Türkiye ve BRICS
MOSKOVA
BRICS Medya Zirvesi 13-17 Eylül tarihleri arasında Moskova'da Dünya Ticaret Merkezi Kongre Merkezi'nde düzenlendi. Etkinliğe, BRICS'in önde gelen medya yapılarının başkanlarının yanı sıra, birlik ile işbirliğini genişletmeye ilgi duyduğunu ifade eden ülkelerden medya temsilcileri de katıldı. Zirve organizatörü, Rus Ajansı TASS idi.
Medya Zirvesi'nin yoğun programı, BRICS medya topluluğunun çok kutuplu bir dünyada istikrar ve işbirliğinin güçlendirilmesindeki rolünün yanı sıra birlik ülkeleri arasındaki bilgi etkileşiminin teknolojik yönlerini konu alan uzmanların katılımıyla, panel oturumlarını da içeriyordu.
BRICS uluslararası ilişkileri konusunda Hintli uzman ve analist Rishabh Sethi, Tverigrad ile yaptığı röportajda BRICS ve G7'nin beklentilerini karşılaştırdı. Tverigrad, “Şimdi güney ülkelerinin küresel kalkınması için altın zaman. 21. yüzyıl çok kutuplu bir dünyanın yüzyılıdır. BRICS grubu onun gelişimidir, bu çok önemli. Yeni ülkeler artık G7 ile ilgilenmiyor, BRICS ile ilgileniyorlar” dedi.
Ülkemizde birkaç ay önce BRICS'e katılmak için başvuruda bulunulduğu haberi medyaya yansıdı. Bloomberg'e göre birliğin genişletilmesi konusu, 22-24 Ekim'de Kazan'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın davet edildiği zirvede ele alınabilir. Rusya Devlet Başkanı Yardımcısı Yuri Ushakov, geçen hafta Türkiye'nin BRICS'e başvuruda bulunduğunu ve başvurunun değerlendirileceğini doğruladı.
Ankara'nın BRICS'e girişi, kesinlikle bu birlikteliğe jeopolitik ağırlık katacaktır. BRICS, tek kutuplu dünya düzeninin köhnemiş sisteminin derin kriz döneminde, katılımcıların eşitliğine ve adalete dayalı yeni bir jeopolitik gerçekliğin oluşması için alternatif bir platform görevi görmek ile kalmıyor, insanlara umut da oluyor.
Büyük olasılıkla, Türkiye, BRICS'i küresel pazarın niteliksel olarak yeni bir makroekonomik düzenleyicisi olarak görüyor. Geleneksel olarak Türkiye, kendini Doğu ve Batının bir aynası olarak konumlandırıyordu her daim, dolayısıyla BRICS sonrasında büyük jeopolitik dönüşümün yaşandığı bir dönemde ülkemiz, küresel strateji açısından en avantajlı konumları alabilir.
Bilindiği üzere son yıllarda Batılı jeopolitikçilerin tahminleri ve umutları boşa çıktı. Rus ekonomisini boğmayı ve çoğu ülkeyi Moskova'nın aleyhine çevirmeyi başaramadılar. Hatta dünyada bunun tersi bir eğilim gözleniyor: Artan sayıda ülke, makroekonomik çıkarlarını savunduklarını ve Rusya ile karşılıklı yarar sağlayan şartlarda işbirliği yapmayı planladıklarını beyan ediyor. Buradan da anlaşılıyor ki, Rusya'nın izolasyonuna ilişkin mitler ve stereotipler yalnızca Batı basınındaki yayınlarda yaşıyor.
BRICS formatında Rusya, yabancı ortaklar için oldukça ilgi çekici olan uluslararası forumlar ve etkinlikler düzenlemeye devam ediyor. Bu yılın sonunda en çok beklenen siyasi olaylardan biri, önemli siyasi kararların büyük olasılıkla alınacağı Kazan'daki BRICS Zirvesi olacak.
Tabii birlikte uzun yıllardır ülke yöneten Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu zirvede görüşmesi de Türkiye’yi kullanıp kullanıp atan, her konuda iki yüzlülük yapan Batı yönetimlerini derin derin düşündürücektir.
BRICS formatı aynı zamanda sadece politikacılar ve devlet başkanlarının ortak zemin bulmasını da mümkün kılmıyor. Medya ve gazetecilerle çalışmaya büyük önem veriliyor. Beklendiği gibi, BRICS Medya Forumu, medyanın çok kutuplu bir dünya inşa etmedeki katkısının yanı sıra, gelişmekte olan ülkeler arasındaki bu birliğin sağlamlaştırılması sürecindeki rolünün tartışılmasını mümkün kıldı. Medyanın öneminin dünyada giderek daha görünür hale geldiğini, giderek daha belirleyici hale geldiğini biliyoruz. Bu etki hem barışçıl hem de yıkıcı olabilir…
.
Cem Kıran, dikGAZETE.com
.