Dini, kültürel, siyasi ve dahi etnik bağlardan dolayı Lübnan Hristiyanları’nın çoğunluğu Fransa ve Batı yanlısı olduğuna önceki yazımda değinmiştim.
Lübnan'daki Haçlı Seferleri’nin bakiyesi Hıristiyan topluluklardan özellikle Katolik Marunilerini koruyuculuğunu üstlenmiş olan Fransa'nın, bölgede kurumsalaşmış dinî ve eğitsel faaliyetlerine kesintisiz sürdürerek Lübnan halkını ve yönetimi kendi çıkarlarına göre şekillendirdiğini belirtmiştim.
Fransızların, sözde Lübnan’ı terk edeli çok olmasına rağmen, cadde ve sokak tabelaları ile devlet dairelerinde tabelaların Arapça’nın yanı sıra Fransızca yazdığını, Refik Hariri Havaalanı’nda en çok görülen yabancı havayolu şirketinin Air France olduğunu, Lübnanlıların kendi ülkeleri dışında en çok bulundukları yerin Fransa olduğu bilgisini sizlerle paylaşmıştım.
Fransa - Hizbullah ilişkisi…
Açık istihbarat kaynaklarını tarayın, Cezayirli Müslümanlar’ın katili, kadın ve çocukların tecavüzcüsü Fransa'nın, Hizbullah’ı destekleyen tek Avrupa ülkesi olduğunu görürsünüz..
Şimdi size bir soru, Fransa ve Hizbullah, Suriye’de kime karşı? Hizbullah timleri, Suriyeli Şebiha ve İran’ın Afganistan ve Pakistan'ın Şii topluluklarından devşirdiği paramiliter güçler ile birlikte, Türk Ordusuna silah sıkmadı mı?
Türkiye’de körü körüne İran yanlısı açıklama yapan şahıs ve derneklerin, kendilerini ‘hattı İmam’ gören mukallitlerin, Fransa ve Hizbullah arasındaki bağlantıdan habersiz olması mümkün mü?
Ta 26 Şubat 2019'da, İngiltere’nin Hizbullah’ın siyasi kanadını da terör örgütü listesine almasının ardından Fransa Cumhurbaşkanı Emanuel Macron, ülkesinin Hizbullah’ı terör listesine alma niyetinin olmadığını açıklamadı mı!?
3 Mayıs 2020'de ABD Ulusal İstihbarat Direktörü Richard Grenell, Fransa hükümetine Almanya gibi Hizbullah’ı terör örgütü listesine almasını ve her türlü faaliyetlerini yasaklamasını talep etmedi mi?
Bu açıklamadan sonra, Almanya’nın İran rejimi destekli Lübnan Hizbullahı’nı terör örgütü olarak gördüğünü açıklaması ve Hizbullah’ın Almanya’daki tüm faaliyetlerini yasaklaması Tahran’ı kızdırdı. ABD ise resmi olarak Fransa’dan Almanya gibi Hizbullah’ı yasaklamasını talep etti.
Emperyalist ABD ile sözde savaşanların yüzbinlerce Afrikalı Cezayirli Müslümanın katili tescilli sömürgeci Fransa ile kol kola girmesine ne demeli?
Saldırının net sonuçları…
Batı emperyalizminin uydu yönetimleri açısından jeostratejik öneme sahip Doğu Akdeniz'in en önemli limanlarından Beyrut Limanı; Ürdün, Suudi Arabistan, Irak ve diğer Körfez ülkelerinin Akdeniz üzerinden müttefikleri Batı ülkeleri ile her türlü lojistik, askeri mühimmat, gıda gibi bağlantısını sağlayan kapasite özelliği sizlere ömür.
En önemlisi Batı Emperyalizmi, Doğu Akdeniz'de en önemli askeri üssünü kaybetti.
Hizbullah’ın, Tahran'ın bilgisi dahilinde Fransa ile geliştirdiği askeri ittifak, bu saldırı ile çökmekle kalmadı, İran’ın “Şii Kuşağı” projesi büyük ölçüde darbe aldı hatta, tarihe karıştı.
Doğu Akdeniz'de Libya, Suriye ve Kıbrıs meselesinde Türkiye’nin başını ağrıtan Fransa’nın, körfezin şeytani yönetimleri ile Mısır'ı kışkırtarak Türkiye’nin önünü kesmesi artık daha bir zor.
Tarihten örnek verirsek; Türkler için Navarin ne ise Fransa ve müttefikleri için Beyrut odur.
“Navarin Olayı” 20 Ekim 1827 tarihinde, Fransa-İngiltere, Rusya müttefik filolarının, Navarin’deki Osmanlı-Mısır donanmasına baskınıdır.
“Navarin Faciası” neticesinde; Avrupa devletleri, Osmanlı Devleti’ni rahat bırakmayarak, kısa zaman sonra Yunanistan’ın istiklal kazanmasını sağladılar.
Beyrut Limanı patlaması sonucu bakalım, Lübnan birliğini koruyabilecek mi?
Son zamanlarda Türkiye aleyhtarlığı tavan yapan Fransa'nın donanması veya Lübnan hükümetinin ikili anlaşma imzaladığı hangi ülke varsa, işte onlara ait savaş ve nakliye gemilerinin Beyrut Limanı’nı kullanması imkanı, ihtimal dışı.
Fransa, Liman’ın bulunduğu Beyrut Merkezli Hristiyan devletçik kurmak istiyor…
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Beyrut Limanı’nda yaşanan patlama nedeniyle Lübnan’a gerçekleştirdiği destek ziyaretinin ardından ülkede, Fransız Büyükelçiliği’nin öncülüğünde “Lübnan, gelecek 10 sene Fransız mandası altına girsin” imza kampanyası başlatıldı.
24 saatten az sürede yaklaşık 60 bin kişi kampanyaya katıldı.
Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta bulunan Macron, ülkesinin Lübnan'ın iç işlerine karıştığına yönelik eleştirilere "Lübnan halkının çıkarlarına inanan Fransa rolünü oynamazsa, Lübnan’ın iç işlerine karışan İranlılar, Türkler, Suudiler ve bölgedeki diğer güçler olacak" cevabını vererek, gerçek korkusunun Türkler olduğunu itiraf etti.
Lübnan halkının yanında bulunmanın Fransa'nın sorumluluğu olduğunu ifade eden Macron, Lübnanlı yöneticilere emir vermediğini savundu.
Durup dururken, neden Lübnanlı yöneticilere emir vermediğini söylüyor?
Macron'un konuşmasının satır aralarına bakıldığında Beyrut Patlamasının hedefinin Fransa olduğu anlaşılıyor.
.
Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com
Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete
kerim ahmet 4 yıl önce
Coğrafyacı 4 yıl önce
mete 4 yıl önce