızıyla başkent Kabil'e girdi.

Müttefiklerin eğittiği donattığı uyduruk Afganistan ordusu, bir anda buharlaştı. Taliban karşısında tutunamayıp araziye uyan Afgan askerleri, sonra yağmur oldular, Türkiye - İran sınırında bir anda yağdılar.

Anlaşılan mütekait /sabık Afgan askerleri ile ilgili sadece Ankara değil, Tahran yönetimi de ABD ile üstü örtülü bir anlaşma içinde. Yoksa binlerce kazık gibi Afganlının kısa sürede Türkiye sınırlarına intikal ettirilmesi mümkün mü? 

1975 Vietnam Saygon… 2021 Afganistan Kabil…

ABD'nin; Kabil’de konuşlu Türk askeri birliklerinin gözetimi ve koruması altında, başkent Kabil'de bulunan büyükelçiliğini tahliye etmesi, 1975’te Vietnam'da yaşanılan tahliye görüntüsünün aynısı gibiydi.

Taliban'ın Kabil'e girmesiyle, ABD Büyükelçilik personelinin helikopterle kaçışı, Coni'nin 1975'de Vietnam'ın Saygon kentinden ayrılma görüntüsü misali hafızalara kazındı. 

1975 yılında 29 Nisan’ı 30 Nisan’a bağlayan gece, Vietnam Savaşı sırasında yapılan tahliyeye benzeyen görüntülere bozulan, ABD Senatosu azınlık lideri Mitch McConnell daha fazla dayanamadı, Amerika'nın Afganistan'dan çekilmesinin, 1975'teki Vietnam Savaşı’nın sonunda ülkenin Saygon'dan 'aşağılayıcı' çekilişin tekrarlanması olarak değerlendirdi ve “Başkan Biden'ın kararları, 1975'te Saygon'un aşağılayıcı düşüşünün daha da kötü bir devamına doğru ilerlememize neden oldu." açıklamasında bulundu.

Haksız sayılmaz. 

 Saygon’un düştüğü gün “Operation Frequent Wind” adı verilen operasyonla şehirde bulunan bin Amerikalı ve 5 bin Amerikan yanlısı Vietnamlı, helikopterlerle 18 saat içinde açıktaki uçak gemilerine taşınmış, bu tarihteki en büyük helikopter tahliyesi olarak kayıtlara geçmişti.

ABD ve Müttefikleri geride ne bıraktı?

Afgan ordusuna yüz milyarlarca dolar, toplamda ise Afganistan'da 2 trilyon dolar harcayan ABD ve NATO, arkasında sadece ölüm ve istikrarsızlık bıraktı. 

Afganistan'da 2 bin 300 ABD askeri öldü, 20 binden fazlası da yaralandı. Diğer ülkelerden de yüzlerce asker hayatını kaybetti veya yaralandı. 30 binden fazla sivil öldü. 60 bin kişi yaralandı. Milyonlarca insan yerinden yurdundan oldu.

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu da üç milyonu çocuk olmak üzere yaklaşık altı milyon Afgan'ın insani yardıma ihtiyacı olduğunu açıkladı.

ABD ve NATO tarafından eğitip donatılan yaklaşık 300 bin personele sahip Afgan ordusu, yaklaşık 75 bin silahlı militanı olan Taliban'a neredeyse bütün şehirleri çatışmadan teslim etti.

ABD ve NATO tarafından harcanan milyarlaca dolarla yaratılan 'ordu' kurşun sıkmadan şehirlerden kaçtı.

Yaklaşık iki haftada Afganistan'ın neredeyse tamamını kontrol altına alan Taliban'ın hızlı ilerleyişi, ABD tarafından eğitip donatılan Afgan ordusuyla ilgili birçok soru işaretine neden oldu.

11 Eylül 2001'de ABD'ye düzenlenen saldırılara tepki olarak başlayan Afganistan’ın işgali ile birlikte 20 yıl içinde Batılı askerleri ve destekleyen binlerce Afgan’ın, aileleriyle birlikte korunmasız şekilde geride bıraktığı gibi NATO müttefikleri, kendi sivillerinin güvenliğini bile sağlayamadı.

Kendileri ve ailelerinin hayatını tehlikeye atarak Batı'nın askeri ittifakını destekleyen ve şimdi de utanç verici bir şekilde yarı yolda bırakılanların durumu, emperyalizmin yerli işbirlikçilerinin kulağına küpe olur mu?

CIA, Talibanı güçlendirmek için Suriye ve Irak'tan tahliye ettiği İdeolojik akrabası IŞİD/DAEŞ militanlarını üç yıl önce Afganistan’a taşımıştı…

Üç yıl önce, CIA operasyonlarında kullanılan kimliği belirlenemeyen helikopterlerle, çok sayıda IŞİD mensubuna, Orta Asya’yı yukarıdan seyretmenin dayanılmaz hafifliği yaşatıldı.

Amerikalılar bu teröristlerden bu turlar için ücret talep etmedikleri gibi, ceplerine, Afganistan’daki üslerinde bastıkları sahte dolarlardan doldurdular. 

IŞİD’li teröristlerin de bundan gocunduklarını sanmam çünkü ABD Doları üzerinde “In god we trust” yazıyor.

Bu teröristler, Pakistan’dan Rusya’nın güneyine yakın bölgelerdeki Afganistan’ın Tacikistan sınırına  konuşlandırıldı.

Bölgeye taşınan IŞİD mensupları, özellikle Orta Asya ülkelerinin vatandaşları. ABD neden taşeron örgütünü Afganistan’da konuşlandırdı hiç düşündünüz mü?

Tabii ki enerjiye giderek daha fazla ihtiyaç duyulan ihtiyaçtan!

Bu ihtiyacın karşılığı, Orta Asya’da fazlasıyla mevcut. Ayrıca Orta Asya, Hazar petrolüne ulaşmak için iyi bir mevzi. Ama bu havza; Çin enerji güvenliği için vazgeçilmesi mümkün olmayan derecede stratejik bir geçit.

Rusya’nın arka bahçesi ve güç siyaseti, gövde gösterisi için bir oyun sahası.

Yanisi şu ki; Çin, Pakistan, İran ve Orta Asya ülkeleri tarafından çevrelenen ve denize kıyısı olmayan kara ülkesi Afganistan; tutanın elinde kalıyor ve bal tutan parmağını yalıyor, Afgan halkı da birbirinin kanını yalıyor.

Afganistan ve Pakistan arasında yer alan Hayber Geçidi, çok eskiden beri önemli ticaret yollarından ve stratejik önem taşıyan askeri noktalardan biri.

Ayrıca İpek Yolu da Afganistan’dan geçiyor. 4000 mil uzunluğundaki bu tarihi ticaret yolu, Hindistan, İran ve Çin medeniyetlerinin kesiştiği kültürel bir dört yol ağzı.

Afganistan’da istikrarsızlık veya güvensizlik ortamı, bölgenin istikrarını bozma potansiyeli gösteriyor. 

Böylesi bir durum, işgalci ABD ve çok uluslu koalisyon ortaklarının işine gelmez. Korkuları, kendileri için tehdit oluşturacak gruplar için verimli bölge haline gelmesi.

IŞİD'in Afganistan'daki faaliyetleri, ulaşımın güç olduğu ve Pakistan sınırındaki dağlık Nangarhar vilayetinde yoğunlaşıyor. Afganistan'da silahlı gruplar Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan sınırlarına yakın ülkenin kuzey eyaletlerinde toplanıyor. Radikal silahlı gruplar bu ülkelerin güvenliği için önemli bir problem. 

İstihbarat raporlarına göre; 2015 Mart ayında Afganistan’da 6 bin 500 yabancı terörist (paralı ajan) aktif görevdeydi. Rusya Genelkurmay Başkanlığı, genel olarak Afganistan'da 50 bin teröristin olduğunu ve bunlardan 2 bin teröristin doğrudan IŞİD’le bağlı olduğu  bilgisini paylaşmıştı.

Afganistan’da ABD’nin istiflediği IŞİD/DAEŞ mensubu hayli fazla. Neden böyle bir şey yapıyor ya da ihtiyaç duyuyor?

Çünkü ABD, uluslararası sistemdeki küresel güç dengesinde, Rusya ve Çin’in, Orta Asya’daki nüfuzunu zayıflatarak, enerji rezervlerine kolaylıkla ulaşabilmeyi ve kontrolü altında tutmayı hedefliyor.

Kendisine küresel aktörlüğü ve dünya jandarmalığını layık gören ABD, Orta Asya’daki askeri faaliyetlerini iki amaca göre düzenliyor.

Birincisi; Hazar enerji kaynaklarına güvenli ulaşım ve bunun korunması.

İkincisi; Orta Asya’da bir başka gücün hegemonyasının önlenmesi.

İşte bu amaçlarını ve hedeflerini gerçekleştirmek için ABD, Suriye’de misyonunu tamamlayan IŞİD’i Afganistan’a taşıyor. ABD, bu proje için Celalabat Askeri Üssü’nü tahsis etti.

Celalabad’daki Amerikan üssünden ayrıca ‘Hilafetin Sesi’ adındaki IŞİD radyosu da yayını yapıyor. Pentagon’dan gelen askeri danışmanlar, burada 18 ay önce IŞİD için eğitim kampları kurdu.

Amerikalılar, Afganistan’da Taliban bölgesinde tutuklu IŞİD/DAEŞ’li teröristleri askeri operasyonla kaçırdı…

ABD’nin Afganistan’da görevli ordu birlikleri Özel Kuvvetler, Afganistan İslam Emirliği Taliban Hareketi’nin elinde tutsak bulunan IŞİD’lilerin kurtarılması için operasyon dahi düzenlemişti. 

Bu kapsamda Bağdiş Vilayetindeki Cvand ilçesinde yer alan Penc Buz bölgesindeki Taliban Hapishanesine ABD ve Afgan Milli Ordu ortaklığında düzenlenen operasyonla 40 IŞİD’li tutsak kurtarılmıştı.

Şimdi bunlar Taliban güçlerine dahil oldular. ABD çıkarlarının yeni jandarması, CIA imalatı Taliban. Çünkü kapalı kapılar ardındaki anlaşma böyle.

Afganistan’da savaş sona erdi mi?

Hiç de öyle olduğunu sanmıyorum. 

Başkent Kabil'i de ele geçiren Taliban sözcüleri ülke içinde ve dışında tüm taraflarla diyaloğa açık olduğunu belirterek, ülkede savaşın bittiğini açıklayan beyanda bulunsalar da jeopolitik “de facto” durum bu  iddiaları maalesef yalanlıyor. 

Daha şimdiden çatlak sesler çıkıyor. 

Afganistan'ın ünlü kumandanı Ahmet Şah Mesud'un oğlu Ahmet Mesud, Pençşir direniş güçlerinin başına geçerek, Taleban'a karşı direniş çağrısı yaptı.

Fransız Express dergisinde bir mektup yayınlayan Mesud, babası kumandan Mesud'un da memleketi olan Pençşir'e geçtiğini duyurdu ve tüm direnişçilere bu bölgede toplanma çağrısında bulundu. 

Fransa Cumhurbaşkanı General De Gaulle'ün İkinci Dünya Savaşı sırasında direniş için söylediği "Fransa bir cephede kaybetti ama savaşı kaybetmedi" sözlerine atıfta bulunan oğul Ahmet Mesut, Afgan halkına yaptığı direniş çağrısını, "Afganistan tarihinde yeni bir sayfa açacağız. Bu ezilenlerin tiranlığa karşı direnişinde yeni bir sayfa olacak. Allah'ın izniyle kazanacağız" sözleriyle bitirdi.

Oğul Mesud’un Batılı bir lidere De Gaulle’e atıfta bulunması rastlantı değil, çünkü merhum babasından batılı medya “Sir/Sör Mesut” olarak söz ediyordu. 

Sir/Sör”, İngiltere'de kraliyet tarafından alanında ya da yapmış olduğu meslek grubunda başarılı olmuş kişileri ödüllendirmek için verilen bir unvan. 

Güney Türkistan Türkleri, Taliban'a karşı…

Türkler, Afganistan nüfusunun dörtte birini oluşturuyor. Güney Türkistan’da, yani Afganistan’ın kuzeyinde, sayıları on milyona yakın Özbek ve Türkmen, Hazara ve Kırgız Türkleri meskun. 

Maalesef ABD/İngiltere destekli Afgan hükümeti Türklere ait olan toprakları Taliban’a terk etmekte sakınca görmedi. Gizli saklı değil bunu kör göze parmak dercesine aleni yaptılar. 

Siyasi gözlemciler Çin Halk Cumhuriyeti'nin bölgede huzur ortamının oluşmasını istemediğini söylüyor. Haklı olabilirler; çünkü Pakistan, Malezya, Afganistan gibi ülkeler önce ekonomik yönden Çin'e bağımlı hale getirilmekte, sonra siyasi olarak Çin, buralarda ekonomik ve siyasi varlığını hissettirmekte.

Bölgede Türklerin varlığından rahatsızlık duyan Afgan hükümeti, Güney Türkistan halkının en büyük düşmanı gerici yobaz Taliban terör örgütü, silahlarını ABD'den, Çin'den, İran'dan, Rusya'dan ve Pakistan'dan temin etmesine seyirci kaldı.

Türk düşmanı ülkelerin desteği ile piyon olarak kullanılan Taliban, DAEŞ, IŞİD, El Kaide gibi terör örgütlerine istihbarat ve maddi destek sağlayan Pakistan arasında tam bir konsensüs mevcut. 

Afgan hükümeti de Türklerin nüfusunun fazla olduğu bölgeleri kendi kontrolüne geçirmeye çalıştı, onların askeri gücünü kasıtlı olarak zayıflattı. 

Bir kaç gün önce Raşit Dostum ile birlikte Özbekistan'a kapak atan, Afganistan'ın kuzeyinde Güney Türkistan'da Taliban'a karşı savaşan Türkmen komutan Nabi Geçi, Afgan ordusunun savaşmadan kaçtığını ve kendilerini savunmasız bıraktığını söylemişti. Tam bir “tavşan kaç tazı tut” oyunu.

CIA’nın Özbek asıllı casusu Ruzi Nazar’ın itiraf ettiği gibi Usame Bin Ladin’in El Kaide’si ‘Made İn USA’me yani bir Amerikan projesiydi. 

Hatta sadece Türk gizli servisinde değil, muadili olan diğer yabancı istihbarat teşkilatları tarafından da “Ladin’i yakalayacak adam olarak bilinen  merhum Kaşif Kozinoğlu'nun El Kaide’yi çökertmesine USA’me Bin Ladin’i yakalamasına izin vermediler, uyduruk iddialarla suçladılar, Türkiye’ye çağırdılar ve Silivri Cezaevi’nde şehit ettiler. 

Kaşif Kozinoğlu, Afganistan’dan ayrıldıktan sonra USA’me Bin Ladin, 2 Mayıs 2011’de Pakistan’ın Abbottabad şehrinde sözde ele geçirildi, konuşmaması ve ABD’nin kirli çamaşırlarını ortaya dökmemesi için infaz edildi. 

Raşit Dostum’un oğlu Teğmen Yar Muhammed Dostum; Mayıs 2016’da Türk Kara Kuvvetleri’nden mezun. Türkiye’nin Dostum'la ittifakı yerinde ve reel politik bir tercihtir.  Evet Güney Türkistan özgürlük mücadelesi, Taliban terörüne rağmen kanlı bir şekilde sürüyor. Geçici durum bizi yanıltmasın. Belki de şairin dediği gibi “yenilgi yenilgi büyüyen zafer”lere tanıklık edeceğiz. 

Raşit Dostum ve kendisine bağlı Askeri Birlikler Özbekistan’a geçti…

Afganistan’da ilerlemesine devam eden, Taliban, Kabil’e girmeden evvel, Güney Türkistan’da yer alan Mezarı Şerif’e, Taliban bayrağı çekti. 

Ankara, Moskova ve Taşkent destekli Özbek komutan General Raşit Dostum'un canı bahasına koruyacağını duyurduğu Mezarı Şerif’i kuşatan Taliban kuvvetleri, Şiiler için kutsal olan Hz. Ali Camii önündeki anıta Taliban Bayrağını diktiler.

Mezarı Şerif'i terk eden Tacik lider Atta M. Nur, “Kardeşim Mareşal Abdürreşid Dostum ile birlikte ihanete uğradık! Tacik lider emirlerini dinlemeyen bazı Kabil hükümetine bağlı komutanların tüm askeri teçhizatları ile Taliban'a teslim oldu” açıklamasında bulundu. 

Afganistan’da 34 vilayetin altısını ele geçiren Taliban, Özbek Türklerinin yoğun yaşadığı Güney Türkistan’da, Afganistan’ın kuzey kenti Mezarı Şerif’i de aldı. Başkent Kabil düşmeden Taliban’ın, Mezarı Şerif'e yönelik saldırıları sonrasında; Mezarı Şerif'den Başkent Kabil’e aralıksız uçuşlar gerçekleşti.

Özbek Türk General Raşit Dostum ve Tacik lider Atta M. Nur, beraberlerinde önde gelen komutanlar ve korumaları ile birlikte havayolu ile Özbekistan’a intikal ettiler. 

Taliban'ın, Özbek ve Türkmen nüfusunun çoğunlukta olduğu Mezar-ı Şerif'te kontrolü ele geçirmesinin ardından kentte yaşayan Özbek ve Türkmenler evlerini terk ederek, kaçmaya başladı. Özbek ve Türkmenler, Özbekistan sınırına yığılırken, durumu iyi olan bazı Afganlar da sığınmak için Özbekistan sınırına akın etti.

Dostum, iflah olmaz El Kaide/Taliban düşmanı. Taliban esirlerine karşı işlediği savaş suçlarıyla itham edildi. Taliban mensuplarına karşı giriştiği infaz ve katliamların en çok bilinenleri Deşt-i Leyli ve Kale-i Cengi katliamlarıydı. 

Kale’i Cengi’de 500’ü aşkın Taliban mensubundan ve yabancı savaşçılardan oluşan esirlerin ayaklanması sonucu girişilen katliamda yaklaşık 80 esir yeniden tutuklanmış, kalanı öldürülmüştü.

Deşt-i Leyli’de yaşananlar ise yıllar sonra bile hatırlanacak nitelikteydi. Kale-i Cengi’ye nakledilen 500 esirden geri kalan 7500 kişi, metal nakliye konteynerlerinde Şibirgan hapishanesine götürülmek üzere Deşt-i Leyli’den geçirildi. 

Havasızlık, susuzluk, sıcak ve üzerlerine zaman zaman açılan ateş neticesinde sayıları tam olarak bilinmeyen ancak binleri bulduğu belirtilen esir katledildi.

Bölgede bir süre sonra toplu mezarlar keşfedildi. Dostum, her zaman bu katliamlardan sorumlu tutulacaktı.

Ankara - Moskova - Taşkent Konsorsiyumu “Büyük Özbekistan” projesini konuşuyor!..

Bazı uzmanlar, ABD'nin asıl hedefinin IrakSuriye ve Libya'da olduğu gibi uzun süreli iç savaşlarla Afganistan'ın da Suriyelileştirilerek farklı nüfuz bölgelerine ayrılması ve parçalanması olduğunu, bu projenin aynı zamanda Orta Asya'daki Türk dünyası ile Güney Asya'daki İslam kuşağının da iç savaşlar, etnik ve mezhebi çatışmalarla dış güçlerin mücadele sahnesine dönüştürülüp Ortadoğulaştırılması ve Balkanlaştırılması anlamına geldiğini belirtiyor. 

Rusya’nın özellikle Özbekistan'ın 144 km'lik sınırı ile Tacikistan'ın kontrol edilmesi hayli zor olan 1357 km'lik dağlık Afganistan sınırında Taliban'a karşı her tür önlemi almaya çalıştığı söylense de, Moskova yönetiminin uzun vadede çıkarlarını koruma adına, Taliban liderliği ile işbirliğine gideceğini ifade etmek için müneccim olmaya gerek yok. 

Aynı durum Pekin yönetimi için de söz konusu. Çin, Taliban ile işbirliği dahil, gereken her tür tedbiri alıyor. Hem Taliban üzerinde büyük ağırlığa sahip olan Pakistan ile çok yakın olmanın hem de Taliban ile gereken her tür görüşmeyi önceden yapmanın rahatlığı içinde. 

Pekin, Taliban ile yaptığı görüşmelerde Doğu Türkistan İslami Hareketi'ne destek verilmeyeceği sözünü almış görünüyor. Eğer bu söz tutulursa o zaman Afganistan'ın Çin sınırındaki uzunluğu 350 ve genişliği 65 km olan Vahan Koridoru'nun açılması yeniden gündeme gelebilir.

Bana kalırsa bu konuda en rahat başkent, Washington.

Neden mi?

Çünkü bu Taliban hareketi, özünde Peştun ulusal  hareketi olduğu gibi,  CIA ve USAme bin Ladin yetiştirmesi El Kaide terör örgütünün bakiyesi.  

Amerikalılar için ha Taliban ha sözde Sovyet  Ordusunun Afganistanı işgaline  karşı kurulan El Kaide pek fark etmiyor. Radikal Sünni dinamiklere sahip Taliban hareketinin mevcudiyeti, Şii İran’a karşı  ABD’nin en önemli kozlarından.  

İngilizlerin Afganistan’ı yakın zamanda tarihe karışabilir. Çağatay Han torunu Timur’un Özbek Türkleri, sınırları Çin ve Hindistan’a uzanan  yeniden büyük bir imparatorluğun temelini atabilir. 

Daha önce de yazmıştım şimdi de yazıyorum, Güney Türkistan için son söz Uluğ Başbuğ/Sarı Bozkurt Mustafa Kemal Atatürk'ün “Efendiler! Türk devleti Afganistan’a yardım edecektir. Bu yardımların karşılığında göreceksiniz, bir gün orada müstakil bir Türk devletinin kuruluşuna şahit olacağız.” 

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

Seçilmiş Kaynakça 

https://www.bbc.com/turkce/haberler/2015/04/150430_vietnam_savasi_fotograflari

https://aydinlik.com.tr/yenildiler-kactilar-254107

https://www.trhaber.com/dunya/abd-kabil-den-kacarken-vietnam-daki-pozun-aynisini-verdi-h7971.ht

https://www.rudaw.net/turkish/world/150820218

https://www.ulusal.com.tr/m/dunya/afganistan-da-20-yillik-abd-isgalinin-bilancosu-30-bin-olu-60-bin-yarali-milyonlarca-gocmen-h289397.html

https://www.dikgazete.com/guney-turkistan-istiklal-mucadelesi-ve-turan-cografyasi-makale,3769.html

https://www.cankiripostasi.com/dunya/general-rasit-dostumun-korudugu-mezari-serif-e-taliban-bayragi-h9708.html

https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-58227986

https://www.sondakika.com/haber/haber-taliban-uyelerinin-general-rasit-dostum-un-luks-14332167/

https://www.mepanews.com/ozbek-savas-agasi-rasid-dostuma-maresal-unvani-verilecek-36359h.htm

https://www.sabah.com.tr/yazarlar/bercan-tutar/2021/08/15/yeni-afganistan-ile-orta-asyayi-balkanlastirma

https://www.dw.com/tr/afganistan-ba%C5%9Far%C4%B1s%C4%B1zl%C4%B1%C4%9F%C4%B1-abdde-panik-havas%C4%B1/a-58877533

https://www.amerikaninsesi.com/a/kumandan-mesudun-oglundan-talebana-direnis-cagrisi/6004212.html

https://www.dikgazete.com/abd-afganistanda-isid-esirlerini-taliban-cezaevinden-kurtariyor-turkiye-dekilere-dikkat-makale,1153.html

https://www.dikgazete.com/rus-askeri-istihbarati-gru-atlantikci-dinci-teror-orgutu-daes-iside-nasil-sizdi-makale,1317.html

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez

Ömür Çelikdönmez kimdir?

1965 Nazilli / Aydın doğumlu. İlk orta ve liseyi Isparta’da bitirdi. Isparta Gazeteciler Cemiyeti üyesi olarak, çeşitli gazetelerin (Türkiye, Milli Gazete, Antalya Ekspres vs) Isparta muhabirliğini yaptı. 

Isparta’da neşredilen mahalli gazetelerde haber, yazı ve şiirleri yayımlandı. (Gülkent, Demokrat Isparta, Senirkent Postası vs.) 1984-1985’te Erzurum Atatürk Üniversitesinde Felsefe öğrenimi gördü. 

1985-1993 arası İzmir Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji bölümünde okudu ve mezun oldu. 

Isparta’da bir siyasi partinin basın müşavirliğini üstlendi ve parti bülteni (Arkadaş) yayınladı. 

Arkadaş FM radyosunun editörlüğünü yürüttü. 

12 Eylül 1994’te Tunceli iline felsefe öğretmeni olarak atandı. Tunceli’de görev yaptığı iki yılda ‘Gökkuşağı’ isimli kültür sanat edebiyat dergisini yayınladı. Ayrıca ‘Dört Mevsim Tunceli’ konulu fotoğraf sergisi açtı. 

Millî Gazete ve Yeni Şafak’ta yazıları yayınlandı. 

Öze Dönüş, İmza, Rind, Paye, Büşra, Palandöken, Avaz, Teos, Açılım, Vizyon, Mor Taka, İktibas, Teneffüs, Cem, Yeşilay, Türk Yurdu, Senirkent Yükseliş, İzmir merkezli Yurtta Uyanış, Zonguldak'ta yayınlanan Zonkişot ve Yörünge gibi dergilerde yazı ve şiirleri neşredildi. 

1991’de İzmir’de yayınlanan Taşra dergisinin Genel Yayın Yönetmenliğini yaptı. 

Yine İzmir’de yayımlanan Harman ve Açılım dergilerinin yayın kurulunda yer aldı. Ezcümle Dergisinin sanat danışmanlığını ve yayın yönetmenliğini üstlendi.

‘Milli Sinema’ ile ilgili bir makalesi, TÜRSAK 93 Sinema Yıllığı’na alıntılandı. 

İlk şiir kitabı ‘Mavi Düş’, İzmir’de Teos yayınlarından 1995’te çıktı. 1996-2002 arası Zonguldak İli Devrek İlçesinde görev yaptı. 

Devrek Lisesi ve Devrek İmam Hatip Lisesi’nde felsefe grubu derslerine girdi. 

2000 yılında Devrek Tarihi kitabı, Devrek Ticaret ve Sanayi Odası’nca yayımlandı. 

Devrek Tarihi kitabı, lisans, yüksek lisans ve doktora çalışmalarında kaynak gösterildi, atıfta bulunuldu. 

1996-2002 arası Devrek ve Zonguldak’ta yayınlanan Devrek Vizyon, Teneffüs, Devrek Genç Görüş, Eğerci’nin Sesi, Kuvayı Milliyeciler dergilerinde ayrıca Yeni Devrek, Devrek Eksen, Devrek Turizm Gazetesi, Devrek Paragraf ve Devrek Postası gazetelerinde bölge tarihine yönelik araştırmaları yayınlandı.

Zonguldak'ta yayın yapan yerel TV kanalında “ Tarihimize Yolculuk” başlıklı programı hazırladı ve sundu. 

2002’de 18. Uluslararası Baston ve Kültür Festivali Tanıtım Rehberi’ni hazırlayan ekipte yer aldı. 

Sempozyum ve Bienallere katıldı, bildiriler sundu. 

Eğitim iş kolunda faaliyet gösteren Türk Kamusen'e bağlı Türk Eğitim-sen sendikasının ilçe temsilcisiydi. 

Devrek’te görev yaptığı yıllarda bölge kültürüne ve tarihine katkıları nedeniyle Devrek İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünce ‘Teşekkür’, İlçe Kaymakamı tarafından ‘Takdir’ belgesi ile ödüllendirildi. 

2003 Ocak’ta Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğine atandı. 

Devlet Bakanı Prof. Dr. Mehmet Aydın’ın Basın Müşavirliğini yaptı. 

2011’de Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğünde görevlendirildi. 

2009’da ‘Efsane Doktor Sadettin Sarı Murat’ kitabı, yine aynı yıl ‘Baston Tarihi / Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabı yayımlandı. ‘Baston Tarihi Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabın, yasal olmayan şekilde telif ücreti ödenmeden Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca ‘Bastonlar’ başlığı ile korsan baskısı yapıldı. haberşanlıurfa, akdenizhaber, haberakdeniz.com.tr, www.ahval.net, haberzonguldak2, haber10, timeturk, fikrikadim, kafkassam, dikGAZETE.com ve MHP Erzurum eski Milletvekili Rıza Müftüoğlu'nun sahibi ve genel yayın yönetmeni olduğu Türk Meclisi internet sitesinde, jeopolitik ve jeostrateji konularında yüzlerce makalesi yayınlandı. 

2013-2018 arası Resmi Gazete’nin basıldığı Başbakanlık Basımevi’nde Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri kadrosuyla çalıştı. 

Isparta ili tarihi ve kültürüne yönelik araştırmalar yapan, ilmi toplantı ve geziler düzenleyen Hamideli Derneği’nin genel sekreterliğini üstlendi.

Halen, dikGAZETE.com haber sitesinde araştırma/analiz yazılarını sürdürmektedir.

.

dikGAZETE.com

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
cemal yıldız 3 yıl önce
RAŞİT DOSTUM GİBİ ELİ KANLI KATİLİ KAHRAMAN ilan etmenizi kınıyorum
dalgıç 3 yıl önce
taliban yobazını Müslüman, her gördüğü sakallıyı hacı sanan aynalı sazan sanada merhaba
masumlar köyü çıkmaz sokak 3 yıl önce
Taliban zihniyeti kahrolsun
siber asker 3 yıl önce
Yazıların idealimizi köpürtüyor