Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk Efendi’nin oyalama boyalama komedisi

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk Efendi’nin oyalama boyalama komedisi
01-09-2020

Baştan söyleyeyim “Efendi"; Bizans'ta bir saygı unvanı olan Orta Yunanca’daki "avthéntis" kökünden türetilmiş, “bey, üstad, hazret” anlamında bir kelimedir.

 O nedenle  sakın olaki “Ziya Efendi” ve şürakası, yersiz alınganlık göstermesin. 

Bir bakan veya üst düzey bir bürokrat TV ekranlarına çıkıp, halkın gözünün içine baka baka bir konu hakkında; “biz bunu çok önemsiyoruz,  bunu çalışacağız!..” gibi beylik laflar ediyorsa, bilin ki o hususta hiç bir şey yapılmayacaktır.  

Tıpkı TBMM'de örtbas edilmesi istenen soruşturma önergeleri için  komisyonlar kurulması gibi. 

Bunu 18 yıllık Ankara bürokrasisindeki tecrübeme  dayanarak söylüyorum. 

Şimdi durup dururken bu konu nereden çıktı?

Covid-19 salgını nedeniyle Mart ayından beri kapalı olan okullarda yüz yüze eğitimin 21 Eylül’de başlayacağı açıklanmıştı. “Online eğitim” ise 31 Ağustos 2020 Pazartesi günü başladı. 

Okullar açılmadan önce TV ekranlarında arzı endam eden Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk Efendinin “Uzaktan eğitim konusunda marttan beri bir deneyim kazandık. Her sabah bir spor olacak, çocuklarımızın o hareketleri yapmalarını çok önemsiyoruz. Her gün canlı ders olacak… dediğini duymayan kalmamıştır.

Demesine dedi ama özel okullara yeni kayıtlar yapılmasını ve velilerin öğrencileri özel okullardan alarak devlet okullarına vermesini engelleyecek açıklamalar yapan Ziya Efendi, kendi aile işletmesini koruyup kolladığı gibi, diğer özel okul sahiplerini de memnun edecek formülleri denedi. 

Kendince başarılı oldu. Bakanlık koltuğuna veda etse de gam yemez. 

Ziya Efendi, özel okul sahiplerini nasıl koruduğunu bakın nasıl anlatıyor “Özel okulların yöneticileriyle toplantılar yaptık. Öğretmen uzaktan eğitim yaparken görevinin başında. (Öğrenciler) Okulda servise biniyor mu? 

Binmiyor. Yemek yiyor mu? Yemiyor. Okulda öğrenci olmadığı için bazı masraflar yapılmıyor. Servis ve yemek ücretleri iade edilmesi için kanaat koyduk.

At sahibine göre kişner. 

Koskoca bakanlık, öğrenci velilerinin yasal haklarını koruma amaçlı yaptırım uygulama yetkisine sahipken sadece kanaat  belirtmekle yetiniyor.  

Marksist söylemler” bazen doğruluk içerebilir. Seçkin zümrenin kendi sınıfsal çıkarları için demokrasiyi  araçsallaştırdıklarını kim inkar edebilir? 

Eğitim emekçilerini yük gören zihniyet…

Bakan Ziya Selçuk Efendi;

Eğitimde asıl yük öğretmenin maaşıyla ilgilidir. Milli Eğitim Bakanlığı'nın bütçesine bakarsanız, yatırım bütçesinin çok çok küçük olduğunu görürsünüz. Neye göre; personel maaşına göre... 

Bu, tüm okullar için böyledir. 

Yani asıl yük kira varsa kirada ve öğretmen maaşındadır. Geri kalan yük vergi yüküdür ve elektrik su parasıdır. Eğer vergi yükü devam ederse, eğer maaş devam ederse büyük ihtimal bizim masraflarımız da büyük bir azalma olmaz" ifadelerini kullanmıştı.

Akıllarında olan şey, devlet okulların kapısına kilit vurmak. Fiziki şartlarda yüzyüze eğitim sürecini sonlandırmak. İnternet üzerinden paket programlarla eğitim yapmak. 

Emrullah Efendi’den Ziya Efendiye serzeniş!..

-II. Meşrutiyet döneminde iki defa Maarif Nezareti (Milli Eğitim Bakanlığı) görevine getirilen Emrullah Efendi-

Cumhuriyet öncesi Maarif Nazırlarından Lüleburgazlı Emrullah Efendi, mevcut meslektaşı Ziya Selçuk Efendi gibi düşünenler için kinaye olsun diye “Şu mektepler olmasa maarifi ne güzel idare ederdim sözünü sarf eder. 

Bu söz aslında ironik bir  bakış açısını gösterir.

Emrullah Efendi’yi öyle koftiden bakanlık koltuğuna oturanlardan sanmayın. 

Tanzimat sonrasında ortaya çıkan değişik fikir hareketleri içinde “medeniyetçiler” diye bilinen gruptandır.

Yaşadığı dönemin siyasî gereklerine uyumlu, ölçülü bir düşünce tarza sahip. 

Osmanlı birliğini korumak üzere Osmanlı-İslâm geleneklerine sadık kalarak Batılılaşma’yı amaç edinen, bunu da ancak eğitim ve öğretim yoluyla başaracaklarına inanan kesimin önde gelenlerindendir. 

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk tam bir hayal kırıklığı…

28 Mayıs 2020'de yayınladığım "Milli olmayan Eğitim'de hayal kırıklığı Ziya Selçuk"u yeniden okuduğumda bırakın fazlasını eksik dahi yazdığımı anladım. 

Eğitim iş kolunda faaliyet gösteren, farklı dini cemaat ve grupların kümelendiği eğitim işkolunda yetkili yandaş bir sendikanın Türk  Maarif Mefkuresi’ni hiçe sayan anlayışına Ziya Selçuk'un karşı çıkamadığı ortada. 

Atamaları dahi, sendikanın talepleri doğrultusunda yaptığı biliniyor. Öyle ki bu sendika üyesi bazı bakanlık bürokratları, il milli eğitim müdürleri, şube müdürleri, okul müdürleri fırsat buldukça Atatürk'e saldırmayı marifet sayıyor.

Göstermelik soruşturmalarla geçiştirilen bu hakaretler,dinin  gereği gibi kabullenildiğinden, kendilerine “Allah yolunda Cihat etmiş mücahit!.. payesi veriyorlar. 

Bakanın onlara bir şey yapmasını boşuna beklemeyin! Burnunun dibinde Bakanlık binası, bu “mürteci tipler”le kaynıyor. 

Bütün amaçları, bir üst kadroya atanmak, yurtdışı görevlere katılıp, yolluk almak, yüksek göstergeli kadrodan emekli olmak.

Ye kürküm ye!

-Şair Tevfik Fikret-

Tevfik Fikret’in “Han-ı Yağma” şiirinden bir dörtlük paylaşayım. 1912 yılında tanık olduklarını dökmüş mısralarına. Osmanlı halkı, yoksulluk ve sefalet altında yaşama mücadelesi verirken, yönetenlerin yaşadıkları hayata isyanını şu dizelerle ifade ederek tarihe şerh düşmüş:

Han-ı Yağma

Bütün bu nazlı beylerin ne varsa ortalıkta say

Haseb, neseb, şeref, oyun, düğün, konak, saray,

Bütün sizin, efendiler, konak, saray, gelin, alay;

Bütün sizin, bütün sizin, hazır hazır, kolay kolay...

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,

Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

Proje üreten yok! Türk gençliğini düşünen yok!..

Öğretmen kökenli olduğumdan, Prof. Dr. Ziya Selçuk, Milli Eğitim Bakanı atandığında en çok sevinenlerdendim. İtiraf edeyim, umduğum dağlara kar yağdı. 

Alexander Pope, ne kadar haklıymış, “İnsanlardan hiçbir şey beklemeyen mutludur; çünkü o, hiçbir zaman hayal kırıklığına uğramayacaktır.”

Akademik kişiliğinin yanı sıra MEB Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı yapmış olmasından dolayı Milli Eğitim camiasının sorunlarını en iyi bilenlerden biri” diye düşünüyordum.

O süreçte, benim gibi düşünen bir çok insan olduğunu hatırlıyorum. Biraz milliyetçi, Atatürkçü soslu, çağdaş görünümlü badem bıyıksız özel okul sahibi bakan profili, AK Parti dışındaki kesimleri bile rahatlatmıştı. 

Sonuç; dağ fare doğurdu. 

Öyle ya Maya Okulları'nın sahibi ve TED Üniversitesi Mütevelli heyeti başkan yardımcısı olan birisi, herhalde öncekilerden daha iyi hizmet verebilirdi. 

Bu nedenle, uzun süre Ziya Selçuk hakkında eleştirel yorumlardan kaçındım. Ne yazık ki  bu saatten sonra  bakanın esprili yaklaşımlarının Türk Milli Eğitimine zerre kadar faydası olmaz. 

Tüm Bakanlık bürokrasilerinde günü kurtarma, reklam ve tanıtım anlayışı baskın. “Aman bakanlığımızla ilgili kötü haber çıkmasın!.. -Aman Cumhurbaşkanımızdan zılgıt yemeyelim!..  endişesi hakim. 

Bugün itibarı ile Ziyâ Selçuk Efendi'nin icraatlarında maalesef Türk Gençliğinin geleceği açısından hiç umut ışığı görünmüyor. 

Sendikaya teslim bakan!..

-Özel Maya Okulları sahibi ve Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk-

Vahim olan, farklı dini cemaat ve grupların kümelendiği eğitim işkolunda yetkili bir sendikanın Türk Maarif Mefkuresi’ni hiçe sayan anlayışına Ziya Selçuk'un karşı çıkamamasıdır.

Size bir şey diyeyim mi? 

İlk kabine değişikliğinde Ziya Efendi, sahibi olduğu okullar zincirinin başına döner  ne kadar önemsediği, çalıştığı konu varsa onlarla ilgilenir.

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez

Ömür Çelikdönmez kimdir?

1965 Nazilli / Aydın doğumlu. İlk orta ve liseyi Isparta’da bitirdi. Isparta Gazeteciler Cemiyeti üyesi olarak, çeşitli gazetelerin (Türkiye, Milli Gazete, Antalya Ekspres vs) Isparta muhabirliğini yaptı. 

Isparta’da neşredilen mahalli gazetelerde haber, yazı ve şiirleri yayımlandı. (Gülkent, Demokrat Isparta, Senirkent Postası vs.) 1984-1985’te Erzurum Atatürk Üniversitesinde Felsefe öğrenimi gördü. 

1985-1993 arası İzmir Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji bölümünde okudu ve mezun oldu. 

Isparta’da bir siyasi partinin basın müşavirliğini üstlendi ve parti bülteni (Arkadaş) yayınladı. 

Arkadaş FM radyosunun editörlüğünü yürüttü. 

12 Eylül 1994’te Tunceli iline felsefe öğretmeni olarak atandı. Tunceli’de görev yaptığı iki yılda ‘Gökkuşağı’ isimli kültür sanat edebiyat dergisini yayınladı. Ayrıca ‘Dört Mevsim Tunceli’ konulu fotoğraf sergisi açtı. 

Millî Gazete ve Yeni Şafak’ta yazıları yayınlandı. 

Öze Dönüş, İmza, Rind, Paye, Büşra, Palandöken, Avaz, Teos, Açılım, Vizyon, Mor Taka, İktibas, Teneffüs, Cem, Yeşilay, Türk Yurdu, Senirkent Yükseliş, İzmir merkezli Yurtta Uyanış, Zonguldak'ta yayınlanan Zonkişot ve Yörünge gibi dergilerde yazı ve şiirleri neşredildi. 

1991’de İzmir’de yayınlanan Taşra dergisinin Genel Yayın Yönetmenliğini yaptı. 

Yine İzmir’de yayımlanan Harman ve Açılım dergilerinin yayın kurulunda yer aldı. Ezcümle Dergisinin sanat danışmanlığını ve yayın yönetmenliğini üstlendi.

‘Milli Sinema’ ile ilgili bir makalesi, TÜRSAK 93 Sinema Yıllığı’na alıntılandı. 

İlk şiir kitabı ‘Mavi Düş’, İzmir’de Teos yayınlarından 1995’te çıktı. 1996-2002 arası Zonguldak İli Devrek İlçesinde görev yaptı. 

Devrek Lisesi ve Devrek İmam Hatip Lisesi’nde felsefe grubu derslerine girdi. 

2000 yılında Devrek Tarihi kitabı, Devrek Ticaret ve Sanayi Odası’nca yayımlandı. 

Devrek Tarihi kitabı, lisans, yüksek lisans ve doktora çalışmalarında kaynak gösterildi, atıfta bulunuldu. 

1996-2002 arası Devrek ve Zonguldak’ta yayınlanan Devrek Vizyon, Teneffüs, Devrek Genç Görüş, Eğerci’nin Sesi, Kuvayı Milliyeciler dergilerinde ayrıca Yeni Devrek, Devrek Eksen, Devrek Turizm Gazetesi, Devrek Paragraf ve Devrek Postası gazetelerinde bölge tarihine yönelik araştırmaları yayınlandı.

Zonguldak'ta yayın yapan yerel TV kanalında “ Tarihimize Yolculuk” başlıklı programı hazırladı ve sundu. 

2002’de 18. Uluslararası Baston ve Kültür Festivali Tanıtım Rehberi’ni hazırlayan ekipte yer aldı. 

Sempozyum ve Bienallere katıldı, bildiriler sundu. 

Eğitim iş kolunda faaliyet gösteren Türk Kamusen'e bağlı Türk Eğitim-sen sendikasının ilçe temsilcisiydi. 

Devrek’te görev yaptığı yıllarda bölge kültürüne ve tarihine katkıları nedeniyle Devrek İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünce ‘Teşekkür’, İlçe Kaymakamı tarafından ‘Takdir’ belgesi ile ödüllendirildi. 

2003 Ocak’ta Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğine atandı. 

Devlet Bakanı Prof. Dr. Mehmet Aydın’ın Basın Müşavirliğini yaptı. 

2011’de Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğünde görevlendirildi. 

2009’da ‘Efsane Doktor Sadettin Sarı Murat’ kitabı, yine aynı yıl ‘Baston Tarihi / Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabı yayımlandı. ‘Baston Tarihi Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabın, yasal olmayan şekilde telif ücreti ödenmeden Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca ‘Bastonlar’ başlığı ile korsan baskısı yapıldı. haberşanlıurfa, akdenizhaber, haberakdeniz.com.tr, www.ahval.net, haberzonguldak2, haber10, timeturk, fikrikadim, kafkassam, dikGAZETE.com ve MHP Erzurum eski Milletvekili Rıza Müftüoğlu'nun sahibi ve genel yayın yönetmeni olduğu Türk Meclisi internet sitesinde, jeopolitik ve jeostrateji konularında yüzlerce makalesi yayınlandı. 

2013-2018 arası Resmi Gazete’nin basıldığı Başbakanlık Basımevi’nde Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri kadrosuyla çalıştı. 

Isparta ili tarihi ve kültürüne yönelik araştırmalar yapan, ilmi toplantı ve geziler düzenleyen Hamideli Derneği’nin genel sekreterliğini üstlendi.

Halen, dikGAZETE.com haber sitesinde araştırma/analiz yazılarını sürdürmektedir.

.

dikGAZETE.com

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
Selami SAYGIN 4 yıl önce
Ömür bey, Türk Maarif Mefkuresi nedir? Tanımını yapmadığın bu mefkureye ziya beyi sadakasizlikle suçlamışsın.
Asiye 4 yıl önce
Ömür efendi .. Okullar 2020/2021 öğretim yılını online geçirecekler bu dünya genelinde uygulanacak bir karar.. global ölçekli sistem değişikliğinin dayatmaları Ziya Selçuk ile ilgili hayal kırıklığı ise bakandan ümitli olan herkesin sorunu
GökBörü 4 yıl önce
Kazım Karabekir Paşanın “askerlerini iyi sevk edemeyen ve işgüzarlığından askerlerin telef olmasına sebep olup toplumu kargaşaya sürükleyen hallerin mimarına zamanında dediği gibi; Kabahat dünyadan haberi olmayan tüfekçilikten yetişme Abdi Bey’e o vazifeyi verende!.. Daha büyüğü de bu gibi adamları layık olmadıkları bu makamlara çıkaranlarındır. Cümlesi, günümüzde pek bir değişiklik olmadığını da gözler önüne serdi sanki…
Türkoğlu Türk 4 yıl önce
Gayri milli eğitimden ne beklenir??????
gamlı baykuş 4 yıl önce
Ölmüşüz ağlayanımız yok
muallim Mualla 4 yıl önce
Atatürkçü bir öğretmenim yazdıklarınız çoğunun yazsmadığı