Mali Eylem Görev Gücü (FATF) Türkiye’nin para trafiğini neden izliyor?

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez
Mali Eylem Görev Gücü (FATF) Türkiye’nin para trafiğini neden izliyor?
20-12-2019

Türkiye, küresel emperyalizmin merceği altında. Attığı her adım takip ediliyor. Tam anlamıyla küresel bir abluka yaşıyoruz. 

Amaç, Türkiye’nin uluslararası platformlarda hareket kabiliyetini sınırlamak. 

Türk Silahlı Kuvvetleri üzerinden yapılan tartışmaların arka planında hiç şüphesiz bu uluslararası çıkar şebekesinin parmağı var. 

Türkiye’nin mali portesi, masaların üzerinde duruyor. En fazla ilgilendikleri konulardan biri Türkiye merkezli sıcak para trafiği.

Türkiye’den çıkan para ve Türkiye’ye giren para, finans ajanlarının radarlarına takılıyor olmalı ki durmadan rapor yayınlıyorlar ve Türkiye’yi uluslararası kuruluşlara üstü örtülü şikâyet ediyorlar. 

Mali İstihbarat Birimi; MASAK…

Suç gelirlerinin aklanmasıyla mücadele ederek etkin bir ekonomi ve temiz bir toplum oluşmasına katkıda bulunmayı kendisine hedef olarak belirleyen “MASAK”ın ne eksik ne fazla kelimenin tam anlamıyla “Mali İstihbarat Birimi” olduğu söylenebilir. 

17 Şubat 1997 tarihinde fiilen göreve başlayan “Mali Suçları Araştırma Kurulu”, Türkiye Cumhuriyeti Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından “Kara para aklama” suçunun araştırılması ve incelenmesi ile görevlendirildi. 

18 Ekim 2006'da yürürlüğe giren 5549 sayılı “Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun”la; terörün finansmanının önlenmesi kapsamında veri toplamak, şüpheli işlem bildirimlerini almak, analiz etmek ve değerlendirmek de MASAK’ın görevleri arasında. 

Maliye Bakanlığı bünyesinde ana hizmet birimi statüsünde ve doğrudan Maliye Bakanı’na bağlı olarak görev yapıyor.

Mali Suçları Araştırma Kurulu MASAK’ın temel fonksiyonu, suç gelirlerinin aklanması alanındaki gelişmeler ile aklama suçunun önlenmesi ve ortaya çıkarılmasına yönelik yöntemler konusunda araştırmalar ve sektörel çalışmalar yapmakla sınırlı değil.

Aynı zamanda önlemler geliştirmek, veri toplamak, toplanan verileri analiz etmek ve değerlendirmek, araştırma ve incelemeler yapmak veya yaptırmak ve elde edilen bilgi ve sonuçları ilgili makamlara iletmek gibi görev tanımları mevcut. 

Fınancıal Actıon Task Force -FATF- Türkiye’ye kafayı takmış!..

Türkiye’de Mali Suçları Araştırma KuruluMASAK” ne ise Uluslararası platformlarda Fınancıal Actıon Task Force “FATF” / Mali Eylem Görev Gücü o. 

Bir farkla!..

MASAK, Türk devleti ve milletinin  çıkarlarını korumak için, “FATF” ise Uluslararası vampir şebekesinin devamı için var. 

Küresel emperyalizmin kan emici finans sistemi; kontrol edemediği kayıt dışı para trafiğine “kara para” damgasını vuruyor. 

Uluslararası sömürü düzeninin vazgeçilmez kurumları bankacılık sistemi ve finans sektörüne yönelik tehdid tanımlamasından hareketle “Kara Para Aklanmasına İlişkin Mali Eylem Görev Gücü” (FATF), 1989 yılında Paris'te düzenlenen G-7 Zirvesi tarafından kuruldu.

G-7 ülkeleri (ABD, Japonya, Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya ve Kanada) tarafından kara para aklamanın uluslararası alanda önlenmesi amacıyla OECD bünyesinde oluşturuldu. 

FATF, Türkiye’nin kara para aklama ve terörle mücadelesi odaklı…

Mali Eylem Görev Gücü (FATF), son raporunda Türkiye'nin kara para aklama ve terörle mücadele finansmanını (AML / CFT) masaya yatırdı. 

Sözde nesnel bir üslup kullanılan raporda Türkiye ile ilgili 2018 Yılı verilerinin baz alındığı bir risk değerlendirmesi var.

Türkiye’nin coğrafi konumu nedeniyle, uyuşturucu kaçakçılığı, göçmen kaçakçılığı, insan kaçakçılığı ve yakıt kaçakçılığından kaynaklanan en yüksek kara para aklama riskleriyle karşı karşıya olduğu belirtiliyor. 

FATF ajanlarına göre; Türkiye, aynı zamanda hem ulusal hem de uluslararası tehditlerden kaynaklanan önemli terör finansmanı riskleriyle her an yüzleşebilir. 

Türkiye'nin kara para aklama ve terör finansmanı ile karşı karşıya olduğu riskleri anladığını düşünmekle birlikte terörle bağlantılı mali varlıkların dondurulması ve kitle imha silahlarının yayılmasını önlemek için tedbirlerin iyileştirilmesi ihtiyacı da dahil olmak üzere ciddi eksikliklerin devam ettiğini belirtiyorlar. 

Son yıllarda, Türkiye, ilgili yasa ve yönetmelikleri önemli ölçüde güçlendirmiştir. Bu riskleri ele almanın suçluları, mali sistemi kötüye kullanan terörist yapılanmaları saptamak ve önlemek için olumlu eylemlerin temelini oluşturacağını söylüyorlar. (*)

Voice of Amerika ise başka telden çalıyor.

Amerika’nın Sesi diyorki; "Uluslararası kara para aklama ve terörün finansmanının önlenmesine ilişkin Mali Eylem Görev Gücü (FATF), Türkiye'nin her iki alanda da yetersiz olduğunu vurgulayarak, hızla önlem almazsa, mali kontrolleri yetersiz olan ülkelerin yer aldığı "gri ülkeler" listesine girme riskiyle karşı karşıya olduğunu açıkladı.

Raporda, Türkiye'nin karşı karşıya olduğu riskleri anladığı ancak "terörle bağlantılı varlıkların dondurulması ve kitle imha silahlarının çoğaltılmasına karşı tedbirlerin iyileştirilmesi ihtiyacı da dahil olmak üzere ciddi eksikliklerin devam ettiği" belirtildi. (**)

Türkiye, FATF’e 24 Eylül 1991’de üye oldu…

11 Eylül 2001 tarihinden sonra vizyonuna terörün finansmanı ile mücadeleyi de dahil eden FATF’nin halen 32 ülke ve 2 bölgesel kuruluş olmak üzere toplam 34 üyesi var. 

Türkiye’nin FATF’e üye oluşu 24 Eylül 1991'de. 

Türkiye’nin para trafiğini uluslararası denetime açan, dönemin iktidarlarının aklına çok sonradan gelmiş olmalı ki Mali Suçları Araştırma KuruluMASAK” ancak 17 Şubat 1997'de kurulabilmiş. 

FATF, üye ülkeleri kara para aklama ve terörün finansmanının önlenmesi konusunda gösterdiği gelişmeler bakımından periyodik olarak denetliyor ve değerlendiriyor. 

FATF, ülke raporunda tespit edilen eksiklikleri iki yılda bir yapılan güncelleştirme (Biennial Update) ve düzenli izleme (Regular Follow Up) ile takip ediyor.

FATF tarafından 1990 yılında çıkarılan, 1996 yılında gözden geçirilerek yayınlanan ve 2003 yılında tekrar revize edilerek yayınlanan 40 Tavsiye Kararı, kara para aklama ve terörün finansmanı ile mücadele için yasal, finansal, operasyonel ve uluslararası işbirliği konularında üye ülkelerce uyulması gereken standartları içeriyor. (***)

Asıl kara para aklayıcıları kimler? 

Az gelişmiş ama petrol zengini Arap ülkelerini kasıp kavuran Arap Baharı’nı neden ve kimler yaptı dersiniz?

Pentagon-Rockefeller ve Rothschild ailesinin son ortak operasyonu Arap Baharı’ydı.

Operasyon öncesinde taraflar, Arap Baharı’nın en önemli oyuncuları Yemen Cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih (95 milyar dolar), Libya lideri Kaddafi (153 milyar dolar), Tunus lideri Zeynel Abidin bin Ali (103 milyar dolar) ile Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek’in (145 milyar dolar) tutarındaki kişisel servetlerinin pay edilmesini kararlaştırmıştı. 

Evdeki pazarlık çarşıya uymadı!

Bu 4 lider, yaşarken paraları İngiliz fonlarında kullanılmıştı. 

İnşallah bizdeki siyasi liderler aynı hataya düşmemiştir. “Asılacaksan İngiliz sicimiyle asıl” deyimini bilmiyor olamazlar!

Anlaşma gereği bu 4 liderin yaşarken İngiliz fonlarında kullanılan paralarının yarısı, Amerikan silah şirketlerine devrolacaktı, petrol sahaları da iki güç arasında paylaştırılacaktı.

Ancak operasyon bittiğinde, ABD ve Rockefeller ailesinin tetikçi kurumu Pentagon, avucunu yaladı. 

Bazı ülkelerdeki petrol rafinerileri Rothschild ailesine geçti. Pentagon’a büyük kazık atıldı.

Deyim yerindeyse; “hem paraların hem de petrol sahalarının üstüne bir bardak soğuk su” içti. 

496 milyar dolar tutarındaki meblağ, “allem-kallem” edilip Rothschild ailesinin hissesine geçmişti.

Rothschild ailesi, Arap Baharı’nda tek mermi atmadan, tek dolar kullanmadan trilyonlarca doların sahibi oldu. 

Petrol rafinerilerinden günlük kazançları 200 milyon dolar civarında.

Trump yönetimi bunun hesabını sormak istiyor. Çünkü Pentagon, tarihinde ilk kez bu kadar güçlü aldatıldı. Trump’ı azil operasyonunun arkasında bu hesap görme fikri yatıyor.

Birilerinin dikkatine! İngilizler Kaddafi'yi nasıl aldattı?

Kaddafi devrildiğinde, İngiliz istihbarat servisleri MI5 ve MI6’in Muammer Kaddafi döneminde, Libya gizli servisi ile ortak istihbarat yürüttüğü operasyonların kayıtları ortaya çıkmıştı.

Libya ajanları, Britanya topraklarında operasyon düzenlemeye davet edilmiş, bu ajanlar “MI5” görevlileri ile birlikte çalışmışlar ve Britanya’nın sığınma hakkı verdiği, dönemin lideri Muammer Kaddafi’nin bazı muhaliflerini yok etmişlerdi.

Yani “Demokrasinin beşiği” diye yutturulan İngiltere’de canlı insan avı düzenlenmişti.

İngiliz gizli servisi MI5 ve MI6’in Libya’da veya Libya dışında Kaddafi’nin izni ve bilgisi dahlinde ne tür operasyonlar yaptığı ise bilinmiyor.

Zulümle abad olunmayacağını hesaba katmayanların sonu böyle. 

Fınancıal Actıon Task Force”, Saddam ve Kaddafi'nin Türkiye’de olduğu iddia edilen servetlerinin peşinde…

Küresel kefen hırsızları mezar soyucusu nebbaşlar, Türkiye’nin para trafiğini, mali hareketliliğini boşuna takip etmiyor!..

Şehir efsanelerine bakılırsa önce Irak devlet başkanı Saddam Hüseyin’in daha sonra Libya devlet başkanı Muammer Kaddafi’nin hazinesi özel operasyonlarla Türkiye’ye getirildi.

Tabii ki doğruluğu teyide muhtaç. Bağdat düşmeden yani Amerikalı sığır çobanı katiller sürüsü Bağdat’a girmeden önce Saddam’la görüşmeye giden Türk heyetinin iki görevi vardı.

Birincisi ordusunun Amerikalılar’a direnmeden teslim olacağı bilgisini kendisine ulaştırmak, diğeri de bizzat Saddam’ın talebi üzerine şahsi servetinin Irak’tan çıkarılarak Türk bankalarında korunmaya alınması. 

Rus haber ajansı TASS, Türkiye'nin Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen aracılığıyla Saddam'a ‘Kansız çözüm için çekil’ mesajı verdiğini duyurmuştu.

Tüzmen'in ‘‘Krizin Irak halkı açısından kansız çözülmesini istiyorsan, bölgedeki istikrarı düşünüyorsan, iktidarı devredip çekilmen gerek’’ mesajını ilettiği ileri sürülmüştü. (****)

O dönem sıklıkla Bağdat’a giden 58. Hükümet'in Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen tarihe tanıklığını paylaşmalı. (*****)

Benzer bir talebin Kaddafi'den gelmiş olması muhtemel. 

Türkiye’de madem bu kadar para var neden ekonomisi kötü? 

Yoksa bu küresel şeytanlara, külahı ters giydirdik de bizim mi haberimiz yok!

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete

(*) https://www.fatf-gafi.org/publications/mutualevaluations/documents/mer-turkey-2019.html

(**) https://www.amerikaninsesi.com/a/turkiyeye-kara-para-aklama-uyarisi/5208143.html

(***) https://www.hmb.gov.tr/mali-eylem-gorev-gucu

(****) http://www.hurriyet.com.tr/gundem/tuzmen-cekil-mesaji-goturdu-121648

(*****) https://www.dikgazete.com/turk-istihbarati-nefes-kesen-operasyonla-isidin-40-ton-altinini-amerikalilara-kaptirmadi-makale,1193.html

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez

Ömür Çelikdönmez kimdir?

1965 Nazilli / Aydın doğumlu. İlk orta ve liseyi Isparta’da bitirdi. Isparta Gazeteciler Cemiyeti üyesi olarak, çeşitli gazetelerin (Türkiye, Milli Gazete, Antalya Ekspres vs) Isparta muhabirliğini yaptı. 

Isparta’da neşredilen mahalli gazetelerde haber, yazı ve şiirleri yayımlandı. (Gülkent, Demokrat Isparta, Senirkent Postası vs.) 1984-1985’te Erzurum Atatürk Üniversitesinde Felsefe öğrenimi gördü. 

1985-1993 arası İzmir Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji bölümünde okudu ve mezun oldu. 

Isparta’da bir siyasi partinin basın müşavirliğini üstlendi ve parti bülteni (Arkadaş) yayınladı. 

Arkadaş FM radyosunun editörlüğünü yürüttü. 

12 Eylül 1994’te Tunceli iline felsefe öğretmeni olarak atandı. Tunceli’de görev yaptığı iki yılda ‘Gökkuşağı’ isimli kültür sanat edebiyat dergisini yayınladı. Ayrıca ‘Dört Mevsim Tunceli’ konulu fotoğraf sergisi açtı. 

Millî Gazete ve Yeni Şafak’ta yazıları yayınlandı. 

Öze Dönüş, İmza, Rind, Paye, Büşra, Palandöken, Avaz, Teos, Açılım, Vizyon, Mor Taka, İktibas, Teneffüs, Cem, Yeşilay, Türk Yurdu, Senirkent Yükseliş, İzmir merkezli Yurtta Uyanış, Zonguldak'ta yayınlanan Zonkişot ve Yörünge gibi dergilerde yazı ve şiirleri neşredildi. 

1991’de İzmir’de yayınlanan Taşra dergisinin Genel Yayın Yönetmenliğini yaptı. 

Yine İzmir’de yayımlanan Harman ve Açılım dergilerinin yayın kurulunda yer aldı. Ezcümle Dergisinin sanat danışmanlığını ve yayın yönetmenliğini üstlendi.

‘Milli Sinema’ ile ilgili bir makalesi, TÜRSAK 93 Sinema Yıllığı’na alıntılandı. 

İlk şiir kitabı ‘Mavi Düş’, İzmir’de Teos yayınlarından 1995’te çıktı. 1996-2002 arası Zonguldak İli Devrek İlçesinde görev yaptı. 

Devrek Lisesi ve Devrek İmam Hatip Lisesi’nde felsefe grubu derslerine girdi. 

2000 yılında Devrek Tarihi kitabı, Devrek Ticaret ve Sanayi Odası’nca yayımlandı. 

Devrek Tarihi kitabı, lisans, yüksek lisans ve doktora çalışmalarında kaynak gösterildi, atıfta bulunuldu. 

1996-2002 arası Devrek ve Zonguldak’ta yayınlanan Devrek Vizyon, Teneffüs, Devrek Genç Görüş, Eğerci’nin Sesi, Kuvayı Milliyeciler dergilerinde ayrıca Yeni Devrek, Devrek Eksen, Devrek Turizm Gazetesi, Devrek Paragraf ve Devrek Postası gazetelerinde bölge tarihine yönelik araştırmaları yayınlandı.

Zonguldak'ta yayın yapan yerel TV kanalında “ Tarihimize Yolculuk” başlıklı programı hazırladı ve sundu. 

2002’de 18. Uluslararası Baston ve Kültür Festivali Tanıtım Rehberi’ni hazırlayan ekipte yer aldı. 

Sempozyum ve Bienallere katıldı, bildiriler sundu. 

Eğitim iş kolunda faaliyet gösteren Türk Kamusen'e bağlı Türk Eğitim-sen sendikasının ilçe temsilcisiydi. 

Devrek’te görev yaptığı yıllarda bölge kültürüne ve tarihine katkıları nedeniyle Devrek İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünce ‘Teşekkür’, İlçe Kaymakamı tarafından ‘Takdir’ belgesi ile ödüllendirildi. 

2003 Ocak’ta Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğine atandı. 

Devlet Bakanı Prof. Dr. Mehmet Aydın’ın Basın Müşavirliğini yaptı. 

2011’de Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğünde görevlendirildi. 

2009’da ‘Efsane Doktor Sadettin Sarı Murat’ kitabı, yine aynı yıl ‘Baston Tarihi / Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabı yayımlandı. ‘Baston Tarihi Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabın, yasal olmayan şekilde telif ücreti ödenmeden Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca ‘Bastonlar’ başlığı ile korsan baskısı yapıldı. haberşanlıurfa, akdenizhaber, haberakdeniz.com.tr, www.ahval.net, haberzonguldak2, haber10, timeturk, fikrikadim, kafkassam, dikGAZETE.com ve MHP Erzurum eski Milletvekili Rıza Müftüoğlu'nun sahibi ve genel yayın yönetmeni olduğu Türk Meclisi internet sitesinde, jeopolitik ve jeostrateji konularında yüzlerce makalesi yayınlandı. 

2013-2018 arası Resmi Gazete’nin basıldığı Başbakanlık Basımevi’nde Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri kadrosuyla çalıştı. 

Isparta ili tarihi ve kültürüne yönelik araştırmalar yapan, ilmi toplantı ve geziler düzenleyen Hamideli Derneği’nin genel sekreterliğini üstlendi.

Halen, dikGAZETE.com haber sitesinde araştırma/analiz yazılarını sürdürmektedir.

.

dikGAZETE.com

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
Necdet Çelikdönmez 5 yıl önce
Yazarömür Çelikdönmeze bu makalesi için kutluyorum.Bilmedigimiz konuları öğrendik kadim Devlet anlayışımız herşeyin üstesinden gelecektir.Biriz beraberiz hep birlikte Türkiyeyiz.Ustat kalemine kuvvet yüreğine sağlık esenlikler diliyorum Selamlar...
Türkoğlu Türk 5 yıl önce
Alemde şer Oğuzda ER tükenmez