SEN O BIÇAĞI BİR YUNANLI VEYA BİR İNGİLİZE SALLAYABİLİR MİYDİN
Ülkemizi İngiliz ve Yunanlar işgal ederken onları kovmak için Araplar bizimle omuz omuza savaşıyordu.
İnanmayanlar Çanakkale Şehitliği’ne bir baksın.
En çok şehit veren 3 ilimizin Şam, Humus ve Bursa olduğunu görecektir.
AMA DURUM SANKİ BÖYLE DEĞİLMİŞ GİBİ…
…Atmosferi fuzuli yere kirleten lüzumsuz bir adam, kafası da dumanlı bir haldeyken birden Arap turistleri gördüğünde kan beynine sıçrıyor.
Ü. Özdağ’ın söylemleri, adamı nasıl etkilemişse artık!..
Gelen Arap turistlerin ülkemizi işgal etmek üzere olduğuna vehmediyor.
Durur mu?
Bıçağı öyle bir salladı ki,
Don Kişot yanında bir hiç kalır.
“BENİM ÜLKEM LAN BURASI…”
"Benim ülkem lan burası! Delikanlınız gelsin, ben Türk'üm Türk… Arap marap anlamam!" diyerek bıçağını gelişigüzel sallamaya başladı.
Bak sen hele!
Aramızda ne kahramanlar(!) varmış. Bu ‘Don Kişot’ da olmasa ülkemizi az daha Araplar işgal edecekmiş
Ama şükür!
Bu sarhoş sayesinde ucuz kurtulduk
Ancak!..
Bu Don Kişot, bıçağını yanlış yere sallamış.
Neden?
İSTANBUL’DA KİMİN GÖZÜ VAR?
…Çünkü
Araplar hariç hemen hemen herkesin İstanbul’da gözü var. Neden Araplar hariç olduğunu yukarıda söyledim. Onlar ülkemiz kurtulsun diye zamanında gelip kanlarını bu uğurda akıtmışlar.
Peki, kimlerin ülkemizde gözü var ona bakalım:
YUNANLAR…
Başta Yunanların gözü var.
Onlar bugün bile İstanbul’a “İstanbul” demez “Konstantinapol” derler. Bunun için de Avrupa ve Amerikalıların desteği ile 200’ün üzerinde Bizantist dernek ve vakıf kurarak menhus idealleri için çalışıyor,
Suriçi’nin bir Bizans kalıntısı olarak devam etmesi için gayret ediyorlar.
Fatih’te inşaat yapanlar bilir.
Suriçi’nde yapılan kazılarda çıkacak Bizans kalıntılarına “mukaddes emanet” muamelesi yapılıyor.
Binaenaleyh…
Havayı kirleten bu fuzuli mahlukat…
Eğer o bıçağı, bir Yunan turiste sallasa yine de hoş görmeyiz
Ama…
“Adamın kafası kıyak!.. Yunanların da İstanbul’da gözü olduğunu bildiği için bir cahilliktir yaptı” der geçerdik.
AYESTEFENOS…
Veya…
Bir Rus’a o bıçağı sallasa (sallayamaz ya!)…
Aynı şekilde; “Ruslar bir zamanlar Tuna’yı geçip Balkanlardan akarak, İstanbul’un önlerine kadar gelmiş ve o günkü adıyla Ayastefanos olan Yeşilköy’e Rus anıtı dikmişlerdi.
Ve…
Ayastefanos Antlaşması ile birçok tavizler kopardıktan sonra ancak ülkemizi terk etmişlerdi” der geçerdik ama yine bu davranışı hoş görmezdik.
(Rahmetli 2. Abdülhamid Han Hazretleri ince bir siyasetle Rusları masaya çekmiş ve Berlin Antlaşması ile o verilen tavizleri teker teker geri almıştı)
MONDROS…
…Veya o bıçağı, bir İngiliz’e sallasa!.. Yine hoş karşılamaz ama makul bir tarafını bulurduk.
Çünkü;
Adamların ülkemizde gözü var.
Nitekim;
1918-1922 yılları arasında ülkemizi işgal etmişlerdi…
Ve…
Padişahımızı almadan da gitmemişlerdi!.. Üstelik, tüm isteklerini bize kabul ettirdikten sonra çekip gitmişlerdi.
(Hilafetin kaldırılmasından, yazının değiştirilmesine... Ezanın susturulmasından kılık kıyafetimize kadar her şeyimizi İngiliz usulü yaptılar). Bugün bile İngilizlerin bize attığı kazığın faturasını ödeyebilmiş değiliz.
KANAL İSTANBUL VE ABD…
…Veya o bıçağı bir Amerikan vatandaşına sallasa!.. Yine hoş görmeyiz ama adam o kıyak kafayla “ABD donanmasının Boğaz’dan geçişine canı sıkılmış!.. Bundan dolayı o hareketi yapmıştır” der geçeriz.
KANAL İSTANBUL…
Mevzu buraya gelmişken…
Bir teşehhüt miktarı durup, dünyadaki su yollarının ehemmiyetini arz etmeye çalışayım.
İNGİLİZ BÜYÜKELÇİSİ İLE SADECE BALIK YENMEDİ!..
Dünyadaki tüm önemli su geçiş yolları, Anglo-Saksonların hakimiyeti altındadır.
Eğer…
Kanal İstanbul’u yapsaydık, Türklerin elinde olan önemli tek su geçiş yolu bu olacaktı.
Bundan dolayı;
İmamoğlu’nun İngiliz Büyükelçisi ile sadece balık yemeğine gittiğini sanıyorsanız yanılırsınız.
İmamoğlu başkan seçilir seçilmez Kanal İstanbul ile ilgili tüm dosyaları rafa kaldırdı…
Ve maalesef, Kanal İstanbul şimdilik başka bir bahara kaldı.
Bu kanalın ülkemiz için ne kadar büyük bir ehemmiyete sahip olduğunu başka bir yazıya bırakıyorum.
Ancak…
Münasebetsiz bir herifin yaptığı bu hareketin 5. Kol faaliyetlerinin bir parçası olduğundan şüphe yok. O sarhoş adamın belki bundan haberi bile yok ama durum budur!
NETİCE…
Düşmanlarımızın 5. Kolu, Arapların ülkemize gelip, yatırım yapmamaları veya seyahat edip döviz bırakmamaları için yoğun bir faaliyet içindedir.
Bu faaliyetin maksadı;
Arapları ülkemizden kovup; Paris, Londra, New York vb. gibi Avrupa ve Amerika’ya gitmelerini…
Binaenaleyh;
Yatırım ve dövizlerini oraya bırakmalarını isterler.
Kayseri olayları!.. Arap turistlere bıçak çekme vs. gibi olaylar bunun içindir.
Hatta;
Kanal İstanbul projesinin iptali bile bunun bir parçası olup hepsi birbiri ile ilintili birer 5. Kol faaliyetidir.
Yani;
Yaşadığımız hiçbir olay diğerinden bağımsız değildir.
.
Emin Batur, dikGAZETE.com
.
muhalif 4 ay önce
hasan 4 ay önce