Sel felaketinde akla gelen soru: Depremi tetikleyen HAARP’ın hedefi Akkuyu Nükleer santrali miydi?

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez
Sel felaketinde akla gelen soru: Depremi tetikleyen HAARP’ın hedefi Akkuyu Nükleer santrali miydi?
18-03-2023

Türkiye, enerji jeopolitiğinde kilit ülke olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Bu kapsamda ABD ve Avrupa Birliği, gözünü Rusya’nın Türkiye’ye önerdiği doğal gaz merkezi projesine dikmiş durumda. Çünkü özellikle ABD, Avrupa enerji pazarına kendi çıkardığı kaya gazını satmayı planladığından, Türkiye’nin bu sektörde söz sahibi olmasına karşı. Rusya; ABD ve NATO’nun kucağına oturmayı tercih eden Ukrayna’yı enerji nâklinde bypass edince; Avrupa’nın Ukrayna üzerinden doğalgaz erişimi devre dışı bırakıldı. Baltık üzerinden inşa edilen Kuzey Akım ve Ukrayna’yı bypass eden Türk Akım projesi de bu kapsamda değerlendirilebilir.

Rusya enerji nakil terminallerinin ABD ve Avrupa’nın etki alanına girmemesi için, Türkiye’yi önceleyen ve Ankara’nın ulusal çıkarlarını koruyan projeler geliştirdi. Bu projeler, Türkiye’nin de enerji jeopolitiğinde etkin rol üstlenmesi sağlandı. Nitekim bu kapsamda Rusya Federasyonu Başkanı Putin; Kuzey Akım 1 ve Kuzey Akım 2'de kullanılamayan kapasitelerin Türk Akım boru hattı üzerinden kullanılabileceğini söyledi.

Putin ayrıca "Baltık Denizi'nde Kuzey Akım hatlarında kaybedilen hacimleri Karadeniz'e yönlendirebiliriz. Böylece, Avrupa'ya yönelik yakıt ve doğal gaz kaynaklarımız için ana rotayı Türkiye üzerinden sağlayarak, Türkiye'de doğal gaz merkezi kurulabilir." ifadelerini kullanmıştı.

Gelecekte Avrupalı tüketiciler için doğal gaz fiyatlarının büyük oranda Türkiye'deki merkezde belirlenebileceğini söyleyen Putin“Türkiye'nin doğal gaz altyapısı önemli potansiyele sahip. Kurulacak doğal gaz merkezinde ticaret için elektronik platform gelecek aylarda kurulabilir” demişti.

İşte tam da bu kapsamda doğal gaz ticaretinde merkez olmak için çalışmalarını sürdüren Türkiye, uluslararası doğal gaz projeleri, LNG tesisleri ve bölgedeki tek gaz ticaret piyasasına sahip olmanın avantajıyla bu hedefi gerçekleştirmeye hazırlanıyor.

Türkiye’ye kurulacak doğal gaz transfer merkezi  çalışmalarının devam ettiği, yasal altyapının tamamlanması amacıyla kanunlarda yapılacak değişikliğin önümüzdeki günlerde Meclis gündemine gelebileceği, gaz dağıtım merkezi projesinin uygulanması için gerekli yasal çerçeveyi sağlamak üzere parlamentonun bir veya daha fazla yasada değişiklik yapmayı değerlendireceği söylenebilir.

Akkuyu Nükleer santralini yaptırmamak için küresel güçler devreye girdi!..

12 Mayıs 2010’da Rusya Federasyonu Hükümeti ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti arasında Türkiye’nin güney kıyısındaki Mersin ilinde VVER-1200 reaktörlü dört güç ünitesine sahip, toplam 4800 MW kurulu güç kapasiteli Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin inşa edilmesini öngören İşbirliği Anlaşması imzalandı. 13 Aralık 2010’da projenin gerçekleştirilmesi amacı ve koşulları uyarınca Rus tarafı, Türkiye Cumhuriyeti’nde Akkuyu Nükleer Anonim Şirketini kurdu.

Rusya Rosatom Devlet Kuruluşu, bu Anlaşma uyarınca Türkiye’de Yap, Sahip Ol, İşletmodeliyle VVER-1200 reaktörlü dört güç ünitesine sahip, toplam 4800 MW kurulu güç kapasiteli nükleer güç santrali inşa etmeye başladı.

Uzun süreli kontrat kapsamında şirket, santralin tasarımı, yapımı, bakımı, işletmeye alımı ve işletmeden çıkarılması gibi yükümlülükleri üstlendi. Rosatom Devlet Kuruluşu’nun projedeki payı yüzde 99.2’dir. Projenin toplam maliyeti, 20 milyar ABD doları. Akkuyu NGS inşaat sahasının altyapısını geliştirmeye dönük tüm inşaat çalışmaları ve faaliyetler, Türkiye Cumhuriyeti’nin mevzuatına ve Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun (UAEA) nükleer güç santralinin tüm inşaat ve işletme süresi içinde geçerli tavsiyelerine uygun olarak yürütülüyor. Bu yıl faaliyete geçeceği açıklanan Mersin’deki Akkuyu Nükleer Santrali, tamamlanırsa Türkiye’nin ilk nükleer enerji santrali olacak. Cumhuriyetin yüzüncü kuruluşu yıldönümünde Türkiye; bu devasa tesisle taçlandırılacak.

Nükleer Santralin proje ve inşaat aşamasında, bazı meslek odaları ve sözde çevreci sivil toplum kuruluşları felaket tellallığına soyundular.

Anlaşma imzalanamadan önce, Mersin Nükleer Karşıtı Platform'un (NKP) öncülüğünde nükleer santrallara karşı Mersin Metropol Alanı'nda 26 Haziran 2010 tarihinde miting düzenlendi.

Katılımcıları arasında kimler yoktu ki?

TMMOB Mersin İl Koordinasyon Kurulu, Mersin Tabip Odası, Mersin Ziraat Odası, Mersin Barosu, Mersin Sulama Birliği Çalışanları, İstanbul NKP, Küçükçekmece Sinoplular Kültür Derneği, Sinop Çevre Platformu, Yeşil Gerze Çevre Platformu, KESK Mersin Şubeler Platformu, Dev Sağlık İş Çukurova Temsilciliği, BDP, CHP, EHP, EMEP, ESP, ÖDP, SDP, TKP, Yeşiller Partisi, Atatürkçü Düşünce Derneği Mersin Şubesi, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Halkevleri, Greenpeace, İnsan Hakları Derneği Mersin Şubesi, Mersin 68‘liler Derneği, Mersin 78‘liler Derneği, Tüm İlerici Gençlik Derneği, Sosyalist Gelecek Parti Hareketi ve Mersin İdman Yurdu taraftarları katıldılar.

Hatta Avrupa basınında mesela Eeuronews; “Türkiye’de halkın üçte ikisi nükleer santrallere karşı gibi absürt ve gerçekten yoksun başlık attılar.

Ama aynı Avrupa; Avrupa Parlamentosu’nda, doğalgaz ve nükleer enerji santrallerine yapılan yatırımları iklim dostu olarak nitelendiren Avrupa Komisyonu'nun yasa tasarısını önlemek için sunulan bir önergeyi reddetti. Güney Kıbrıs’taki Kıbrıs Çevre Hareketi, Akkuyu Nükleer Santral inşa edilmesi konusunu yetkili uluslararası kurum ve kuruluşlar yanı sıra AB nezdinde gündeme getirmesi için hükümete çağrı yaptı.

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO), Akkuyu Nükleer Santrali’nin deprem fay hattına çok yakın olduğu bilgisinin yer aldığını belirterek, Akkuyu’da tıpkı Fukişama Nükleer Santrali’nde olduğu gibi benzer sorunların ülkemizde de yaşanabileceğine ilişkin kaygılar bulunmaktadır” iddiasını ortaya attı.

Sinek ufak olsa da mide bulandırır türünden yayınlar ve açıklamalar yaptılar. Ama bu şom ağızların bekledikleri olmadı.

Asrın felaketinde Deprem bölgesine mücavir, Türk-Rus işbirliğinde inşa edilen Akkuyu Nükleer Santrali herhangi hasar görmedi.

Yapılan açıklamalara bakılırsa nükleer santral inşa alanında olumsuz bir durum yaşanmadı.

Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu, yapım aşamasında olan Akkuyu NGS'nin depremden etkilenmediğini bildirdi.

Güneydoğu bölgesindeki sel ve deprem felaketi rastlantı mı?

Olmadığı o kadar belli ki!

Nitekim bu konuda daha önce yazdıklarımı hatırlayın. Gerek 1999 depremi ve gerekse 6 Şubat 2023’te gerçekleşen deprem sırasında ortaya çıkan benzer görüntüler, bu depremin ABD ordusu tarafından kullanılan HAARP silahı ile tetiklenmiş olabileceği yönündeki kuşkuları derinleştirdi.

Çünkü deprem sırasında ortaya büyük bir enerji dalgası çıktı, çok geniş bir alana yayılan ışık ve patlamaya benzeyen sesler kaydedildi ve arkasında ışık çizgisi bırakan cisimler gökyüzünden deprem bölgesine düşerken görüntülendi.

Ayrıca her iki deprem öncesi ABD donanmasına ait savaş gemilerinin Türk karasularında dolaşması birçok uzman tarafından HAARP silahının bu gemiler tarafından kullanıldığı iddialarını pekiştirdi.

Sakın saf saf HAARP’ı sadece, titreşimler yayılarak depremi tetikleyen bir savaş teknolojisi sanmayın. 

ABD'nin küresel egemenliğini sağlayan askeri teknolojik bir silah!..

Tamam; “düşük frekanslı elektromanyetik ışınımla yüksek enerji nakli” ile fay hatlarının yıllarca biriktirdiği gerilim ve enerji bu projenin kapsamında. Ama gücü veya türevleri sadece bunla sınırlı değil.

Mesela iklimleri değiştirebilir, kutupları eritebilir veya yerinden oynatabilir, ozon tabakası ile oynayabilir, deprem yaratabilir, okyanus dalgalarını kontrol edebilir, dünyanın enerji alanları ile oynayarak, insan beynini kontrol altına alabilir, radyasyon yaymayan termonükleer patlama oluşturabilir.

O nedenle birçok ülkede yaşanan, orman yangınları, depremler ve sel felaketleri de bu askeri teknolojik silahın günahları arasında. Nitekim uzaya fırlatılan yani yerleştirilen NASA uyduları, muazzam ölçüde yer hareketlerini gözlemleyebiliyor ve sonuçlarını önceden öngörebiliyor. Bu nedenle fay hatları aktif ve gerilimle enerji biriktiren bölgelerde depremi tetikleme, imkan dahilinde.

“Tanrının Okları”

Hatırlarsanız Türk Uzay Ajansı Başkanı, Amerika'nın "Tanrı'nın Okları" diye adlandırılan uzay silahlarına sahip olduğunu söylemişti. Bunu söyleyen sıradan birisi olsa belki gülüp geçebiliriz. Ama bu konuyu gündeme getiren kişinin Türkiye Uzay Ajansı Başkanı Serdar Hüseyin Yıldırım olması, Türkiye’deki kurumsal devlet yapısının bu ihtimali dışlamadığını göstermesi açısından önemlidir.

Biliyorsunuz, Türkiye Uzay Ajansı Başkanı Serdar Hüseyin Yıldırım; uzaydan atılan titanyum alaşımlı 10 metre çubuklarla 7-8 şiddetinde deprem yaratıldığını iddia etmiş, “Titanyum alaşımlı 10 metre çubukları uzaydan dünyaya istediği hedefe gönderebilen savaşçı uydular var! Bu çubuklar yerin 5 kilometre derinliğine nüfus ederek 7-8 şiddetinde deprem yaratıyor. Bunları tespit etmek de mümkün değil demişti.

Urfa’nın etrafı çamurlu dereler…

ABD'nin askeri teknolojik silahı, 6 Şubat depreminden sonra tekrar ortaya çıktı. 6 Şubat'ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen illerden Şanlıurfa, Adıyaman ve Malatya'da Çarşamba günü etkili olan sağanak yağış sele dönüştü. Sağanak yağışlar, özellikle Şanlıurfa'da etkin oldu.

Beceriksiz yerel yönetimlerin basiretsiz işleri, sözde çevre düzenlemeler, plansız ve yetersiz alt yapı çalışmaları daha doğru bir ifadeyle doğaya yapılan yanlış müdahaleler felaketin asıl nedeni olmakla birlikte tıpkı deprem felaketinde olduğu gibi ABD'nin askeri teknolojik silahı HAARP,  bir kez daha gündemde geldi.

Neden sel Güneydoğu’yu vurdu?

İster “iklim değişikliği” deyin ister “Allah'ın ikazı” deyin ortada bir felaketin yol açtığı, onlarca can ve mal kaybı var. Meteoroloji verilere göre Şanlıurfa, son yılların en yoğun yağışını aldı. Urfa'nın yıllık yağış ortalaması 450 kilogram, sadece iki gündeki toplam yağış miktarı neredeyse 150 kilogram. Mevsim normallerinin üstünde gerçekleşen yoğun yağışlar, sizce normal mi?

Ne oldu da Nuh Tufanını andıran şekilde, yer-gök su kusmaya başladı?

Açın haritayı bakın Şanlıurfa’nın aşağısında Suriye’de hangi şehirler var, hangi örgütlerin kontrolünde ve ABD askeri üsleri nerelerde bulunuyor?

Türkiye’nin ülke güvenliğine tehdit oluşturan ABD destekli terör örgütüne yönelik muhtemel askeri harekatından kimlerin rahatsız olduğu sizlerin malumu.

Suriye'deki terör bölgesine müdahale edecek 20. Zırhlı Tugay Komutanlığı…

Şanlıurfa merkez Karaköprü bölgesinde konuşlu 20 Zırhlı Tugay Komutanlığı, sınır ötesi askeri harekatın ana omurgasını oluşturacak askeri birlik. Karaköprü ilçesinde bulunan Akpiyar Deresi'nin taşması sonucu bu bölge adeta selin bıraktığı çamur deryasına dönüşmüş durumda. Öyle ki, kent merkezindeki Abide Kavşağı'ndaki alt geçit tamamen suyla doldu. 

20. Zırhlı Tugay Komutanlığı'nın etrafı sanki ortaçağ Avrupasında etrafı su dolu hendeklerle çevrilmiş gibi. Zırhlı araçların hareket etmesi çok zor. Bu mevsim normallerinin üstündeki yağışlar, sınır bölgesini de balçık tarlasına dönüştürmüş. Zırhlı personel taşıyıcı araçların ve tankların bu ortamda hareket kabiliyeti oldukça düşük seviyede.

Müttefik demeye bin şahit isteyen Amerikalı sığır çobanları, HAARP ile Türk Silahlı Kuvvetlerinin savaş gücünü akılları sıra boşa çıkarmaya çalışıyorlar. Bu doğa olaylarını kullanarak ülkemize yapılan dolaylı savaştan başka bir şey değil.

ABD, Türkiye'ye dolaylı tutum stratejisi uyguluyor.

Dolaylı tutum stratejisi; bir askeri strateji olarak, düşmanın ana kuvvetlerinin savaş alanında imha edilerek yenilmesi şeklindeki geleneksel doğrudan tutumdan farklı olarak, düşmanın fizik ve psikolojik dengesinin bozularak savaşma kararlılık ve gücünün kırılmasına yönelik stratejik tutumlardır. Orman yangınları, deprem ve sel felaketlerini bu kapsamda değerlendirin.

ABD, Erdoğan'ı istemiyor!

Öncelikle belirteyim; HAARP projesini tek bir uygulama ile sınırlamayın. ABD ordusunun NASA işbirliğinde Soğuk Savaş döneminden bu güne insan türünü ortadan kaldırabilecek araştırmalar ve deneyler yaptıkları biliniyor. Bu kapsamda Hitler, Nazi rejiminin soykırım ve zalimce uygulamaları ile ATOM Bombasının Japonya’ya atılması arasında hiç fark yok. Bu katliamları yapanlar neden Türkiye’deki insanları, Türk halkını hedef almasın ki?

HAARP silahının kullanılmasının 14 Mayıs 2023'te Türkiye'de yapılacak veya yapılması planlanan seçimlere müdahale olabileceği hiç aklınıza geldi mi?

Yok daha neler” falan demeyin?

Benim için de “bu aklı sıra dış güçler edebiyatı yapıyor” diye de düşünmeyin. Ben reelpolitik bir durumdan söz ediyorum. CIA tarihini araştırın, bu tür operasyonlar onlar için çocuk oyuncağı.

11 ili kapsayan deprem bölgesinde, halkın göreceli bir haklılık ve hoşnutsuzluğu mevcut. Can kaybının yüksekliği, arama kurtarma ekiplerinin yetersizliği, koordinasyon eksikliği gibi nedenlerden dolayı iktidar mensuplarına karşı bir tepkisellik görülüyor. Sel felaketi ile bu tepkiler üçe dörde katlanmış sanki. Bölgede görevli bakanlara yönelik protesto görüntülerinin her biri sosyal medyada viral.

Tüm bunlar Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bölge halkı nezdindeki krebiletesini olumsuz etkilemek için.

Türkiye'ye yönelik bu dolaylı savaş, Erdoğan'ı hedef alıyor. Erdoğan'ın siyaseten devre dışı kalması için, Türk halkının can güvenliğini kullanıyorlar.

Sonuç:

6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremde HAARP silahının kullanılmasının asıl nedeni Türk-Rus işbirliğinde inşa edilen Akkuyu Nükleer Santrali'nin zarar görmesi ve yıkılmasıdır. Ardından yaşanan sel felaketi ile iktidar partisinin oy deposunda, seçmen kitlenin hoşnutsuzluğu bir rejim krizine dönüştürülmek istenmiştir.

Hatta bazı kulislerde Erdoğan'ın bu sorunu aşabilmek için yerine mevcut Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nu aday gösterebileceği dillendiriliyor. Seçim iptali de konuşulanlar arasında…

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

Seçilmiş Kaynakça

http://www.akkunpp.com/akkuyu-ngs-insaat-projesi

https://enerji.gov.tr/bilgi-merkezi-dogal-gaz-boru-hatlari

https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-62067593

https://www.bbc.com/turkce/haberler/2015/12/151212_akkuyu

https://www.emo.org.tr/genel/bizden_detay.php?kod=76924&tipi=2&sube=0

https://www.dikgazete.com/yazi/haarp-teknolojilerinin-kullanma-sekli-5411.html

https://onedio.com/haber/akkuyu-nukleer-santrali-icin-deprem-riski-uyarisi-1050712

http://www.mimarlikdergisi.com/index.cfm?sayfa=mimarlik&DergiSayi=417&RecID=4518

https://www.cnnturk.com/video/dunya/son-dakika-putinden-turkiyede-dogal-gaz-merkezi-mesaji

https://tr.euronews.com/2022/10/12/rusya-lideri-putin-avrupa-icin-turkiyede-dogal-gaz-merkezi-kurabiliriz

https://www.voaturkce.com/a/turkiye-dogalgaz-merkezini-trakyaya-kurmayi-planliyor-erdogan/6789682.html

https://tr.euronews.com/2019/03/18/turkiye-halkin-ucte-ikisi-nukleer-santrallere-karsi-ak-partililerde-destek-orani-yuzde-50

https://sputniknews.com/20230313/russia-proposed-gas-hub-project-in-turkey-at-stage-of-legal-registration-1108323412.html

https://www.trthaber.com/haber/ekonomi/trakyaya-kurulacak-dogal-gaz-merkezi-1-yil-icinde-isler-hale-getirilecek-751166.html

https://www.dikgazete.com/yazi/deprem-neden-bu-kadar-yikiciydi-akkuyu-nukleer-santral-ne-durumda-secim-ertelenir-mi-5301.html

https://www.tccb.gov.tr/haberler/410/142280/-yerli-dogal-gazimizi-2023-te-milletimizin-hizmetine-sunmak-icin-gece-gunduz-calisiyoruz-

https://www.kibrispostasi.com/c58-GUNEY_KIBRIS/n463371-kibris-cevre-hareketi-akkuyu-nukleer-santrali-konusu-ab-nezdinde-gundeme-getirilmeli

https://www.dikgazete.com/yazi/cumhurbaskani-erdoganin-dikkatine-turkiye-nukleer-silah-uretti-mi-atom-bombasina-sahip-mi-makale,1693.html-1693.html

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez

Ömür Çelikdönmez kimdir?

1965 Nazilli / Aydın doğumlu. İlk orta ve liseyi Isparta’da bitirdi. Isparta Gazeteciler Cemiyeti üyesi olarak, çeşitli gazetelerin (Türkiye, Milli Gazete, Antalya Ekspres vs) Isparta muhabirliğini yaptı. 

Isparta’da neşredilen mahalli gazetelerde haber, yazı ve şiirleri yayımlandı. (Gülkent, Demokrat Isparta, Senirkent Postası vs.) 1984-1985’te Erzurum Atatürk Üniversitesinde Felsefe öğrenimi gördü. 

1985-1993 arası İzmir Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji bölümünde okudu ve mezun oldu. 

Isparta’da bir siyasi partinin basın müşavirliğini üstlendi ve parti bülteni (Arkadaş) yayınladı. 

Arkadaş FM radyosunun editörlüğünü yürüttü. 

12 Eylül 1994’te Tunceli iline felsefe öğretmeni olarak atandı. Tunceli’de görev yaptığı iki yılda ‘Gökkuşağı’ isimli kültür sanat edebiyat dergisini yayınladı. Ayrıca ‘Dört Mevsim Tunceli’ konulu fotoğraf sergisi açtı. 

Millî Gazete ve Yeni Şafak’ta yazıları yayınlandı. 

Öze Dönüş, İmza, Rind, Paye, Büşra, Palandöken, Avaz, Teos, Açılım, Vizyon, Mor Taka, İktibas, Teneffüs, Cem, Yeşilay, Türk Yurdu, Senirkent Yükseliş, İzmir merkezli Yurtta Uyanış, Zonguldak'ta yayınlanan Zonkişot ve Yörünge gibi dergilerde yazı ve şiirleri neşredildi. 

1991’de İzmir’de yayınlanan Taşra dergisinin Genel Yayın Yönetmenliğini yaptı. 

Yine İzmir’de yayımlanan Harman ve Açılım dergilerinin yayın kurulunda yer aldı. Ezcümle Dergisinin sanat danışmanlığını ve yayın yönetmenliğini üstlendi.

‘Milli Sinema’ ile ilgili bir makalesi, TÜRSAK 93 Sinema Yıllığı’na alıntılandı. 

İlk şiir kitabı ‘Mavi Düş’, İzmir’de Teos yayınlarından 1995’te çıktı. 1996-2002 arası Zonguldak İli Devrek İlçesinde görev yaptı. 

Devrek Lisesi ve Devrek İmam Hatip Lisesi’nde felsefe grubu derslerine girdi. 

2000 yılında Devrek Tarihi kitabı, Devrek Ticaret ve Sanayi Odası’nca yayımlandı. 

Devrek Tarihi kitabı, lisans, yüksek lisans ve doktora çalışmalarında kaynak gösterildi, atıfta bulunuldu. 

1996-2002 arası Devrek ve Zonguldak’ta yayınlanan Devrek Vizyon, Teneffüs, Devrek Genç Görüş, Eğerci’nin Sesi, Kuvayı Milliyeciler dergilerinde ayrıca Yeni Devrek, Devrek Eksen, Devrek Turizm Gazetesi, Devrek Paragraf ve Devrek Postası gazetelerinde bölge tarihine yönelik araştırmaları yayınlandı.

Zonguldak'ta yayın yapan yerel TV kanalında “ Tarihimize Yolculuk” başlıklı programı hazırladı ve sundu. 

2002’de 18. Uluslararası Baston ve Kültür Festivali Tanıtım Rehberi’ni hazırlayan ekipte yer aldı. 

Sempozyum ve Bienallere katıldı, bildiriler sundu. 

Eğitim iş kolunda faaliyet gösteren Türk Kamusen'e bağlı Türk Eğitim-sen sendikasının ilçe temsilcisiydi. 

Devrek’te görev yaptığı yıllarda bölge kültürüne ve tarihine katkıları nedeniyle Devrek İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünce ‘Teşekkür’, İlçe Kaymakamı tarafından ‘Takdir’ belgesi ile ödüllendirildi. 

2003 Ocak’ta Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğine atandı. 

Devlet Bakanı Prof. Dr. Mehmet Aydın’ın Basın Müşavirliğini yaptı. 

2011’de Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğünde görevlendirildi. 

2009’da ‘Efsane Doktor Sadettin Sarı Murat’ kitabı, yine aynı yıl ‘Baston Tarihi / Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabı yayımlandı. ‘Baston Tarihi Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabın, yasal olmayan şekilde telif ücreti ödenmeden Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca ‘Bastonlar’ başlığı ile korsan baskısı yapıldı. haberşanlıurfa, akdenizhaber, haberakdeniz.com.tr, www.ahval.net, haberzonguldak2, haber10, timeturk, fikrikadim, kafkassam, dikGAZETE.com ve MHP Erzurum eski Milletvekili Rıza Müftüoğlu'nun sahibi ve genel yayın yönetmeni olduğu Türk Meclisi internet sitesinde, jeopolitik ve jeostrateji konularında yüzlerce makalesi yayınlandı. 

2013-2018 arası Resmi Gazete’nin basıldığı Başbakanlık Basımevi’nde Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri kadrosuyla çalıştı. 

Isparta ili tarihi ve kültürüne yönelik araştırmalar yapan, ilmi toplantı ve geziler düzenleyen Hamideli Derneği’nin genel sekreterliğini üstlendi.

Halen, dikGAZETE.com haber sitesinde araştırma/analiz yazılarını sürdürmektedir.

.

dikGAZETE.com

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
Levent 2 yıl önce
Ömür bey sizi severek takip ediyorum fakat bu olay Haarp olayi biraz sallama olmuş ne yani 2001 de ABD Erdoğani getirirken de mi haarp yaptı Erdoğan'ı götürürken demi haarp yapacak.Birazda olanları basiretsizliği beceriksizliği kendimizemi fatura etsek. Ne yani Erdogan son iki seçimi hakkıyla mı kazandı mühürsüz oylar sayılirkendemi erdogani ABD istemiyordu Erdoğan'a müdahale ediyordu. Gri propaganda yapmayın iktidar ve mit lehine sırıtıyor... Bu olanlar biraz basimizdakilerin iş bilmezliği...14 Mayıs'ta Erdoğan'ı devirecekler algısı yapmayın 14 Mayıs'ta hak hukuk adalet bu topraklara geri dönecek hırsızlar yolsuluklar adam kayirmalar gırla bunların hesabı sorulur umuduyla oy kullanacağım. Bence bu olanlar ilahi adalet şenyaşar ailesinin acısı Rabia nazın cinayeti onlarca insanın hakkına girdiler ahını aldilar gençleri umutsuzluğa insanları yokluğa mahkum ettiler yoksa küreselciler, lordlar ,baronlar ,dodgelara kaldıysa bu iş gecceksiniz bu mevzuyu bence ilahi adalet bunlar zulüm olan toplumlarda musibette olur belada felakette bizi yönetenler de belli değil mi zaten hírsízlik adam kayırma rüşvet kul hakkí cinayet herşey var daha ne olsun sonra her çamura sağa sola atarız uzun lafın kısası HIRSIZDAN HAYIR GELMEZ....
Namık elibol 2 yıl önce
kesinlikle katılıyorum, 6 Mart depremi bir müdahale idi. muhtemelen Türkiye, abd tarafından afetlerle tehdit ediliyor olabilir. bakın 17 Ağustos depreminden sonra tsk haarp adı ile bir çalıştay düzenliyor. İnternetten araştırıp bulabilirsiniz. foreign policy “Türkler oy kullanana kadar rahat olamayacağız” derken washington post “yeryüzündeki en önemli seçim” diye başlıklar atıyor, bilin bakalım kimin gitmesini istiyorlar. Kılıçdaroğlu değil tabii ki.. bu emperyalist yamyamlar 6 lı masayı iktidar olarak görmek isterken Türk insanını düşündüğü için değil, kendi çıkarları ve Türkiye’nin parçalanmasını istedikleri için. Uyanın artık. Bu yamyamlarla aynı çizgideyseniz yanlışın daniskasını yapıyorsunuz demektir. Türk insanı bekasına oy atacak.
enver 2 yıl önce
devlet aklına güveniyorum. yeterki ülkenin altı içeriden oyulmasın. devletin bununda çaresini bulacağına inanıyorum.
Halit 2 yıl önce
Bu ülke altı kere gitmiş Süleyman Demirel’i yedi kere geri getirmiş Erdoğan’ı bırakırım sayın yazar
Ahmet 2 yıl önce
Ömür git işine, git iyi fizik bilen bir lise öğrencisine danış