Suriye’de şehit düşen Türk askerlerinin ahı tuttu: Beyrut'ta Fransa - Hizbullah ilişkisi patladı

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez
Suriye’de şehit düşen Türk askerlerinin ahı tuttu: Beyrut'ta Fransa - Hizbullah ilişkisi patladı
08-08-2020

Dini, kültürel, siyasi ve dahi etnik bağlardan dolayı Lübnan Hristiyanları’nın çoğunluğu Fransa ve Batı yanlısı olduğuna önceki yazımda değinmiştim. 

Lübnan'daki Haçlı Seferleri’nin bakiyesi Hıristiyan topluluklardan özellikle Katolik Marunilerini koruyuculuğunu üstlenmiş olan Fransa'nın, bölgede kurumsalaşmış dinî ve eğitsel faaliyetlerine kesintisiz sürdürerek Lübnan halkını ve yönetimi kendi çıkarlarına göre şekillendirdiğini belirtmiştim. 

Fransızların, sözde Lübnan’ı terk edeli çok olmasına rağmen, cadde ve sokak tabelaları ile devlet dairelerinde tabelaların Arapça’nın yanı sıra Fransızca yazdığını, Refik Hariri Havaalanı’nda en çok görülen yabancı havayolu şirketinin Air France olduğunu, Lübnanlıların kendi ülkeleri dışında en çok bulundukları yerin Fransa olduğu bilgisini sizlerle paylaşmıştım. 

Fransa - Hizbullah ilişkisi…

Açık istihbarat kaynaklarını tarayın, Cezayirli Müslümanlar’ın katili, kadın ve çocukların tecavüzcüsü Fransa'nın, Hizbullah’ı destekleyen tek Avrupa ülkesi olduğunu görürsünüz.. 

Şimdi size bir soru, Fransa ve Hizbullah, Suriye’de kime karşı? Hizbullah timleri, Suriyeli Şebiha ve İran’ın Afganistan ve Pakistan'ın Şii topluluklarından  devşirdiği paramiliter güçler ile birlikte, Türk Ordusuna silah sıkmadı mı? 

Türkiye’de körü körüne İran yanlısı açıklama yapan şahıs ve derneklerin, kendilerini ‘hattı İmam’ gören mukallitlerin, Fransa ve Hizbullah arasındaki bağlantıdan habersiz olması mümkün mü? 

Ta 26 Şubat 2019'da, İngiltere’nin Hizbullah’ın siyasi kanadını da terör örgütü listesine almasının ardından Fransa Cumhurbaşkanı Emanuel Macron, ülkesinin Hizbullah’ı terör listesine alma niyetinin olmadığını açıklamadı mı!? 

3 Mayıs 2020'de ABD Ulusal İstihbarat Direktörü Richard Grenell, Fransa hükümetine Almanya gibi Hizbullah’ı terör örgütü listesine almasını ve her türlü faaliyetlerini yasaklamasını talep etmedi mi? 

Bu açıklamadan sonra, Almanya’nın İran rejimi destekli Lübnan Hizbullahı’nı terör örgütü olarak gördüğünü açıklaması ve Hizbullah’ın Almanya’daki tüm faaliyetlerini yasaklaması Tahran’ı kızdırdı. ABD ise resmi olarak Fransa’dan Almanya gibi Hizbullah’ı yasaklamasını talep etti.

Emperyalist ABD ile sözde savaşanların yüzbinlerce Afrikalı Cezayirli Müslümanın katili tescilli sömürgeci Fransa ile kol kola girmesine ne demeli? 

Saldırının net sonuçları…

Batı emperyalizminin uydu yönetimleri açısından jeostratejik öneme sahip Doğu Akdeniz'in en önemli limanlarından Beyrut Limanı; Ürdün, Suudi Arabistan, Irak ve diğer Körfez ülkelerinin Akdeniz üzerinden müttefikleri Batı ülkeleri ile her türlü lojistik, askeri mühimmat, gıda gibi bağlantısını sağlayan kapasite özelliği sizlere ömür. 

En önemlisi Batı Emperyalizmi, Doğu Akdeniz'de en önemli askeri üssünü kaybetti. 

Hizbullah’ın, Tahran'ın bilgisi dahilinde Fransa ile geliştirdiği askeri ittifak, bu saldırı ile çökmekle kalmadı, İran’ın “Şii Kuşağı” projesi büyük ölçüde darbe aldı hatta, tarihe karıştı. 

Doğu Akdeniz'de Libya, Suriye ve Kıbrıs meselesinde Türkiye’nin başını ağrıtan Fransa’nın, körfezin şeytani yönetimleri ile Mısır'ı kışkırtarak Türkiye’nin önünü kesmesi artık daha bir zor. 

Tarihten örnek verirsek; Türkler için Navarin ne ise Fransa ve müttefikleri için Beyrut odur. 

Navarin Olayı” 20 Ekim 1827 tarihinde, Fransa-İngiltere, Rusya müttefik filolarının, Navarin’deki Osmanlı-Mısır donanmasına baskınıdır. 

“Navarin Faciası” neticesinde; Avrupa devletleri, Osmanlı Devleti’ni rahat bırakmayarak, kısa zaman sonra Yunanistan’ın istiklal kazanmasını sağladılar.

Beyrut Limanı patlaması sonucu bakalım, Lübnan birliğini koruyabilecek mi? 

Son zamanlarda Türkiye aleyhtarlığı tavan yapan Fransa'nın donanması veya Lübnan hükümetinin ikili anlaşma imzaladığı hangi ülke varsa, işte onlara ait savaş ve nakliye gemilerinin Beyrut Limanı’nı kullanması imkanı, ihtimal dışı. 

Fransa, Liman’ın bulunduğu Beyrut Merkezli Hristiyan devletçik kurmak istiyor…

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Beyrut Limanı’nda yaşanan patlama nedeniyle Lübnan’a gerçekleştirdiği destek ziyaretinin ardından ülkede, Fransız Büyükelçiliği’nin öncülüğünde “Lübnan, gelecek 10 sene Fransız mandası altına girsin” imza kampanyası başlatıldı. 

24 saatten az sürede yaklaşık 60 bin kişi kampanyaya katıldı.

Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta bulunan Macron, ülkesinin Lübnan'ın iç işlerine karıştığına yönelik eleştirilere "Lübnan halkının çıkarlarına inanan Fransa rolünü oynamazsa, Lübnan’ın iç işlerine karışan İranlılar, Türkler, Suudiler ve bölgedeki diğer güçler olacak" cevabını vererek,  gerçek korkusunun Türkler olduğunu itiraf etti. 

Lübnan halkının yanında bulunmanın Fransa'nın sorumluluğu olduğunu ifade eden Macron, Lübnanlı yöneticilere emir vermediğini savundu. 

Durup dururken, neden Lübnanlı yöneticilere emir vermediğini söylüyor? 

Macron'un konuşmasının satır aralarına bakıldığında Beyrut Patlamasının hedefinin Fransa olduğu anlaşılıyor. 

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez

Ömür Çelikdönmez kimdir?

1965 Nazilli / Aydın doğumlu. İlk orta ve liseyi Isparta’da bitirdi. Isparta Gazeteciler Cemiyeti üyesi olarak, çeşitli gazetelerin (Türkiye, Milli Gazete, Antalya Ekspres vs) Isparta muhabirliğini yaptı. 

Isparta’da neşredilen mahalli gazetelerde haber, yazı ve şiirleri yayımlandı. (Gülkent, Demokrat Isparta, Senirkent Postası vs.) 1984-1985’te Erzurum Atatürk Üniversitesinde Felsefe öğrenimi gördü. 

1985-1993 arası İzmir Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji bölümünde okudu ve mezun oldu. 

Isparta’da bir siyasi partinin basın müşavirliğini üstlendi ve parti bülteni (Arkadaş) yayınladı. 

Arkadaş FM radyosunun editörlüğünü yürüttü. 

12 Eylül 1994’te Tunceli iline felsefe öğretmeni olarak atandı. Tunceli’de görev yaptığı iki yılda ‘Gökkuşağı’ isimli kültür sanat edebiyat dergisini yayınladı. Ayrıca ‘Dört Mevsim Tunceli’ konulu fotoğraf sergisi açtı. 

Millî Gazete ve Yeni Şafak’ta yazıları yayınlandı. 

Öze Dönüş, İmza, Rind, Paye, Büşra, Palandöken, Avaz, Teos, Açılım, Vizyon, Mor Taka, İktibas, Teneffüs, Cem, Yeşilay, Türk Yurdu, Senirkent Yükseliş, İzmir merkezli Yurtta Uyanış, Zonguldak'ta yayınlanan Zonkişot ve Yörünge gibi dergilerde yazı ve şiirleri neşredildi. 

1991’de İzmir’de yayınlanan Taşra dergisinin Genel Yayın Yönetmenliğini yaptı. 

Yine İzmir’de yayımlanan Harman ve Açılım dergilerinin yayın kurulunda yer aldı. Ezcümle Dergisinin sanat danışmanlığını ve yayın yönetmenliğini üstlendi.

‘Milli Sinema’ ile ilgili bir makalesi, TÜRSAK 93 Sinema Yıllığı’na alıntılandı. 

İlk şiir kitabı ‘Mavi Düş’, İzmir’de Teos yayınlarından 1995’te çıktı. 1996-2002 arası Zonguldak İli Devrek İlçesinde görev yaptı. 

Devrek Lisesi ve Devrek İmam Hatip Lisesi’nde felsefe grubu derslerine girdi. 

2000 yılında Devrek Tarihi kitabı, Devrek Ticaret ve Sanayi Odası’nca yayımlandı. 

Devrek Tarihi kitabı, lisans, yüksek lisans ve doktora çalışmalarında kaynak gösterildi, atıfta bulunuldu. 

1996-2002 arası Devrek ve Zonguldak’ta yayınlanan Devrek Vizyon, Teneffüs, Devrek Genç Görüş, Eğerci’nin Sesi, Kuvayı Milliyeciler dergilerinde ayrıca Yeni Devrek, Devrek Eksen, Devrek Turizm Gazetesi, Devrek Paragraf ve Devrek Postası gazetelerinde bölge tarihine yönelik araştırmaları yayınlandı.

Zonguldak'ta yayın yapan yerel TV kanalında “ Tarihimize Yolculuk” başlıklı programı hazırladı ve sundu. 

2002’de 18. Uluslararası Baston ve Kültür Festivali Tanıtım Rehberi’ni hazırlayan ekipte yer aldı. 

Sempozyum ve Bienallere katıldı, bildiriler sundu. 

Eğitim iş kolunda faaliyet gösteren Türk Kamusen'e bağlı Türk Eğitim-sen sendikasının ilçe temsilcisiydi. 

Devrek’te görev yaptığı yıllarda bölge kültürüne ve tarihine katkıları nedeniyle Devrek İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünce ‘Teşekkür’, İlçe Kaymakamı tarafından ‘Takdir’ belgesi ile ödüllendirildi. 

2003 Ocak’ta Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğine atandı. 

Devlet Bakanı Prof. Dr. Mehmet Aydın’ın Basın Müşavirliğini yaptı. 

2011’de Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğünde görevlendirildi. 

2009’da ‘Efsane Doktor Sadettin Sarı Murat’ kitabı, yine aynı yıl ‘Baston Tarihi / Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabı yayımlandı. ‘Baston Tarihi Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabın, yasal olmayan şekilde telif ücreti ödenmeden Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca ‘Bastonlar’ başlığı ile korsan baskısı yapıldı. haberşanlıurfa, akdenizhaber, haberakdeniz.com.tr, www.ahval.net, haberzonguldak2, haber10, timeturk, fikrikadim, kafkassam, dikGAZETE.com ve MHP Erzurum eski Milletvekili Rıza Müftüoğlu'nun sahibi ve genel yayın yönetmeni olduğu Türk Meclisi internet sitesinde, jeopolitik ve jeostrateji konularında yüzlerce makalesi yayınlandı. 

2013-2018 arası Resmi Gazete’nin basıldığı Başbakanlık Basımevi’nde Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri kadrosuyla çalıştı. 

Isparta ili tarihi ve kültürüne yönelik araştırmalar yapan, ilmi toplantı ve geziler düzenleyen Hamideli Derneği’nin genel sekreterliğini üstlendi.

Halen, dikGAZETE.com haber sitesinde araştırma/analiz yazılarını sürdürmektedir.

.

dikGAZETE.com

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
kerim ahmet 4 yıl önce
ömür bey sakın bu patlama çin'e ayar vermek için olmasın. çünkü çin bu limanı kullanmak için bir sürü anlaşma imzalamıştı. emin misiniz bunu kadim devletimizin yaptığına.. bence biraz daha araştırın.. konu çin ve abd ile ilgili. abd , çin'i dinamitledi beyrut'da.
Coğrafyacı 4 yıl önce
Türke kefen biçene mezar kazılır
mete 4 yıl önce
Konu şu. SykesPikot yok Yalta, Buraları paylaştıkları konferansların hükmü sona erdi. Lübnan'ı bombalayınca da yeni konferans tutturamıyorlar, olmuyor. Türk Ordusuyla uğraşmaları gerekecek.Mecburen hepsi ile Hatay'da görüşeceğiz, Atatürk boşuna almadı orayı...işte oradan sonra Suriye ile anlaşabiliriz.Terör örgütleri biter, Suriyeli döner. Mısır ile anlaşabiliriz, güçlü ülke oluruz, ticaret başlar v.b.