Nahçıvan nasıl olur da Azerbaycan’ı yıllardır yönetir?

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez
Nahçıvan nasıl olur da Azerbaycan’ı yıllardır yönetir?
27-11-2021

Nahçıvan'ın kendisi küçük ama etkisi büyük. Bu nedenle bir önceki makalede "Azerbaycan'da iktidar ve muhalefet çekişmesi"ni anlattım. "Nahçıvan Özerk Cumhuriyetine yansıması"nı ise bu bölümde dilim döndüğünce izah etmeye çalışacağım. 

Naxçıvan Muxtar Respublikası/Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti; 12 Kasım 1995 tarihinde halk oylaması ile kabul edilen Azerbaycan Cumhuriyeti Anayasası'nın 8. Bölümünde yer alan hükme göre, Azerbaycan'a bağlı özerk bir cumhuriyet. Azerbaycan'a bağlı olmakla birlikte, 44 gün savaşına kadar bu ülkeyle fiziki bağlantısı yoktu.

Şimdi var gibi bir şey. 

Azerbaycan'da, ülkenin batı kısımları ile Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti'ni Ermenistan üzerinden, Zengezur bölgesinden geçecek kara ve demir yolu hatlarıyla birleştirerek Türkiye ile yeni ulaşım bağlantısı sağlanması hedefleniyor. 

İkinci Dağlık Karabağ Savaşı'nı bitiren 10 Kasım 2020 tarihli antlaşmaya göre Ermenistan - Dağlık Karabağ arasında açılan Laçın koridoru, Azerbaycan topraklarına dahil edilmekle beraber Rus barış güçlerinin gözetimine verildi. 

Bu koridor ile Azerbaycan'ın Nahçıvan üzerinden Türkiye ile göreceli fiziki bağlantısı kurulmuş oldu. 28 Mayıs 1992’de açılan Umut Köprüsü’yle bağlanan Türkiye ile Nahçıvan arasında 17 km'lik bir sınır mevcut. 

Azerbaycan’ın yaklaşık yüzde 6,3’ünü oluşturan Nahçıvan, 5.502,73 kilometrekare yüzölçümüne sahip. Toplam nüfusu 452,800 kişi. 

Nahçıvan'ın Azerbaycan Türkü Kürt, Rus, Ukraynalı, Tatar, Ermeni, Gürcü ve Lezgilerden oluşan etnik yapısı var.

Tüm bu küçük rakamlar sizi yanıltmasın. Bülent Arınç'ın Türk siyasi hayatına kazandırdığı özgül ağırlık' terimi gibi, Nahçıvan'ın özgül ağırlığı, göründüğü gibi veya öyle böyle değil?

Ya nasıl?

Bu özerk bölgenin nüfuz ve siyasi ağırlığı; yüzölçümünden ve nüfusundan kat be kat daha fazla.  

Sovyetler Birliği dağılırken Nahçıvan, Türkiye’den yardım istedi mi?

Sovyetler Birliği'nin bünyesindeki Azerbaycan'ın 1991 yılında bağımsızlığını ilan etmesiyle Nahçıvan, Azerbaycan Cumhuriyeti’nin ayrılmaz bir parçası olarak, “Özerk Cumhuriyet” statüsünü muhafaza etti. 

Sovyet ordu birlikleri Nahçıvan’dan çekilirken Naxçıvan Muxtar Respublikası Ali Məclisinin sədri / Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti Yüksek Meclisi Başkanı, KGB eski istihbarat şefi ve Politbüro Üyesi Haydar Aliyev, gece yarısı Erzincan'da  konuşlu 3. Ordu Komutanlığını arar. 

12 Temmuz 2019'da İstanbul'da vefat eden 3. Ordu komutanı Orgeneral Mehmet Hikmet Bayar ile görüşmek istemektedir. Çok geç bir vakit olduğu için Haydar Aliyev'in telefonuna çıkan Nöbetçi Subay, Paşa’nın istirahata çekildiğini  söyler. 

Haydar Aliyev, nöbetçi subaya; Nahçıvan'da bulunan Sovyet askeri birliklerinin geri çekilmeye başladığını, ne yapmaları gerektiğini sorar. 

Nöbetçi Subay, konuyu bildiğini, Ermenistan’da da benzer durumların yaşandığını, Moskova’dan ordu birliklerine çatışmadan geri çekilme talimatı verildiğini, Ermenilerin geri çekilen Rus askerlerinin yolunu kestiğini ve silahlara el koyduklarını söyler. 

Nöbetçi Subay; 3. Ordu Komutanlığını arayacak kadar darlanan Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti Yüksek Meclisi Başkanı Haydar Aliyev'e nezaket kuralları çerçevesinde Ermenileri örnek vererek ne yapmaları gerektiğini ihsas ettirir. 

Süreçte Ermenilerin yaptığını Nahçıvan halkı yapmaz /yapamaz. 

Azerbaycan’ı Nahçıvan Ekolü yönetiyor?

Öncelikle 25 yıldır Nahcivan kliğinin Bakü idaresinde etkin ve belirleyici olmasının nedenleri üzerinde durulmalı. Sovyet gizli servisi KGB, Batı Blokunun yörüngesinde peyk olarak gördüğü Türkiye ve İran'a karşı, bu iki ülke ile sınırları bulunan Nahçıvan’ı, bir istihbarat platosuna dönüştürmüştü.  

Adeta bir istihbarat laboratuvarı olarak tanzim edilen Nahçıvan'da özel yetiştirilen bürokratlar da Sovyet bürokrasisinde önemli görevler üstlendiler. 

Benzer proje Ermenistan'da Karabağ üzerinden hayata geçirildi. Karabağlı bürokrat ve politikacıların Ermenistan yönetiminde etkisi ne ise günümüz Azerbaycan Cumhuriyetinde Nahçıvanlı bürokrat ve siyasilerinin de nüfuz ve ağırlığı o kadardır. Lakin bu durum, Ermenistan’da bir kaç yıl içinde değişti. Muhtemelen şimdi sıra Azerbaycan’da

Azerbaycan tarihinde iz bırakan Ebulfez Elçibey ile Haydar Aliyev'in ikisi de Nahçıvanlı. Hatta her ikisi de akraba.

Ebulfez Elçibey, 24 Haziran 1938’de Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’nin Ordubad ilçesinin Keleki köyünde doğdu. Babası Aliyev Kadirkulu Merdanoğlu, Annesi Aliyeva Mehrinisa Caferkızı’dır. 

Şecere yazıcıları Elçibey’in baba tarafını, Şah İsmail Hatayi’nin seleflerinden Şeyh Sadrettin Musa’nın oğlu Şeyh Hoca Ali’nin  Tebriz'deki nesline dayandırırlar. 

Rivayete göre Azerbaycan Türkleri ile  Ermenilerin çatışmaları neticesinde buradan Ordubad’a gelmişler. Annesi, Türkiye’den Azerbaycan’a göç eden ve “Kasımlılar” denilen bir ailedendir.  

Dikkat edilirse, Londra terbiyesini almış modern tarih yazıcılar tarafından Ebulfeyz Aliyev'in aile kökleri İran, Azerbaycan / Nahcivan ve Türkiye üzerine özellikle konuşlandırılıyor.

Eğer aşı tutsaydı, Ankara ve Tebriz’iBakü'ye bağlayacaklardı. Haydar Aliyev'e “Ermeni, Yahudi asıllı” iddiasında bulunanlar, Ebulfeyz Kadirkuluoğlu Aliyev yani Elçibey'in onunla akrabalığını görmezden geldiler. 

Haydar Aliyev 10 Mayıs  1923 tarihinde  Nahçıvan'da doğdu. Nahçıvan  Pedagoji Teknik Okulundan 1939'da mezun oldu. Aliyev, 1941-1944 yıllarında Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti İçişleri Komiserliği Gizli Arşiv Dairesinin müdürü ve Nahçıvan Halk Komiserliği Konseyinde şube müdürü görevlerinde bulundu. 

Sovyetler Birliği dağılma sürecinde Naxçıvan Muxtar Respublikası Ali Məclisinin sədri / Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti Yüksek Meclisi Başkanı oldu. 

Haydar Aliyev’in eşi Zərifə Əziz qızı Əliyeva'nın babası, 1.1.1987  Ermenistan'da Hamamlı'da (Aştarak) Erivan doğumlu Aliyev Aziz Mamed Kerimoviç.

-Aliyev Aziz Mamed Kerimoviç-

Tıp doktoru ve Sovyet Azerbaycan'ında Sağlık Bakanlığı yapmış bir isim. Bir rivayete göre Stalin’in özel doktorlarından. 2. Dünya Savaşı sırasında İran'da Stalin adına siyasi rehber olarak bulundu.

Bolşevik devrimi sonrası 1918'de Ermenistan'dan İran’a geçen Aliyev Aziz Mamed Kerimoviç; İran dönüşü, Nahçıvan sınırları içerisinde bulunan Şahtakhtı'na yerleşir. 1920'de Aziz Aliyev, kendisi gibi doktor olan Erivan yerlisi olan Leyla Cabbar qızı Abbasova ile evlenir. Kızları Zərifə Əziz qızı Əliyeva 28 Nisan 1923'te Şahtahtıİliç RayonuNahçıvan'da dünyaya gelir.

 

-Şimdiki Azerbaycan Republikası Presidenti İlham Aliyev'in annesi, Haydar Aliyev’in hanımı, Aziz Mamed Kerimoviç ile Leyla Aliyeva' kızı Zərifə-

Türkiye; Nahcivan konusunda sadece jeopolitik, psikolojik bakımdan değil, hukuki bakımdan da taraftır. Bu süreç, sadece konjonktürü, sınırları değil hükümetleri de değiştirecek. Erivan, Bakü, Tiflis içten içe kaynıyor. Bakalım kimler gidecek, kimler gelecek? 

Türkiye, Rusların ve Ermenilerin birbirlerinden nasıl yararlandıklarını çok iyi biliyor. Ruslar da Ermeniler de reelpolitiğin farkında ve her ikisi de opürtünist. Nitekim Ermenistan Cumhuriyet Partisi Sözcüsü ve eski başkan yardımcısı Eduard Sharmazanov’ın; Rusya'nın kendi çıkarları için Ermenileri Karabağ'da tutmaya çalıştığını söylemesi önemli. 

Sharmazanov diyor ki, "Karabağ'daki Rus barış gücü askerleri için Ermenilere ihtiyaç var. Oradaki Ermeniler sayesinde Rus ordusu Karabağ'da uzun yıllar kalabiliyor."

Türkiye'nin Azerbaycan ve Nahçıvan Özerk Cumhuriyetindeki geleceği büyük ölçüde, Transkafkasya/ Güney Kafkasya’yı kontrol edebilmesine bağlı.

Moskova Anlaşması ve Nahcivan…

Eylül 1920'de harekete geçen Kâzım Karabekir komutasındaki 15. Kolordu Kars, Ardahan, Artvin, Batum ve Iğdır'ı aldıktan sonra, Taşnakların idaresindeki Ermenistan ile 3 Aralık 1920'de Gümrü Antlaşması imzalanarak Doğu sınırı tespit edilmiştir. TBMM'nin uluslararası alanda imzaladığı ilk antlaşmadır.

Mustafa Kemal Paşa, Gümrü Antlaşması ile belirlenen bu sınırın Sovyetler Birliği tarafından da onaylanmasının  ileride yaşanabilecek krizleri ortadan kaldırır düşüncesi ile Ali Fuat Paşa'yı Moskova elçiliğine atadı. Ali Fuat Paşa ve heyeti, 14 Aralık 1920'de kar, kış, kıyamete aldırmadan Ankara’dan Moskova'nın yolunu tuttular. 

Sovyet Dışişleri Komiseri Çiçerin de Ekim ayında Gürcistan'ın Ankara elçisinin kardeşi olan M. Budu Medivani'yi Ankara'ya elçi olarak görevlendirmişti, 19 Şubat 1921'de Ankara'ya gelen Medivani, Mustafa Kemal Paşa'ya itimatnamesini sunmuştu. 

Sovyetler Birliği özellikle Hazar Petrollerinin, İngiliz emperyalizminin iştihasını kabarttığının farkında olarak bağımsızlık savaşı yürüten Ankara Hükümeti ile işbirliğini çıkarlarına uygun buluyordu. Çünkü Türkler, İngiliz emperyalizminin Kafkaslara yönelik işgal ve genişleme politikasının karşısında Zülkarneyn Seddi gibi duruyordu. Bu şartlar altında 16 Mart 1921'de Moskova'da, Türkiye ile Sovyet Rusya arasında, dostluk antlaşması imzalandı.

Bu antlaşma ve devamı niteliğindeki antlaşmalarla belirlenmiş olan sınırlar, günümüzde Türkiye, Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan arasında hâlen geçerli. Ama Ermenistan, Taşnak ve Hınçak geleneğini sürdürmeyi marifet saydığından, 100 yıl önceki zihniyetle hareket ediyor, bırakın sınır ihlalini, insanları öldürüyor.  

Konumuza dönecek olursak, doğu sınırımızdaki Kars ve Ardahan sancakları, Türkiye egemenliğine geçerken Batum, Gürcistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'nde kalır. Üçüncü maddede Azerbaycan denetiminde Nahçıvan özerk bölgesinin tesis edilmesi karara bağlanır.

Kars Antlaşması ve Nahcivan…


-Rıza Nur, Yusuf Kemal (Tengirşenk), Ali Fuat Paşa Georgiy Çiçerin, Celalettin Korkmazov antlaşma koşullarını görüşürken.-

Kars Antlaşması; Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan ve TBMM arasında Kars Konferansı'nda görüşüldükten sonra 13 Ekim 1921 tarihinde imzalandı.  Anlaşma ile Türkiye'nin doğu sınırı çizilip, Doğu Cephesi kapandığı gibi TBMM’yi Doğu Cephesi'nde en çok uğraştıran Ermeni sorunu ortadan kaldırılmış oldu. 20 maddeden oluşan Kars Antlaşması tarafları Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan ve TBMM'dir.  Tekrar edersek, bu devletlerle imzalanan anlaşma sayesinde Türkiye'nin doğu sınırı belirlenmiş, doğu sınır ile ilgili herhangi bir sıkıntı kalmamıştır. 

20 maddeden oluşan Kars Antlaşması'nın önemli maddeleri…

Boğazlarda Ticaret yapılması İstanbul'un güvenliğine bağlı olacak, Azeri Türklerin yoğun olarak yaşadığı Nahçıvan bölgesi özerklik verilecek, Batum, Gürcistan'a verilecek, Anlaşmada herhangi bir devlet, kanunları tanımazsa diğer Devletler de tanımayacak, Her ülke azınlık haklarını koruyarak ülkesinde bulunan insanlara iyi davranacak, İmzacı devletler imza tarihinden itibaren 3 ay içerisinde konsolosluk sözleşmelerini imzalayacak, 2 ay içerisinde taraflar askeri ve sivil mahkumları göndermeyi kabul edecek, Kafkas cephesinde savaş sırasında işlenen tüm suçlar için tam bir af ilan etmeyi taraflar kabul edecek, Ülkeler arasında dostluk ve ticari ilişkileri daha iyi duruma getirmek için Tiflis'te bir konferans toplanacak.  

Sussan olmuyor, susmasan olmaz!.. 

Bu anlaşmaya imza koyan Ermenistan’ın, Kars Anlaşmasında yer alan “Kafkas cephesinde savaş sırasında işlenen tüm suçlar için tam bir af ilan etmeyi taraflar kabul edecek" maddesi gereğince “Soykırım” iddialarından vazgeçtiği kabak gibi ortada değil mi?  

Atatürk ve Nahcivan…

Anlaşmanın imzalandığı tarihte Nahçivan, Azerbaycan'a bağlı özerk bir bölge. Lakin Azerbaycan ile fiziki bağlantısı  bulunmuyor. Türk devletleri arasında Türkiye ile kara sınırı bulunan tek toprak parçası olma özelliğine sahip. Gümrü, Moskova ve Kars Anlaşmalarını takip eden yıllarda Mustafa Kemal Paşa'nın Nahçivan'ın Azerbaycan'a bağlı özerk bir bölge statüsünün devam etmesinde katkısı büyük. 

1921 tarihli Kars Antlaşması’nın 5. maddesinde Azerbaycan’a bağlı Nahcivan bölgesinin “otonomi”si Türkiye Cumhuriyeti’nin garantisi altındadır.  Bu nedenle Nahcivan bugün Azerbaycan Cumhuriyeti’ne bağlı bir Özerk Cumhuriyet statüsündedir. 

Türkiye ile Sovyetler Birliği arasında imzalanan Moskova Antlaşması’yla 16.03.1921 (16 Mart 1921) Nahçıvan, özerk bir yapıya sahip olması ve başka bir devlete terk edilmemesi şartıyla Azerbaycan’ın himayesine bırakılmıştır. Aynı husus, Türkiye, Sovyetler Birliği, Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan arasında imzalanan Kars Antlaşması’yla (13 Ekim 1921) da teyit edilmiştir. 

Mustafa Kemal Atatürk’ün “Türk Kapısı”, Kazım Karabekir Paşa’nın “Şark Kapısı” olarak nitelediği Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti (NÖC), Türk Cumhuriyetleri arasında Türkiye’yle fiziki bağlantısı bulunan tek toprağa sahip olması nedeniyle özel bir anlam ve önem taşımaktadır. 

Moskova Anlaşması öncesinde müzakereler için Rusya’ya giden heyette yer alan Yusuf Kemal Bey, Ankara’dan ayrılmadan bir gün önce Mustafa Kemal Paşa ile görüşmüş ve “-Paşam Ruslar Nahcıvan üzerinde ısrar ederlerse ne yapalım?” diye sorunca “-Nahcıvan Türk Kapısıdır. Bu hususu nazar-ı itibara alarak elinizden geleni yapınız” cevabını almıştı.

Azerbaycan’a bağlı olmakla birlikte, bu ülkeyle fiziki bağlantısı bulunmayan Nahcivan, Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla bağımsızlığını ilan eden Türk devletleri arasında Türkiye ile kara sınırı bulunan tek coğrafi alan. 1. Dünya Savaşı’nda Türk ordusu Nahçıvan’ın, Ermeni istilasından kurtulmasına öncülük etmişti. 

Türk dünyasına açılan tek kapı olan Nahçıvan, Mustafa Kemal Atatürk’ün İran’dan satın aldığı toprakla Ermeni istilasından kurtulmuştu. Atatürk döneminde, hem ileride özerklik statüsü kazanması hem de o zaman Nahçıvan’la aramızda bir sınır kurulması için İran’la toprak mübadelesi yapılmış, Atatürk ‘Türk Kapısı’ olarak nitelendirdiği Nahçıvan’ın 13 km’lik sınırını İran’dan alarak Nahcivan’la Türkiye arasında bağ kurmuştu.

Nahçıvan 1991’e kadar Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ne bağlıydı ve Sovyetler Birliği sınırları içerisindeydi. Azerbaycan’ın 1991’de bağımsızlığını ilan etmesi ile Nahçıvan da aynı yolda yürüdü. Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’nin fiili yöneticisi konumundaki Haydar Aliyev 20 Temmuz 1990’da Moskova’dan Bakü’ye, 22 Temmuz’da ise doğduğu Nahçıvan’a geldi. 21 Ağustos 1990’da Nahçivan Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti (NÖSSC) Yüksek Sovyeti’nin Yönetim Kurulu Haydar Aliyev’in Nahçivan Özerk Cumhuriyetinin vatandaşlığı konusunda karar aldı. 

30 Eylül 1990 seçimlerinde o, Nehrem seçim dairesinden Azerbaycan SSCB’nin milletvekilliğinden, Nahçivan Alt Trikotaj Fabrikası çalışanları tarafından ise Nahçivan Özerk Cumhuriyeti’nin milletvekilliğine seçilmiştir.

Türkiye, Kıbrıs’ta olduğu gibi Nahcivan’da “Garantör Ülke”dir…

Ermenistan’ın saldırıları nedeni ile Nahçivan'ın düşme ihtimalini gören dönemin Türk Hükümeti, sınır kapısından Nahçivan’a silah ile ilaç yardımı yaparak bölgeyi korumuş ve Sovyet Rusya'nın dağılması sonrasında özerk bir bölge olarak bağımsızlığını ilan etmesinde büyük katkı sağlamıştır.  Türkiye, BM uluslararası platformların tanıdığı bölge ülkelerinin imza koyduğu, kabul ettiği, Gümrü, Moskova ve Kars anlaşmaları gereği, Nahcivan'ın  garantörüdür.

Ermenistan’ın Nahçivan'a yönelik tehditlerini, sınır ihlallerini, top ve füze atışlarını sonlandırmadığı takdirde Türkiye’nin askeri müdahale hakkı doğmaktadır. Ruslar’ın söylediği şekilde, tıpkı Dağlık Karabağ gibi Nahcivan da, Erivan ve Moskova'nın güvenlik anlaşmasının kapsamı dışındadır.  Dolayısı ile Rus Ordusu’nun Ermenistan üzerinden Dağlık Karabağ ile Nahçivan'a girmesini beklemek beyhude olur. 

Türkiye, Güney Kafkasya jeopolitiğine yönelik oluşturduğu güvenlik stratejisini; Doğu ve Batı, Kuzey ve Güney arasında geçiş bölgesi olan Güney Kafkasya’nın Avrasya’nın önemli enerji ve ulaştırma koridorlarının kesiştiği noktada kurguladığı gibi bu güvenlik seddini aynı zamanda bölge ülkelerine yönelik tehdit unsurlarını etkisizleştirmek amacıyla güçlendirdiği söylenebilir. 

Türkiye'nin Nahçıvan’a yönelik askeri, ekonomik ve siyasi tasarruflarının nasıl şekilleneceğini şimdiden öngörebilmek  mümkün müdür bilemem? 

28 Mayıs 1992’de Dilucu/Sederek sınır kapısının açılışı münasebetiyle dönemin Başbakanı Süleyman Demirel, Nahçıvan’a ziyarette bulunmuştu. Bu aktardığım bilgiler ışığında bende oluşan kanaat, “Nahçıvan Kliği” olarak nitelendirilen siyasi ve bürokrat zümrenin Bakü yönetiminde baskın olmasının en önemli nedeni Ankara’nın bu kliğe verdiği maddi ve manevi destektir. Ancak “44 Gün Savaşı”ndan sonra bu durum değişecek gibi duruyor. 

Sanırım Azerbaycan Republikası Presidenti İlham Aliyev'in eşi ve yardımcısı Hazarın Sultanı Mihriban Paşayev Aliyeva, Nahçıvan ve Ermenistan kliğinin Bakü'deki kuşatmasını kırmaya azimli gibi.

Hak şerleri hayr eyler

Zan etme ki ğayr eyler

Ârif ânı seyr eyler

Mevlâ görelim neyler

Neylerse güzel eyler
.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

Seçilmiş Kaynakça

http://naxcivan.cg.mfa.gov.tr/Mission

http://naxcivan.cg.mfa.gov.tr/Mission/ShowInfoNote/208580

https://www.ytb.gov.tr/ozel-gunler/azerbaycanin-bagimsizlik-gunu

http://www.geohive.com/cntry/azerbaijan.aspx

https://www.aa.com.tr/tr/dunya/zengezur-koridoru-turkiye-ile-azerbaycan-arasinda-yeni-baglanti-saglayacak/2259193

https://transqafqaz.com/erm%c9%99nil%c9%99r-qarabagda-ruslara-siyasi-bazarliq-ucun-lazimdir/

https://www.dikgazete.com/yazi/ebulfeyz-elcibey-in-ingiliz-basbakani-margret-thatcher-ile-dostlugu-ne-anlama-geliyor-makale,3074.html-3074.html

https://www.dikgazete.com/yazi/ey-turk-milliyetcileri-karar-verin-ebulfeyz-elcibey-mi-haydar-aliyev-mi-makale,3054.html-3054.html

http://www.knowbysight.info/AAA/00188.asp

http://www.heydar-aliyev-foundation.org/az/content/index/65/Bioqrafiya

https://stringfixer.com/tr/Aziz_Aliyev

http://eye.gov.az/?smode=content&item=28_aprel_gorkemli_oftalmoloq-alim-_akademik_Zerife_xanim_Eliyevanin_dogum_gunudu

https://www.dikgazete.com/yazi/azerbaycan-da-iktidar-ve-muhalefet-cekismesi-ve-nahcivan-ozerk-cumhuriyetine-yansimasi-4048.html

http://www.milliyet.com.tr/karabag-sorununun–font-color–red–perde-arkasi—–font–siyaset-1135048/

http://www.aniarc.am/2015/04/30/karabakh-diary-turkish-part-22-3/

https://www.turkishnews.com/tr/content/2015/05/04/ataturkun-kendi-parasi-ile-toprak-alip-devlete-verdigini-biliyor-muydunuz/

İbrahim Ethem Atnur, Osmanlı Yönetiminden Sovyet Yönetimine Kadar Nahçıvan: 1918-1921; Türk Tarih Kurumu, Ankara, 2001; syf. 439-441

http://azerbaijans.com/content_764_tr.html

http://naxcivan.cg.mfa.gov.tr/Mission/MissionChiefHistory

https://www.dikgazete.com/turkiyenin-nahcivana-her-an-askeri-mudahalede-bulunma-hakki-var-mi-makale,2922.html

https://www.dikgazete.com/azerbaycan-istihbaratinin-kan-hafizasi-makale,3118.html

https://www.habersanliurfa.net/yazarlar/omur-celikdonmez/17-subat-suikastinin-azerbaycan-guvenligine-etkisi/18122/

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez

Ömür Çelikdönmez kimdir?

1965 Nazilli / Aydın doğumlu. İlk orta ve liseyi Isparta’da bitirdi. Isparta Gazeteciler Cemiyeti üyesi olarak, çeşitli gazetelerin (Türkiye, Milli Gazete, Antalya Ekspres vs) Isparta muhabirliğini yaptı. 

Isparta’da neşredilen mahalli gazetelerde haber, yazı ve şiirleri yayımlandı. (Gülkent, Demokrat Isparta, Senirkent Postası vs.) 1984-1985’te Erzurum Atatürk Üniversitesinde Felsefe öğrenimi gördü. 

1985-1993 arası İzmir Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji bölümünde okudu ve mezun oldu. 

Isparta’da bir siyasi partinin basın müşavirliğini üstlendi ve parti bülteni (Arkadaş) yayınladı. 

Arkadaş FM radyosunun editörlüğünü yürüttü. 

12 Eylül 1994’te Tunceli iline felsefe öğretmeni olarak atandı. Tunceli’de görev yaptığı iki yılda ‘Gökkuşağı’ isimli kültür sanat edebiyat dergisini yayınladı. Ayrıca ‘Dört Mevsim Tunceli’ konulu fotoğraf sergisi açtı. 

Millî Gazete ve Yeni Şafak’ta yazıları yayınlandı. 

Öze Dönüş, İmza, Rind, Paye, Büşra, Palandöken, Avaz, Teos, Açılım, Vizyon, Mor Taka, İktibas, Teneffüs, Cem, Yeşilay, Türk Yurdu, Senirkent Yükseliş, İzmir merkezli Yurtta Uyanış, Zonguldak'ta yayınlanan Zonkişot ve Yörünge gibi dergilerde yazı ve şiirleri neşredildi. 

1991’de İzmir’de yayınlanan Taşra dergisinin Genel Yayın Yönetmenliğini yaptı. 

Yine İzmir’de yayımlanan Harman ve Açılım dergilerinin yayın kurulunda yer aldı. Ezcümle Dergisinin sanat danışmanlığını ve yayın yönetmenliğini üstlendi.

‘Milli Sinema’ ile ilgili bir makalesi, TÜRSAK 93 Sinema Yıllığı’na alıntılandı. 

İlk şiir kitabı ‘Mavi Düş’, İzmir’de Teos yayınlarından 1995’te çıktı. 1996-2002 arası Zonguldak İli Devrek İlçesinde görev yaptı. 

Devrek Lisesi ve Devrek İmam Hatip Lisesi’nde felsefe grubu derslerine girdi. 

2000 yılında Devrek Tarihi kitabı, Devrek Ticaret ve Sanayi Odası’nca yayımlandı. 

Devrek Tarihi kitabı, lisans, yüksek lisans ve doktora çalışmalarında kaynak gösterildi, atıfta bulunuldu. 

1996-2002 arası Devrek ve Zonguldak’ta yayınlanan Devrek Vizyon, Teneffüs, Devrek Genç Görüş, Eğerci’nin Sesi, Kuvayı Milliyeciler dergilerinde ayrıca Yeni Devrek, Devrek Eksen, Devrek Turizm Gazetesi, Devrek Paragraf ve Devrek Postası gazetelerinde bölge tarihine yönelik araştırmaları yayınlandı.

Zonguldak'ta yayın yapan yerel TV kanalında “ Tarihimize Yolculuk” başlıklı programı hazırladı ve sundu. 

2002’de 18. Uluslararası Baston ve Kültür Festivali Tanıtım Rehberi’ni hazırlayan ekipte yer aldı. 

Sempozyum ve Bienallere katıldı, bildiriler sundu. 

Eğitim iş kolunda faaliyet gösteren Türk Kamusen'e bağlı Türk Eğitim-sen sendikasının ilçe temsilcisiydi. 

Devrek’te görev yaptığı yıllarda bölge kültürüne ve tarihine katkıları nedeniyle Devrek İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünce ‘Teşekkür’, İlçe Kaymakamı tarafından ‘Takdir’ belgesi ile ödüllendirildi. 

2003 Ocak’ta Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğine atandı. 

Devlet Bakanı Prof. Dr. Mehmet Aydın’ın Basın Müşavirliğini yaptı. 

2011’de Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğünde görevlendirildi. 

2009’da ‘Efsane Doktor Sadettin Sarı Murat’ kitabı, yine aynı yıl ‘Baston Tarihi / Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabı yayımlandı. ‘Baston Tarihi Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabın, yasal olmayan şekilde telif ücreti ödenmeden Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca ‘Bastonlar’ başlığı ile korsan baskısı yapıldı. haberşanlıurfa, akdenizhaber, haberakdeniz.com.tr, www.ahval.net, haberzonguldak2, haber10, timeturk, fikrikadim, kafkassam, dikGAZETE.com ve MHP Erzurum eski Milletvekili Rıza Müftüoğlu'nun sahibi ve genel yayın yönetmeni olduğu Türk Meclisi internet sitesinde, jeopolitik ve jeostrateji konularında yüzlerce makalesi yayınlandı. 

2013-2018 arası Resmi Gazete’nin basıldığı Başbakanlık Basımevi’nde Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri kadrosuyla çalıştı. 

Isparta ili tarihi ve kültürüne yönelik araştırmalar yapan, ilmi toplantı ve geziler düzenleyen Hamideli Derneği’nin genel sekreterliğini üstlendi.

Halen, dikGAZETE.com haber sitesinde araştırma/analiz yazılarını sürdürmektedir.

.

dikGAZETE.com

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
anadolu kartalı 3 yıl önce
ebul feyz elçibey dirayetsiz birazda inancında sakat bir insandı mesala mustafa kamal türk islam aleminin peygamberiydi hezayanı onu iktidarda tutamamıştır onun bu ifadesi küfürdür meğerki tevbe istiğfar edip dönüş yapması müstesna