ÖĞRETMEN ANADIR, ATADIR…
ÖĞRETMEN MİLLET İSTİKBÂLİNİN MİMÀRIDIR.
Yıllar yılları kovaladı…
Ömür seyahati bazen çok zor, bazen kolay, bazen can pazarında geçti.
Çocuklarımız oldu boyları bizi geçen…
Hiçbir şey ama hiçbir şey onları unutturamadı.
Kim mi onlar?
Öğretmenlerimiz, hocalarımız, komutanlarımız…
Bize bir şey öğreten, örnek ve öncü olan herkesi birine benzettik.
Kim o timsal kişi peki?
Anamız mı? Babamız mı?
Hayır!
Öğretmenimiz.
Ana-baba sorumluydu, zorunluydu.
Ya öğretmen, daha çok vermeye, öğretmeye çalışan öğretmen…
Hele de köy öğretmenleri…
Hiç bilmedikleri yurt köşelerinde, dağ başlarındaki ıssız köylerde, mezralarda… Onlar adeta Mehmetçik misâli…
Soba yakar, okulu tamir eder, okula verilmeyen köy çocuğunun evine gider, yakarır ailesine. “Okutun bu çocuğu, okusun, öğrensin, iyi insan olsun.” Diye çocuğun ana-babasına yakarır…
İlkokul öğretmenleri… Onları kim anlatabilir ki?
Kişilikleri oluşturan gerçek kahramanlar… Marangoz, heykeltıraş, usta… İnsana şekil vermek kolay mı?
Benim de bir ilkokul öğretmenim vardı. Harbiye üniformamla görünce beni elini öptüm. Boynuma anam gibi ağlayarak sarılmıştı…
Yaz tatilinden elleri nasırlı dönen bir köy kızıydı benim ilkokul öğretmenim.
Çalışkan olmayı, kul hakkı yememeyi, devlet malının yetim malı olduğunu öğretti. Vatana, Millete ve Devlete sadàkât ile hizmetin ibadet olduğunu, dinin güzel ahlâklı insanı hedeflediğini, toplum hayatının paylaşarak, yardımlaşarak güzelleşeceğini öğretti.
.
Emekli Yarbay Halil MERT, dikGAZETE.com
-Strateji ve Yönetim Uzmanı-
Yazıyı açıklamaları ile buradan izleyebilirsiniz: