Cephede kazanan Rusya, manipülasyonda kazanan Batı!
MOSKOVA
Ukrayna’da batılıların neden olduğu renkli devrimlerin hemen ardından yine Batı yanlısı Petro Poroşenko, Kırım, Donetsk ve Luhansk’ta yaşayan kendi halkına büyük baskılar başlattı. Okullarda Rusça eğitim yasaklandı, Kırım’da Tatarca dilindeki kitaplar da dahil olmak üzere birçok yasaklar getirildi.
Kiev rejiminin baskısına boyun eğmeyen Kırım halkı referendum ile Rusya Federasyonu topraklarına dahil oldu, Donetsk ve Luhansk’taki siviller de kendilerine yönelik Kiev rejimi ordusunun saldırılarına karşı kendilerini korumaya çalıştı. Silahlanan halk, Ukrayna askerlerine karşı direnişe geçerken batılılar Odessa, Donetsk ve Luhansk’taki katliamlara göz yumdu.
Minsk görüşmelerinde de batılı ülkeler, verdikleri sözü tutmadan sivil katliamların önüne geçmek yerine Kiev rejimine politik destekler vermeye devam etti. Yine batılılar, 24 Şubat 2022 tarihine kadar Ukrayna’yı NATO’ya dahil etmek için çabaladı. NATO ise tam Rusya’nın yanı başında büyük askeri tatbikatlarla kışkırtma adımlarına girişti.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ise tüm bunlara karşı ordusunu güçlendirme aynı zamanda diplomatik kanalları açık tutmaya çalıştı. Ancak Putin’in hiçbir adımı batılıları dizginlemeye yetmedi. Putin, 24 Şubat 2022 tarihinde Rus ordusuna Ukrayna’da askeri operasyon talimatı verdi.
Bu talimata göre, Rusya’nın temel istekleri basitti. Donetsk ve Luhansk’ta yaşayan sivillere özlük hakları geri verilsin, Ukrayna NATO’ya dahil olmasın. Zaten 1998 yılında Rusya – NATO arasında bir anlaşma yapılmış ve NATO daha fazla Doğu’ya ilerlememe sözü vermişti. Ancak NATO, o anlaşmaya rağmen Baltık ve Doğu Avrupa’daki tüm ülkeleri ele geçirdi ve bu ülkeler NATO’ya dahil oldu.
Rusya’nın tüm bunlara karşı artık batılılara güveni yoktu. Özel askeri operasyon kaçınılmazdı.
Özel Askeri Operasyonu’nun ilk haftalarında Rus ordusu, Kiev’e kadar girmişken batılılar, müzakereler için Rus ordusunun geri çekilmesini talep edince Putin belki de hayatının en büyük hatasını yaptı. Çünkü müzakere masasında uzlaşı çıkmasına rağmen batılıların talimatıyla Kiev temsilcileri, anlaşmadan çekildi.
Düpedüz bu büyük bir oyundu.
Vladimir Putin’in iyi niyeti suistimal edilmiş ve bugün, Putin hala bu pişmanlığını dile getirerek özeleştiri yapıyor. Devlet adamlığı da bunu gerektirir zaten. Putin, bu konuda oldukça samimi.
Ukrayna’nın doğusunda çatışmalar hala devam ediyor.
Vladimir Putin, geçtiğimiz günlerde Çin’e bir ziyaret gerçekleştirdi. Rus ordusu Donetsk, Luhansk ve Harkov’da ilerleyişini sürdürürken Çin’in Harbin kentinde gazetecilerin kendisine Rusya'nın Harkov'a yönelik saldırı planları hakkında sorularını yanıtlayan Vladimir Putin, kendilerini bu operasyona zorlayanın Kievli yetkililer olduğuna dikkat çekerek, “Bu aynı zamanda onların da hatası, çünkü ateş açtılar ve ne yazık ki Belgorod da dahil olmak üzere sınır bölgelerindeki yerleşim bölgelerini bombalamaya devam ediyorlar. Orada siviller ölüyor. Hala açık. Tam şehir merkezinde, yerleşim yerlerinde ateş ediyorlar. Ben de kamuoyuna şunu söyledim: Bu devam ederse bir güvenlik bölgesi, bir sıhhi bölge oluşturmak zorunda kalacağız. Yaptığımız şey bu" dedi.
Putin sözlerinin devamında ise, “Bugün Batı basınının daha önce aktif olarak hakkında yazdığı Harkov'u alma planı yok” dedi.
Kısacası Rusya, Ukrayna’daki özel askeri operasyonlarının ilk gününden beri tavrını değiştirmedi.
Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etme gibi bir planı yok. Hala Kiev de dahil olmak üzere birçok bölge ve kenti kısa sürede alabilecek güce sahip olan Rus ordusu, baştan beri belirlenen hedeflerden sapmıyor. Ukrayna’nın doğusundaki taarruzları durduran Rus ordusu, bazı kasaba ve köyleri özgürleştirmeye devam ediyor, aynı zamanda batılıların Kiev rejimine gönderdiği silahlar imha ediliyor.
Çok basit ifadelerle aslında Rusya, üstüne düşeni yapıyor, daha fazla sivilin ölmemesi için silah depolarını ve stratejik noktaları hedef alıyor. Kiev rejiminin Rus kentlerindeki sivillere yönelik yaptığı saldırıların karşısında Rusya’nın operasyonlarını ‘Canavarca’ göstermek elbette batılıların manüplasyonlarından biriydi.
Bugün sanki Rusya müzakere istiyor, çatışma bölgesinde ateşkes talep ediyor gibi yine Batı medyası iddialar ortaya attı.
Bunlar tabii ki aralıklarla yapılan, Rusya’yı ‘Aciz’ göstermeyi hedefleyen basip manüplasyonlar.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin her zaman müzakerelere açık olduklarını ancak tek muhataplarının Kiev rejimi olması gerektiğini söyledi.
Batılıların müzakere masasında işi olmadığını daha önce ‘Tango 2 kişiliktir’ sözleriyle destekledi. Putin hala kendi şartları yerine getirilene kadar müzakere masasına oturmayacaklarını söylüyor. Aynı zamanda Putin, bugüne kadar ateşkes hakkında tek bir kelime dahi etmedi.
Kısacası cephede savaşı Rus ordusu kazanıyor ama manüplasyonda batılılar hala önde gidiyor. Dünyayı kandırmaya devam eden batılılar, kendi sosyal medya ve basınını çok iyi kullanmayı sürdürüyor.
Hala birçok insan Rusya’nın Ukrayna’ya başlattığı askeri operasyonun nedenlerini bilmiyor. Bu zaten bilinçli yapılan bir algı.
Üstelik Kiev rejiminin dışişleri bakanlığı sanki batılı medyadaki iddialar doğruymuşcasına resmi açıklama yayınlayarak sanki ateşkes veya müzakere talep eden taraf Rusya gibi aktarmaya çalışıyor.
Kiev rejimi ve batılılar çok komik durumlara düşüyorlar. Kremlin’den bir doğrulama yapılmadan, sadece basının iddiasına nasıl olur da Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitriy Kuleba resmi açıklama ile yorum yapar; bu çok anlamsız.
Ancak çatışmalar sürdükçe dünyadaki birçok ülke, gerçeklerin farkına varmaya başladı. Artık batılı medyaya güven kalmadı. Milyarlarca insan, Rusya’nın bu konudaki tutumunu anlamaya başladı.
Peki batılılar manüplasyonda da tam başarısız olduğunda neye başvuracaklar?
Ekonomik savaşın kaybedeni batılılar ve tüm dünya oldu.
Cephede batılılar silahlarını kaybetmeye devam ediyor.
Batılılar diplomatik saygınlıklarını yitirmeye devam ediyor.
Batılılar artık bu savaşın kaybedeni olmaya çok yakın.
İşte bu yüzden artık batılılar ‘şarlatanlıklar’ yerine gerçeklerle hareket etmeli. Diplomasi çok ciddi bir iştir. Kiev rejiminin inadı nedeniyle hala sivillerin ölümü ciddi bir sorundur. Artık yıkıcı değil yapıcı olması gereken batılılar, bunu sürdürdükçe tüm dünya batılılardan desteğini çekmeye devam edecek.
.
Erhan Altıparmak, dikGAZETE.com
